Geçmeyen Mayıs ayına inat; Haziran ayı hızlı mı başladı? Şimdiden Haziran ayının üçüncü gününe doğru ilerlemekte olan bu akşamda yazma fırsatı bulduğuma seviniyorum. Kitap yorumlamaları yapmayı uzun zaman oldu sanırım. Okumayı da özledim. Aslında insan bir yoğunluk yaşarken anlıyor; özlediklerinin kıymetini... Rutinlik derken biraz vakit var derken erteliyoruz. Sevgiyi erteliyoruz; okumayı erteliyoruz belki de izlemeyi...
Gökyüzüne bakmayı; hayatın sıkıcı detaylarında kaybolurken unutuyoruz. Unutmak alışkanlık haline gelirken samimiyetler de kendini belli ediyor. Zaman geçiyor; zaman hayatın adımlarını hızlandırıyor. Harper Lee/Bülbülü Öldürmek kitabını okumak için Haziran, Temmuz aylarını düşünsem de öncesinde okumaktan mutlu olduğum bir kitap oldu.
Tanıtım yazısından;
1960 yılında yayımlandığından bu yana bütün edebiyatseverlerin gönlünde özel bir yer edinen; Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek, Amerika'nın güneyinde yaşanan ırkçılığı ve eşitsizliği bir çocuk kahramanın Scout Finch'in gözünden anlatıyor.
Harper Lee, kullandığı yalın ama çarpıcı dil aracılığıyla adalet, özgürlük, eşitlik ve ayrımcılık gibi hala güncel temaları, Scout'ın büyüyüş öyküsüyle birlikte dokuyarak, iyilik ve kötülüğü hem bireysel hem de toplumsal düzeyde mercek altına alıyor.
"İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır."
"Galiba ben büyüyünce soytarı olacağım" dedi Dill...(Eğlenceli bir dilek :)...)
Çocukların gözünden anlatım ve büyüklerin etkileri... Roman büyüklerin dünyasının acımasızlığında çocukların büyümeden önceki saf düşüncelerinin hayatı yaşanır kılması gerçeği... Büyüdükçe duygu kaybederken; en çok merhametimizi ve adalet duygumuzu mı kaybediyoruz yoksa kendimize mi uyduruyoruz. Kötülüğe bir kılıf ve bir kılıf eklerken vicdanımızı eklediğimiz kılıflarla susturuyoruz... Scout ne güzel söylemiş kitapta;
"İnsanların tuhaf olduklarına karar verdim. Zorunlu olmadıkça onlar konusunda kafa patlatmayacaktım."
Kitap; Scout, ve ailesi çevresinde gelişen konuşmalar; komşuluk ilişkileri ırkçılığın çizdiği o kalın duvarlar arasındaki insanlar üzerine olan bir hikaye odaklı... Yer yer Scout'un sorgulamaları bu arada bu karaktere bayılacaksınız; kalıplara neden uyması gerektiğini uzun uzun sorgularken gülümsetiyor. Bir diğer önemli kahraman ise Scout'un babası... Diğerlerine uymadan aslında el ne der kaygısına bürünmeden; kitapları ile mutlu bir adam.
Vicdani erdemleri olan ancak sonucun değiştirmeyeceğini bile bile de mücadele etmekten vazgeçmeyen bir adam. Abi ile Scout'un diyaloglarından bir alıntı;
"Kaplumbağalarda duygu yoktur, aptal."
"Sen hiç kaplumbağa oldun mu, hı..."
ve altını çizdiğim diğer alıntılar;
"Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır."
"Bir insanı anlayabilmek için; o insanın baktığı açıdan bakmayı becerebilmelisin..."
Vicdan; günümüzdeki problemlerden uzak olmayan problemler, çeşitli toplumsal baskılar ve küçük bir çocuğun haklı sorgulamaları... Yaz okuma listenize almanızı tavsiye edebileceğim kitaplardan... Bayram çok ama çok güzel geçsin; mutlulukla bol kahkaha ile... Beklerim yorumlarınızı...