11 Mayıs 2019 Cumartesi

DENEBUNU ELİDOR KUTUSU


YORGUNLUK.... Tek kelime ile haftamın özeti...Özellikle oruç iken sabah altı da uyanıp okula koştur koştur yediye yetişebilmek sanırım kan şekerimi düşürüyor. Hiç uyuyamıyorum. Tahtada başım döndü çok fena o an başımın dönmemesi için çok dua ettim. Bu işe ihtiyacım olmasa sanırım bir kez daha düşünürdüm çünkü okul bitmesine çok az kaldı. Bu ara kansızlık fena şekilde etkiliyor. Gelecek haftayı iple çekiyor muyum? Hayır sadece bir an evvel bitmesini istiyorum. Kuşak farkı kısmında çok da fark var mı bilmiyorum ama öğrenci iken öğretmenlerimi bu kadar yorduğumu düşünmüyorum. Özellikle son haftalar kalmış iken öğretmen değişikliği hele ki ücretli öğretmen isen sanırım pek kaale alınmıyorsun. Çok üzücü... Öncesinde halk eğitimde görev aldığım için okulda ilk kez öğretmenlik yapmaya başladım. Büyükler ne öğrenirsem benim için önemlidir derken küçükler için bir çığlık atma dünyası sanki. Sınıfta öğretmen olduğuna aldırmadan ayakta yürümek de değil koşmak; kavga etmek sayamayacağım bir sürü durum. Çocuklarımıza saygı duymalıyız ki onlara kendilerine duyulan bu saygının anlamını bilip büyük; öğretmenlerine saygı duysun. Yorgunluk notu olsa da geçen hafta denebunu kutusu şansım bana güldü. 





Denebunu*Elidor doğanın enerjisi kutusu elime bu kadar kısa sürede ulaşacağını hiç düşünmediğim bir kutu idi. Kutusu dahi çok güzel koktuğundan merakla açtım. İçerisinde Elidor Doğanın enerjisi (Kalın ve Gür görünen Saçlar için)Avokado ve üzüm çekirdeği yağı şampuan ve Elidor Doğanın Enerjisi 48 saat kalcı koku ve yumuşaklık süper saç kremi ( Avokado, Üzüm çekirdeği yağı/Gür saçlar)



Bir şampuanın bu kadar güzel kokması inanılmaz.... Bu ara kullandığım sabit bir şampuanın bitmek üzere olması ve böyle bir kutunun gelmesi hayat mutluluk sebepleri veriyor dedirtti. Kalın ve gür görünen saçlar benim saç tipim bir kez kullandım ve daha sonra ayrıntılı olarak yorumlamak istesem de beğendiğimi belirtmeliyim. Özellikleri;
* Avokado yağı besleyiciliği ve nemlendirme özelliği ile bilinir. Üzüm çekirdeği yağı da güzel bir koku sağlayarak besleme ve koruma özelliğine sahiptir. 
*İlk kullanımdan itibaren saçlarınızın kalın ve gür görünmesini sağlar. 

 
*Avokado ve üzüm çekirdeği yağı içeren özel formül sayesinde ilk kullanımdan itibaren saçlarınızın kalın ve gür görünmesini sağlar. İçerdiği koku incileri sayesinde saçlarındaki eşsiz koku saçlarında kalır.
*Paraben ve renklendirme içermez.
*Avokado yağı besleyiciliği nemlendirme özelliği ile bilinir.  Üzüm çekirdeği yağı da güzel bir koku sağlayarak besleme ve koruma özelliğine sahiptir. 
-Şampuan sonrası saç diplerine değdirmeden boylarına eşit miktarda uygula, uçlarına ise bolca sür. İyice durula. 

    Bu ikiliyi denemekten mutlu oldum. Bu seri bittiğinde saç memnuniyetime göre diğer çeşitlerini denemek istiyorum. 
 Güzel bir hafta olsun; sağlıkla küçük sürprizlerle dolu biraz saygı biraz da anlayışla... Beklerim yorumlarınızı...

6 Mayıs 2019 Pazartesi

HOŞGELDİN RAMAZAN

   
                Bizi bir Ramazan'a daha kavuşturan Allah'ım hamdolsun... Ramazan yalnızca aç kalmak değildir; kalbimizi tüm kötülüklerden sakındırmak; dilimize hakim olmak; sabrın imtihanını geçebilmektir. En çok anlamak; belki de uzun zamandır yapmadığımız bir şey... Anlamak... Anlamak için dinlemek; gözlemlemek empati denen olguyu düşünmek gerekir. Yorgun bir insana neden yorgunsun demek yerine bazen bir tebessüm bazen de küçük bir hatırlatma ile yanında olduğunu belirtmek gerekmez mi? Bilmiyorum... Beklentilerimi azaltmam gerektiğini söyleseler de insan kalbinin güzelliğine daima inandım. Küçücük gibi duran her bir detayın güzelliğinin mutluluğuna inandım. Kış mevsiminin cesaretine; baharın güzelliğine yazın tüm bunaltıcı sıcağına rağmen yıldızların canlılığına sonbaharın ise düzenine... Rutinlikteki derinliğe...

          Tamamlayamadığım yığınla şeye rağmen yaş aldıkça anlıyor insan. Kalp kırgınlıklarının ağırlığında kaldıkça büyüdüğünü... Elimde bu ara yeniden Matmazal Noralya'nın Koltuğu/Peyami Safa kitabı var. Kimi dönemlerde okuduğum kitapları yeniden okumayı seviyorum. Değişimi altını çizdiğim paragrafların artmasında; aldığım notlarda hissediyorum...
"Ne hayat! Ne hayal kırıklıkları! İnsan inanamıyor..."

       Mayıs; Haziran; Temmuz benim için sınav ayları. Bitmeyen bir kısır döngü gibi gelse de uzak mesafedeki arkadaşlarımın kalbini hissetmek onların verdiği moral şu sıra oldukça iyi geliyor. Tezimi ben yazmaktan yoruldum; tez danışmanımın oralı olmaması derken iki dönemdir çıkmayan ücretli öğretmenlik dönemin bitmesine çok az bir zaman kala çıktı; bir aylık bir koşuşturma bir kenara ulaşım için bulunduğum yere bir saatlik mesafede olması okulun; ayrıca ulaşım için vasıtanın çok sınırlı olması bakalım beni nasıl zorlayacak!

     İşsizlik en azından bir aylık mola versin değil mi? Özlemiştim ders anlatmayı... Bu ay da beni tanımasanız da  dualarınızda yer verirseniz çok sevinirim.  Bu yaz bitmeden aynı döngüde değil de bitmiş bir yüksek lisans; en azından düzenli bir iş gelecek yıl için sınavsız bir yıl olur...
Hayırlı Ramazanlar yeniden...




               

1 Mayıs 2019 Çarşamba

ÇİLEK TARLASI



ÇİLEK TARLASI


Mayıs ne çabuk gelmiş böyle! Nisan ayının çok çabuk geçtiğini bugün anladım. Ramazan ayı gelmeden önce geniş kapsamlı bir ev temizliği; odamda küçük çaplı eşya değişiklikleri derken sanki gün kum saatindeki kumlar gibi hızlandırılmış bir şekilde geçti. Bu arada son üç gündür bahardan direkt yaz mevsimine geçen bir Adana var. Biliyorum bahar gelmesini çok istesem de Adana için bahar yaz esintili geçer. 32 dereceyi gün içerisinde şimdiden görmek umarım yaz çok bunaltıcı geçmez dedirtti. Baharın yaz esintili geçmesi ise akşamın güzelliği... 



ÇİLEK TARLASI

Ama bu sıcakların bir iyi tarafı var elbette ki; keşfetmek... Kış benim için pek iyi geçmemişti çünkü. Çok fazla dışarı çıkmamıştım. Oysa ki görmediğim yerleri görmek;yaşadığım şehirde turist olmaktı dileğim...Bazen tek başına bazen de sevdiğin insanlarla... Bu hafta sonu ailecek çilek tarlasına gitmiştik; fotoğraflar oradan. Çilek tarlası etkinliğini tavsiye ederim. Bu çilek tarlası için araba ile yarım saat yol aldık. Son üç yıldır bir türlü fırsat olmuyordu gitmek. Hani özenmiyor değildim yani. Topraktan kendi ellerimle topladıktan sonra hormonsuz ve taze çilek yemek; dalından yemek... Şehir hayatı ile birlikte topraktan uzaklaşırken meyve ve sebzelerinde doğal halini unuttuk zamanla... Değerini de belki de... Adana; sarı sıcak renginde;  turunçgil ve pamuk tarımında kendini belli etse de aslında tüm meyveler için bir cennet. Seyhan gölünün hemen kenarındaki bu köye doğru yol alırken manzaranın güzelliği bir kenara bu kadar yakın iken nasıl daha sık gelemedik soruları; zamanımız olmadı ki cevabında bir parantez açtı kendine. O parantez belki de hayatın özeti. Sürprizler ya da mucizeler beklerken kaçırdığımız hayatın parantezi. 

İki gündür evde çilek kokusu hakim. Marmelatlar ve reçeller hazırlanırken darısı vişne reçeline diyorum. Ancak yaylaya gitmek için biraz daha zaman var. Yaşamda alışkanlıklarımız bir çerçeve çizse de renklendirmek biraz bizim elimizde. Öğreniyoruz... Her gün; her an zamanın her diliminde.  Sevin Çokum alıntısı ile; "Öğrenmenin yaşı yoktur. Bittiği, durduğu yer yoktur." yazımı sonlandırırken Mayıs ayı çok tüm renkliliğiyle; keşiflerle bol kahkahalarla geçsin dileğiyle... (Bu ara Mazi Kalbimde Yaradır/ Dilek Türkan çok sık dinlemeye başladım yeni yeniden... Sizlerde dinlemek isterseniz oldukça iyi bir yorumlama...)