21 Mayıs 2021 Cuma

EĞİTİM BİR KİTLE İMHA SİLAHI

 

"Çoğumuz kendi korkularımız ya da başkalarının şartlandırmalarıyla kendimizi düşük beklentilerin olduğu bir dünyaya hapsederiz. (sf.217)"

      Kitaptan bir alıntı ile yazıma başlamak istedim. Daha doğrusu kaybolduğum satırlar arasında zihnime en fazla soru sorduran alıntılardan birisi ile başlamak istedim. Şu sıra eğitim içerikli ve dünyadaki eğitimin sorgulanması ile ilgili çok fazla kitap okuyorum. Kovid-19 hayatımızı bu kadar ele geçirmişken bizden sonraki kuşaklar ve aslında kovid sonrası dünyadaki eğitimin geleceği merak konusu. Sizce de öyle değil mi? Klasik eğitim anlayışımız aynı kalabilir mi? Aynı kalmaya zaman izin verebilir mi; sanmıyorum. Zaman; hayatın en büyük sırdaşı ve attığı her adımda hayatın değişim dinamizmini etkileyen en önemli bir bilge unsur. Fakat insanoğlunun neredeyse yüz yıldan fazla aynı soruları sormasına ve bir cevap dehlizinde kulaç atmasına rağmen yine de temel sorulara işaret etmekten kendini kurtaramamış. Eğitim nedir ve iyi bir eğitim nasıl olmalıdır?

Kitabın yazarı; John Taylor Gatto otuz senelik öğretmenlik hayatında çeşitli okullarda; belirtmeliyim ki refah düzeyi birbirinden farklı olan bölgelerde çalışmış hatta Amerika'da yılın öğretmeni ödülü almış. Eğitim camiasındaki bunca yılın ardından eğitime oldukça farklı bir açıdan; muhalif olarak yaklaşmış. Eğitime muhalif olunur mu demeyin; bu kitapta okuyucuya sunulan düşüncelerin nedenleri ve sonuçları çerçevesinde aslında matematiğin istatistik sonuçlarına da yer verilmiş. Kitabı okurken hayretler içerisinde kalacağınız satırlar bir kenara bence bu kadar da sert bir bakış açısı olmamalıydı düşüncesine kapılacaksınız. Aslında Gatto'nun hedefi okuyucuları, kitleleri düşünmeye ve sorgulamaya yöneltmek. Hayatımıza giren zorunlu eğitim ile insanların çocukluk süreçlerinin uzatılarak yetişkinliğin ertelendiğini ve bu durumun özellikle yapıldığını belirtiyor. Gerçek hayattan kahramanların hikayesi ile bu düşüncesini pekiştiriyor. Gatto'ya göre  eğitimli insan iyi bir okuldan (üniversiteden) mezun olmuş insan değil bu yeterliliklere sahip olan insan. John Kanzius örneğini veriyor. "John Kanzius, kanserli tümörlere karşı yeni bir alet icat edebilmiştir çünkü o, kanser araştırmalarında uzman olmadığı hatta bir üniversite bitirmediği için, farklı bakış açılarını bir araya getirmeyi ve konuya o şekilde bakmayı başarabilmiştir.(sf.265)"

Gerçek bir eğitimin aynı tip ve aynı düşüncede insanlar yetiştirmek yerine kendini bilen, özelliklerini tanıyan ve aslında hayatında yetkin kararlar verebilen bireyler yetiştirilmesine imkan sağlaması gerektiğini savunmakta. Derslerin belirli saati ve teneffüslerle bitti komutu verilircesine evlere dağılıp gerçek problemleri tartışmayı engelleyici durumların olmasından bahsederken ertesi güne müfredattaki ilerlemeyi sağlamak adına edinilen bilgilerin unutulmasına vurgu yapıyor. 

Gatto'nun bu düşüncesine katılıyorum. Eğitim hayatımızda edinilen bilgilerin uygulanabilirliği olmadığı sürece daha doğrusu teorik kısmında takılı kaldığımız sürece unutacağız. Hayata geçirilmeyen, dün veya yarın değil bu günde işimize yaramayan eğitim körelmeye mahkum olacaktır. Yazarın dört yaşındaki çocuğu annesinin evi bulabilir misin sorusu üzerine; bırakıp evi bulmasını beklemek gibi gerçek yaşamdan verdiği kesitler bilmiyorum ama benim için çok fazla. Benjamin Franklin'in hayatından kesitlere yer verilmesi henüz 18 yaşında dünyayı dolaştığı teknesini New York limanına demirleyen Tania Aebi gibi gerçek yaşam hikayeleri beni de bazı noktalarda hayrete düşürse de temeldeki anlamın şu şekilde olduğunu düşünüyorum;

 Eğitim bir sonuçtur; birçok alanın paylaşımında şimdiden gelecek uzanan geçmişin köprüsüdür. Eğitim; kendini tek bir konu tek sınırlamaz; sosyoloji, tarih ve medeniyet kuramı iç içedir. Hayatla konunun bağı kurulmalıdır. Hayatın her alanında dört duvara bağlı olmaksızın her anda eğitim gerçekleştirilebilir. Eğitim şimdi de faydasını göstermelidir. Ertelenen umutlar, yetenekler, mucitlikler üniversite ve sonrasına ötelenmemelidir. Sorunlara çözümler üretebilmek için düşünen, kavramlar arası bağlar kurabilen, yaşamdaki yetkinliği kavramış bir çocuk gerçek başarının adımlarını ikişer, üçer hatta beşer beşer atabilecekken neden tek tek atsın hatta adım atmakta tereddüt yaşasın?

"Fabrika usulü eğitim, yirminci yüzyılın başında bizim tarihten gelen özgürlükçü eğitim anlayışımızın yerini aldı. Amaç çok farklı yönlere doğru gitme eğiliminde olan bireyselleşmiş hayat modelinin tek tip hale getirilmesiydi. Çünkü özgürlükçü eğitim gibi bir hammaddeden yönetimle ilgili kullanışlı bir ütopya üretilemezdi, özgürlük hiçbir şekilde yönetimsel etkinliği daha da artıracak bir rol oynayamazdı.(sf.250)"

"Küçük bir yelkenliyi tek başına kullanmayı öğrenmeye çalışan kişi, rüzgara karşı belirlenmiş hedefe doğru dümdüz ilerlerken kaçınılmaz olarak sağa ve sola ciddi yalpa vuracaktır. Fakat pratik yapa yapa başlangıçtaki acemi hataları düzelecektir çünkü geribildirimler denizci adayının reaksiyon ve muhakemesine yön vererek onu eğitecektir.(sf.152)"

Bence okunması gereken ilginç belki biraz sert ancak temelde teorik bilgiye hapsolan çocuklarımızın özgün, hayatının hikayesini yazmaktan korkmayan ve bu konuda adım atan, sorunlara çözüm üretmek için ötesini değil şimdi de çabalayan bireyler olarak yaşamda var olması gerektiğini vurgulayan bir kitap. Okul öğretimi ve eğitimi kesin bir şekilde ayırmış, eğitime daha doğrusu gerçek bir eğitim nasıl olması gerektiğine dair fikirlerini savunmuş okuyucuları da bu konuda düşünmeye sevk etmiş zorunlu okul öğretiminin ise bireyleri tekdüzeleştirdiğini belirtmiş yazar. 

Şimdilik yorumlarım bu kadar. Sizlerin de yorumlarınızı beklerim...


14 Mayıs 2021 Cuma

VOONKA COLLAGEN HYALURONIC ACID



       İyi bayramlar... Ramazan bir rüzgar gibi geldi ve geçti. Bildiğimiz kalabalık bayramlar, ziyaretlerin olmadığı bir bayram aslında biraz ıssız bir bayram geçse de dileğim; gelecek bayramlar için sağlık ve umutla, mutlulukla geçen günlere kavuşmak...

Ramazan ayı öncesi Voonka Collagen Hyaluronic acid, 32 tablet almıştım.  Ramazan ayı süresince kullanırım düşüncesi olsa da öncesinde de başladım ki etkisini görebilmek için.  Daha öncesinde Solgar collagen kullanmıştım ancak üst üste kullanıldığında etkisi pek görülmediği tavsiye edildiği ve Voonka Collagen ile de olumlu yorumları görünce satın almıştım. Fiyatı 85 TL civarındaydı indirimde...İndirimde görürseniz bir bakmanızı tavsiye ederim.

Voonka Collagen Hyaluronic acid 32 tablet -Tip 1 Balık Kollajeni 

*Hyaluronic acid, C vitamini desteği 
* 32 Tablet 
*İlaç değildir 

İçerisinde biotin,  çinko, bakır, selenyum bulunmaktadır.  
 
Etkisini çok zayıf gördüğüm bir takviye edici gıda oldu ne yazık ki... Saçlarım mevsim geçişi dönemine kendince daha yumuşak geçiş yapmasını istediğim için (çünkü mevsim geçişlerinde ciddi manada dökülüyor) ürünün, dökülmeyi azaltacağını düşünmüştüm.  Ne yazık ki hiç bir etkisi olmadı.  Rengi pembe biraz boyutu büyük ama içmede sıkıntı yaşamadım.  Cilt parlaklığı canlılık gibi bir durum da siz konusu olmadı. Kas ağrıları içinse küçük ağrıları azalttığını hissettim. Ancak benim ilk kutu yorumum söyle bir durum var ki iki ve üçüncü kutuları da kullanıp etkisini görebileceğiniz belirlenerek de var. İki ve üçüncü kuru için memnun kalmalıyım ki satın almalıyım.  Solgar etkisinin değerini anladım belki içerik farkından dolayıdır.  Solgar içeriği tavuk kıkırdak kolajeniydi voonka ise balık kolajeni. 

Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı... 

7 Mayıs 2021 Cuma

DENEBUNU NİSAN AYI KUTUSU


Gelecek hafta bayram, zaman ne çabuk geçiyor öyle değil mi !!! Nisan ayı aslında o kadar uzun süren bir ay gibi geldi ki bana. Mayıs ayı ise yaz mevsimine alıştırıyor sanki. Adana sıcakları denilen o sıcakları gün içerisinde 35 derecelere ulaşsa da gece serinliği huzur veriyor.  
Geçen ay denebunu Nisan kutusu çıkınca çok şaşırmıştım hem de kutu yayına girdikten 2 gün sonra çıktı. Yeni sistemde ne yazık ki çıkan ikinci kutum bu kutu. Ne diyelim...
Kutu içeriğinde paylaştıklarım orijinal boy diğerleri ise tester ürünlerdi. Sizlerle kutu içerisindeki ürünler hakkında notlarımpaylaşacağım.  (La Roche-Posay Effaclar Duo+Bakım kremi/2ml , persil yüksek performans hijyen sıvı çamaşır deterjanı(110 ml), vernel max taze gül (48 ml) gibi ..)



U GREEN CLEAN LİKİT SABUN (250ml)

*Fosfat, SLES, SLS, Klor, Paraben içermez.
*Hammadelerin üretiminden itibaren tüm aşamalar ekolojik sertifikalıdır.
*Bitkisel ve doğal hammaddelerle üretilmiştir.
*Petrol ve hayvansal kaynaklı ham maddeler içermez.
İçeriğinde tüm hammmaddeler doğada biyolojik olarak parçalanır.
*Çevre ve cilt dostudur.
 


*Tüm cilt tiplerinde güvenle kullanılır. Hassas ciltlere uygundur.
*İçeriğinde organik portakal yağı sayesinde ellerinizde sakinleştirici ve ferahlatıcı bir temizlik hissi sağlar.
*Kalıntı bırakmaz.


Nescafe 3'ü 1 arada Keyf-i Türk (2 adet)
Aslında kutu içerisinde en çok sevindiğim Keyf-i Türk,  Türk kahvesinin sütle harmanıydı. 
Likit sabun içeriği oldukça temiz ve portakal yağı bulunduğunu görünce çok mutlu oldum. Şu sıra çok fazla elimizi yıkıyoruz öyle ki pazardan, marketten alışveriş sonrası ürünleri dezenfekte ettikten sonra gelen poşetleri bile balkonda beklettikten sonra kullanırken ellerimiz çok fazla sabun kullanmaktan kuruyor ne yazık ki... U GREEN CLEAN LİKİT SABUN içerik ve koku açısından güzel bir ürün fakat ellerimi yıkadıktan sonra ellerimdeki o kuruma hissi hoşuma gitmedi. Notlarıma ekledim. Ferahlatıcı temizlik hissi verdiği cümlesine ise katılmıyorum ne yazık ki... 
Keyf-i Türk kahvesi ise İftar sonrası denedim. Ambalajını çok beğendim. Türk kahvesi günde bir fincan mutlaka içen bir insanım. Sütlü kahve genelde annem sever. Paketi açtığımda kahve kokusu buram buramdı. Şekeri de orta şekerli gibi. Sütlü Türk kahvesi tadının biraz yapay olacağını düşünmüştüm ancak tadı beklediğimden daha başarılı.
Şimdilik yorumlarım bu kadar. Beklerim yorumlarınızı...