breath etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
breath etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ocak 2020 Cuma

BREATHE MOVIE



Aşk... Tek kelime bütün kelimelere bedel midir? Kimbilir... Ocak ayında izlemek istediğim film listemde ilk sırada yer alan bu filmİ; izler izlemez yorumlamak istedim. Hemen filmden bir alıntıyla yazıma başlıyorum
"Çünkü sadece hayatta kalmak istemiyorum hayatı dolu dolu yaşamak istiyorum..."(Robert Cavendish)
Not aldığım bu alıntı benim için iyi bir ders oldu. 


Gerçek bir hikayeye dayanan filmlerin yeri bende çok ayrı. Beğendiğim ve etkilendiğim filmleri mutlaka tavsiye ederim. Breathe film konusu ise; Robert Cavendish henüz 28 yaşında felç geçirir ve yalnızca yaşaması için birkaç ayı olduğu söylenir. Ailesi özellikle eşi Diana vazgeçmez. Tüm engellemelere rağmen eşini hastaneden çıkarır Diana... Robin'i azmi ile yaşamda kalması için cesaretlendirir. Literatüre geçecek bir hikaye ile tüm çocuk felci hastalarına da umut olurlar ve çocuklarını beraber büyütürler.
 Film Diana(Claire Foy) 'nın bir tablo gibi güzelliği ile başlar. The Crown dizisinde Kraliçe Elizabeth canlandırmıştı. Oyunculuğunu çok başarılı bulduğum bir aktrist. Andrew Garfield (Robin) neden bilmiyorum ayrı bir sempatim var. (Sevimli ve harika mimikler var :) 1 saat 58 dakikalık bu filmde hiç sıkılmadım. Evet biyografik bir hikaye var ancak hikayenin yaşatılması başarılı bunun yanı sıra görsel açıdan fazlasıyla tablo gibi mekanlar etkileyiciydi. Robin, Afrika'ya gidip gelen çay ticareti yapan, Diana ise güzelliğiyle, hali ve tavrı ile oldukça özel bir karakter.... Robin görür görmez Diana'ya aşık olur ve onu etkilemek için çabaladığında herkes Diana'nın kalbini vereceğini düşünmez ama göz açıp kapayıncaya kadar evlenirler. Afrika'da uçak kullanmaları, yaşantıları Robin hayat dolu ve enerjik bir insan ki Diana' da ona uyum sağlar. Hamile kaldığında çok mutlu olurlar. Ancak Robin bir anda geçirdiği çocuk felci yüzünden sayılı zamanları kaldığı söylenir. Diana o sırada hamiledir ve doktorların söylemlerine göre 1 ay kalmış olan kocasını pes etmez; İngiltere'ye götürmek konusunda ısrarcı olur. İngiltere'de ise kocasının yaşamda kalmak istememesine aldırış etmeksizin her gün onu ziyaret eder, Robin'e yaşam azmini verir. Bu sırada da Diana ev satın alır, düzenler ve Robin'i eve getirir. Bir not olarak belirtmek isterim ki; Diana ve Robin'in arkadaşları çok sevimliydi. 1 aylık ömür biçilen Robin yaşarken hayatını kolaylaştıracak, yaşamda kalması için özel bir tekerlekli sandalye arkadaşı tarafından tasarlanır. Bu sandalye sonra patenti de alınmış. Tam 21 yıl daha yaşayan Robin; oğlunun büyümesini de görür ve hatta konferansa bile katılır. Sonu ise bence gözyaşlarınızı tutamayacaksınız... Bu filmin yapımcısı gerçek Robin'in oğlu Jonathan babasına ithaf ederek filmi yapmıştır. Diana ise aldığı sorumluluk ve kararlarla hatta bize çılgınca gelebilecek kararlarıyla vay be dedirtti. 
Mutlaka izlemelisiniz diyebileceğim bir film... Beklerim yorumlarınızı...