10 Mayıs 2018 Perşembe

MİM ZAMANI


(Şeker pınarından güzel bir kare geçen yazdan kalan 😊)

    Blogcu sultan bu güzel blog muhasebesi mim etkinliğine beni de davet ettiği teşekkür ederim 😊😊

Blog alemine nasıl girdin? 

Blog alemine şehir dışında hatta kaplıcaya gittiğimiz zaman o kadar çok sıkılmıştım ki dağ başında ne işim vardı yahu derken notlar almıştım kendimce. Dedim ki bu notları neden yayınlamayayım😊

Hangi blog sana ilham oldu?

Herhangi bir blog ilham oldu diyemem. Benim için önemli olan yazmaktı. Yazmak nefes almak yazmak bir yaşamı solumak gibi bir yazı okumuştum. Hatta aklımda kalan bir paragraf dan kalan bu cümle idi 😊 önceleri de kendimce denemeler ve hikayeler yazardım. Blog benim için farklı bir yazma deneyimi olacaktı sanırım cesaretim ilhamım oldu. 

Bloğa yazdığın ilk yazınla son yazın arasında fark var mı?

O kadar çok fark var ki😊  sıkıldığım anda yazdığım notlar, paragraflar küçük bir dünya oldu sanki...Bu dünyada tüm kafa karışıklıklarım, tavsiyelerim, mutluluklarım ve kitaplarım var...

Yakın çevrendeki insanlar bloğunu biliyor mu?

Çok yakın arkadaşlarım ve ailem biliyor. 

Blog yazmak yaşantına ne kattı? Yada çıkardı?

Yazmak benim için bir çok farklı bir duygu. Kafamdaki küçük notların birer yazı olduğunu görmek mutlu ediyor. Blog benim için farklı bir alandı. Okunur mu okunmaz mı diye düşünmeden paylaşmak istedim yazılarımı. Her yazı sonrası eklenen yorumları görünce düşünce paylaşımı arttıkça daha fazla yazma isteği geldi. Bu güzel isteği sevdim. 

Şuanda bu mim yayını ile birlikte bloğunda kaç yazı ve kaç sayfa görüntülenmen var? 

Bu mim yazısı ile birlikte 155 yazım var. Mim bitirirken bloğuma baktım en son tıklanma sayısı 67.845 idi. 

Hangi blogun muhasebesini öğrenmek istiyorsun?

http://ikurabiye.blogspot.com.tr 😊 ama şunu da belirtmek isterim ki bu mimi goren herkes yapabilir... 

8 Mayıs 2018 Salı

DOLU DOLU BİR KUTU



       Denebunu Nisan ayı kutum uzun bir bekleyiş sonunda geldi. Artık duymayan kaldı mı bilmiyorum denebunu kutularını... Aylık olarak yayınlanan, denebunu sitesine üye olduktan sonra profilinizin(sizin kişisel özellikleriniz) doluluğu baz alınarak yayımlanan kutuları profil uygunluğuna göre talep ettiğiniz kutular. Uygunluk kısmını site size bildiriyor. Ben 2016 Aralık ayında kaydolmuştum. O zamandan bu yana oldukça popüler olan bu ücretsiz kutular dakikalar içerisinde tükenebiliyor. Biraz şansında etkisi var. Benim Nisan ayı kutumda bulunanlar;
*1 adet Pril Limon Kokulu Bulaşık Deterjanı(80 ml)
*1 adet L'oreal Paris Nem Terapisi Aleo Vera Suyu(3ml)
*1 adet Nestle Nesfit Tam Tahıllı  Çilek Bar
*1 adet Nestle Nesfit Sade Tam Tahıl ve Pirinç Gevreği (1 porsiyon)
*Orkid Platinium ped içerisinde 1 gece ve normal ayrıca iki adet günlük ped bulunmakta
*Bonprix, Watsons(Orkid için geçerli) indirim kuponları
Gelir gelmez değil de bu sefer kullanıp yorumlamak istedim. Özellikle L'oreal Nem Terapisi merak ettiğim bir üründü. Tester gelmesine o yüzden ayrıca sevindim. Nem terapisi Aloe Vera suyu)su bazlı günlük bakım) normalden karmaya dönük ciltler için özellikleri;
Aloe vera suyu : Mineral bakımından zengin Aloe Vera içeren formülü cildi yoğun bir şekilde nemlendirir.
Hyaluronik asit: Sudaki ağırlığının 1000 katına kadar nemi cilde hapsederek 72 saat boyunca nemlendirme sağlar.
Hızlı ve gözle görünebilir sonuçlar anında: daha ferah, esnek ve canlı görünen bir cilt,
Günden Güne; ışıltılı bir güzelliğe sahip, yoğun ve etkili nemlendirilmiş bir cilt.
Belirtilen özellikler bu şekilde idi. Kullandığımda anında etkili olduğu özellikleri hissedemesem de yapışkan bir his oluştu cildimde, nemden ziyade. Bir tester olarak içerisinde tek kullanımlık oldukça yeterli bir miktar olsa da hoşlanmadım ne yazık ki. En azından benim cildim hoşlanmadı. Aslında yaz dönemine giriş yaptığımızdan acaba kış için cildin daha kuru olduğu zaman mı denemeliyim diye düşünsem de muhtemelen orijinal boyunu aldığımda da kullanmayacağımı anladım. O yapışkan his anında kaybolmasa da 10-15 dakika sonunda hiçbir şey yokmuş gibi etkisiz bir hale geldi cildimde.
          Nestle nesfit bar çilekli... Bazı ürünler sade kalmalı diyorum. Bazen ummadığımız ürünlere yaban mersini eklenir ve tadı aslında olması gerekenden daha bir farklılaşır insanın hoşuna gitmez ya öyle bir histi. Ben tam tahıllı ürünleri zorunluluktan değil de sevdiğimden yiyen bir insanım. Ona rağmen hoşuma gitmedi.
        Nestle Nesfit Sade Tam Tahıl ve Pirinç Gevreği miniminnacık gelse de bir porsiyon için ideal miktarda idi. Ben seviyorum. Sade olmasını bu ürünün. Diyet yapmak için değil de genellikle sabah kahvaltı yapmaya zamanım olmadığında veya gece vakitlerinde ani acıkmalara karşı hemen yediğim ve sevdiğim bir ürün. Düzenli olarak da aldığım için; kutumda gelmesi ayrı bir güzel oldu.
    Bulaşık deterjanı olarak Pril zaten kullanmakta olduğumuz bir marka olduğu için hemen anneme vermiştim.
  Orkid platinium ise cicili biçili çok sevimli ambalajlara sahip.
İndirim kuponlarına gelecek olursam Bonprix duymadığım bir internet alışveriş sitesi idi. Göz atma imkanım oldu değişik ve güzel ürünler dikkatimi hemen çekti. 15 TL lik bir indirim kuponu alışveriş yapma fırsatım olursa güzel bir indirim diye düşünüyorum.
Sizlerde bir göz atabilirsiniz denebunu sitesine... Güzel bir gün geçirmeniz dileği ile yorumlarınızı bekliyorum :)

6 Mayıs 2018 Pazar

GREAT SEDUCER KDRAMA


       Evet yazmayı özlemişim cidden. Fırsatım oldukça yazmaya calışsam da bu ay benim için fazla koşuşturmalı geçecek sanırım ancak yine de fırsatım oldukça yazacağım. The Great Seducer ile dizi notlarıma başlamak istedim. Beklentimi afiş ile çok yüksek tuttuğum bir dizi olmasına rağmen ne yazık ki vasatın üstüne dahi çıkamadı . Özellikle dizi öncesi kısa gösterimlerde başrol çocuğun sesini duyduğumda vay be ne etkileyici demiştim. Oyuncunun önceki dizilerini izlemediğim için yeni bir oyuncu hem de oldukça yakışıklı 😊 dercesine diziyi hafta hafta takip ettim.
      Dizinin konusu orijinal bir eser olan Tehlikeli İlişkiler kitabından uyarlanmış. Bu dizi dolayısı ile araştırma imkanı bulduğum ve ilk fırsatta okumak istediğim bir kitap, ilginç yorumlamalara sahip. Alıntılar ve konuya karakterlere baktığımda kesinlikle iki sezonluk bir dizi çıkar demiştim. Kore versiyonu ile yumuşatılmış karakterler daha çok sebepleri var gibi gösterilip 32 bölümde bitirmişler koskoca hikayeyi. İki bölüm ard arda yayınlanması ile hafta da dört bölüm yayınlamışlar.  Karakterlere gelecek olursam; Red velvet grubunu bazı müzik videolarından bilsem de çok aşina olduğum bir grup değil ama Joy' un bu dizi öncesi The Liar and His Lover dizisini izleyen birisi olarak bu kız sahnede kesinlikle olmalı diyorum. Çok güzel, sevimliliğinin yanı sıra karizmatik bir duruşu var. Oyunculuk kısmına keşke girmese ya da yaşı biraz daha ilerleyip kendini geliştirerek girse. SNSD Sooyoung, Yoona seslerinden çok sevdiğim dizileri ile hatırlıyorum. Özellikle The Spring Day of My Life dizisini annemle izleyen birisi olarak ayrı bir sevmişti. Hikaye ve karakterlerin naif bir şekilde işlenmesi ile sevdiğim diziler arasında. Yoona ise çok fazla dizisi ile aklımda kalmış. Love Rain, The K2, Prime Minister and I .... 
          İkisinin de oyunculuk konusunda gerçekten yetenekli olduğunu düşünüyorum. Kıyas için değil amacım ama şarkı söylerken özellikle dans ederken sahip olunan sahne havası oyunculukta etkili olmayabiliyor. Her alanda başarı sağlanabilir düşüncesine zaten sahip değilim. Joy bir süre daha tatlı dizilerde oynadıktan sonra karakter derinliği olan dizilerde yer alırsa onun açısından daha iyi olabilir gibi geldi. Gelelim diziye; ilk bölüm vay be uzun zaman sonra farklı konusu ile bir Kore dizisi demiştim. Özellikle giriş müziğinin etkileyiciliği ile heyecanla bekler olmuştum diziyi. Temelde üç lise arkadaşı baz alan daha sonra katılacak olan karakterler ile aslında sonradan katılan karakterlerinde onlara bağlı olduğu bir yerde kaderleri ile yüzleşmeleri gereken bir dizi. Lise grubu olan karanlık ve atak yapmaktan korkmayan intikamlarını etkileyici alan Kwon Shi-hyun(Woo do-hwan)yürüyen karizma, Choi Soo- ji(Moon Ga-young)tam bir prenses, Lee Se-joo (Kim Min-jae) çapkını;grubu; aileleri tarafından duygusal anlamda yaralar açılmış olan duygusallıklarını aslında sevgi ihtiyaçlarını bastırmış olan arkadaşlar. Birbirlerini önemsedikleri belli olsa sevme yöntemlerinin yanlış olduğunu diziyi izledikçe sizlerde anlayacaksınız. Soo-ji ile ikisinin de ortasından devam eden bir hikayeleri var, sonunu kestirmekten çok düşünmek istemedikleri. Soo- ji bir şekilde arkadaşlık adı altında bencilliği için insanları kullanmakta. Dizinin  önemli kısmını kapsayan iddia olayını(aşık et ve terk et) başlatan olarak Soo-ji'ye kızmamak elde değil. Sevdiklerini kaybetmekten korksa da duyguları ile gerçek insan duyguları ile yüzleşmekten kaçtığını düşünüyorum. Shi-hyun ise yakışıklılığı ile kolayca kadınları etkileyen temelde babası ile sorunları olan annesini kendisinin de anlayamadığı bir şekilde kaybetmiş bir karakter. Annesinin ölümü sonradan anlaşıldığı gibi iddianın aşka dönüşmesi sonucu Eun Tae-hee(Joy-zeki ve dik duruşlu bir kız )ile bağlantılı. Se-joo ise son anda yaptığı hamle ile ben de varım bu hikaye de dese de senaryonun ona haksızlık yaptığını düşünüyorum. Geleneksel bir aileye sahip olan her seferinde kaçmak için elindeki tüm imkanları kullansa da ailesinin gösterdiği şiddet kabul edilemez ve de Soo-ji'ye olan aşkı... İddia ve aşk; iki konunun gölgesi hikaye ancak kader bağları Eun Tae-hee'nin ve Kwon Shi-hyun'un ebeveynlerine dayansa da ki bu aile fertleri oldukçaaaa yorumsuz diyorum. Dizinin finalinde aceleye geldiğini düşünüyorum. Düşük reytingler okuduğum kadarıyla il üç bölümün hikaye ve karakterlerinin tanıtılması amacıyla Joy'un karakterinin geri planda kalıp sonrada dahi olması ile ısınamayan izleyiciye katılsam da ilk üç bölümün çok iyi çekildiğini düşünüyorum. Başrol Soo-ji mi yoksa Eun Tae-hee mi kargaşası yaşamadım. Hikayeler eninde sonunda birleşse de bence güzel bir senaryo ile bu dizinin hakkı kesinlikle daha fazla bölüm olabilirdi. Soo-ji Exo Next Door dizisinde izlemiştim. Bence hem asil duruşu ve kendine has tarzı ile oyunculukta ilerleyecektir. Shi-hyun ise başka dizilerini mutlaka göz gezdireceğim.  
Dizinin genel notu: Mükemmel bir hikaye fotoğrafsız bir çerçeve gibi. Bu çerçeve oldukça kaliteli ancak derinden etkileyen o beklenilen fotoğraf ne yazık ki yok. Müzik kalitesi, oyuncuların geneli, kıyafetler , atmosfer her şey mükemmel olsa ilerletilemeyen boşlukları olan bir senaryo ile sıkıcı bölümler içerisinde dakikaları ilerlettiğim bir dizi oldu.
Yazımı burada sonlandırırken yorumlarınızı bekliyorum. Son bir ekleme günün müziği belki dinlemek isterseniz; Mark Eliyahu, (Tribe) bu hafta dinlerken farklı duygulara kapıldığım bir eserdi...

3 Mayıs 2018 Perşembe

ADANA SİNEMA MÜZESİ


Müze gezmeyi sevenlerden misiniz? Ben çok severim... Bir şehri tanımak isterseniz o şehrin müzelerinden başlanmalı sözünde haklı bir pay var sanki. Yaşanmışlıkların ve tarihin dile gelmiş hali. Doğum günüme kadar kendim için oluşturduğum bir liste vardı; yeni yaşıma sağlıklı ve sıhhatli girmek dileğim elbette ki ama gerçekleştirmeye fırsatım olmayan şeyleri yaparak yaş almayı istiyorum. Bu yüzden okuma listem, turist olmak gibi başlangıçlar ile yol almak istiyorum. Uzun lafın kısası kitap listem de olan bir kitabi bu hafta bitirdim bugün ise Adana'da sinema müzesine gitmek nasip oldu. 
Sinema belki herkes için önemlidir ancak Adana için bir başka önemi. Annem hala anlatır yazlık sinemaları şimdi nostalji şeklinde yazları olsa da hala devam etmekte. Sinema müzesi bize biraz uzak olduğu için ki bu da bir bahane aslında kendime kızıyorum gitme fırsatım olmamıştı. Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından Adana'nın eski evlerinden birinin restore edilmesiyle oluşturulan bu müze 2011 yılında düzenlenmiş olan Altın koza film festivali kapsamında hizmete açılmış.(Ücretsiz olarak) mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. 


Çok çeşitli odalar ve aslında bir sürü yaşanmışlık vardı müze de. Kaç hayat kaç zaman dilimi dercesine. Üst resim Adanalı sinema sanatçılari😊 biraz ışıklandırma problemi olsa da çekebildigim kadar çekmek istedim.


Burada da Bilal İnci'nin doğum tarihine bakarken ...  Özellikle sanatçıların da katkıları ile fotoğraf makinelerinin tarihsel gelişimi inanılmaz dedirti.


Bugünden geriye aslında birçok güzel fotoğraf ve iyiki sözü kaldı. Bugün iyi ki kendim için birşey yapmışım dercesine ansızın bastıran sağanak yağışa inat gülümseme ile evime yol aldım. 
İyi ki... 
Yorumlarınızı bekliyorum...

1 Mayıs 2018 Salı

KARMAŞIK


Zamanın tik takları ilerledikçe fark ediyor insan, aslında bir yerlere yetişmeye çalışırken gidiyor ömür... Zamanın içinde iken fark etmediğimiz anlar sonrası için ne çabuk geçti ben de anlamadım oluyor. Kendime bir kitap dizisi yaptım ben de en azından doğum günüme kadar okumam gereken belirli bir sayı da kitap ve gitmem gereken; Adana'da daha önce gitme fırsatım olmayan yerlere gidip birkaç yakın şehri görmek istemek gibi. Aslında çok fazla planım var . Gerçekleştikçe sizlerle de paylaşmak isterim. Bu hafta içi ufak çaplı alışverişler yapmıştım.


 Otacı bitki özlü şampuan benim değil, ablamın. Şu an ben farklı bir şampuan kullanıyorum. Bittikten sonra yorumlarımi yazacağım. Farklı saç tiplerimiz olduğu için hep kendi saç tipimden bahsetmek yerine onun kullanmayı sevdiği şampuandan bahsedeyim dedim. Normal saç tipi için bu şampuan, onun söylemlerini paylasıyorum; saç temizliği konusunda etkili olduğunu belirtmekte. Bitki özlü olması almam da ki en önemli faktör derken, ortalama bir şampuan olduğunu belirtti. Paraben,silikon ve hayvansal maddeler olmadığı içerisindeki ibare ile vurgulanmakta...
Dalin ise makyaj fırçalarımı yıkamak için kullanıyorum 😊😊


Snail üç boyutlu maskeye henüz sıra  gelmedi ama kullandıktan sonra yorumlarımi mutlaka yapacağım 😊


BeeBeauty termal yüz maskesini daha önce kullanmıştım. İndirimde olduğunu görünce alayım dedim. İçerisinde 3 çeşit kil bulunduğu, maskenin cilt tonu dengelediği gözenekleri sıkılaştırdığı belirtilmiş. (Alkol içermez)
Termal kil: içerdiği elementler cilt tonunu dengeler, canlandırır ve sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur. Kil cildi temizlerken gözeneklerin arınmasına yardımcı olur. 
Yeşil kil: cildi matlaştırır. 
Beyaz kil: gözenekleri temizler, sıkılaştırır. Gözle görünür şekilde cildi pürüzsüzleştirir ve cilt tonunu dengelemeye yardımcı olur.
Belirtilen özellikler bu şekilde... Kullanım sırasında cildimde sıcaklık hissettim hatta acaba yanıyor muyum derken yanma hissi azaldı 10-15 dakika arası cildimde uygularken itiraf etmeliyim ki yanma hissi hoşuma gitmedi. Paket ikili gibi ortadan ayırdığınızda iki kez kullanım sağlamakta... Yanma dışında cildimi temizledikten sonra ferahlık hissettim bu arada kokusunu cidden sevmemistim ilk kez kullandığımda . Düzenli olarak kullandığım bir maske değil indirim de gördüğümde sadece çeşit olsun diye aldığım zamanlar oldu. Ortalama bir ürün olduğunu düşünüyorum yağ dengeleme kısmı hatta kuru bir his vermekte kullanım sonrası hatta gergin 😊 bir cilt . Uzun sürüyor mü diye sorarsanız ne yazık ki sürmüyor. 
Şimdilik yorumlarım bu kadar... Sizlerin de yorumlarınızı beklerim 😊😊😊

27 Nisan 2018 Cuma

EDEBİYAT


Edebiyat yapma!!! Açıklamaya çalıştığında eğer ki karşı tarafın söyleyecek kelimesi yok ise argo bir tabirle edebiyat yapma denildiginde daima üzülmüşümdür. Ne acı ... Herkes keşke edebiyat ile haşır neşir olsa. Kitap okusa, dergileri en azından karıştırsa... Tartışmalar hakaretten uzak kelimeler ise daha anlamlı olsa. Nacizane bir istek benimkisi. Aslında bir umut. Kafkaokur dergisi bu ara çok sevdiğim dergilerden . İçerisinde yer alan hikayeler, kitap ayraçları ki koleksiyon yaptım diyebilirim seçtikleri aylık tema ile farklı geliyor. Güzel farklılık ... Kapak nisan ayı kapağı . Bilmiyorum siz de mi Harry Potter hayranı olanlardan mıydınız? Kitapları heyecanla bekleyen ben filmlerini çok sonra izlemistim. Kafamdaki hikaye bozulmasın diye kimbilir... Nisan ayı kapağında Harry Potter yer alması ayrıca hoşuma gitti anlayacağınız. Ancak yorumlananlar  olsa da diğer yazılar da ilginizi çekecektir . Bir alıntı dergiden;
"Bazı kelimeleri çıkar hayatından . Bazı küfürleri mesala, kalp kıran sözcükleri ya da sık kullandığın yanlış kelimeleri... Ben keşke ve asla demekten vazgeçtim once. Ne çok kullaniyormusum. Sen de mesala, keşke demek yerine bir dahaki sefere demeyi dene. Anı bölme. Üzülecek o kadar çok şey var ki..."
 Kendime hatırlatmayım not aldığım alıntıyı, dün bloğum Google hesabı ile bir an da kapandı telefon resimlerim kısmen gitti sabah boynum tutulmuş bir şekilde uyandım elimi çarptım 😔 herşey olumsuz derken bloguma yeniden erişim sağladım ....


25 Nisan 2018 Çarşamba

ÇARŞAMBA SEVGİSİ



Hafta ortasını; Çarşamba gününü sever misiniz? Ben bu günü bir başka seviyorum. Lisede iken de böyleydi. Cuma günü ders çıkışı arkadaşlarım mutlulukla hafta sonu diye konuşurken o mutluluk ben de çarşamba günü olurdu. Hafta ortası... Sanırım yolu yarılamışlık ile ilgili. Bundan sonrası daha kolay geçecek. Dersler bitecek; hafta sonu gelecek ve yeniden başlamak için inatçı pazartesi kapımızı çalacak... Günlere de bir haksızlık yapılıyor belki de. Onlar zamanın kumları arasında kendilerine yer edinmeye çalışırken farkında olmadan azalıyorlar. Azaldıkça yerine yeni umutlarını koymak için çabalıyorlar. Zamanın kısır döngüsü ya; bir harf iken hikayeye dönüşüyorlar.
Bugün benim için sabah altı buçukta başlasa da uyku tutmayınca yazmalıyım dedim. Yolculukların yorgunluğuna inat ardınca kelimeler bırakmalı insan. Unutulmamak için değil hatırlanmak için.
Çarşamba sevgim baki kalsın diyerek... Hüzün rüzgarı altında kaybolmasın cesaretler. Bir kitap okumalıyım. Zihnimi dinlendirmek ruhuma umut vermek için. Mayıs yaklaşırken bugün hava Adana'da çoktan 30 derecenin üzerinde idi. Kış bir an gibi gelip geçerken yazın kalıcılığına aldanmamalı diyor kalbim. Fotoğraf çekmek; anı dondurmak kimi zaman da o an anlamını hatırlamak için derler... Haklılar... Doğa umudu hatırlatmakta... Her gün tekrar edilen hayat mottosu gibi gün başlarken cümleler tamamlanmış yeni bir paragraf başı yapılmışçasına cesur olunmalı!
Yorumlarınızı beklerim. :)