film önerisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
film önerisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mart 2021 Perşembe

KİTAP HIRSIZI THE BOOK THIEF


Mart ayının ilk yazısını bir kitap değerlendirmesi ile yapmak istedim. Uzun zamandır Kitap Hırsızı kitabını okumak istiyordum ancak şubat ayının ilk haftası sipariş verip elime ulaşır ulaşmaz okuyabildim. Son zamanlarda fark ettiğim kadarıyla kitap fiyatlarında ciddi bir artış var ne yazık ki...  Eğitim kitapları da geçen hafta sipariş verdiğimde kargo dahil kampanyaları takip etmeye başladım gerçekten yoksa bütçem oldukça sarsılacak. Neyse...  Kitap tanıtım yazısından;

"2.Dünya Savaşı Almanya'sında yaşayan küçük kız çocuğu Liseli Meminger'in uzun sure hafızalardan silinmeyecek ilginç hikayesini çarpıcı bir dille anlatan Kitap Hırsızı şimdiye kadar otuz dile çevrildi. Avustralya'da ve çeşitli ülkelerde pek çok ödül almasının yanı sıra The New York çok satanlar listesinde bir numaraya yükseldi. "
Benim için daima kitaptan filme uyarlanan filmler ki buna Alacakaranlık ve Harry Potter dahil olmak üzere filmlerden daha çok kitaplar özeldir:) Yönetmenin gözündense görmek istediğim dünyayı yazar tarafından bana tanınan serbestlik eğitim hayal gücümle görmek isterim. Ancak ilk kez önce film sonra kitabını okuduğum ilk hikaye Liesel'in hikayesi... Kitabı iyi ki okumuşum diyorum. 574 sayfanın nasıl bu kadar çabuk bittiğini anlamadım bile... Hikayeyi başlatan ve aslında dinleyicisi olarak ilginç bulacağınız anlatıcı Ölüm, biraz olsun hissettiklerini bizlere sunarken karakterleri ayrıntılı olarak tanımaya başlıyorsunuz. Filmde bazı karakterlerin hikayesi neredeyse yoktu. Liesel'in kelimelere sığınırken yaşam denilen ömür biçilen yolculuğunda kitaplara olan sevgisi, merakı ile yine başka bir dünyaya kendisini aktarabilmeyi başarabiliyor. 2.Dünya Savaşı ve Hitler etkilerini apaçık değil belki ama hissediyorsunuz. Liesel'in yerleştirildiği ailenin fakirliği, Heaven isminin ironisi gibi yaşamaya başladığı mahalleyi, akordeon çalan manevi baba karakterini ve çok fazla söylense de annenin mücadelesini ve Max... Boks yapan Max, Nazi dönemi Almanya'sında yahudi olduğu için geride bıraktıklarına bakamadan yaşayabilmek için Liesel ve manevi ailesinin yanına gelir.  Evin bodrumu bir kaçağı saklarken Liesel'in arkadaşı olan Max savaşın şiddetlendiği süreçte sığındığı ailenin de yanından ayrılmak zorunda kalır.  Baba ise savaşa gönderilir.  Savaştan döndüğünde ise sevincin bir süre sonra hüzne dönüşeceğıni hissediyorsunuz, istemsizce. Anlatıcı olarak Ölüm burada devreye giriyor, etkileyici bir biçimde her zaman düz bir yolda ilerlemedigini bazen de şaşırttığını okuyoruz. Dokuz yaşında küçük bir kız çocuğunun ekmek yerine kitap hırsızlığını yapması, hırsızlık yaptığı evin hanımının pencereyi açarak izin verdiğini anlamak ve anlaşılmak dahilinde olan süreç ile  Liesel'in yazmaya başlaması... Filmden bir alıntı; kelimeler hayattır Liesel cümlesini o kadar iyi vurguluyor ki kitap, hayran olmamak elde değil... Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim:) Kitaptan alıntılar;

"Caddenin her yerinde insanlar vardı ama boş olsa, yabancı bundan daha yalnız olamazdı."

"Kitapları tek tek parmaklarının altında hissetti. Sihir gibiydi. Bir avizeden yayılan parlak ışık huzmeleri gibi. Birkaç kez kitaplardan birini neredeyse yerinden çekecekti ama onları rahatsız etmeye cesareti yoktu. Çok mükemmellerdi."

 Şimdilik yorumlarım bu kadar, beklerim yorumlarınızı...





16 Temmuz 2019 Salı

GİFTED MOVIE



Haftanın film önerisi gelsin mi? 

GİFTED... DEHA... Film listenize mutlaka almalısınız dediğim filmlerden. İzlerken itiraf etmeliyim ki ağladığım; tebessüm ettiğim sahneler bir yana işte amaçlar mı yoksa anlamlar mı sorusunu kendime sorduğum bir film oldu. Not aldığım bu filmin fragmanını başka bir filmin fragmanını izlerken görmüş izleme listeme almıştım. İyi ki almışım. Mükemmel, asla zamanınızın boşa gittiği hissine kapılmadan geçireceğinize inandığım 1 saat 41 dakika. Gereksiz ayrıntılara yer verilmeden, "deha" kelimesinin ağırlığını gösteren samimi bir film. Bana duygusal anlamda oldukça geçti "GİFTED"
Filmin konusuna gelecek olursam eğer kısaca;
Frank Adler (Chris Evan) yeğeninin Marry'nin(Mckenna Grace) normal bir hayat yaşamasını istese de karşı koyamayacağı durumlar olacaktır. Mary Adler tıpkı annesi gibi bir Matematik dahisidir. Mary'nin annesi Diane kızını alıp abisine gelmiş ve intihar etmiştir. Frank bu intihar sonrasında yeğenini de alıp eyaleti terk etmiş(Boston üniversitesinde yardımcı felsefe profesörü iken işini bırakmış) yeni bir yerde sıfırdan yaşam kurmuştur. Altı buçuk boyunca yeğenini kendisi eğitirken onun okula gidip sosyal anlamda; hayatın içerisinde yer alarak arkadaşlar edinmesini istemiştir. Diane'nin yaşamadığı hayatı yeğeninin yaşamasını istemektedir. Okulda ise Mary'nin zekası fark edilir, türlü olaylar gelişir. Anneannesi ortaya çıkar ki bu kadının bir robot olduğunu düşünüyorum; en güzel cevabı filmin sonunda alacak olsa da oğlu ile torununu almak için mücadeleye girer. Hedefleri vardır ve bu hedefleri tamamlamadığına inandığı kızının yerine onun kızı ile ulaşmak istemektedir. 

Frank filmde "Einstein bisiklete binebiliyorsa Mary'de binebilir "derken aslında ne demek istediğini tüm duyguları ile yansıtan Chris Evan'a hayran olmamak imkansızdı. Onun pişmanlığı; vicdanı ile birleşse de yeğenini elinden geldiğince harika yetiştirmeye çalışmasının anlamı büyüktü. Bu filmin IMDB puanı 7,6 yapım yılı 2017... Birçok ödül de almış.



Küçük kızı tanıyorum ama nereden diye düşünürken Young Sheldon dizisi aklıma geldi. The Big Bang Theory dizinin önemli karakterlerinden olan Sheldon'un çocukluğunu anlatan dizi de bu kızı görmüştüm dedim ve haklıymışım. Çok başarılı bir oyunculuk kariyerinin olacağına inanıyorum. 

Dokunaklı bir aile filmi olan bu filmde; Mary'nin zekasının getirisi olarak kendisinden 50 yaş büyük insanlarla bir matematik teorilerini çözerek,  adını dünya da en önemli yerlere yazdırması   gerektiğine inanan anneanne ve Frank'in yeğeninin zekasının farkında olduğu ancak kendi yaşıtları ile bir dünyasının olmasını gerektiğine inanırken acaba doğru mu yapıyorum soruları; Mary'nin ise yaşadıkları... Çok fazla noktalar ve aslında üzerinde durulsa fena olmazdı dediğim sahneler olmadı değil hani. Gerçek fedakarlık; dahilerin normal bir hayatı olmasını istemek; duyguların önemsenmesi; çocuğunun isminin dünyaya yazılmasını isterken onun ne istediğini önemsemek soruları çerçevesinde 101 dakikanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. 

Güzel bir hafta sizinle olsun beklerim yorumlarınızı....