Mutluluk kelime anlamına sığmayacak kadar narin ve özel bir duygu... Portakal çiçeği festivaline gidemedim diye üzülürken saksıdaki çilekleri görünce çok mutlu oldum. Gerçekten emek vermek ve emek verdiğinde ortaya çıkan manzara insanları etkiliyor. Günümüzde her şeyin tadı değişti sanki. Çocukken yediğim domatesler bugün tadına bile bakmak istemediğim bir tat oldu yada meyveler... Yaylayı biraz da bu yüzden seviyorum. Ağaçlarımızdan kopardığımız kirazların, vişnelerin, eriklerin ve elmaların yerini şehirdeki meyveler alamıyor. Yayladaki her bir ağacımıza çocukken senin ağacın benim ağacım diye özen gösterir yarışırdık anlamsızca. Güzel zamanlardı. Gerçek bir duygunun hatta boşluğun bile güzel olduğu zamanlardı. Dünden kalma bir rüzgar var dışarıda güneşe rağmen. Zaman kumlarını savururken tüm üşümelere inat mevsimler kendini hatırlatıyor. Yapacaklarım birer birer birikirken Adana'ya şöyle bir bakıyorum. Bu şehri çok seviyorum. Birkaç ay sonra başlayacak olan güneşin yakıcılığına inat iyi ki bahar diyorum. Bahar özel bir mevsim, daima özlem duyulan daima sevilen...
Merhaba bloğunuzu tesadüfen gördüm ve katıldım, ben de beklerim :))bugün yeni bir çekiliş de başlattım umarım ona da katılma imkanının olur sevgiler.. http://kozmetikpsikolojisi.blogspot.com.tr/
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim çekilişinize katılmayı çok isterim 😊
SilBahar benim için de çok özel dediğiniz gibi bir de emek verdiğiniz çiçekleri açmış olduğunu görmek günü daha da neşelendiriyor. :) Sevgiler...
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için teşekkür ederim...😊
Silben yaz mevsimini sevenlerdenim. bu havalarda yine üşümeyi başarabiliyorum :D
YanıtlaSil😊
Sil