dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ekim 2020 Cuma

NEVER HAVE I EVER



               Bir dizi önerisi gelsin mi? Ama üzmesin, fazla da yormasın hatta güldürsün. Öyleyse...Uzun zamandır beni hem güldürecek hem de eğlendirecek bir dizi arıyordum. İşte tam bu arayıştayken NEVER HAVE I EVER dizisini izlemeye karar verdim. Biraz önyargılıydım ama ilk bölüm dışında ikinci bölümü de izleyip devam edip etmemeye karar verecektim ki; ilk sezon 10 bölüm o kadar çabuk bitti ki ama ikinci sezon da olmalıydı keşke dedim.

    Ön yargımın ilk sebebi klasik Amerikan gençlik dizilerinden mi acaba? sorusu idi. Çünkü tekrarlanan sahneler, tahmin edilebilir sonuçlar izleyici de ekrandan alıyor. Diziyi izlemeye başladığımda bölümlerin akıcı olması bir yana izleyici de yormadan bilmemiz gereken şeyleri anlatıcı kullanarak hızlı bir şekilde anlatması ilginçti. Bu arada uzun zamandır Hint Filmleri de izlemediğim için gerçekten güldüğüm bir dizi de oldu. Yer yer Hindistan kültürünü de hissediyorsunuz hatta kendi adetlerini düşünmeleri ince esprilerin olması çok güzeldi. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.

   Gelelim konumuza; Never Have I Ever dizisi lise ikinci sınıf öğrencisi olan Devi'nin hikayesini konu ediniyor. Ailesi Hindistan'dan ABD'ye göç etmiştir. Lisenin ilk yılında Devi'nin yaşadığı üzüntülü olay onun herhangi bir fiziki sebep olmadan belden aşağısının felç kalmasına sebep olmuştur. İkinci sene geldiğinde ise Devi kendince bazı kararlar almış; senenin güzel geçmesi için elinden geleni yapmaya çalışacaktır. Aldığı karar bu yönde olsa da Devi öfkesine bir türlü hakim olamadığı için kendisini oldukça sıkıntılı durumlar içinde bulmaktadır. Devi(Maitreyi Ramakrishnan) zeki bir kız olması; uyum sağlamak ve gelenekler ile ilgili olan sorularu ve hatta sorunları ile tatlı bir lise öğrencisi. Kimi zamanda kızmadım değil hani. Devi'nin iki arkadaşının ona destek olması ve Devi'nin yaptığı hatalara rağmen arkadaşlıklarına devam edip değer vermeleri anlamlıydı. Gerçek hayat olarak bakarsam arkadaşlıkları bitebilirdi de kuvvetle muhtemel. Dizimizin aşırı kaslı ve yakışıklı popüler çocuğunun Paxton'un(Darren barnet) da farklı bir derinliğinin olması Devi'nin baş düşmanı olan bir diğer zeki karakterimiz Ben'in sevimliliği (Jaren Lewison) ve klasik sezon finalinin yerine ince ve hassas bir finalinin olması ile ikinci sezonu bekliyorum.

Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...

IG:@camdanduslerblog

Youtube:post-it notlar

15 Mart 2018 Perşembe

U-PRINCE/HANDSOME COWBOY

  
Princess Hours Thai 
versiyonundan sonra U-Prince
 Serisini bir ilgi sonrası fark etmiş ve izlemiştim. Aslında olur ya 
beğendiğiniz bir dizi sonrası karakterleri sosyal medyada da görmek; başka çalışmaları da var mı diye merak etmek...

 Yaz döneminde cidden bir ara sarmıştı 
bu diziler beni. Ugly Duckling Serisi sonrası U-Prince Serisi derken az ve öz izleyeceksin düşüncesini kabul ettim. 
Fark ettiğim bir şeyi paylaşmadan geçemeyeceğim bu ikili pek bir meşhur. Ester Supreeleela başrol oyuncusu bu serinin ilk dizisi olan U-Prince Handsome Cowboy.(Prikkang dizideki adı) 
Push Puttichai Kasetsin ise yakışıklı kovboyumuz Sibtis rolünde.
 Bu serinin ilk üç dizisini izledim beşe kadar olan kısmı ise ara ara videolarına baktım. Kesinlikle ilk filmde farklı bir kalite var. Serinin diğer dizileri biraz sıkıcı idi. Bu arada Ugly Duckling serisinde de bu kızımız bulunmakta.
 
 
 
Notlarım, dizimizin konusuna gelecek olursak üniversitenin her bölümündeki yakışıklılarını temele alan bu dizi
 onların yaşamları hakkında aslında
 aşkları hakkında bu seri.  Prikkang ile 
aynı üniversitede olan Sibtis; ikilinin karşılaşmaları aslında çok öncesine dayanmakta. Ancak yakışıklı playboy 
Sibtis ilk karşılaşmalarında Prikkang'ı tanımaz. Küçükken yolları ayrılan çiftimiz yıllar sonra üniversite karşılaştıklarında 
hoş bir karşılaşma olmaz. Prikkang bu duruma hem üzülür hem de çok sinirlenir. Sibtis ise kızımızla uğraşmaya devam eder. 

Yakışıklı kovboy sonrasında tanısa da aralarındaki bu didişme sürer. Prikkang'ın babası ise Prikkang'a sinirlenip onu yaz dönemi için yakın arkadaşının çiftliğine göndermeye karar verir. Ancak bu çiftlik kimin dersiniz?  Sibtis' in babasının...


Çiftlik; doğa sahneleri oldukça başarılı 
idi. Üzüm bağı ve oradaki didişmeler tatlı olsa da Sibtis'e ısınamadım. İçinde ne 
kadar iyilik olsa çocukluk arkadaşı kısmını bu kadar geç hatırlaması ve tam bir
 playboy olması bazı bölümlerde oldukça sinirlendirdi. Prikkang ağladığı kısımlarda çok üzüldüm. 
Bu didişmelerin ve sonucunu inatçılık
 mı aşk mı belirleyecek sorusunun cevabı merak ettirse de ikisinin arasındaki aştan çok diziyi izlettiren bence kızımızın oyunculuğu. Hele ki diğer serilerdeki 
kadın oyuncuların belki yaşları küçük olduğu için belki de yol almaları gereken daha çok yolları olduğu için ilk serinin sıyrılmasında Prikkang karakteri oldukça etkili. Çok da güzel ayrıca :) 
Dizinin bölümlerinin kısa olması 
(8 bölüm) hızlı ilerlemesi yormayan dizilerden olması izleyebilirsiniz. Bu arada seri devam ederken serinin kimi kısımlarında diğer serilerde yer alacak oyuncuları da konuk oyuncu olarak görüyorsunuz. 
Bu diziden sonra Ester  hangi dizide yer almış merakı ile yeni dizilerini de izleyebilirsiniz. Bence kendisini daha 
da geliştirecek.
Yorumlarınızı bekliyorum.....

2 Mart 2018 Cuma

MOM


       Güzel bir dizi tavsiyesi vereyim mi!!! MOM... Beş sezondur devam eden biri dizi.. Başrol oyuncularından Anna Faris güzelliği bir yana ki kendisini ilk kez Friends dizisinde Monica ile Chandler'in evlatlık alacağı ikizlerin annesi olarak tanımıştım. Doğal abartılı olmayan bir oyunculuğu var. Asıl hayranlık ise annesi rolündeki dört kez Altın Küre'ye aday gösterilen Allison Janney'e... Mükemmel bir oyuncu. Yürüyen komik kadın!!! Dizi alkolizme karşı savaş veren yalnız bir anne olan Christy'in hayatına sil baştan başlamak için Kaliforniya'daki Nepa Valley'ye taşınmasıyla başlayan komik gelişmeler üzerine. Christy iki çocuk sahibi çocuklar sezon değişikliklerinde yer almasalar da (kızı bir şekilde kendi hayatı ile meşgul oğlu ise babasının hayatını düzene koymasıyla onunla birlikte yaşamaya başlıyor. ) Baş belası gibi görünse de sezonlar ilerledikçe anne olmayı öğrenen Bonnie; Christy'in hayatını kolaylaştırdığı söylenemez ancak öğreniyor. Aslında temelde yanlışlıklar yapılsa da büyük pişmanlıkların sonunda ikisi de iyi bir büyük olmaya çalışıyorlar. Her hafta devam ettikleri Adsız Alkolikler kız grubu da inanılmaz. Marjorie, Christy'nin bir yerde akıl hocası, Jill(Jamie Pressly) grubun zengin ve şımarık kadını ruhunda iyilik aslında saflık olanı.
Bu diziyi izlerken mücadele duygusunu pes etmemeyi zor durumlarda edinilen hayat yıkılışlarını yeniden düzenlemek için azmi göreceksiniz. Yer yer espriler sizi güldürecek. Komedi anlayışı yabancılarla biraz farklı olsa da kahkaha atarak güleceğiniz çok yer var. Bonnie özellikle kızamayacaksınız.
         Kısa molalı dizileri seviyorum. Yorucu olmuyor.
Umarım gününüz güzel geçmiştir. Yorumlarınızı bekliyorum...

31 Ocak 2017 Salı

20'Lİ YAŞLAR

  
 

(Yazdan kalma Torosların güzel doğasından...)
 Özlüyorum... Ne gariptir ki 20'li yaşlarımda özlüyorsam 30 ve sonrası için ne yapacağımı cidden düşünemiyorum. Yaşamak her anlamıyla güzel belirli bir kelime ile açıklanamayacak kadar masumane bir söyleyiş... Dudaktan dökülen harfler bile ne kadar naif... Yaşamak. Geriye bakıp sorduğumda bir dolu sınavlarla geçen bir hayat görüyorum. Yapmak istediklerimi ya yarısında bırakmış ya da hiç başlamadan yorulmuş bir dünya. Ancak iyi ki dediklerimi hatırlamak bana güven veriyor. İyi ki tanıdığım insanlar var iyi ki sevdiğim çiçekler var iyi ki aynaya baktığımda gülümseyebiliyorum. Umut denen o nadide çiçeği sarıp sarmalayan güzel kalplerde sevgi pırıltıları görüyorum. Geçenlerde arkadaşlarımla konuşurken fark ettim. Zaman çölde avuçladığın kum taneleri gibi kayıp giderken kıymetini bilemediğimiz o kadar çok şey var ki... Nelere güldüğümüzü unutmamakla başlayabiliriz değil mi? Çocukluğuma dair güldüğüm ve çok sevdiğim izlemekten keyif aldığım 7 numara dizisi vardı mesela. Şimdiki diziler gibi insanlara yalnızca kötü duyguların gösterildiği entrikasız ve acısız olaylar olmaz demenin tam zıttı olan dizi. Canım sıkıldıkça da özellikle vize haftamda izlediğim 7 numara dizisi. Bu ara yeniden başladım izlemeye. Bir bölüm falı tutarcasına herhangi bir bölüm açıp başlıyorum izlemeye. Mutlu oluyorum. Zihnime birden şu cümle geliyor; Anlamlı olan şeyler zamana da dayanır sana da. Sen değiştim desen de eline almaktan yorulmadığın bir kitap, izlemekten bıkmadığın bir film mutlaka vardır. O yüzden duyguların güzelliğini zihnine yaz...
   
     Dün dizi bölüm falını tuttum ve izledim. Sonlara doğru farkına bile varmadan not almışım;
Hiç görmeden bildiğim; görünce tanıdığımsın... Anlamı noktasını çoktan aşan bir cümle. Armağan'a Haydar söylüyordu bu güzel cümleyi... Bazı cümleler de böyle değil midir? Umuda olan sevginin göstergesidir. Farkına bile varmadan gönlümüzden dökülür gider...

  Bugün nasıl geçiyordur bilemem belki stresten patlamak üzeresiniz belki uzun uzun yürümek istiyorsunuz; unutmak için. Böyle zamanlarda işe yarar mı bilemem ama çocukluğunuza dair sevdiğiniz bir anıyı o kırk kilit altına aldığınız yerden çıkarın hatırlayın. Mutluluk elle tutulan bir nesne değil ama mutluluk görünülebilinir. Uzaktan uzağa duyulan korkular bir keman sesi gibi size yaklaşıyor da olabilir. Böyle zamanlarda hatırlayın. Hatırlamaktan korkmayın. Büyüdüğünüzü hissetmekten bıkmayın. Öyle yada böyle aynadaki gördüğünüz o yüz size en doğrusunu söyleyecektir. Sevginizi hatırlayın... Eski bir müzik kutusuna saklanan hayallerinize inanın...