Sayfalar

28 Haziran 2021 Pazartesi

İNSAN MÜHENDİSLİĞİ


İnsan Mühendisliği... Bu ara çok fazla eğitim ve gelişim ile kitaplar okuduğumdan bahsetmiştim. Farklı kitaplar okumayı seviyorum. Daha doğrusu kitapların bana kazandırdığı o fikri dünyanın zihnimde bambaşka kapıları açması hoşuma gidiyor. İtiraf etmeliyim bazen kitaplarda okuduğum bir paragraf aklıma geldiğinde gülümsemeden edemiyorum ya da karakterlerin yaşamda var oldukları ya da olabileceklerini hissetmek daha farklı bakmamı sağlıyor hayata... İki uzun bölümden oluşmakta İnsan mühendisliği; ilk basımlardan sonra eklenen bölümlerle daha da kalınlaşmış. Okurken kimi zaman yorulduğunuzu hissetseniz de oldukça değerli bir kitap. Neden mi? Kitapta çok önemli konulara uzun uzun değinilmiş bu konular; insan ilişkileri, insan duyguları, daha iyi yaşamanın yolları, iletişimin önemi, konuşma, dinleme, hitabet gibi... Örneklerle de açıklanmış. İnsan hayatının nasıl kaliteli olabileceğini anlatmış, kitap. Özellikle kitaptaki Nasreddin Hoca hikayesini çok sevdim ve paylaşmak istedim;
"Nasreddin Hoca bir gün tarlada çalışırken yolun kenarından geçen bir yabancı ona seslenmiş ve o civardaki bir köye kaç saatte gidebileceğini sormuş. Hoca duymamazlıktan gelmiş. Adamcağız aynı soruyu bir kere daha tekrarlamış ve gene de cevap alamayınca boynunu büküp ve yoluna devam etmiş. Epey bir yol gittikten sonra Hoca arkasından seslenmiş ve adamı yanına çağırmış. "Oğul", demiş, tam 3 saatte oraya varırsın!" Adam, "yahu, demiş madem ki bunu biliyordun. Ne diye beni yordun da önceden söylemedin? Hoca'nın cevabı bizim söylediklerimize uygundur: "Ben senin nasıl yürüdüğünü görmeden oraya kaç saatte varacağını nereden bilebilirdim ki!"(sf,84)

 Kişileri anlamadan sonuca odaklanıyoruz. Eğitim sistemimizde de kesinlikle böyle; bur maraton varmışçasına çocuklarımızı hedefe vardırmak istiyoruz. Etüt merkezleri, ozel dersler, geç saatlere kadar süren o yorgunluklar, hatırlıyorum da nefret ederdim, okul sonrası yeniden ders, denem sınavları ve sıkıştırılmış bir balon gibi hissetmekten. Her zaman yazmayı cok sevdim. Sözel bir bölümde okumayı istedim ama ne yazık ki sayısal bölümde kaybolan senelerim; Türkiye derecesini sözel bölümde ilk iki bine girerek sayısal da hiç fena olmayan bir sıralama ile neden doktorluk değil; mühendislik işsiz kalırsın öğretmenlik seçmelisin cümleleri sonrası yine işsiz kalan ben oldum.Üstüne de istediğim bölümü okuyamadım. Hayat geriye döndüğünde pişmanlıklarla dolu anılarını sana hatırlatsa da ilerlemek için koşman gerekir sözlerini hatırlamadan edemiyorum. Yine bir kitaptan alıntı;

"Amerikan cumhurbaşkanlarından Abraham Lincoln’ın şu sözleri bunu ne kadar ifade eder: “Ben  yapacağım her şeyi vicdanıma danışır ve sonra da tereddütsüz harekete geçerim. Eğer muvaffak olursam, zaten kimse bir şey söyleyemez. Muvaffak olamazsam o zaman da gökten bütün melekler yere inseler yine beni müdafaa edemezler.”(sf.46)

Bu kararlılık için lise yılları çok erken; fikirlerin olgunlaşması için yaşla birlikte gelen o daha sakin düşünme; kendine daha çok inanma ve aslında kendini bilme durumunun geldiğini düşünüyordum. Ancak son zamanlardaki okuduğum kitapların da etkisiyle kendini tanıma, azim ve başarının daha erken yaşlarda kazandırılabileceğine inanıyorum. Bizden sonraki nesillerdeki o azmi görmemek imkansız. On sekiz yaşından öncesinde hedeflerini belirleyen bu hedefler için belirli standartlar koyan gençlerimiz neden olmasın? 

Dinle, düşün, konuş... Bu üç unsurla özetlemiş yazar aslında. Bu kitabı sevdiğimi söylemeliyim ve tavsiye ediyorum. Ağır bir dil olmadığı gibi aradan geçen onca zamana karşın aslında bir şeylerin de aynı kaldığını anlıyor, hüzünleniyorsunuz.

Şimdilik yorumlarım bu kadar... Beklerim yorumlarınızı...

21 Haziran 2021 Pazartesi

BEE BEAUTY BLUSH


Haziran kokusu... 
Bu ayda özel bir kokunuz veya bu ayı çağrıştıran bir koku var mı? Benim için yasemin çiçeklerinin bir gece rüzgarıyla  varlığını hatırlattığını ay... Genel olarak ise hafif ancak şekerli ve baharatlı kokuları seviyorum. 
Geçen sene tam  olarak zamanını hatırlamıyorum ama gratisten indirimden çok uygun bir fiyata 
denemek için Bee Beauty Blush parfümümü satın almıştım. Öyle ki aldığımı unutmuşum bile. 
Geçenlerde gözüme ilişince kullanmaya 
başladım. Çiçek kokusu ağırlıklı bir parfüm, kalıcılığı orta düzeyde. 

Karar vermenin zor olduğunu düşündüğünüz o kokular dünyası...Kozmetik alışverişleri daima beni kararsız bırakmıştır. Parfüm gibi ürünlerde ağır kokular yerine daha sakin kokuları tercih ediyorum.  
Deodorant ile desteklenmesi gerekiyor.
İçeriğinde gül, yasemin , sedir ve sümbül 
notaları bulunmakta.  Vanilya ve misk ile 
kokunun tamamlandığı belirtilmiş.
 
Uygun fiyatlı beklentimi çok
 yüksek tutmadığım bir parfümümdü.
 Alınıp kullanılabilir şunu son olarak 
belirtmeliyim ki, kokular arası hızlı bir geçiş var. Gül kokusu belirgin hissedilirken geriden gelen yasemin son olarak ise vanilya kokusuna geçiş yapılıyor. Şimdilik yorumlarım bu kadar. 
Beklerim yorumlarınızı....

14 Haziran 2021 Pazartesi

GUA SHA TAŞI


     Zaman kavramı oldukça ilginç öyle değil mi? Bazen bir an bir sene gibi bazen de bir sene bir an gibi gelmekte şu sıra... Ancak cildimiz zamana karşı destek istiyor. Çok fazla destekliyor muyum sanırım son aylarda destekleme ihtiyacı hissetmeye başladım. Detaylı bir destek için de ayrıca bir bütçe gerekiyor. 
Ekonomik ve en azından kendimi iyi hissettirecek belki biraz da popüler olduğu için Gua Sha taşlarına bakmaya başlamıştım. Cilt için gua sha taşları sanırım şu an her yerde... 

   Yeşim (jade) gua sha taşı sertifikalı bir şekilde gelenler olsa da ben gerçek taş olduklarından emin değilim. Fiyatlar oldukça değişken ve çeşitleri çok fazla. Yeşil kaz ayağı şeklinde olanlar yerine beyaz, küçük üç ayrı kıvrımlı olması düz şekilde tutumunun kolay olması nedeniyle beyaz gua sha taşı satın aldım. Beklentim en üst seviyeden olmadığını belirtmeliyim.  
Taş eni:5,5 boyu ise :9 cm ağırlık ise
 50 gr 
Yeşim taşı özellikleri ve faydaları 
*Genel özelliği olarak ağrı kesici olarak kullanılır. 
*Soğuk uygulandığında kılıca damarları küçülterek göz altı morlukların azalmasını sağlar.
*Kan akışını hızlandırır ve toksinlerin atılmasında yardımcı olur.
*Cilt üzerinde kırışıklık olan bölgelere masaj yapıldığında gerginliği alarak çizgilerin zamanla kaybolmasına yardımcı olur.

E vitamini ise, lavanta yağı satın alırken bir de markanın e vitamini de deneyeyim diyerek satın aldım.  (10ml olduğunu söylemeliyim oldukça küçük)
*E vitamini yüksek miktarda antioksidan içeren doğal bir yağdır. 
*Düzenli olarak gece kullanılması önerilir.
*Yoğun şekilde nemlendirici, besleyici ve yenileyici E vitamini cilt, saç, kaş, kirpik ve tırnaklarınızı güçlendiren etkisiyle doğal bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.
Uç kısmı bu şekilde bir damla cildinize yetiyor. Gua sha taşı ile masaj hareketleri ile uyguladığımda kan dolaşımı artırdığını hissediyorum.
 Özellikle alın bölgesine uyguluyorum bir rahatlık hissi oluyor cildimde. Çok çok harika diyemem ama cildinize özen göstermek mutlu ediyor. E vitamini sivilce yapmadı yine de yağlı ve karma ciltler biraz dikkatli olmalı, gua sha taşının da çeşitleri bulunmakta, bakabilirsiniz.
Şimdilik yorumlarım bu kadar.  Beklerim yorumlarınızı...

 

7 Haziran 2021 Pazartesi

ÇOCUKLUĞUN SIRRI MARIA MONTESSORI

 

ÇOCUKLUĞUN SIRRI MARIA MONTESSORI

Farklı eğitim yaklaşımlarına sahip okullara çevrenizde sıklıkla rastlıyor musunuz? Daha doğrusu Montessori eğitim anlayışına sahip Montessori okulları desem... Aslında birçok farklı yaklaşıma sahip okullar olsa da ülkemizdeki sayıları oldukça az. Anlayışları da kendimizce karıştırıp ne tamamen o anlayışa sahip çıkabiliyoruz ne de başka bir yaklaşıma tutanabiliyoruz. Sanırım biraz karışık bir giriş oldu, farkındayım. Şu sıra eğitim ve öğretim içerikli; ilginç yorumlamalar getiren aslında biraz kulak aşinalığına sahip olsak da tam anlamıyla bilmediğimiz yaklaşımları anlatan kitapları okuyorum. Teknoloji dünyasında bilgi artık her yerdeyken yakalamak için elimizi uzattığımızda yetişebilmenin yorumlarını getiren kitaplar. 

Çocukluğun Sırrı Maria Montessori'nin; Montessori eğitim anlayışının orjinalliğini ve felsefesine ilişkin giriş niteliğinde yansıtan bir kitap. İtalyan eğitimci; Montessori Eğitim Modeli'nin niteliklerini; çocuğun kişiliğine karşı saygıya dayanan prensipleri ortaya koyuyor. Çocuğun bir birey olarak kendini keşfetmesi ve potansiyelini ortaya çıkarmasına yardımcı olmanın eğitimcinin görevi olduğu üzerinde duruyor. Montessori Eğitim Modeli'nde çocuğun gelişimine, keşfetme ve araştırma ihtiyacına; öğrenmenin kendi başına gerçekleşmesine katkıda bulunacak ders materyalleri geliştirme sürecini kitapta adeta bir misafir izleyici gibi gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Montessori dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda eğitimde devrim niteliğinde yenilikler de gerçekleştiriyor. Öğretmen ve öğrenci rollerini yeni baştan belirleyerek aslında savunduğu prensiplerin bugün bile önemini daha iyi bir şekilde kavramamızın yolunu açıyor. 

Bence her ebeveyn  de bu kitabı okumalı. "Çocuğun kendisini gerçekleştirmesi sevgi sayesinde olur.(sf.101)" Sevgi öğrenmeyi de başlatır; merakı uyandırır ve keşfetme duygusuyla büyük bir yaşam heyecanına ortak eder. Eğitimci olarak düşünüyorum da; fazlasıyla müfredatın sınırlarına bağlıyız. Ders zili çaldığında bir başka sınıfta yeni yeniden aynı yerden başlıyoruz. Hem öğrenciler hem de öğretmenler bir çemberde dönüyor gibi. Zilin çalma zamanını saniyesine kadar hesapladığım o son dersleri hatırlıyorum; o kalabalığın eve dönüş heyecanını. Üst üste süren zihinsel yorgunluğun bir sıkılma seramonisine dönüşmeden eğitimde neşeli, meraklı ve bir sonraki öğrenme telaşını bekleyen o anlayışı bulabilsek hiç fena olmaz.

Kitaptan notlarım; 

*Gelecek yaşamımızın anahtarı olan çocuğa dönmeliyiz. Toplumun iyiliğine dönük bir amacı yerine getirmeyi arzulayan herkes mutlaka çocuğa dönmelidir ve çocuğu sapmadan kurtarmak için değil, yaşamımızın pratik sırrını öğrenmek için de bu yapılmalıdır.Bu açıdan bakıldığında çocuk figürü kendisini üzerinde tefekkür edilecek güçlü ve gizemli bir mesele şeklinde sunar; çünkü doğamızın sırrını bünyesinde barındıran çocuk efendimiz olur.(sf.223)

 *Çocuğun gözümüze ilişen nitelikleri yaşamın bir parçasıdır, tıpkı kuşların renkleri veya çiçeklerin kokusu gibi;bunlar hiç de herhangi bir eğitim yönteminin sonuçları değildir. Fakat bu doğal olguların onları korumak, işlemek, gelişimlerine eşlik etmek isteyen bir eğitimden etkilenebildikleri aşikar. (Sf.147) 

 *İçindeki herşeyin bir çocuğun ölçüsüyle orantılı olması gerektiği maddi bir çevre tasavvurumuz ise olumlu bir karşılık bulmuştur. Temiz, aydınlık odalar; çiçeklerle süslü, küçük,alçak pencereler; güzel döşenmiş bir evde görülebileceğimiz türden küçük boyutlu mobilyalar,küçük masalar, küçük koltuklar,güzel perdeler,çocukların elinin uzanabildiği ve istedikleri şeyleri alıp koyabilecekleri alçak dolaplar...(sf.120)

 

Şimdilik yorumlarım bu kadar; beklerim yorumlarınızı...