İyiliğe dair umudun olduğu bir film...
Bajrangi Bahaijaan… Tamamen tesadüf eseri arkadaşımın attığı Snap sayesinde haberim olmuştu bu filmden.
"Ağlamayalı çok uzun zaman olmuştu" yazısından da görünce oldukça meraklandım. Arkadaşımı biliyorum
kolay ağlayan bir insan değildir.
Böyle duygusal bir film mi
acaba derken kendimi izlerken buldum.
Aslında uzun zaman önce yazmalıydım
diyorum şimdi. Ertelemek pek fena bir huy!
Salman Khan; Aamir Khan
hatta Sharuk Khan; Bollywood film sektöründe bildiğim sevdiğim ki ilk iki
aktör gerçekten iyi filmleri olan oyuncular. Sharuk Khan tek bir filmi ile ayrı hatta oldukça güzel bir yeri vardır
bende. Bilmem izlediniz mi?(Rab ne
bana di jodi) Eski bir film ama bence sevginin duruluğunu görebildiğimiz özel filmlerden. Neyse Salman Khan karizması, bakışları ile aksiyon filmleri mi derken
bu filmini görünce ne kadar güzel bir oyunculuğu var demekten kendimi alamadım.
Saf merhamet, iyi bir insan olmanın aslında o kadar zor bir şey olmadığını, ahlakı çok ama çok güzel yansıttı.
IMDB puanı 8/10 olan bu 2 saat 43
dakikalık film tek bir sahnesini dahi atlamadan izleyeceğiniz, yer yer sorgulayacağınız hatta bu önyargı dünyasında neler kaybettiğimizi göreceğimiz bir film. Gelelim konusuna;
Pakistanlı konuşamayan bir kız olan
Shahida (Allah'ım film boyunca masALLAH
nasıl tatlılık demeden kendimi alamadım) beş yaşındadır. Shahida(Harshaali Malhotra) uçurumun kenarında kimseler
fark etmeden bir gün geçirince aile
bu durumun ciddiyetini kavrar.
Shahida düştüğünde sesini kimselere duyuramamıştır çünkü. Annesi Hindistan'a dua etmeye gidenlerin hastalıklarına deva bulduğunu bu yüzden Shahida'yı da alarak Hindistan'a gitme önerisini ortaya atar. Bu öneri kabul edilir. Hindistan'a doğru bir tren yolculuğu başlar. Kalabalığı görünce ne kadar kalabalık bir ülke demeden kendimi alamadım.
Her türlü dua edilecek yere giderler
Shahida ve annesi. Ah keşke doktorlara götürülseydi önce :( Dualar edilip yola çıkıldığında tren ile geri dönüş başlar. Annesi uyuyakalmıştır. Shahida ise gördüğü bir yavru keçi uğruna trenden inmiştir. Tren hareket etmeye başlayıp da Shahida'nın koşusunu, annesi dahil trenden herhangi bir insanın kendisini duymasını istemesi o sahnelerde istemsizce ağladım. O çaresizliği tek bir kelime ile ifade edemeden oynayan bu küçük kıza hayretler etsem de annesine çok ama çok sinirlendim.
Annesi uyandığında tren Pakistan sınırına gelmiş Shahida hiç bilmediği bir ülkede yapayalnız kendi sessizliğinde kalmıştı.
Hikayenin bir diğer kısmında Pawan
( Salman Khan) vardır artık. Pawan bu küçük kıza Munni diye seslenmektedir. Onunla birlikte bu küçük kızın
ailesini bulmak için çıktıkları yolculukta
çok fazla zorluk ve acı da yaşar. Ancak vazgeçmez.
Bu arada Hindistan'da sayılamayacak
kadar din ve inanış bulunmakta.
Pawan, Bajrangi müridi. Bu konuda
en ufak bir fikrim yok ancak ona koyu bir şekilde inanıyor. Et yemekten sakınan(bajrangi inanışının bir sonucu sanırım) Pawan ve
küçük kızın yemek sahneleri oldukça tatlıydı. Bu ikili çıktıkları yolculukta
oldukça zorlandılar, ama saf sevginin güzelliğini doğru bir şey yaptığına inandığında sonuna kadar gitmek gerektiğini harika bir şekilde yansıttılar. Filmin bir diğer tanınmış oyuncusu da
Kareena Kapoor (Rasika)
O da başarılı bir oyuncu ama her
nedense bana pozitif bir hissiyat
vermiyor. Hani nötral bir his.
17 Ağustos'ta Türkiye'de vizyona
gireceğine dair internette yazılar gördüm umarım doğrudur. Ailecek izlenebilecek
bence klasik Bollywood tabularını yıkmış
bir film. Salman Khan'ın karakter olarak naif ve inandıklarından vazgeçmeyen bu rol inanılmaz yakışmış. Bu oyuncuyu nasıl desem tanıdık buluyorum. Uzak,
ulaşılması zor kendini beğenen bir oyuncu hissiyatı vermiyor bana.
Şu an ki yaşadığımız dünyada gerçekten
böyle iyi insanlar var mı yahu diye sordururken bu film bir anlamda içsel bir eleştiri yapmayı da zorunlu kılıyor. Ne zaman iyiliğe olan inancımızı kaybettik?