18 Ağustos 2021 Çarşamba

DOVE YOĞUN ONARICI ŞAMPUAN


Son zamanlarda çocukluğumun yaz mevsimlerini çok özlüyorum. Ağustos ayı benim için yeri çok başka bir aydı. Eylüle yani sonbahara hazırlık, güneş sarısını ve toprağın selamını iletir gibi. Narların toplanma zamanını , zeytinyağı çıkarımına hazırlığa giden zamanlar... Şimdi ise anlamsız bir yorgunluk saçlara dahi uzanan. Dove sevdiğim bir marka. Yenilenmiş ürünler konusunda kendini geliştirdiğini düşünüyorum.

DOVE YOĞUN ONARICI ŞAMPUAN 

"Dove Yoğun Onarıcı Şampuan, saç nemlendirici özelliğiyle saç görünümünün onarılması için saçları besler. Her yıkama sonrası anında onarım sağlar. 

 Saç bakımında gözle görülür sonuçlar için her kullanımda etkili, nemlendirici bir bakım ürünleriyle ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz? Dove, saçınızı nemlendirerek anında etkili çözümler sunar. Böylece saçınız her yıkamada daha da güzelleşir. 

 Keratin Onarım Teknolojisi içeren Dove Yoğun Onarıcı Kozmetik Şampuan, yıpranmış saçları içten dışa onarır, nemlendirir, besler ve tekrar yıpranmasını engellemeye yardımcı olur. Bu ürününher kullandığınızda saçınız onarılır, güçlendirir ve güzelleşir."
Saç dökülmesine karşı etkili bir şampuan olduğunu düşünüyorum, özellikle ilk yıkamalarda farklı şampuan geçişlerindeki dökülme olmadı. Sağlıklı parlak görünüm konusunda ise beni kararsız bıraktı. Son zamanlardaki saç uçlarımdaki cansızlık bu şampuanı almamdaki etkendi. Kökten uca keratin onarım özelliğiyle farklılık beklemiştim. Beklenti altında kaldı  ne yazık ki...Ortalama bir şampuan olarak yerini aldı. Koku kalıcılığınında ortalama olduğunu belirtmeliyim.  Biter bitmez farklı bir şampuana geçiş yaptım.  Onun da yorumları ilerleyen zamanlarda yapacağım. 

Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...           
 

10 Ağustos 2021 Salı

ÇUKUROVA HİKAYE YARIŞMASI


Fotoğraf benim köyümden... Zeytin bahçemizin hemen arkasında, çok fazla gitmediğim için kendime de kızdığım bir yer. Toroslara uzanan... Gerçek Çukurova'nın başladığı yer. Hanımın Çiftliği/Orhan Kemal eserinin gerçek bir hikayeden esinlenildiğini biliyor musunuz? İşte o hikayenin yeri, rivayete göre Hanımın Çiftliği şimdi tek bir parçası olmasa da oldukça görkemliymiş. Şahmeran'ın (yılanların padişahı) ihanet edileceğini bile bile insana güvenmesi ve ona zarar vermemesi için yılanlarını uyarması, bilmem bilir misiniz o efsaneyi; efsaneye göre yılanların ülkesinin padişahı Şahmeran ülkesine ayak basan ilk insanı affeder, ona güzelce bakılıp geriye gönderilmesini sağlar. Ama bilir bu merhametinin başına iş açacağını... İnsanların ülkesinde ise padişahın kızının bir hastalığı vardır. Bu hastalığın devası Şahmeran' dır. Aslında bu deva Şahmeran'ın ölümüdür. Şahmeran'ın ülkesine giden ve gelen o insan bir şekilde fark edilir. Şahmeran oysa söz verdirmiştir ülkesinin yerini kimseye söylememesi için. Söz tutulmaz,  Şahmeran ölür, padişahın kızı kurtulur ancak yılanlar o gün bugündür intikamını almak için Şahmeran'ın insanlara saldırır. Kısaca anlattım efsaneyi ama Misis'te gerçekten yılan çok fazla vardır. İntikam alıyorlar mı bilinmez ancak çocukken dikkatli olmamız istenirdi. 

Tarihi zamanın ötesine dayanan bir köprümüz de vardır, Lokman Hekimin diyar diyar gezdiği ve ölümsüzlük otunu bulduğu, kaybettiği yerdir. Efsanelere bu kadar aşina olup hikaye anlatmayı seven bir şehir, kovid yüzünden toplu taşımaya çok az binsem de basit bir günde bile neler anlatıldığını tahmin edemezsiniz. Biraz sohbet etmek istedim. Şu sıra o kadar çok şey oluyor gündem o kadar çok değişiyor ki mutlu haberlere güzel sohbetlere hasret kaldık. 

Geçenlerde Çukurova belediyesi tarafından düzenlenen "Emeğinin Çukurova'sı" adıyla bir öykü yarışması düzenlediğini gördüm. E-posta ile başvuru kabul ediliyor ve son tarih 1 Ekim... Ödül, para ödülünün yanı sıra dereceye girenler Adana'da misafir edilecekler. Belki katılmayı düşünürseniz haber sitesinin linkini bırakıyorum.
Şimdilik bu kadar yorumlarım,  sizlerin de yorumlarınızı beklerim:)

3 Ağustos 2021 Salı

JACK LONDON BİR KUZEY MACERASI



"Dünyayı unutup mutlu mutlu yaşayalım..." Kitaptan bir alıntı ile başlamak istedim oldukça kısa bir solukta okunabilecek değerli bir kitap. Listemde olmasına rağmen fırsat bulup da okuyamamıştım , hata etmişim. 50 sayfanın geride bur başka 50 sayfası vardı sanki. Hikayenin derinliği ilk on sayfanın ardında gösteriyor gücünü.. Akatan adında bir yer ve bir kabile reisi olan Naass, babadan oğula miras kalan kan davasını sonlandırmak ister. Nesilden nesile aktarılan bu kan davası öyle bir hal almıştır ki bu ölümlerin neden olduğu ve ne sebeple devam ettiği çoktan unutulmuştur. Naass artık bu kan davasının son bulması için kabile reisi olarak evlilik çözümünü bulur. Düğün günü ise bir felaketle sonuçlanır ve Naass'ın yolculuğu aslında arayışı başlar. Kitaptan bir diğer alıntı;
"Aklımızın alamayacağı bazı şeyler vardır. Adalet duygumuzu aşan şeyler..."
Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...