4 Haziran 2018 Pazartesi

KONU KİTAP İSE

 
Mayıs geçti haziran ilk haftasının bitime doğru ilerlemekte. Zamanı tutmak imkansızlığında kitaplara gömüldüm bu ara. Tez uygulamamı yapmıştım. Onun yazımı var ancak şu sıra danışmanım şehir dışında diyerek boşladım. KPSS bakayım derken de kendimi kitap okurken buluyorum. Artık öğrencilik ruhum mu kalmadı nedir! Neyse... Haziran hepimiz için daha az sıcak ama güzel anılarla dolu olarak geçer inşallah.
Bir hafta öncesi sevgili Deep'in bloğunda kitaplar kalbimden vurur mimi görmüştüm. Dedim daha fazla geç kalmadan ben de yapayım.(http://sadevederin.blogspot.com.tr)
Kendisi güzel bir açıklama yapmış mim den öncesi. (Bende instagramda daha sonra gördüm). Özden Ak(Hayat Kitapla Güzel) instagram hesabında kitapla kalbinden vurulan ki gülümsemesine bayıldığım bir foto ile mim sorularını alarak paylaşmış. Linki ben de bırakıyorum, hemen yanına.(https://hayatkitaplaguzel.blogspot.com.tr/2018/05/kitaplar-kalbimden-vurur.html)
 
*Okumayı size sevdiren ne oldu?
Çok çabuk okumayı öğrendim. İlkokul birinci sınıfta iken Kasım ayında kutlama yapılmıştı okulda. Sanırım o kutlama çok hoşuma gitmişti. Ama işin özü anne ve babamın çok geniş kapsamlı oluşturdukları bir kütüphanemiz var. Özellikle okumayı öğrendikten sonra babam okuduğumuz kitap üzerinde yarışmalar yapardı. Sanırım benim sevgi biraz ödülsel :) gelişti; biraz da okuma alışkanlığımın artık yaşam parçam olması ile alakalı.
 
*Hiç bir kitabı sayfalarını çevirerek biriyle okudunuz mu?
Ne yazık ki olmadı. Çevremdeki ailem, arkadaşlarıma göre biraz daha farklı kitapları okumayı seviyorum.  
 
*Asla okumam dediğiniz kategori nedir?
 Aslında bu yaşıma kadar kişisel gelişim kitapları okumam kimse de okutturamaz derdim. Ama insan büyüdükçe herhangi bir seçimden ziyade o ilk sayfa işte oradaki duygu sizi içine aldığında hangi tür olursa olsun bırakılmıyor sanki.
 
*Kitapları renklerine göre mi, alfabeye göre mi sıralarsınız?
İkisi de değil. Boyutlarına sıralarım. İnce kitaplar mutlaka incelerle veya kalınlar kalınlarla.
 
*Okurken size eşlik edecek bir hayvan ister miydiniz?
Hiç düşünmedim. Okurken dünyadan soyutlama kısmı oluyor diyemem. Ancak sese karşı duyarlı olanlardanım. Tek başıma okumalı ve o kitabı önce kendi iç dünyamda sindirmeliyim. Bu yüzden otobüs, araba gibi uzun yolculuklarda da okuyamam. O dünyada sadece kitabım ve ben olmalı dercesine tek olmalıyım. Yolculukların varış noktası okumak için yolculuklar ise izlemek, değişimi görmek açısından başka bir deneyimdir.
 
*Bookstagram olarak kendi stilinizi oluşturduğunuzu düşünüyor musunuz?
     Daha yolum var bence kendi stilim için. Çünkü instagram hesabım notlarımdan oluşmakta.. Bu notlarda manzaralar kimi zaman fırın konusunda denemelerim ve kitaplarım var. Kitaplarım gerçekten okuduktan sonra paylaşımlar yapmalıyım dediğim; altını çizdiğim paragrafları anlatmalıyım kitaplar... Biraz ruh halime göre  de değişiyor. İnsan insandır dercesine. İnsanı konu olan insan ve onun duygularını derinlemesine anlatırken sizleri de teğet geçmeyen kitapları paylaşıyorum.

     Benim mim şimdilik bu kadar... Bence siz de yapın. Mimler bazen kendinize sormayı unuttuğunuz soruları sordururken bazen de yazılarınıza gülücükler katmakta :)

3 Haziran 2018 Pazar

EAU THERMALE D'URIAGE(URIAGE THERMAL SU)




Havalarında insanlar gibi kafası karışık? Umulmadık zamanda yağmur yağarken biraz mesafe alınca yağmur yerini güneşe bırakmakta. O boğucu etki anlaşılmıyor. Ama yine de şükürler olsun ki geceleri çok güzel. Yaz; yayla da belki biraz daha güzel geçse de inanılmaz bir nem ile birleşince uyku çok zor oluyor. Nem demişken normalde denemeliyim dediğim ürünleri bile biraz memnuniyet ve yakın insanların kullanım durumlarına göre alırım. Ancak bu yıl diyorum ya kendimde şaşkınım. Yeni şeyler denemekte daha cesurum. Mart ayında indirimlerde neler var neler yok derken Watsons'a girdim. Uriage Termal su incelerken yardımcı olmaya çalışan kızı kıramadım. İndirimdeyken alın lütfen diye :) Mart ayından itibaren kullandığım bu ürünün özelliklerine gelince;






EAU THERMALE D'URIAGE(URIAGE THERMAL SU);  İçeriğindeki doğal eser element ve zengin minerallerle cildi nemlendirip sakinleştirerek, cildin korunmasına yardımcı olur. Günlük düzenli kullanımla cildin canlılığını ve parlaklığın korumaya destek olur. Tüm cilt tipleri ile uyumludur.
Kullanım şekli: Püskürtün ve anında etkiyi hissedin. Çocuk ve yetişkinlerin kullanımına uygundur. (Fransa'da ithal edilmiştir.)
Doğa tarafından zenginleştirip saf, olağanüstü su... Kaynağında doğrudan paketlenmiş, saf ve doğal olarak zengin mineral tuzlardan ve iz elementlerden toplanır. Bu bileşim tüm Termal suların en dengelisidir.
-Cilt bariyerini güçlendirir.
-Cildin doğal nemlendirici faktörleriyle benzer olan yüksek konsantrasyondaki mineral tuzlar sayesinde, eşsiz nemlendirici avantajlar sunuyor.
-Kalsiyum ve magnezyum tuzlarının yüksek düzeyde olması sayesinde hassas ciltleri yatıştırır.

Bu ürünü makyajımı temizledikten sonra kullandım. Bazı cilt temizleyiciler sonrası ciltte sabun kullanmış gibi bir kuruluk olabiliyor bazen. Bu durumu pek sevmiyorum. Gerginlik, kuruluk hissi devam etmese de aslında hiç olmasa diyorum. Mart ayında malum kış mevsimi nem ihtiyacı için kullansam da bu kuruluk hissini gerçekten azalttı Mayıs ayında ise ferahlık verdi sanki. Bu arada hala bitmedi bereketli çıktı anlayacağınız. Kullanım sonrası yapışkan bir his bırakmadığı için de ayrı bir sevdim. Yaz için de indirimde görür görmez alacağım. Normal fiyatı biraz pahalı gelse de sanırım 40 üzeri idi. Ben aldığımda 29 TL ye almıştım. Mükemmel bir değişim görmedim. Ama nem sağlayan ne kadar karmadan yağlıya dönük bir cildim olsa cilt temizliği sonrası kullanmakta cildimi oldukça rahatlattı. Şu sıra da ferahlık veriyor. Canlı bir görünüm sağlamakta.
Umarım güzel bir gün geçirmişsinizdir. Yorumlarınızı beklerim....:)


1 Haziran 2018 Cuma

TARİH DURAĞI


       Tarih yalnızca geçmiş değildir tarih yaşayan, nefes alan her bir hayat zerresinde kendisini hatırlatırken unutulmaz
 bir öğretmendir. Ben sayısal çıkışlı bir öğrenci olarak her zaman tarih derslerini çok seven hatta sınıfıma göre fazla seven bir öğrenci oldum. Ancak hep de bir soru işaretim oldu tarih kitaplardan öğrenilirken yan kaynaklardan neden desteklenmesin? Bir roman, bir müze belki de bir şehir... Hatta belgeseller sayamadığım 
bir sürü şey. Benim için de Osmancık, 
TRT 1 de yayınlanan sinema dizi tadında iken kitabını sonra okudum. Tarık Buğra Osmancık. Anlatım tarzı ile zihninizde adeta resim çizen ve o dünyaya kolaylıkla girmenizi sağlayan yazar Osmanlı devleti başlangıç rüyasını anlatmakta. Kitapların zamanı vardır derim hep. 

Elimize aldığımız an ve ilk sayfa sonrası işte o an farklı bir dünyaya adım atmak için en anlamlı zaman dilimidir. Bu kitabı farklı zaman dilimlerinde yani yaş aldığım hayat yolunda birden fazla kez okudum. 
Her yaştan okuyucularında o dünyaya kendini kaptırabileceği bir kitap çünkü. Sizlere okumanızı tavsiye ederim. 
       Geçmişi düşünmek, bilmek; anlamaya çalışmaktan geçer. Sayılar ayrıntı aslında bir belirtidir. Şu savaş şu tarihlerde 
yapılmıştır evet ancak eksik bir taraf 
vardır bu cümlede. Ezberlemek anlamak değildir. O atmosferi o dünyanın ruhunu idrak edememek ezberin altında nefessiz kalmaktadır.
     Tarık Buğra ezberin altında nefessiz kalan o ruhu bir resim gibi çizerken o resmin içinde adete okuyucularını da var etmekte. Büyük bir devletin başlangıcını neden Osmancık'ın Osmanlı Devleti olduğunu oldukça sade bir dille anlatırken Osmancığın Osman Gazi olmasını o yolculuğu en baştan anlıyoruz. Edebali'nin rehberliğinde; Osman Gazi'nin ruh dünyasını nasıl şekillendirdiğini büyük bir idealin Osman Gazi'nin alınyazısı olduğunu görmekteyiz. Yer yer altını çizdiğim satırlardan alıntıları da aktarmak istiyorum;

"En önemli gerçek ve yaşayan tek gerçek; geçen günlerdir..."
"Yüreksizliğinden değildir gidemeyişi.... Kendisini hazır hissedemeyişindendir."
"Doğru, dünya büyüktür... Çok, çok büyüktür; hatta Osman'ın kurabildiğinden de çok büyüktür. 
Fakat bir ömür için, tek bir insan içindir bu büyüklük. Bir soy için değil; bir soyun benimseyeceği, bir soya benimsetilecek bir amaç, bir ülkü için değil! Ve dünyanın böyle amaçlara, böyle ülkülere açık olduğu, böyle amaçlar ve ülküler için küçüldüğü dönemler vardır."
    Bir anda Osmancık, Osman Gazi olmamıştır. Öfkesi ile yarışan Osmancık, büyük bir amacın yükünün omuzlarına yerleşmesi ile Osman Gazi olmuştur. Osman Gazi olma yolunda o amacın ne kadar değerli olduğunu anlamış ve bu doğrultuda hareket etmiştir.
     Büyümeyi bu kitapta göreceksiniz. Önemli bir tarihsel karakterin iç dünyasını anlarken yer yer kendinizden parçalar bulacaksınız. 
Tarih durağında belki de yazarında aradığı sorulara ondan önce vakıf olmuş gibi hissedeceksiniz veyahut yazarın başladığı paragraf başından son noktalama işaretine kadar ahlak, merhamet dirayet hatta yer yer sevginin önemine selam verip bir 
sonraki durağa geçmeliyim derken bulacaksınız kendinizi. Bu kitaptan sonra Devlet Ana'yı okumuştum. Bir sonraki durak yerine bir önceki durağa gitmiştim sanki.
      Osmanlı Devleti dünya medeniyetine damga vurmuş üç kıtaya hükmetmiş ancak zulümle değil merhametle; adaletle... Devletin sırrı belki de bu idi.
 Ancak bu sır nesilden nesle geçerken sırrın başlangıcındaki Osman Gazi'yi tanımaktan mutlu olacaksınız...
Yorumlarınızı beklerim :)