Sayfalar

30 Eylül 2018 Pazar

PAZAR SAKİNLİĞİ


Pazar sakinliği... 30 dereceden bir türlü inmeyen sıcaklık yerini oldukça bulutlu yalancı yağmura bıraktı. Yağmur hani yağsa bence hava daha çok rahatlar durumu. Sonbahar bugün yarın kendini gösterecek diye beklerken ara ara uğruyor sanki. 

Mevsimler düzenindeki yerini hatırlatmak istercesine notlarım beni çağırıyor. Bu ara Instagram da daha aktifim sanırım yazmak daima öncelikli olsa da kafamı toparlayamıyorum. Ne yapalım şimdilik böyle olsun. 
Cumartesi güzelliği ise kapıyı çalan posta idi 😊 her yıl İnönü üniversitesi öğretmenin öyküsü yarışması düzenlemekte . Şimdiye kadar derece alamasam da hikayelerim yayınlanan kitapta yerini aldı. 


Küçük mutluluklar zamanın en güzel durakları sanırım. Elime çok geç ulaşsa da çok sevindim. Kitap sürprizleri bana daima şunu hatırlatıyor; anımsamak ve anımsamak için yazmak bir rüya ise kaleme döküldükten sonrasının gerçekliğini izleyin. 
O zaman gerçek olduğuna inanacaksınız...

                       Mutlu pazarlar....

25 Eylül 2018 Salı

AGISS BURUN BANDI


Güzel bir hafta başlangıcı için paragraf başına geçmek gerek derler 😄 benim için de böyle oldu. Paragraf başına geldim havaların serinlenmesini bekliyorum. Son beş gündür öğle vakitlerinde inanılmaz bir sıcak var. Hani sıcakları Ağustos ayında bırakmıştık şimdi bu havalar ne diyor insan ister istemez. Sonbahar yaz tadında şimdilik... Alışveriş yapmak için akşam vakitleri uygun olduğundan markete dahi akşam gidiyorum. 
Geçenlerde A101 de agiss burun bandlarını görmüştüm. Alamamış olumlu yorumları okuyunca da tüh derken yine geldi, beni duymuşcasına. 




Agiss kozmetik burun bandının 5.75 gibi bir fiyatı vardı. İçerisinde 6 tane burun bandı bulunmakta. Yapısı güzel bazı burun bandları gibi kötü bir kokusu yok. Alırken bim de satılan burun bandı gibi olsun bana yeter demistim. Ama fazlası çıktı. Kolay yapıştı ve etkili bir şekilde sonuç aldım.(Cildimi temizledikten sonra burnumu nemli bıraktım ki kolay yapışması için...)Agiss burun bandları, diğer burun bantlarına göre kolay yapışması ve sonuç olarak farkı ciddi olarak göstermesi ile takdir ettim. İnsAllah bir sonraki alışımda da memnun kalırım.😊 Görürseniz bakmanızı tavsiye ederim. 

23 Eylül 2018 Pazar

DİNLE


         Instagram sayfama yüklemiştim bu fotoğrafı... Yayladan kalma. Anı yakalamak Belki de o anki seni yakalamak ile alakalı. Bazen çok fazla şikayet ediyorum gibi bazen de tam tersi inanılmaz bir enerji ile doluyum. Stres yaptığımda stresin etkileri bende çok fazla çıkıyor bu yüzden stresi yönetmeye çalışıyorum . En sevmediğim tavsiye stresi yönetmelisin yahu yöneteyim de ben yönetsem midem yönetmiyor kalbim yönetmiyor akıl sadece bir rehber ama her bir organın da ruhu ve aklı var. 

        Dinlemek gerekiyor o yüzden. Sevdiğin müzikleri, sevdiğin dizileri sevdiğin renkleri ve sevdiğin yüzleri... Şu sıra sevdiğim müzikler kısmındayım sevdiğim diziler kısmına geçiş yaparsam yazmaya daha çok döneceğim ve konuşmak yerine yazmak daha iyi geliyor çünkü. Notlarım müzik listem;  
Gabrielle Aplin (human) bu sıra dinlediğim bulmayı beklediğim bir sonraki zamana kadar bıraktığım, 
Ramy ayech ( khallini maak) ve
 snsd into the New world... Bu şarkıların 
yeri ayrı. SNSD (girls generation) into the
 New world üniversite de bıkmadan dinlerdim, 
Gabrielle Aplin ise
 film müzikleri tadında soyut anlamsallığı kulaklara getiriyor.

       Eylül son haftasına giriyor. Bu yıl benim için çok iyi geçmedi . 2019 güzel geçmesini umut etmekten başka bir şey gelmez elimden. Ama öğrendiklerimi unutmayacağım bu yıldan. 
Empati denen duyguyu unuttuğumuzu, teşekkürler kelimesini sildiğimizi daima önce ben dediğimizi görünürde biz olunduğunu düşünsek dahi.
 Bir şekilde hayat devam ediyor edecekte umarım geriye dönüp baktığımızda hayatımızdaki artılar eksilerden
 daha fazla olur...

16 Eylül 2018 Pazar

TÜRK KAHVESİ?

TÜRK KAHVESİ?
 
             
        Türk kahvesi... Sunum delisi arkadaşlarınız var mı? Benim sunum delisi olmasa da gerçekten harika sunumlar gerçekleştiren arkadaşlarım var. Seviyorlar. Türk kahvesini en güzel haliyle sunmayı. İşin aslı eskiden pek içmezdim. Kıbrıs'ta alıştım. Orada kahve samimiyetin en güzel hali . Çay koydum bak yeni, hemen geç içeri yanında Allah ne verdiyse yeriz samimiyeti orada Türk kahvesi içer misin? Ama hep söylerim çay bana daha çok kalabalığı çağırıştırıyor; kahve ise biraz daha arkadaşlığı hatta bireyselliği. Bu ara fotoğraftaki küçük ama sevimli 90'lar müziklerinin çaldığı bire bir ilgilenildiği ev tadında böylesine güzel sunumlar yapan bir görmedim Adana'da.  Bireye özel renklerle tepside geliyor. Küçük bir yer. Ama seviyorum küçük, samimi yerleri. Renklerin uyumunu? Hangi rengi seversiniz bilmem benim önüme gelen rengi çok severim. Benimle özdeşlemiş bir renk değil belki ama gördüğümde hayranlık duyduğum anlamının olduğunu düşündüğüm bir renk. Bazı renklere ısınamadığımı kabul ediyorum. Bu arada hangi renk fincanı benim? Tahminlerinizi almak isterim...Notlarım ekledim bugünü...
            Eylül çok hızlı geçiyor. Ne ara yarıladık farkında bile değilim. Sonbahar ruhu olsa da inanılmaz bir gündüz sıcağı ve ona inat gece serinliği var. Uyumadan önce pencereleri kapatıyoruz. Pastırma sıcakları derler... Ekimin ilk haftasına kadar sürerdi çocukken. Şimdilerde daha geriye çekildi sonbahar gelimi. Mevsimlerde insanlar gibi değişiyor. Soğuklar ruha dokunuyor sıcaklar ise yoruyor. 2018 benim için pek güzel geçmedi. Umarım 2019 hepimiz için umutlu ve düş kırıklıklarının olmadığı güzellikte geçer. 
Sizin için Eylül ayı nasıl geçmekte?

11 Eylül 2018 Salı

ENDİŞE BİTER Mİ?


Endişe biter mi? Yaz boyunca kendime sorduğum en önemli soru idi. Endişe biter mi? Gelecek kaygısı, işimin olmaması, yüksek lisansımın bitmemesi, adalet alttan derslerimin kalması o kadar çok sınava girdim ki... Güzel bir yaz olmadı dersem nankörlük etmek istemem. Ama artık bir yazımın dolu dolu; sınavsız harika anılarla geçmesini istiyorum. Umut ediyorum. Bu yıl üniversite sınavına girmiştim. Lisansı bitirdiğim okulumun hukuk fakültesini kazandım ve kayıt yaptırmadım. Nasip değilmiş demek ki. Ütopik bir fiyat artışı ile sadece gidiş geliş yapsam dahi beni mali olarak sarsacağını düşündüğümden mantık ağır bastı diyelim. Çoğu zaman hayatta doğru şeyleri yapmak için artı ve eksi terazisini kurmak çocukluk alışkanlığı gibi. Bu sefer eksiler değil büyük bir eksi ağır bastı. Ne yapalım...
 Bu yıl ki hayat mesajım belki de bitirmem gerekenleri bitirip sürekli geriye bakmaktansa ileriye bakmaktır. Bazen kendimi How I Met Your mother dizisindeki Ted' e benzetiyorum. New Girl dizisindeki Nick Miller da olabilir. İki karakterinde vazgeçmeden umut konusunda tüm hayal kırıklıklarına rağmen devam etmeleri ve sürekli bir mesaj beklemeleri...
 Notlarım; düşlerinde camdan olup kırılabileceğinin tüm gerçekliğine rağmen vazgeçmemek, demiş ve üç nokta eklemişim sonuna. Zor olan devam edebilmek değil nefes aldığın duraklarda bıraktıklarının senden çok fazla şey eksiltmemeleri derdim. İnsan düşe kalka büyüyor. Düşe kalka eksiliyor. Eksildikçe daha az kırılıyor mu? Öyle olmuyormuş. Hangi yaşta olursa olsun hayal kırıklıkları can acıtıyor.
Yeniden iş arayışları başladı. 2018 benim için çok harika geçmedi. 2019 umarım daha verimli ve güzel geçer. Yeni kararlar almak yeni bir benlik bulmak değil. Özdekini iyi değerlendirmek ve zaten var olan umut çiçeğini biraz olsun büyütmek ile alakalı.
Sonbahar ilmik ilmik işlenirken ruha bu fotoğraf bir zaman yanılsaması fotoğrafı. Instagram sayfama da koymuştum bu fotoğrafı; hikayesi olan bir yerin küçük parçası. Zamanın öncesinin yorgunluğunu taşırken yaz renginin canlılığında.
Sonbaharın rengine aşina olma vakti şimdi... Beklerim yorumlarınızı...


8 Eylül 2018 Cumartesi

YVES ROCHER GÖZ KALEMİ


                             
          Göz kalemi konusunda arayışım hiç bitmeyecek sanırım. İlk kullanmaya başladığım makyaj ürünü göz kalemi olduğundan ki hala makyaj yapmayı harika bir şekilde beceremesem de gözlerim alışverişte göz kaleminde kalıyor. Asansörlü göz kalemleri kullansam da ki bazı markalar çok eskide kaldığını özellikle belirtiyorlar. Açma zorunluğu olmadan kullanmak büyük kolaylık ancak belirtmeliyim ki asansörlü olmayan göz kalemleri renk konusunda daha iddialılar.
      Yves Rocher sevdiğim bir kozmetik marka. Doğum günü ayı alışverişinde hediye olarak bu kalemi vermişlerdi. Siyah rengini çok istesem de renk kalmadığını grinin siyah gibi durduğunu söylediklerinde biraz istemsizce "e peki ne yapayım" demiştim. Yves Rocher kahverengi göz kalemini hemen hemen bir sene önce almış ve hiç beğenmediğim için kalıcılık sıfırdı sanki; sürdüğüm an renk kayboluyordu bu yüzden beklentim çok azdı. Hatta göz kalemi alacaksam bir daha oradan almam diyordum. Bu yıl çok büyük konuştum ve insanın büyük konuşmaları gelip buluyor mutlaka; öğrendim :) Çok sevdim bu göz kalemini. Görevli bayanın dediği gibi gri olduğunu anlamak imkansız buğulu bir siyah sanki. Kalıcılık beni mutlu etti. Göz rengimi keskin bir şekilde ortaya çıkardı. 601 numaralı bu kaleme bir bakın derim :) Suya karşı dayanıklılığının yanı sıra yumuşak uçlu olması hoşuma gitti.Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı....

4 Eylül 2018 Salı

WATSONS DOMATES MASKESİ

 
          Eylül nasıl başladı? Benim için
 çok karışık başladı. Hatta bir kördüğüm gibi. Neresinden çözmeye başlasam 
elimde kalacak gibi hissediyorum. O yüzden yazmak istedim. Bu arada Karakedi dergisi yunus emre şiir yarışmasına katılmıştım. 
Dün e-mail geldi e-kitap şeklinde yayınlanmış. Okumak isterseniz bir bakın derim. Yazmak güzel şey; yazmak bir nisan yağmuru gibi kısa süreli ancak huzur verici. 
Sahi sizin için Eylül nasıl geçiyor? Alışkanlıklarıma veda kısmında biraz zayıfım. Cecile benim lise döneminde severek kullandığım parfümlerdendi. 
Hala da öyle günlük kullanım için elim mutlaka ona gidiyor. Watsons'da ikili halde 30 TL gibi bir fiyatı vardı. Gratis biraz daha farklı satıyor fiyatını. 
Almak isterseniz Watsons'a bakmanızı tavsiye ederim. Bir arkadaşım bu koku seninle özdeşleşti sanki senin bir parçan gibi demişti; sanırım haklı da. Şekerli kokuları günlük kullanımda 
çok seviyorum, baskın ancak bütün bir odayı kapsayacak kadar değil. 
Rahatsız edici baskınlıkta değil yani. Domates maskesi de 4 TL gibi bir fiyatı vardı. 
Kokusu kesinlikle rahatsızlık verici değil. Bazı maskeler dayanılmaz oluyor. Watsons tek kullanımlık domates maskesi; İçeriğinde likopen ve gingko özleri yaşlılık belirtilerine iyi geldiği belirtilmiş.
Şimdilik belirgin kırışıklıklar olmadığı için ben kalan tek maske olduğu için aldım. Benim için aydınlık ve ferah görüntüsü ile cildimi rahatlatması önemli ki bu üç faktörü çok iyi bir şekilde karşıladı. Maske kullanım sonrası ciltteki yumuşaklık hemen geçmedi. Özellikle ben de bekledim. Güzel bir maske.
          Zamanın tiktakları geleceğe yol alırken ömürden bir gün gidiyor. Umarım güzel bir gün geçirmişsinizdir. Bekliyorum yorumlarınızı...

       

1 Eylül 2018 Cumartesi

HAYAT NOTLARI


       Bulutları yakalamak... Çocukken en sevdiğim oyundu. Gözlerim kapalı saatlerce avuç içlerimi sımsıkı gökyüzüne karşı kapatır hissetmeye çalışırdım. 

      Bir zaman makinesinde, olmadığım yerlere gittiğimi ayak basmadığım diyarlara gider mutlu olurdum. Sanırım bunda okuduğum kitapların etkisi büyüktü. En çok masallar ve efsanelerim, notlarım... Ben masallarla, efsanelerle büyüdüm. Kimi zaman Lokman Hekim'in ölümsüzlük otunu düşürdüğü köprüde izleyici oldum kimi zaman Dede Korkut hikayelerindeki asla görülmeyen ama beni de gör bana anlat dedem diyen bir küçük kız çocuğu oldum. Şimdi o kız çocuğu büyüdü lakin masalcı tarafını yitirdi sanırım. 

       Bir kitap da okumuştum. Karakter gördüğü yaşlı amca için sanki burada değil. Geçmişte yaşıyor adeta orada nefes alıyor gibiydi diyor. Bu fotoğraf arkadaşımın tatil fotoğrafı ben de bakarken fark ettim. O orada nefes alırken mutlu idi. Mutluluk her nefeste zaman ve mekan farkı gözetirken belirsizlik istemiyordu. Ben de sıkıldım artık belirsizliklerden, noktalanmamış cümlelerimden. Yeni bir başlangıç için adım atmam gerekiyor, biliyorum. Adım atabilmek için karar vermem gerekiyor , düşünmek için ise mola vermem gerekiyor. Eylül benim için farklı bir ay olacak şimdiden belli etti kendini ...