Türk kahvesi... Sunum delisi arkadaşlarınız var mı? Benim sunum delisi olmasa da gerçekten harika sunumlar gerçekleştiren arkadaşlarım var. Seviyorlar. Türk kahvesini en güzel haliyle sunmayı. İşin aslı eskiden pek içmezdim. Kıbrıs'ta alıştım. Orada kahve samimiyetin en güzel hali . Çay koydum bak yeni, hemen geç içeri yanında Allah ne verdiyse yeriz samimiyeti orada Türk kahvesi içer misin? Ama hep söylerim çay bana daha çok kalabalığı çağırıştırıyor; kahve ise biraz daha arkadaşlığı hatta bireyselliği. Bu ara fotoğraftaki küçük ama sevimli 90'lar müziklerinin çaldığı bire bir ilgilenildiği ev tadında böylesine güzel sunumlar yapan bir görmedim Adana'da. Bireye özel renklerle tepside geliyor. Küçük bir yer. Ama seviyorum küçük, samimi yerleri. Renklerin uyumunu? Hangi rengi seversiniz bilmem benim önüme gelen rengi çok severim. Benimle özdeşlemiş bir renk değil belki ama gördüğümde hayranlık duyduğum anlamının olduğunu düşündüğüm bir renk. Bazı renklere ısınamadığımı kabul ediyorum. Bu arada hangi renk fincanı benim? Tahminlerinizi almak isterim...Notlarım ekledim bugünü...
Eylül çok hızlı geçiyor. Ne ara yarıladık farkında bile değilim. Sonbahar ruhu olsa da inanılmaz bir gündüz sıcağı ve ona inat gece serinliği var. Uyumadan önce pencereleri kapatıyoruz. Pastırma sıcakları derler... Ekimin ilk haftasına kadar sürerdi çocukken. Şimdilerde daha geriye çekildi sonbahar gelimi. Mevsimlerde insanlar gibi değişiyor. Soğuklar ruha dokunuyor sıcaklar ise yoruyor. 2018 benim için pek güzel geçmedi. Umarım 2019 hepimiz için umutlu ve düş kırıklıklarının olmadığı güzellikte geçer.
Sizin için Eylül ayı nasıl geçmekte?