Yulia etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yulia etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ocak 2022 Perşembe

ÜÇ YIL ANTON ÇEHOV


                 Sonunda kitap listeme dönebildim. Çehov, edebiyat derslerinde aklımda kaldığı kadarıyla durum edebiyatının temsilcisiydi. Durum ve olay hikayeciliği... Edebiyat derslerini çok severdim. Yazarların hayatlarına değinip, kitapları tartışsak ya da edebiyatı ezberden değil de yaşayarak öğrense olmaz mıydı ? diye düşünmeden edemiyorum. Tarih için de geçerli bu durum ne yazık ki. 
    Anton Çehov eseri olan Üç Yıl, 96 sayfadan oluşmakta. Elinize aldığınız anda bitebilecek bir kitap olmadığını söyleyebilirim. Dikkatle karakterleri takip etmeniz gerekiyor. Altını çizdiğim alıntı kitap tanıtımında yer verilmiş. Kitap bittikten sonra arka kapağı görünce  tebessüm ettim. Kitapta evlilik kurumu ele alınmış hatta kimi durumlarda eleştirilen yanlar filtresiz aktarılmış.

Kitap hakkında 
notlarım ise;  Moskovalı bir tüccar oğlu, taşraya kız kardeşinin sağlık problemi yüzünden gelir. Taşrada doktorun kızı Yulia'ya aşık olur ve ona evlilik teklifi eder. Yulia henüz 21 yaşındadır. Karşındaki bu tüccar oğlunu önce reddeder ancak sonrasında düşündükçe reddetmenin doğru olmayacağına karar verir. Tek taraflı aşk, nikahtan sonra Moskova'da evli bir çift olarak yeni hayatlarına başlayan çift için dayanılmaz acı ve düşüncelere sürükler. 

"İklimlerin, enerjilerin, tatların, yaşları farklılığından dolayı insanlar arasında eşitsizlik, fiziksel olarak imkansızdır. Yine de kültürlü insan, bu eşitsizliği bataklıklar ve ayılarla yaptığı gibi zararsız hale getirebilir. Bir bilim adamı, kedisinin, faresinin, kartalının ve serçesinin aynı tabaktan yediği gerçeğine ulaştı. Umarım eğitim, ayni şeyi insanlara da yapar. Hayat ileriye doğru akıp gidiyor. Kültür gözlerimizin önünde muazzam başarılar kazanıyor ve görünen o ki mesela, fabrika işçilerinin bugünkü durumunun, kızların köpeklerle değiştirildiği zaman ki sertliği şimdi sahip olmamızın saçma sapan görünecegi bir zaman gelecek."

"Yaşayıp göreceğiz" diye düşündü. Kitabın bu son cümlesi kalbimde bir hüzün bıraktı. Rus edebiyatının kimi eserleri benim için unutulmaz. Biliyorum uzun ve detaylı sokak betimlemeleri, bitmeyen içsel düşünceler ve hep bir hüzün pişmanlığı gölgeleyen. Kadınların beklentilerinin bir heyecan olarak söylemese de ima eden erkeklerin gençliklerini sınırsız olduğu düşünülüp ve bu heveslerini tükenmesiyle düştükleri boşlukta evliliğe tutunmaları eleştiriye oldukça açık. Şimdilik yorumlarım bu kadar, beklerim yorumlarınızı...