Anton Çehov etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anton Çehov etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Nisan 2022 Cuma

MARTI ANTON ÇEHOV

 

                
Kitap listemdeki kitapların tamamını okumak için okumaya devam ediyorum. Bazen geriye baktığımda üzülüyorum çok fazla okumak istediğim yazar ve onların eserleri var ancak zaman?  Çehov serisinden Martı okuduğum son kitap. 96 sayfa kısa bir eser. Kitap tanıtım rehberinden; 

"1895 yılında yazılan bu oyun Çehov'un en bilinen eserlerindendir. Çarlık Rusya'sının son zamanlarında bir çiftlikte bir araya gelen bir yazar ve soylu sınıfına mensup birkaç insanı ve aralarındaki etkileşimi anlatan bu eserde Çehov, diğer eserlerinde olduğu gibi karakterleri derinlemesine işlemiştir. "
Kitap alıntıları;
"Ölüm korkusu bütün canlıların ortak korkusu... Onu bastırmak gerek. Sadece günahlarından dehşete düşen, ebedi yaşama inananlar, bilinçli bir şekilde ölümden korkar. Ayrıca birincisi, siz inançsızsınız ; ikincisi ise günahlarınız neler?"
"İnsanlar, aslanlar, kartallar ve keklikler, boynuzlu geyikler, kazlar, örümcekler, suda yaşayan sessiz balıklar, deniz yıldızları ve gözle görülmeyecek kısaca bütün hayatlar ama bütün hayatlar, üzücü bir daire çizerek sönüp gittiler..."
         
        Biraz sıkıldığım bir kitap oldu ne yazık ki... Acı ve dram sanatsal bir anlatım olsa da bir süre sonra karakterlerin çöküşleri haydi ama yahu dedirtiyor.Ama yine de kitap listenize eklemenizi tavsiye ederim.
 4 perdeden oluşan bu kitabın konusu edebiyat. Şöhret ve aşk konusunu işleyen yazarın bu kitabında karakterlerin gözü en tepede olmaktır.  En tepede olmanın ise daima bir acısı vardır. Karakter acılarından daha üstün bulunan çareler hep mi aynı olur; çözümlemek yerine acıyı anlamdırmak ve sonucunda ise...

 Bencil karakterlerin vurdumduymaz tavrı ve aynaya dahi bir yalanı kabul ettirmek isteyen tavrı, gerçekleri küçümsemesi ve onlara hiçbir şey olmaması ile kendinizi yazara kızarken buluyorsunuz.
Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı....

13 Nisan 2022 Çarşamba

VİŞNE BAHÇESİ

 


  7 numara dizisini izlediniz mi? 
Benim en sevdiğim aslında özlediğim dizi... 
Kötü söz kullanmadan komedi olabileceğini gösterdiği, saf ilişkilerin dostluk temelindeki sevgiyi anlatırken unutulmaz diziler arasına benim için çoktan girdi. O dizide Ayten, Cansu, Rüya ve Armağan; Haydar ile Recep'in köylerine gelir. Ayten kendine has tarzını konustururken gezebilecekleri turistik yer olup olmadığını sorar. 
Recep tabi anlamaz Cansu; "Çehov' un 
Vişne bahçesi ne tarafta, Ayten'in elbisesi oraya uygun da" der. İşte o zaman aklımda kalmış. Kaç sene geçti ve ben yeni okuyabildim; Vişne Bahçesi kitabını...


         96 sayfadan oluşan bu kitap içerisinde
4 perde var. Bir tiyatro oyunu gibi düşünebilirsiniz. Ama satırların sürükleyici olduğunu hatta bir anda olayının içerisinde kendinizi bulabiliyorsunuz.

Kitaptan notlarım; 
"Kim bilir? Ayrıca "öleceksin" Ne demek? 
Belki de insanoğlunun yüz duyusu vardır, 
ölürken sadece beşi kaybolacak ve geriye 
kalan doksan beş tanesi hayatta kalacak. "

          Madam Ranevskaya Fransa'da geçirdiği beş senenin ardında Rusya'ya, ülkesine geri döner. Aile borç batağına sürüklenmesine rağmen, Ranevskaya elindeki son parayı dahi hunharca harcamakta ve daha çok borçlanmaktadır. Çalışanlarının maaşlarını ödeyemezken eğlencelerden geri kalmazlar ve geriye yalnızca Vişne Bahçesi kalır. Bu bahçeyi de koruyamazlar. Bir açık artırmada
 Lopahin satın alır. Lopahin kim midir? 
Bir zamanlar babası ve büyükbabası tarafından mutfağına dahi girmeye korktuğu ailenin çocuğu Lopahin ...
Lopahin için bir rüyadır böyle bir mülk. 
Aile bu satın alımdan sonra hayatlarını sürdürmek için farklı yollara giderken bahçede balta sesi duyulur.       

      Madam Ranevskaya'yı kitabın içerisine girip sarsmak istedim. Yahu ev gitmiş, zenginlik bitmiş kızın mecburiyetten sana bakmayı yine de düşünüyor. Sen, senin duygularını kullanarak malını tüketmenin nedeni olan insana geri dönmek için gidiyorsun. Üstelik evini borçtan kurtarmak için büyük teyzeden aldığın parayı da götürüyorsun. Ne diyeyim....
 
Kitap tanıtım rehberinden; Çehov, "Dramını ziyade komedi hatta yer yer fars" olarak tanımladığı bu eserinde , sınıf ayrımının iyice belirginleştiği 19.yüzyılda Rusya'daki soylu, aristokrat sınıfının durumunu ve devrimden önceki genel havayı okurlarına kendine has üslubuyla aktarmaktadır. 

Köylü sınıfının yükselmesini hissettiren yazar aristokrat ailenin durumunu ise perde çekerek okuyucuya bırakıyor yorumunu... Beklerim yorumlarınızı....