çocukluğun sırrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çocukluğun sırrı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Haziran 2021 Pazartesi

ÇOCUKLUĞUN SIRRI MARIA MONTESSORI

 

ÇOCUKLUĞUN SIRRI MARIA MONTESSORI

Farklı eğitim yaklaşımlarına sahip okullara çevrenizde sıklıkla rastlıyor musunuz? Daha doğrusu Montessori eğitim anlayışına sahip Montessori okulları desem... Aslında birçok farklı yaklaşıma sahip okullar olsa da ülkemizdeki sayıları oldukça az. Anlayışları da kendimizce karıştırıp ne tamamen o anlayışa sahip çıkabiliyoruz ne de başka bir yaklaşıma tutanabiliyoruz. Sanırım biraz karışık bir giriş oldu, farkındayım. Şu sıra eğitim ve öğretim içerikli; ilginç yorumlamalar getiren aslında biraz kulak aşinalığına sahip olsak da tam anlamıyla bilmediğimiz yaklaşımları anlatan kitapları okuyorum. Teknoloji dünyasında bilgi artık her yerdeyken yakalamak için elimizi uzattığımızda yetişebilmenin yorumlarını getiren kitaplar. 

Çocukluğun Sırrı Maria Montessori'nin; Montessori eğitim anlayışının orjinalliğini ve felsefesine ilişkin giriş niteliğinde yansıtan bir kitap. İtalyan eğitimci; Montessori Eğitim Modeli'nin niteliklerini; çocuğun kişiliğine karşı saygıya dayanan prensipleri ortaya koyuyor. Çocuğun bir birey olarak kendini keşfetmesi ve potansiyelini ortaya çıkarmasına yardımcı olmanın eğitimcinin görevi olduğu üzerinde duruyor. Montessori Eğitim Modeli'nde çocuğun gelişimine, keşfetme ve araştırma ihtiyacına; öğrenmenin kendi başına gerçekleşmesine katkıda bulunacak ders materyalleri geliştirme sürecini kitapta adeta bir misafir izleyici gibi gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Montessori dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda eğitimde devrim niteliğinde yenilikler de gerçekleştiriyor. Öğretmen ve öğrenci rollerini yeni baştan belirleyerek aslında savunduğu prensiplerin bugün bile önemini daha iyi bir şekilde kavramamızın yolunu açıyor. 

Bence her ebeveyn  de bu kitabı okumalı. "Çocuğun kendisini gerçekleştirmesi sevgi sayesinde olur.(sf.101)" Sevgi öğrenmeyi de başlatır; merakı uyandırır ve keşfetme duygusuyla büyük bir yaşam heyecanına ortak eder. Eğitimci olarak düşünüyorum da; fazlasıyla müfredatın sınırlarına bağlıyız. Ders zili çaldığında bir başka sınıfta yeni yeniden aynı yerden başlıyoruz. Hem öğrenciler hem de öğretmenler bir çemberde dönüyor gibi. Zilin çalma zamanını saniyesine kadar hesapladığım o son dersleri hatırlıyorum; o kalabalığın eve dönüş heyecanını. Üst üste süren zihinsel yorgunluğun bir sıkılma seramonisine dönüşmeden eğitimde neşeli, meraklı ve bir sonraki öğrenme telaşını bekleyen o anlayışı bulabilsek hiç fena olmaz.

Kitaptan notlarım; 

*Gelecek yaşamımızın anahtarı olan çocuğa dönmeliyiz. Toplumun iyiliğine dönük bir amacı yerine getirmeyi arzulayan herkes mutlaka çocuğa dönmelidir ve çocuğu sapmadan kurtarmak için değil, yaşamımızın pratik sırrını öğrenmek için de bu yapılmalıdır.Bu açıdan bakıldığında çocuk figürü kendisini üzerinde tefekkür edilecek güçlü ve gizemli bir mesele şeklinde sunar; çünkü doğamızın sırrını bünyesinde barındıran çocuk efendimiz olur.(sf.223)

 *Çocuğun gözümüze ilişen nitelikleri yaşamın bir parçasıdır, tıpkı kuşların renkleri veya çiçeklerin kokusu gibi;bunlar hiç de herhangi bir eğitim yönteminin sonuçları değildir. Fakat bu doğal olguların onları korumak, işlemek, gelişimlerine eşlik etmek isteyen bir eğitimden etkilenebildikleri aşikar. (Sf.147) 

 *İçindeki herşeyin bir çocuğun ölçüsüyle orantılı olması gerektiği maddi bir çevre tasavvurumuz ise olumlu bir karşılık bulmuştur. Temiz, aydınlık odalar; çiçeklerle süslü, küçük,alçak pencereler; güzel döşenmiş bir evde görülebileceğimiz türden küçük boyutlu mobilyalar,küçük masalar, küçük koltuklar,güzel perdeler,çocukların elinin uzanabildiği ve istedikleri şeyleri alıp koyabilecekleri alçak dolaplar...(sf.120)

 

Şimdilik yorumlarım bu kadar; beklerim yorumlarınızı...