nokta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nokta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Şubat 2019 Perşembe

TERS-DÜZ

              "Onun beni anlaması ve benim onun yüreğine erişebilmem için ikimiz de aynı acıya ağlamalıydık."(Sevinç Çokum)
           Bazı yazarlar özeldir. En sade kelimelerinde dahi bir yaşanmışlık sahnesi gözünüzün önüne gelir. Geçenlerde gittiğim bir mekandan fotoğraf... Yemek gelmeden başımı kaldırdığımda gördüğüm manzara ilginçti. Sıra sıra kapılar ve hepsi birbirinden farklı. Kimisinde camlar kimisinde ise ışıklar vardı, bağlantılar ise yine kapılardı. Bilmiyorum farklı anlamlar yüklemek bana mı özel ancak etkilendiğimi kabul etmeliyim. Bir çeşit simge... Hayallerin açıldığı kapılar gerçeklik dünyasına sıkıştırılmış bir şekilde. Öyle değil mi; hayatta uğraştıkça, bir başka kapı karşılıyor bizleri. Arkasında ne beklendiğinden habersiz ellerimiz o kollarda. Güzelliklere açılmasını dilediğimiz binlerce kapı ve gidilecek yollar var. Şubat ayı benim için öğretici bir ay oldu. Alıntı yaptığım cümledeki derin anlamı düşündüğüm çok zaman oldu. Hak da verdim ancak empati kelimesinin anlamında takılı kaldım.
Mart ayından beklentim önce sağlık ve sonrası içinse umut. Kırgınlıklar iyileşirken en çok ruh yoruluyormuş.
   Şu sıra iyileşme dönemindeyim. Kulak burun boğaz problemleri kapsamında küçük bir operasyon geçirdim. Çok şükür daha iyiyim. Blogger arkadaşların yazılarını tıklamayı ihmal etmedim ablamdan rica ettim özellikle. Sekiz gündür o bakıyor, bloğuma. Ara ara telefonumdan girsem de bilgisayarı bugün açtım ve hemen çekilişim için yorumlara baktım. Çekilişte yazımın şansı herhalde çok fazla yabancı ülkeden arkadaşlar yorum yapmış. Ama bana uğur getirdi birçok farklı ülkeden blogger arkadaşı takip etmeye başladım. İnşallah fırsatım olduğunda çekilişi de yapacağım. Tüm iyi dileklerinizi beklerim... Mart hepimize güzellikler ve lütfen bol kahkahalı anlar getirsin :)
              


18 Mayıs 2017 Perşembe

ÜÇ NOKTA



                                 
      Hayal gücümüzü kaybetmiş olabilir miyiz? Farkına varmadan. Unuttuğumuz düşlerimizin kayıp sokaklarında o kadar çok ciddileştik ki gülmeyi unuttuk. Unuttukça başlangıçlarımız önemsizleşti fiilleri önemsedik. Sonrası kelimesinin gerisini getiremeden düşlerimizi umursamamaya başladık ve buna da hayat gailesi dedik. Ciddi olmalı ve belirli rutinlere bağlı kalmalıydık. Tuhaf bahanelerimizin ardında yaşamaya çalışırken en çok kendimizi geride bıraktığımızı en saçma zamanlarda hatırladık. Sohbetlerimiz bile fazlasıyla kendimiz hakkında oldu ya da hiç tanımadığımız yüzler hakkında. Sıkıldığımızı saklamaya gerek bile duymadan alıştık yalancı tebessümlerimize. Nasılsın sorusu klasikleşti, tıpkı iyiyim cevabı gibi. Aslında kelimelere ihtiyacımızın olmadığı insanları aradık durduk. Bir umutla.

    Tamamlayamadığımız cümlelerde üç noktalarımız arttıkça yorgunluğumuzu dile getirmekten kaçınıp durduk. Yine de hayal edebilen boşlukları kendi ruhunun güzelliğiyle doldurabilen insanların olduğunu tanımasak da görebilmek inanılmaz. Mutluluk verici. Gerçek bir gülümseme sebebi. Fotoğrafı uzun zaman olmuştu İnstagram sayfama yükleyeli. İlk bakışta gerçek bir at arabası izlenimi veren bu fotoğrafa daha dikkatli bakabilmek gerek. At bir çizim çünkü. Yüklediğimde bu güzelliği görebilen insanların yorumlarını beklemiştim hatta arkadaşlarıma dayanamayıp sormuştum fark ettiniz değil mi! Fotoğraf aslında abime ait. Onun sayfasında bu fotoğrafı gördüğümde hayranlık duyduğumu itiraf etmeliyim biraz da kıskandım. Bu duvara bakıp kimin çizdiği konusunda saatlerce düşünmek isterdim. Artık öylesine alışmışız ki sıradanlığa güzellikleri görebilmek için ikinci kez bakmıyoruz bile. Fark ettiniz mi sorusundan sonra ikinci kez bakan arkadaşlarım atın bir çizim olduğunu ancak fark etmişlerdi.
   
     Boşlukları narin ama güçlü bir şekilde dolduran insanlara hayranlık duyuyorum. Gerçekçi duygusallıkları insanlara gülümseme sebebi veriyor...