bilinmeyen bir kadının mektubu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bilinmeyen bir kadının mektubu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mart 2019 Çarşamba

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU

        Bahar geldi mi, bulunduğunuz şehre? 
Bugün Adana 23 derece idi... Geçen hafta yağmur bahardan bir parçaydı sanki. Mevsimlerin en renklisi ve belki de en tatlı zamanı; bahar... Gün boyu süren bir çeşit gün ve gece kovalamasında sıkmayan, kırmayan, üzmeyen ve umut dolu bir mevsim! Bu ara okumayı ertelediğim tüm kitapları okumaya başladım. 

         Sanırım hayatın molalarını anlamlı değerlendirme zamanı... Gelelim kitaba;Platonik bir aşk öyküsü... Popüler kitaplar acaba abartılıyor mu derdim ama yanılmışım. Okumaya başladığım an ara vermeden okuyup bitirdiğim etkileyici yer yer sorgulayıcı olduğum bir kitaptı... Bu kitap hakkında notlarım oldukça fazla.  Klasik ancak etkileyici bir paragraf not aldım hemen;

       "Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bit taşa basarcasına üstüme basan, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyişi içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?"

     Kitabın kahramanı yazar R, yoksa bilinmeyen bir kadın mı? Bir mektup ile hayatınızdaki büyük boşluğun farkında olabilir misiniz? Bir gün hiç ummadığınız anda nasıl bir boşlukta yaşadığınızı fark etmek... Çok fazla cevaplanması gerektiğini düşündüğüm sorularla ve üç noktalarla dolu bir kitaptı benim için. 
Bilinmeyen kadın ise gerçekten mi; aşkının farkında bile olmayan birisi için tüm hayatınızı bir mektuba sığdırabilir misin? sorularını biraz anlamaya çalışarak biraz da kızarak sorduğum karakterdi. Mektuptan anlaşıldığı üzere henüz çocuk sayılabilecek bir yaşta hayatınız belirli bir alışkanlıkla devam ederken farklı bir pencerenin açılması ile bir rüyada bulunduğunu sanmak.
 Yan komşusu olarak gelen yazar, yaptığı yolculuklarla, yardımcısı ile alışkanlık diyarına gelen hareketlilik. Bilinmeyen kadın, yazarın tavırlarından oldukça etkilenirken adeta takıntı haline getirdiği bir aşk rüyasına kapılır. Üzülür, yazarın hayatını ezberlerken mutlu olur; sever... Yazar farkında bile olmaz. 
Aradan yıllar geçer; bilinmeyen kadının fedakarlığı ile aynı sokakta yeniden karşılaşırlar yine tanımaz. Binlerce kez geçse yine tanımayacaktır. Ve bir gün pes etmeyen bilinmeyen kadın yazarla bir gün geçirse de bir beyaz gül anısı ile tanınmadan ayrılır. Yazara her doğum gününde 
gelen beyaz güllerin sahibi bilinmeyen kadındır. Aslında bilinmeyen kadının mektup yazma sebebi ise biraz tahmin edilebilir ve acı bir sebep. Bu sebebe rağmen yazılan sözcükler; adeta sinir harbi yaratabilir okurken.Notlarım; 

"...ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur..."

"Fakat kim? Kim şimdi sana doğum gününde beyaz güller gönderecek? O vazo boş kalacak; yılda bir kez de olsa 
etrafında dolaşan cılız nefesim de yok olacak..."

        Aşk defalarca anlatılsa, binlerce sayfa yazılar yazılsa; hikayelerin hikayesi anlatılıp bir masal olsa da karşılıklı olduğunda güzel sanırım. Yazarın tavrı; duygusal açıdan tezatlıklar ve bilinmeyen 
kadının bitmeyen hayranlığı, asla suçlayıcı olmaması ile okunması için tavsiye edebileceğim kitaplardan... Beklerim yorumlarınızı...