tarık buğra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tarık buğra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Haziran 2018 Cuma

TARİH DURAĞI


       Tarih yalnızca geçmiş değildir tarih yaşayan, nefes alan her bir hayat zerresinde kendisini hatırlatırken unutulmaz
 bir öğretmendir. Ben sayısal çıkışlı bir öğrenci olarak her zaman tarih derslerini çok seven hatta sınıfıma göre fazla seven bir öğrenci oldum. Ancak hep de bir soru işaretim oldu tarih kitaplardan öğrenilirken yan kaynaklardan neden desteklenmesin? Bir roman, bir müze belki de bir şehir... Hatta belgeseller sayamadığım 
bir sürü şey. Benim için de Osmancık, 
TRT 1 de yayınlanan sinema dizi tadında iken kitabını sonra okudum. Tarık Buğra Osmancık. Anlatım tarzı ile zihninizde adeta resim çizen ve o dünyaya kolaylıkla girmenizi sağlayan yazar Osmanlı devleti başlangıç rüyasını anlatmakta. Kitapların zamanı vardır derim hep. 

Elimize aldığımız an ve ilk sayfa sonrası işte o an farklı bir dünyaya adım atmak için en anlamlı zaman dilimidir. Bu kitabı farklı zaman dilimlerinde yani yaş aldığım hayat yolunda birden fazla kez okudum. 
Her yaştan okuyucularında o dünyaya kendini kaptırabileceği bir kitap çünkü. Sizlere okumanızı tavsiye ederim. 
       Geçmişi düşünmek, bilmek; anlamaya çalışmaktan geçer. Sayılar ayrıntı aslında bir belirtidir. Şu savaş şu tarihlerde 
yapılmıştır evet ancak eksik bir taraf 
vardır bu cümlede. Ezberlemek anlamak değildir. O atmosferi o dünyanın ruhunu idrak edememek ezberin altında nefessiz kalmaktadır.
     Tarık Buğra ezberin altında nefessiz kalan o ruhu bir resim gibi çizerken o resmin içinde adete okuyucularını da var etmekte. Büyük bir devletin başlangıcını neden Osmancık'ın Osmanlı Devleti olduğunu oldukça sade bir dille anlatırken Osmancığın Osman Gazi olmasını o yolculuğu en baştan anlıyoruz. Edebali'nin rehberliğinde; Osman Gazi'nin ruh dünyasını nasıl şekillendirdiğini büyük bir idealin Osman Gazi'nin alınyazısı olduğunu görmekteyiz. Yer yer altını çizdiğim satırlardan alıntıları da aktarmak istiyorum;

"En önemli gerçek ve yaşayan tek gerçek; geçen günlerdir..."
"Yüreksizliğinden değildir gidemeyişi.... Kendisini hazır hissedemeyişindendir."
"Doğru, dünya büyüktür... Çok, çok büyüktür; hatta Osman'ın kurabildiğinden de çok büyüktür. 
Fakat bir ömür için, tek bir insan içindir bu büyüklük. Bir soy için değil; bir soyun benimseyeceği, bir soya benimsetilecek bir amaç, bir ülkü için değil! Ve dünyanın böyle amaçlara, böyle ülkülere açık olduğu, böyle amaçlar ve ülküler için küçüldüğü dönemler vardır."
    Bir anda Osmancık, Osman Gazi olmamıştır. Öfkesi ile yarışan Osmancık, büyük bir amacın yükünün omuzlarına yerleşmesi ile Osman Gazi olmuştur. Osman Gazi olma yolunda o amacın ne kadar değerli olduğunu anlamış ve bu doğrultuda hareket etmiştir.
     Büyümeyi bu kitapta göreceksiniz. Önemli bir tarihsel karakterin iç dünyasını anlarken yer yer kendinizden parçalar bulacaksınız. 
Tarih durağında belki de yazarında aradığı sorulara ondan önce vakıf olmuş gibi hissedeceksiniz veyahut yazarın başladığı paragraf başından son noktalama işaretine kadar ahlak, merhamet dirayet hatta yer yer sevginin önemine selam verip bir 
sonraki durağa geçmeliyim derken bulacaksınız kendinizi. Bu kitaptan sonra Devlet Ana'yı okumuştum. Bir sonraki durak yerine bir önceki durağa gitmiştim sanki.
      Osmanlı Devleti dünya medeniyetine damga vurmuş üç kıtaya hükmetmiş ancak zulümle değil merhametle; adaletle... Devletin sırrı belki de bu idi.
 Ancak bu sır nesilden nesle geçerken sırrın başlangıcındaki Osman Gazi'yi tanımaktan mutlu olacaksınız...
Yorumlarınızı beklerim :)