9 Temmuz 2016 Cumartesi

SİYAH VE BEYAZ


Dönüş yolunda... Bayramın üçüncü günü çıktığımız yaylalardan geçerli bir sebeple indik. Nişan töreni... Tam tamına 10 yıllık arkadaşim nisanlaniyordu. Yaşlanmanin yan etkileri bu olmalı hatirladiginiz onca anı bu yolda gözünüzün önünde yeniden canlanıyor ve siz sadece alıştığınız bir iç sesi uslubu ile Allah mutlu mesut etsin insAllah diyorsunuz. Kalpten bir inanç olmalı hakkediyor çünkü. Sanki mutluluk kazanılmış bir görev yada hak edilmesi gerekilen bir davranış gibi. Oysa mutluluk içten gelmez mi bayramda küçücük bir çocuğun tebessumunu gormek nefes aldığın için şükretmek ve gerceklesmese bile hayallerin yeniden hayal kurmak değil mi
? Yollar uzun,Toroslar sicakti. İzlerken öğreniyor insan avuç içlerinde atan mutluluğu. Beklediğim umut ettigim yasima girmeme az kaldı. Büyümeyi yas almakla bir tutanlardan değilim fakat gülen yüzlerin etrafındaki kırışıklıkları seviyorum. Kalplerinde hayatın yorumlarını taşıyan fakat hep umut dolu insanlari tanıdım ben kimi zaman kitaplarda kimi zaman da gülmeyi bilmeyen suratlarda. Siz siz olun gülmekten kahkaha atmaktan çekinmeyin. Mutlulukları nazar değer korkusuyla söylemekten kaçınmayin. Hayat dolu ve bosuyla kısaca herşeyiyle yaşamaya değer... Nisan ayrıntıları diğer yazıda yorumlarınızı beklerim...😃

2 Temmuz 2016 Cumartesi

Zaman Değişmez İnsanlar Değişir


Nazan Bekiroğlu... Nar Ağacı...Okumuş muydunuz? Yada yolunuz  bu kitaba rastlamış mıydı? Benim ikinci kez yolum bu kitaba düştü. Bu kez farklıydı ama. Bu kez her bir satırdaki yansımalarımı arayacaktım biliyordum. Neden mi? Sanırım büyüyordum. Çocukluğumdan beri kitaplarım kıymetlilerimdi. Altlarını çizmek notlar almak bana göre değildi. Tuhaftır ki saygısızlık gibi geliyordu. Kitaba ve onun her bir zerresine saygısızlık. Yırtmamalı ve korumalıydım lakin zihnimde. Hesaba katmadığım şey yaş aldıkça kelimeler eskimese bile benim zihnimin yorulduğuydu. Bir cümlenin diğer bir cümledeki karşılığını unutmaktı.  

      Yansımalarımın parçalarını bulamamaktı. Düşlerimin kılavuzunu kaybetmekti. Şimdi sırf belki de bu yüzden elime aldığım ve gerçekten bende iz bırakan kitaplara notlar alıyorum. Bir sonraki zamanda duygularımı anımsamak için. Zamanın değişmemezliğinde değiştiğimi görmek için notlarım var artık
 Nar ağacı benim için özel bir kitap her bir satirini zihnimde oluşturduğum resimdeki o parçaya eklediğim ve anladığım bir yaşamsallık sanki. Okunmalı en azından kütüphanenizde bulunmalı. Çünkü zihninize kazınan bir cümle bazen bir sayfalar dolusu hayatı özetler. "Ve ki gidenler gidince geride kalanların paylaşacak bir şeyi kalmamış olmalı ki yazışmanın devamı gelmemişti" anlamı derin yorumu ruhumuzdaki yansımada yer alan bu cümle yüzümde hüzünlü bir tebessüm bırakırken Nazan Bekiroğlu'na olan hayranlığım artıyor....

1 Temmuz 2016 Cuma

TOROSLARI İZLEMEK


Toroslara uzanmak... Çukurova'da yaşayanlar için bir çocukluk alışkanlığı, anısı bir yaz mutluluğu...  Çukurova'nın herkesin bildiği yüzünün aksine  rüzgarı anımsamak için ellerini uzatmak...Sıcak bir şehirde yaşıyorum oldukça sıcak. Kelimelerin sanki ağızdan çıkmadan buharlaştığı desem abartmış olur muyum!!!! Ama seviyorum bu sıcağın tonlarını görmeyi özelliklede yazı seviyorum. Şikayet ediyorum kimi zaman bende insanım. Fakat düşününce yaz mutluluklarına değer bu sıcaklar. Yolculuklarımız da zaten bu yüzden değil mi, yaşadığımız acılara rağmen değecek mutlulukları arama rüyamızın peşinden gitmek... Tamamlanmamış cümlelerimiz için bir durak aramak, sonrasına devam edebilmek için. Kısa bir yolculuk benimkisi güzel bir kafa tatili olacağına inanıyorum. Bayramı yaylada geçirmek sonrası gel gitlerle sürecek yolculuklara hazırlanma sureci derken biliyorum, temmuzda bitecek. Daha yeni gelmiş bir ay için bitmesine üzülmek bana özel sanırım. Haksız sayılmam. Temmuz benim için 12 ay içerisinde en özel aylardan ne getireceğini bilmiyorum. Merak etmeyecek kadar yorgun büyüklerden oldum sanırım. Büyümenin de en sıkıcı yanı bu. Merak duygusunun körelmesi. Bu yüzden yeni yerler hayatımda bir sonraki perde olacaksa eğer o bir sonraki perdeye geçene kadar çocukluk kahkahalarımın, mutluluklarımın ve alışkanlıklarımın kısacası yazlarımın geçtiği yerlerde vakit geçirmeliyim hissi kalbimde bir yerlerde...   Bu fotoğrafı çekerken fark ettim bu güzel yalnız Torosların hikayesini anlatmalıyım ya fotoğraflarla yada kelimelerle.

27 Haziran 2016 Pazartesi

TATİL GELİYOR


Sahi tatile kaç gün kalmıştı?
Zamanın tik taklari fazlasıyla hızlı akarken sorular cevapları aramakta... Ramazan ayının sonlarına yaklaştık. Çok şükür güzel bir Ramazan geçirdim. Bayram da umuyorum ki daha da güzel geçecek. Fakat asıl tatil bayramdan sonra başlayacak. Gerçi kafamı götürdüğüm her yerde tatili yine kendim belirleyeceğim sanırım. Atanamayan bir öğretmen olarak güzel geçmeyen bir yüksek lisans döneminde kendimi düşündüğümde geriye dönüp bakıyorum ve hapseden büyük bir stres bulutunu görüyorum. Bu yüzden kafa tatili denilen o tatile ihtiyacım fazlasıyla var. Düşünmeden geçen bir kaç hafta bile benim için tatil aslında. Bu yüzden bu hafta belirlediğim kitapları almaya çalışacağım. Bayram kalabalığına yakalanmadan... Sizlerle de paylaşırım...Uzun uzadıya... Kitaplar konusunda fazlasıyla konuşkanım yorumlarım sayfalarca sürebilir ve alınacak bir kaç parça urun ekleyerek... Çantalar dolusu ürünle dışarı çıkanlardan değilim fazlasıyla.  Yorgun hatta tembelim bu konuda ama paylaşmak istedim. Benim gibi olanlar mutlaka vardır. 
Özellikle de kozmetik alanında indirimler bu kadar göze çarparken almak istediklerinizi sizlerde gözden geçirirsiniz. İki yıldır vazgeçemediğim Sephora göz makyajı temizleyici için diyebileceğim tek kelime "mükemmel" göz yakmayan ve defalarca kullanmanıza gerek kalmadan tek kullanımda büyük bir bölümünü temizleyen bir urun. Geçenlerde görmüştüm tatil setini indirime alan Sephora dan bu ürünün küçük boyunu alıp tatil boyunca deneyebilirsiniz. Bir ara aldığım Garnier göz makyajı bitirmeyi planlıyordum fakat gözlerimi yaktığı için kalan kısmını kullanmayı artık düşünmüyorum. 
Geçen hafta Yves Rocher'in 50 faktörlü güneş kremini almıştım gözüme o zamandan çarpan Yves Rocher göz makyajı temizleyicini almıştım. Bir iki kere kullandım şimdilik fena değil gibi. Belki bu ürünleri kullanmayı düşünenler vardır. Yardımcı olabildiysem ne mutlu bana....😃

17 Haziran 2016 Cuma

KENDİME YOLCULUK

 
İzliyorum. Kaçıp giden yol kıvrımlarını, ardı arkası kesilmeyen arabaların biraz önünde biraz gerisinde kaçırdıklarımı düşünüyorum. Çoğu zaman yolculuklarda sessiz olurum. Sessizlik benim için bir alışkanlıktan da öte bir görev gibi. Yolun ruhuna saygı duymanın bir başka yanı. Bu yüzden yolculuklarda tek başıma olmayı fazlasıyla seviyorum. Kendi sessizliğimde kendi kelimelerimi duyarak kırgınlıklarımı tamir etmeye çalışmak iyi geliyor sanırım. Mesafelerin kısalığı veya uzunluğu fark etmiyor sadece kelimelerim ve ben. Önceleri yürüme mesafesinde olan bir yolculuk sonrasında yerini çeşitli araçlara bıraktı yerini. Artık kader olduğunu düşünüyorum. Kelimelerimin oluşturduğu bir dünyayı anlamlandırmak hatta anlamak için koşmak yerine izleyerek yol alıyorum. Yorgunluklarımın bir kısmı insanları anlamaya çalışmaktan bir kısmı ise gerilerden geliyor. Keşkelerimden... Büyüdükçe karmaşıklaşan bir dünya da denklerim de üç bilinmeyene dönüşüyor. Kalp kırgınlıkları gözyaşlarını getiriyor. Biliyorum; herşey değişir... Öyle sanıyorum ya da ara ara böyle düşünmek iyi geliyor. Sadece... Güvenmek değişmese! Güven; kelime anlamının altını doldura doldura kalsa. Güven elle tutulabilinir olup görüldüğünde ise tüm sorunları dağıtan bir kelimeden fazlası olmasına gerek yok. İnsanlar zamana bağlıyorlar. Zamanın acımasızlığında kırılgan olmamalısın dercesine sözlerini sertleştiriyorlar. Oysa kılıfı zamana bağlayarak uydurmaya çalışanları gördükçe anlıyorum. Kullanmadığın duygular senide dondurur. Bu yüzden seviyorum; iç muhasebem için yolculuklar yapmayı...  36 derece... Çukurova fazlasıyla sıcak. Evlerden dışarı adım atacak bir sebebe gerek kalmadan vücut "Hayır" diyor. Biraz sıcak biraz oruç olmak... Belki dün ya da önceki gün yani zamanından ardında kalan düşüncelerle fonda Can Atilla; Gül Bahçesi... Dinlerken huzur bulacağınız hikayesi olduğunu hissettiğiniz kelimelerinizi yaşatan bir müzikle Gül Bahçesinde olduğunuzu düşünerek gülümsemek. Ne olursa olsun; kelimeleriniz ne kadar yorgun olursa olsun gülümseyin. Bir başka yolculuk bir başka düşünce kapısı her daim olacaktır. İnanmanın güzelliğinde.... Hayırlı Ramazanlar!
 

9 Haziran 2016 Perşembe

PURE BEAUTY SUNCREAM


Bazen işlerin çokluğunu yapılması gerekenlerin birikmiş olmasından anlıyor insan. Sıralamalarla aram hiçbir zaman iyi olmadı biliyorum. Fakat sürekli düşünürüm. Sabah kalktığım andan itibaren... Şu aralar bu durumu daha çok fark ediyorum. Sahurdan iftira kadar olan süreçte ertelediklerim rüyalarıma giriyor. En son okumak için kütüphanemden ayırdığım kitabın üzerinden çok ay geçmiş olduğunu anlıyorum. Gitmem gereken yerleri fark ediyorum fakat ertelediğim kadar da ertelenmiş yollarım meğer. Cesaretimi saklamışım sanırım. Küçük not kağıtlarımı çıkarıyorum bugün. İlk sırada gözüme çarpan ise başlayan arkadaşı ziyaret et cümlesi üstüne bastırdığım bir ünlem... Hazırlandıktan sonra aynaya bakıyorum. Solgun yüzüme bir tebessüm yerleştiriyorum. Fakat yine de ellerim bir güneş kremi arıyor. Paylaşmak istedim. Benim gibi cildinize uygun güzel bir güneş kremi arıyorsanız tavsiye ederim. (Dip not: yine bir Kore ürünü) Güzel bir gün başlangıcım; kendimi düşünce dehlizinden çıkartarak olsa da ufak yardımcıları ihtiyacımız her zaman var. Önceliğimiz gülümsemek ve hatırlamak olmalı sonrası gelir zaten. Benim bugünkü ufak yardımcım pure beauty güneş kremi... Karma bir cildim var. Ona rağmen sivilce yapmayan kozmetiğimsi fakat güzel bir ürün. Yüzümle bütünleşti. Kore ürünleri sempatik yaşım ilerledikçe daha çok artıyor 😃 Neyse küçük yardımcılarla planlarımızı ertelemeden guzel bir gun olsun ....

6 Haziran 2016 Pazartesi

HAYIRLI RAMAZANLAR


Merkez Camisinden bir fotoğraf ile Hoşgeldin Ramazan... Uzun zamandır yazmıyorum hissi ile dolup taşan zihnim şimdi duraksiyor. Yazacak o kadar çok şey görülecek o kadar yer ve gülümseyecek o kadar çok neden var ki! Hepsi için çok şükür Allah'im! Razaman ayinin en sevdigim yanı bereketi dışında bu sanırım. Unuttuklarimizi hatırlamak. 40 tane kendimize ait sıkıntı varsa 41. Sıkıntıyi tanımak fakat bir farkla bu sıkıntı başkasının sıkıntısı. Bencilliğimizi bir ayda olsa unutmak sanki. Olmayanı anlamak. Aç degilken aç olanın halinden nasıl anlayabiliriz öyle değil mi?Dünyadaki her türlü husrana rağmen bu ayda görüyoruz hala umut var. Sevgiye dair anlayışa dair en çok da insan olmaya dair. İnsan olmak merhameti sandıklara kilitlemek değil insan olmak ellerini uzattığın insanı gercekten onemsemek. Umutla doldugumuz bu ayin hayırla geçmesi dileğiyle...Herkese Hayırlı Razamanlar...