günlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
günlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Eylül 2020 Çarşamba

ZAMANIN KEŞKESİNDE



  Yorgunluğa karışmış bitap yüzlerde 
Aydınlanmayı bekleyen sabahlar
      Derler ki gece yorar
 Sabahın ışıklarını beklemek yorar insanı
Öylesine dilemek
       Öylesine umut etmek
Yorar insanı...

Uzun zaman sonra karalamalarımdan oluşan defterlerimi karıştırırken buldum kendimi. Her sıkıntımda her hüznümde yazmaya sığındığım zamanları hatırlamak yine bir keşkenin kıskacına düşürdü. Sığındığım defterler; kalemin kifayetsizliğinde hüznümü yazıp mutlulukları doya doya yaşamak bir çeşit alışkanlık olmuş meğer... "Mutlulukların yazılmaya ihtiyacı yoktur gülümsemeler kağıda değil zihne aslında kalbe yazılmalıdır çünkü". Öyle düşünürdüm...Zamanla olan o yolculukta her durakta hayatın öğrettiği mutlulukları da yazmalıymışım; sayfalarda mutluluğun heyecanını hissetmeliyim. Sığındığım o sayfalarda acı tebessümler yerini başka kelimelere bırakmalıydı...
   Herkesin hayatında güzel olan yıllar vardır değil mi? O sayfaları karıştırırken 2012 yılına dönmek istediğimi anladım. Umut dolu bir yıldı benim için; bir otobüs durağında ellerimde bavulum evime giderken ilk kez kar yağdığını görmüştüm. Kısacık bir anda olsa avuçlarıma düşen kar tanelerinin erimeden hemen fotoğrafını çekmek istemiştim. Kar görmeyen şehrin çocuklarının karı görünce o heyecanını tahmin edemezsiniz. Nisan ayı ise benim için hatıra bırakan bir ay olmuştu. Sonsuzluk kolyeme baktıkça iyi ki diyorum. Sekiz rakamının uğuruna inandığım bir yıldı. 2020 yılı ise yorumlamaya yetecek kelimelerimin olmadığı bir yıl ki not alamamışım. Hüzünler yerine mutlulukları yazma kararım elime kalem aldırmamış. Bir fotoğraf düşünüyorum; tüm yorgunlukların ardından yeniden paragraf başı yapmak gerektiğinde ne yapmalı ve hangi kelime ile başlamalıyım? Bilmiyorum...
 Çalıkuşu kitabının bende çok ama çok özel bir yeri vardır. TRT'de Aydan Şener'in de yer aldığı Çalıkuşu dizisini belki defalarca izlemişimdir. Son zamanlarda da aklıma geldikçe günümüzden pek uzakta olmayan izlemeyi de özlediğim Fahriye Evcen, Burak Özçivit'li Çalıkuşu versiyonun şu müziğini bırakıyorum. Biraz olsun yıldızları izlerken onlardan küçük hikayeler çıkaranlar için...
                    



4 Nisan 2016 Pazartesi

NEFES DURAKLARI


 Nefes aldığın yer mutlu olacağın yerdir. Aklımda nereden kaldığı belli olmayan sözler yumağı. Fakat şimdi anliyorum. Nefes almak sadece soluklanmak değil. Nefes almak huzuru dinlemek,mutluluğu anlamak,nefes almak...Benim için yeniden başlama cesareti bulmakmis. Büyüdükçe anlıyor insan. Büyüdükçe küçülen hayal dünyamız da nefes anlamadığımız için mutsuzlastikca anlıyor... Üç noktalarda dinleniyorum bu ara. Devamını bilmediğim zamanlara saklıyorum hayallerimi. Nefes alacağım yeri  bekliyorumdur belki kimbilir. Karşımda bugün böyle bir manzara vardı. Düşünce antrenmani yapmak isteyenler yada bir ressamın derdini anlatması için gerekli manzara. Ben ne bir ressam nede düşünce diyarının yorumlayıcısiyim. Bazen sığınaklarini arayan küçük bir kız çocuğundan farksız olduğumu düşünüyorum. Böyle bir manzara da bugün benim sığınağımdı. Yanımdaki herkes kalabalığın akışına kapılmış ken dinlemek istedim. Duymak istedim kendimi. Bugünkü dileğim buydu...