13 Eylül 2016 Salı

KURBAN BAYRAMI


       Kurban Bayramı'nın ikinci günündeyiz. Tüm kalabalıklar, koşuşturmalar arasında elime telefonumu alır almaz yazı yazmak istedim. Bu arada hepimizin Kurban Bayramımız mübarek olsun. Çocukluk alışkanlıkları büyümeye kalmasa da mutfaklardan büyüdükçe çıkamasak da Allah'ım bizi bayramlara kavuşturduğu için şükürler olsun. Bayramlar en güzel anıların defteri sanki. Çocukluk sevinci büyüklük tebessümü...Hepimizin umarım bayramı güzel geçiyordur😊 İlk gün Kurban kesimi olduğu için tüm meşgale Kurban ile alakalı idi. Bugün de biraz misafir ağırlama ve ziyaret ile geçmeye hazırlanıyor. Bugün kullandığım makyaj malzemelerimi paylaşmak istedim.
      Kutunun sol tarafında yer alan kozmetik parfüm arkadaşımın hediyesi... Aslında bu parfümü kokusundan çok dışı için mi kullanıyorum ara sıra düşünmeden edemiyorum. Tasarımının otantik olması beni kalbimden vurmuştu. Bileklik ise Mardin hediyesi. Bileğimde duruşunu çok seviyorum. Takip takıştırmayı sevmeyen biri olarak sadeliği çok hoşuma gitmişti. Yanılmıyorsam telkari diyorlar. Kutunun içindekilere gelecek olursak; BB Cream kullandığımı fondöten  tercih etmediğimi söylemiştim. Missha'nın bir çok ürünü bir yana BB'si gerçekten hem fiyatıyla hemde kalitesiyle kesinlikle alınmalı diyorum. Özellikle kış günlerinde oldukça beni memnun etmişti geçen kış sonu Missha BB Cream im bittiğinde internetten sipariş vererek almıştım. Yves Rocher göz kalemini bugün tercih etmemin sebebi kalıcılık oranın elimdeki kalemlere göre daha iyi olmasıydı. Golden Rose Primer Makeup bazı ve rujumdan daha önceki yazımda bahsetmiştim. Dudaklarım çok çabuk kuruduğu için minik rujum öncesi Yves Rocher'dan aldığım aslında renklendirmeden ziyade dudak balsami gibi duran ürünümü kullandım. Şimdilik memnun kaldım. Yves Rocher'dan almış olduğum bu urunu gerçekten kullanmak istiyorum ve sanırım kullanmanın yolunu buldum😊 Note göz altı kapatıcım ve hepsine yardımcı olan Watsons süngerim😊 süngerimsi dediğim günlerde olmuyor değil hani. Kullanım sırasında mutlaka ellerimi kullanmak zorunda beni bırakıyor çünkü. Doğal bir görünüm hatta daha sağlıklı bir cilt görünümü verdiği için bayramda makyaj yapmış görünümündense böyle olmanın daha iyi olduğunu düşündüm. Umarım yazımı beğenmişsinizdir yorumlarınızı bekliyorum. Tekrardan İyi Bayramlar...

9 Eylül 2016 Cuma

GOLDEN ROSE PRIMER



Sanki uzun zamandır yazmıyorum. Özlemişim yazmayı... Bayram bu kadar yakınken ve yolculukların yorgunluğu derken eylül ayının ortasına geldik bile... Derken düğün mevsimi oldu sonbahar. Bu aralar herkesler evleniyor sanki ve ben makyaj malzemeleri konusunda çeşitli arayışlara giriyorum. Ya da Makyaj malzemelerimdeki eksiklikleri görüyorum. Makyaj bazı bu eksiklerin başında geliyor. Cildim de yaylanın soğuk etkisi Adananın sıcak etkisi derken biraz şaşkın bu ara... 😊 Bu yazımda yeni keşfim olan bir üründen bahsetmek istiyorum. Golden rose primer baz...Makyaj yapmadan önce makyaj bazı kullanmak cilde avantaj sağlıyor. Hem nemlendirici hem de ton eşitliği sağlamada ilk adım olan bazlardan uygun olanı bulmak gerçekten Zor. Uzun zamandır Sephora bazları kullanıyordum. Ancak çok az kalmıştı. Geçen gün alışverişe çıkmışken Gratis ve Watsons'a bakmak istedim ama sanki dükkanda hiç bir şey kalmamıştı. Gezinirken golden rose tabelasını gördüğümde aklıma şu altılı küçük kozmetik rujlardan almak geldi. Fakat alışverişim altılı küçük rujların yanında(diğer yazımda yorumlayacağım)golden rose primer baz ile sonlandı. Stanttaki kadının güler yüzlülüğü beni kandırdı diye düşündüm. 😆 Ta ki düğünler öncesi makyajlara kadar. Nemlendirici özelliği ve benim gibi karma ciltler için bile cildi rahatlatıcı özelliğe sahip olması ve fondötenimin daha çabuk cildi kabul etmesini sağlaması ile oldukça memnun kaldım. Benim gibi karma ciltlerin  incelemesi gereken bir urun olduğunu düşünüyorum. Alışveriş yeni ürünler ve evet
     Herkese yeni keşifli günler dilerim...

1 Eylül 2016 Perşembe

ADANA'DA SONBAHAR


Mevsimler de insanlar gibi huzur bulacakları yere doğru yol almak istiyorlar. Onlarda nefes alıyor ve nefes veriyorlar. Hatta ölüyorlar bizlerden farkı daha umutlular. Umuda çiçek açmaları ne kadar uzun sürerse dursun daha sabırlılar ayrıca. Adana'ya döndüğüm de sıcaklığın yerini muntazam bir derinliğe bıraktığını anladım. Takvim yaprakları hayatımızda eskisi gibi olmasa da bugün uzun zamanda sonra bir yaprak kopardım gördüm ki 1 Eylül...Sonbahar gelmiş. Kışı pek de sert olmayan bir memleketiz sıcağında ise yaylalarımız kurtarıcı olur çoğu zaman. O yüzden bahar kısa süren bir tebessüm gibi gelir. Yaz ayında esen hafif bir rüzgar yada mutluluk...Ardınca gelen kışı umursamadan. Bugün öylesine yürüdüm. Anlamını koymadan kendimi bir parka attım. İzledim her yeri, her bir noktayı en çok da insanları... Kalabalıklarda kaybolmaya öylesine alışmısız ki en çok kendi yalnızlığımızı duyduğumuzu düşünürken başka yalnızlıklara kulak verdim. Belki de sadece duymayı dinledim. Biliyorum hayat büyüdükçe kalabalıklaşan bir paragraf yığını başladığım kelimeyi unuttuğun izin verildiği kadar hikayende yol almak zorunda olduğun... Fakat başka yalnızlıklara kulak vermeyi unutursak o zaman gerçekten yalnız hissetmez miyiz? Sonbahar tüm kırılganlığı ile bana da uğradı sanırım. Olsun biliyorum ki her mevsim hayati dillendiren bir sırdaş gibi...Bu yüzden Hoş geldin sonbahar!