(ADANA GÖL KENARI)
BAŞLANGIÇ DÖNEMEÇLERİ
Pazartesi… Adı çıkmış bu günün. Herkesin karar vermek için,
cesaret bulmak için beklediği gün. Diyetlere başlamak için… Yeni bir iş günü
stresi yaşamak için. Ya da yeni bir stres yaşamak için seçilen gün.
Pazartesinin bir suçunun olmadığını öğrenmemiz gerek aslında. O da haftanın
yedi güne ayrılmış parçasından biri sadece. İşin aslı başlangıçlarda değil mi?
Pazartesi yedi günün ilki ve haftayı başlatan gün. Bu sorumluluğu üzerine
almayı ister miydi bilmiyorum. Fakat razı olmaktan başka kaderi yok gibi…
İnsanlar içinde geçerli değil mi? Hayatımızın yapboz
parçaları gibi. Ömrümüzü, parçalarımızı bulmaya adıyoruz. Ne yaparsak yapalım
hep bir eksik parçası kalsa da. Gerçek kaderimiz; aramak. Mutluluğu, huzuru,
aşkı, dostluğu. Kimilerimiz bu arayışlara giden kısa yolun elle dokunulabilir
olduğunu düşünüyor...Arayışımız zorlu çok zorlu yollardan geçtiğinde en başa dönüp yeniden var
olmayı öğrenmek, yorucu. Defalarca kaybettikten sonra yeniden başlamayı
öğrenmek cesaretten çok daha fazlası. Umutla ilgili olmalı, inanmakla olmalı.
Acıdan sonrası alışmakla ilgili olmalı. İnsan çok güçlü bir
varlık. Öylesine güçlü ki her zorluktan kan gözyaşlarıyla çıktığı halde
yenilenmiş olarak çıkan! İzlemeli
hayatı. Hayatın bir adım gerisine dahi düşüldüğünde sonsuza dek böyle
olmayacağını bilmeli. İnanmalı. Herkes bu güçle doğar. İnanç duygusu.
Yapboz parçalarını birleştirmek bizim elimizde. Hayatımıza
inanmak yol dönemeçlerinde karar vermek bizim elimizde. Eğer gerçekten
çabaladıktan sonra olmadığına inanmak yerine kucaklayabiliriz. Evet bunu
yapabiliriz. Olasılıkları düşünmeden korkmadan pişmanlıklarımızı doyasıya
yaşadıktan sonra mücadelemizi ederek başlayabiliriz. Döneceğimiz noktada yalnız
olmadığımızı bilerek. Kimse olmasa dahi benliğimiz bizimle beraber olacaktır.
Asla bizi terk etmeyen destekçimiz. Olacak olanların en fazlasını düşünmemize
bile gerek olmadan yanımızda olan benliğimiz. Onu kaybetmediğimiz sürece
yaşadığımız her güçlükten sağ salim çıkabiliriz. Ve uyandığımız her güne bu
cümleyi tekrarlayarak başladığımızda düşünebiliriz. Görmeyi dileyerek… Baharın
geldiğini yeniden canlanmanın canlı tanığı olduğumuz her anın daha da güzele
gideceğine inanarak. Hiçbir yol hiçbir hayal; yolunda gitmez. Bazen bizde bunu
hatırlayıp yolumuz belirli düz dahi olsa farklı kavşaklara gelip karar
vermekten korkmamalıyız. Yenilik güzeldir. Sonucunun güzel olacağına inanarak.
Başlangıçlara olan korkumuzu pazartesiyi severek başlayabiliriz. Sevilmeye en
değer gün çünkü. O başlamasaydı hafta bitebilir miydi?
Pazartesi not benden gelsin... Yorumlarınızı beklerim