Muzlu pudingli kurabiyeler... Mesafelerin en güzel en sıcacık hâli... Bugün yaşadığım hava değişimlerinden mi kaynaklı yoksa zorunluluklarımdan mi bilinmez uyanmak istemedim. Gün içerisinde ise sürekli bir mide bulantısı. Çocukluktan kalan bir sevememe durumu. Midem bulandığında uyumak ve uyandığımda geçeceğini düşünmek beni rahatlatırdı. Tam bu haldeyken gelen bir telefon ne olursa olsun ayağa kalkacaksın ikazını yaparak kalktım. Kalabalıkların bir ruhu olduğuna inanan ben; sessizliğimde iyileşmeye çalışıyordum oysa. Toplu buluşmalardaki en büyük sıkıntı bu sanırım. Ortak hava durumu asla aynı olmaz. Kimi kasvetliyken kimi neşe saçar. Bende her şeye rağmen gülümsemeye çalışıyordum. Eve geldiğimde açısı fena çıktı ya neyse. Dusunuyorum. Berbat durumdayken bile kalkabiliyorsam hayatımda iyiki kalkmaya değecek insanlar var. Zamanı suçlamıyorum. Fakat öyle bir duruma geldik ki eski arkadaşlık tabirini 25 yaşıma daha basamadan söyler oldum. Yaşlanmak mı büyümek mi artık hangisi ise! Bir sure sonra fazla düşünce zarar diyen ben apar topar hazırlık yaptıktan sonra yola çıkmadan elim boş gitmemeli düşüncesinde muzlu pudingli kurabiye yapıyorken buldum kendimi. Davet eden arkadaşım pek bir hamarattır. Benim kurabiyelerim arada kaynayacaktır biliyorum diyerek yapmıştım. Fakat simdi düşünüyorum da iyi ki yapmışım. Evdeki o sıcacık koku her şeye bedeldi. Hamur işleri konusunda yeni yeni uzmanlaşıyorum lakin farkına vardığım kadarıyla kurabiyelerin özel bir yeri var. Süslü püslü ben varım demeseler de hayatta varlıklarını sonuna kadar belirtiyorlar. Sıcaklıklarında evini anımsıyorsun. Ev halini...Yatağından apar topar kalkışını arkadaşını kırmamak için hasta olmana rağmen ayağa kalkmak için çabalamanı en çok da çocukluğunu. Bugünün en güzel yanı buydu. O kalabalıkta bir kişinin dahi benimle aynı duyguyu hissetmesi ile ağzından çıkan o cümle...'Bu kurabiyeler beni çocukluğuma götürdü siz mi yaptınız?" Sahi sizleri de anılar durağında indiren ve size gülümseyen kaç çeşit kurabiye var :)