13 Mart 2020 Cuma

MR.HIRAGI'S HOMEROOM DRAMA

         2020 şimdiden yormadı mı? İnternette bir yorum görmüştüm; yerin altından ateş püsküren yılanlar çıksa şaşırmam... Önce güldüm ama sonra düşününce hak vermeden de geçemedim. Bugün okulda herkese EBA şifresi vermekten derslerimi işleyemesem de içim biraz burkuldu. Birçok öğrencinin evinde bilgisayar yok umarım okulun olmadığı bu iki haftalık süreçte derslerden kopmadan; şu panik hali geçmiş bir şekilde atlatırız. Bugün toplu taşıma araçlarında çok fazla kalabalık olmasın diye dualar ettim, her dersten sonra ise öğretmenler odasında ellerim kolonyaya gitti. Eve gelirken ise antiseptik jellere bakayım dedim ama kalmamıştı. Yarın yine bakacağım. İnşAllah bu süreci de atlatacağımıza inanıyorum. Nisan ayı daima güzel bir ay olmuştur;Adana için yaz mevsiminin o yakıcı sıcağı gelmeden portakal çiçekleri kokusu ile dört bir yana savrulan o harika kokusu ve doğanın renklerinin yaşam fışkıran ayıdır benim için. Umutla ve kalpten gelen en güzel dualarla...
Perşembe günü boş günüm olduğu için uzun zamandır da dizi izlemediğim için Japon dramalarına göz gezdiriyordum. O sırada ülkemizde de şu sıra popüler olan Öğretmen dizisinin Mr.Hiragi's Homeroom (Japon drama) dizisinden uyarlama olduğunu gördüm. İzlemeye karar verdim ki Türkiye uyarlamasını izlemedim. 
10 bölümden oluşan bu diziyi 1 günde bitirdim ki final bölümünde fazlasıyla ağladım. İlk bölümden son bölüme kadar benim için durağan olmayan, sıkmayan detaylarında kalmak isteseniz de olaydan kopmadan devam diyerek izleyebileceğiniz bir dizi. Temelinde siber zorbalığın insan psikolojisinde oluşturduğu o zararın tahmin bile edilemeyecek etkilerini anlatan dizi;  mezuniyete 10 gün kala öğretmenlerinin öğrencilerine vermek istediği en önemli ders ile öğrencilerin bu dersi aldıktan sonra değişen bakış açıları... Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, hemen karar verip kesin yorumlar yapmak yerine destekleyici ve yardımcı olmak gerektiği aslında yetişkinler dünyasına adım atarken görmezlikten gelme; dışlanmamak için acı veren o zorbalığa katılma gibi sorunların sorun olarak bile görülmediği bir zaman diliminde fark ettirebilme... Mr.Hiragi rehberlik öğretmenine kimi bölümde kızarken kimi yerde zekasını alkışlarken bulacaksınız kendinizi. Dizideki Sakura karakterini(Mei Nagano) izlediğim bir filmden hatırladım hemen. Doğal sempatik ve gerçekten tam bir lise öğrencisi; gerçekliğine inanıyorsunuz başarılı bir oyuncu. 
Siber zorbalık denildiğinde aklıma Sulli, Go Hara geldi ve çok üzüldüm. Onların IG postlarındaki bazı yorumları hatırlıyorum da sadece acımasızlık değil yapılanlar, vicdansızlık demek istediğim birçok kelime. İnsanlar verdikleri hasarın sorumluluğunu almamak için ben ne yaptım ki; sadece fikrimi söyledim dedikten sonra üstündeki o vicdan yükünü atıp kötülük yapmadım ki düşüncesinde olmaya çalışsalar da kötülük; kötülüktür.
 Oysa boşuna büyüklerimiz söylememişler; Kırk kere düşün bir kez konuş... Bir kalbe verilecek zararları bilemeyiz,dikkatli ve hassas davranmalıyız. 
 Siber zorbalık, okullardaki problemler ve önyargılar, kıskançlıklar ve intikam duygusunun işlendiği 2019 yapımı olan bu dizi kesinlikle izlenmeli ve tavsiye ederim... 
Bu verilen ara da izlediğim dizi ve film yorumlamalarım devam edecek. Beklerim yorumlarınızı. Sağlık ve umut ile...

7 Mart 2020 Cumartesi

YOL NOTLARI

                                 
         Zamanın hangi diliminde olursa olsun daima size eşlik eden bir müzik vardır... Hareketli, hüzünlü ve belki de hiç bilmediğiniz bir dünyanın kapısından içeri girmenizi sağlayacak bir melodi. Zihninizde dönüp duran ve o güne devam etmenizi sağlayacak olan sözsüz bir incelik... Sözcüklerin ağırlığı olmadan bir rüyayı dilemek. 
 Rüyaların yol göstericiliğine daima inandım. Küçük yanılsamalarla olsa da. Kalp ve akıl arasındaki o tüm yolculuklarda birkaç nefesten de öte hayat kesitlerinde olan rüyalar. Her işaretin bir anlamı olduğuna inansam da üç noktanın rüyaları sembolize ettiğini düşündüğüm çok zaman oldu. Üç nokta; tamamlanmamış cümlelerimizin ve sıralayacağımız birçok nedenin yerine koyduğumuz sırlarla dolu o işaretti. 
Fotoğraf, okuldan çıkarken gördüğüm manzara; son zamanlarda bahar güneşi sıcaklığını gösterirken;portakal çiçeklerine hazırlanıyor sokaklar. Kuru ağaçlar mevsimi yerini yeşil zemin üzerinde yol kenarlarındaki o sarı ve beyaz papatyalara bırakıyor. Bahar kışın hüznünü kalbinin derinliklerine gömerken yaz mevsiminin rüyasına hazırlıyor sanki. Yaşamın her yerde ve her şekilde hadi koşmak istiyorsan koş, sevmek istiyorsan sev, umut etmek istiyorsa et dediği o mevsime! 
Biliyorum tek bir dünya yok; her insan kadar dünya ve her insan kadar hikaye var. Hikayenin neresinden başlanmış olunursa olsun anlamı olan her bir detay kalbimizde umarım güzelliklere bir kapı açar. Umudun ve sevginin bir tebessümde yansımasını görmek dileğiyle...

1 Mart 2020 Pazar

EJDERHANI NASIL EĞİTİRSİN?

                                 
 Bir kapının ardında tüm güzellikler 
bizimle olsun. Umut etmek, yaşamdaki güzellikleri görebilmek dileğinde... Üzücü günler yaşıyoruz Allah herkesin yardımcısı olsun. Bir haftadır boğaz enfeksiyonu kulaklarıma vurunca vertigom tetiklendiği için zor da olsa ilaçlarla okula devam ettim.Geçen hafta pazartesi günü gitmediğim gün için rapor alabilsem de diğer günlerde gitmemezlik yapamazdım. Mecburiyetler...Maaşımı alabilsem en azından iyi olurdu 
da neyse ... 
Evde okula gitmeden önce en azından sesimi dinlendirebilmek biraz da nefes alabilmek için çocuklar için film arayışına girmiştim. Animasyon filmleri; büyük çoğunluğu hem eğitici hem de eğlenceli oluyor. Son bir gayret araştırırken How to train your dragon? serisini gördüm. İlk filmini izlettirebilirim diye düşündüm ama ilginç izlenimler edindim. Derste sürekli hareket halinde olmak isteyen çocuklar heyecanla izlerken normalde derste düzenli ve aktif katılanlar huzursuzluk oluşturdular. Özellikle de 5. sınıflar; 6.sınıfların izlerken daha fazla eğlendiğini fark ettim. Ortaokulda arkadaşlarımızla film izlediğimizde dünyalar bizim olurdu. İngilizce derslerinde örümcek adam serisini açar ve tekrar yaptırırdı öğretmenimiz. Şimdi ise tek istenilen oyun oynanılması üzücü...Ejderhanı nasıl eğitirsin; filmini ilk kez izledim ve kesinlikle tavsiye ederim.Film 4 seriden oluşuyor. İlk filmi ise hikayenin en çok arkadaşlığın başlangıcı... 


EJDERHANI NASIL EĞİTİRSİN?


Gecenin Öfkesi Ejderha(Dişsiz)


Filmin ana kahramanı Hiccup 

Berk Adası'nı kendilerine yurt edinen ejderhalar Hiccup'ın yaşadığı (babası vikinglerin lideri) kasabaya saldırmaktadır. Hem yiyeceklerini çalmakta hem de evlerini yakmaktadırlar. Durum böyle olunca yetişkinlik çağına gelen kasaba sakinleri için ejderhaları öldürmek bir görev olmuştur. Zamanı geldiğinde ise vikinglerin liderinin oğlu olan Hiccup babasının da baskısıyla ejderha öldürmeye niyetlenmiştir. Bir mekanizma oluşturur ve umulmayanı yapar. Gecenin Öfkesi adı verilen nadir bulunan bir ejderha türünü yakalar. 
Ancak öldüremez; onu serbest bırakır Hiccup... Sonrasında ise harika bir arkadaşlık başlar. 
6 yaş üzeri için uygun
olan bu animasyon yetişkinler için de oldukça güzel bir film. Hiccup'ın yetenekleri ve hassasiyeti verdiği emek ile Gecenin Öfkesi aslında Hiccup'ın verdiği isimle Dişsiz'in macerasını izlerken güldüğünüz çok yer olacak. Öldürmeye odaklanırken Hiccup anlamalıyız inadı ile yanına yeni arkadaşlar da edinecektir.
 Hiccup; kasabada yaşayan halka göre cılız ve zayıf olduğu için dışlansa da merhameti ve dikkati ile anlaşılmayan korkulan durumların hassasiyetini çözmüştür. Dişsiz ise sadakatle Hiccup'a bağlandığında arkadaşlıkları; izlemesi oldukça keyifli bir film olmuştur. İzlemenizi tavsiye ederim. 

Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...