herkes öğretmen olmak zorunda değil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
herkes öğretmen olmak zorunda değil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Kasım 2024 Perşembe

HERKES ÖĞRETMEN OLMALI MI?

 HERKES ÖĞRETMEN OLMALI MI?

Emily in Paris ile sosyal medya, görünür olmak ve birbirinden güzel mekanlar gibi önemli temalarında kapısı daha net bir şekilde aralandı öyle değil mi? Bu yapımlar eleştirilse de izlemeyi seviyorum. Yorucu olmuyor çünkü hatta bir tık da hadi canım bu kadar kolay mı gerçekleşiyor herşey diyorsunuz. Özellikle bugün üç lisans ve bir yüksek lisans mezunu olarak donanımlı olmadığım gerekçesiyle iş görüşmesinden olumsuz ayrılınca kendi iç muhasebemi yapmaya başladım. Ben bilişim teknolojileri öğretmeniyim bunun yanı sıra da okulöncesi öğretmenliği lisansım da var yüksek lisans sürecimi size anlatmıştım hepsi bir kenara; öğretmenlik yapamıyorum ne ilginç değil mi? Ücretli öğretmenlik için bu dönem çağırılmadım halk usta öğreticilik ise tasarruf tedbirleri kapsamında kurs kotası geldiği söylenmişti. Dün kurs müdür yardımcısı olarak arandım. Bir şekilde artık çalışmak zorundayım çünkü kpss kitap masraflarım bir kenara üniversitelere araştırma görevlisi ilanlarına dahi başvuru yapamadım çünkü İstanbul ve Ankara uçak bileti masraflarımı karşılayacak bütçem yok. Otobüs diyemiyorum ki o zaten onun fiyatı da oldukça pahalı; pıhtı atması tehlikesi yaşadığım için mecburen uçak düşünmek zorundayım. Uzun süre ayakta durmak ya da oturmak tehlikeli. Yani kısacası işe başvuru yapabilmek için bile param olması gerekiyor. Bu yüzden evime 1.5 saat uzaklıktaki halk eğitim merkezi arasa da gidip görüşmek zorunda hissettim kendimi. Benden önce bir usta öğretici vardı elinde dosyaları görünce anladım yine eski öğrencileri kaydediyorlar. Halk eğitim merkezlerinde kurs açabilmek için 12 kişiden oluşmalı en az sınıfınız. Bu sayıyı tamamlamak için gelmediği halde kontrol zamanı (tanıdık öğrenciler tabi ki) çağırılır ya da geçen sene kursta yer alan öğrenciler her ne hikmetse gelecek döneme ya da gelecek kursa kaydettirilir. Ne de olsa bilgiler vardır çünkü; kaydedilenler için sorun değildir çünkü kısır, börek, dedikodulu dersin işlenmediği ortam sonunda ise yeniden sertifika. Gerçekten eğitim almak isteyenlerin kursa gelmediğine üzülürsünüz. Bende tabi anladım bu durumu yeni yeniden. 31 Ağustos tarihinde e yaygın sistemi üzerinden başvurular alınmıştı. Acaba adil davranırlar mı, liyakat olur mu düşünceleri arasında başvuru mu yapmıştım. Adana'nın tüm ilçelerinde bilgisayar işletmenliği kurs için ilk sıradaydım. Yine bir beklentim yoktu ama bir umut... Bugün de müdür yardımcısının odasında diğer usta öğreticiyi görünce anladım olmayacağını. Daima tanıdık ve lise; ön lisans mezunlarına hak tanınır. Nedeni ise; haftada 5 gün kurs ve kurs 31 Aralık son hesaplama yaptığınızda 163 saatlik kurs ücretiniz asgari ücretin çok altında olur. Merkezde kurs açmak çok önemlidir daima kurs merkezinde kurs açacak bilgisayar öğretmeninden kurs ve eğitim beklenmez. Akıllı tahta tamiri, müdürün ve müdür yardımcısının bilgisayarına format atmak, program yüklemek gibi teknisyenin yapacağı işler. Bilgisayar labarotuvarında bilgisayarlar bozuk ise sizin tamir etmeniz beklenir. Bugün öğrendim ki nöbette tutmam gerekliymiş.  Nöbet alanını sınıf gibi ve bahçe gibi düşünmeyin; danışmada güvenliğin yanında durmanız bekleniyor. Bende teknisyen olmadığımı eğitimci olduğumu belirttiğimde müdür yardımcısının zaten yüzünün rengi değişti. Biz saydığım işleri yapabilecek donanımda birini arıyoruz dedi. Bu arada kursun niteliği senelerdir aynıdır. Word, Powerpoint, Excel ki bu programların saati azdır; bilgisayara giriş daha fazladır. Teknoloji bu kadar gelişti; farklı programlar, yapay zeka üç boyutlu yazıcılar bunlar hiç önemli değil; müdürün bilgisayarını tamir etmek önemli olan. Yani vereceğim eğitimin niteliği sorgulanmadı bile. Kendilerine hizmet edecek bir personel arıyorlarmış. Bundan öncesi benim yaşadığım ilçedeki halk eğitim merkezi de telefonda e-yaygın sisteminin formalite olduğunu zaten kursun bilgisayar öğretmeni olduğunu belirtmişti. Cimere şikayet ettiğimde ilk sırada yer almanın önemli olmadığı kurs tasarrufuna göre karar verileceğini yazılmıştı.

Kısaca üniversite mezunu olmak da ayrı bir yük bindirirmiş insanın üstüne. Tanıdık yok ise yapabileceğiniz market görevlisi ya da garsonluk ki duyduğum kadarıyla bazı marketler alımlarda referansınızı soruyormuş. Hayatımda bu kadar aşağılandığım ve niteliklerimin yok sayıldığı bir dönemde olabileceğimi hayal etmemiştim. Gerçi en son hayalim neydi onu bile hatırlamıyorum artık. Notlarım her zaman iyi oldu; üniversite sınavında sözel 2300 ea:28 bin sayısal da ise ilk yüz bine girmiştim. Mezun olduğum bölüme üniversite tavan puan ile birincilik ile yerleştim burslu olarak. 

3.41 not ortalaması ile mezun oldum. Gazi Üniversitesi yüksek lisans mezuniyet notum 3.86... ALES ve yabancı dil saymıyorum bile. Demek ki boşunaymış. Herkes öğretmen olmak zorunda değil deniliyor o zaman öğretmen olarak diplomalarımı ne yapmalıyım.

Yalnızca emeklerime üzülüyorum.