kore drama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kore drama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Eylül 2023 Pazartesi

QUEENMAKER DİZİ YORUM

QUEENMAKER DİZİ YORUM

(From the Google)

Etkileyici bir dizi önerisi ile haftaya başlıyorum. Müthiş bir kalite, harika oyunculuk ve gerçekten yaşanmış haberlerden de ufak uyarlamalar ile QueenMaker dizini izlediniz mi? İzlemediyseniz eğer listenize almanızı tavsiye ederim. Dizinin başrol oyuncusu olan Kim Hee-Ae aslında tanıyoruz. Ülkemizde de inanılmaz popüler olan Sadakatsiz dizisinin kore versiyonunun başrol oyuncusu. Hatta Asya'nın (Cansu Dere) o saçlarını geriye alma hareketerini Kim Hee-Ae de müthiş bir şekilde gerçekleştirmiş. Sadakatsiz dizisinin ilk sezonunda bir yanda da kore versiyonunu da izlemiştim. İnanılmaz bir oyuncu Kim Hee-Ae. O soğuk; kendine has stil ve çok zeki kadın karakterleri canlandırırken ben oyuncu olduğunu düşünmüyorum o karakteri tamamen gerçek hayatta gibi yansıttığını düşünüyorum. Hayran olduğumu sanırım biraz fazla bahsettim öyleyse diziye geçelim. Bahar aylarında yayınlanan QueenMaker dizisi bir Netflix yapımıdır.

Dizinin Konusu; oldukça dik başlı, dürüst ve işçilerin haklarını cesurca savunan Gergedan lakaplı avukat Oh Seung Sook ile  Eunsung Grubu'nun neredeyse bütün kirli işlerini bilen ve medyayı harika bir şekilde yönlendiren Do Hee'nin yollarının kesişmesi ile bir hesaplaşmasnın başlamasıdır. Eunsung Grubu'na karşı protestolar devam ederken grubun ikinci kızının kocası olan Baek Jae-min ile bir skandal Do Hee'nin hayatını da değiştirir. Her zaman yaptığı gibi bu skandalı kapatabilmek hatta yönetebilmek için aldığı kadarlar onun kendisini sorgulamasına neden olur ve bizzat Gergedan lakaplı avukat Seung Sook'a kendisi gider. Onu bir sonraki Seul belediye başkanı yapmak ve Eunsung Grubunun tüm çirkinliklerini halka ifşa etmek için mücadele eder. 

Do Hee'nin o inanılmaz zekası, Gergedan lakaplı avukatın azmi bir kenara siyasetteki kirli oyunların bu kadar net bir şekilde aktarılması diziyi izletmekten çok daha fazlasını izleyiciye verir. Bu bir spoiler olabilir ancak dizi de Eunsung grubunun ikinci kızı olan karakterin yaşanılan bir olay sonucu özür dilemek için eğilirken özellikle onun azalmış saçlarına vurgulandırılması; bir iş insanının ne şartlarda olursa olsun(zengin ve şartlarının oldukça üst seviyede olması gibi) aslında bebeğini yeni dünyaya getirmiş ve doğum sonrası stresle mücadele eden bir kadın olması imajını halka verilmesi yaşanmış bir olaydan esinlenilmiş. Kore havayollarının üç dört sene öncesinde o zamanki başkan yardımcısının yapmış olduğu bir davranışın ve medya etkisini dizide bir perde arkası gibi izleyebiliyorsunuz. Bölüm sayısı ise 11 ve ikinci sezonu heyecanla bekliyorum.

Şimdilik yorumlarım bu kadar sizlerin de beklerim yorumlarınızı...

11 Ağustos 2022 Perşembe

ALCHEMY OF SOULS

        

ALCHEMY OF SOULS

Kore drama izlemeyeli uzun zaman olmuş. Bilmiyorum sizin için de mi böyle ama kaliteli yapım eskisi gibi yok sanki. Her zaman emeğe saygım var ancak konular aynı olaylar aynı hatta tahmin edilebilir senaryolar diyalogları bile aynı... Evet böyle düşünürken hop güncel bir diziyi her hafta merakla bekliyorum. 'Alchemy of souls ' Bu nasıl bir görsel tasarım detayları ilk bölümde hayranlıkla izlediğim sahneler ve Netflix yapımı. Hani bu özeni keşke Türk dizileri de gösterse, bu kış izlediğim tek dizi Destan dizisiydi ve ilk beş bölümden sonra izlemeye başladığım dizi bu dizi mıydı diye şaşırdım. Neredeyse 5 kişi ile savaş sahneleri biraz daha yardımcı oyuncular olsa ve dönem atmosferini yansıtsa olmaz mıydı,  diyor insan. Neyse biz ruhların si yaşına gelelim. Başrolde Extraordinary you dizisinden Lee Jae-wook ve Jung So-min,  Playfull Kiss dizisi oldukça popüler olsa da ben onu Kim Nam Gill'in oynadığı Bad Guy dizisinden tanıyor ve çok beğeniyordum. Güzel ve yetenekli bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. 

Dizide aslında var olmayan, kurgusal bir ülke olan Daeho'da ölmek üzere olan büyücülerin başka bedenlerde ruhlarını yaşattıkları bir büyü ile gelişen olayları izliyoruz. Bu büyü sonucunda ruhlar bedenlerde uyum sağlanamazsa delirip taşa dönmektedir. Jang Wook(Lee Jae-wook) çok farklı bir doğum hikayesine sahiptir. Usta büyücü olan babası onun enerji kapısını mühürlemiştir. Dizinin ilk bölümünde ise yetenekli bir büyücü olan aslında suikastçı Naksu,kör bir kız plan Mudeok'un bedeninde ruhların simyası sonucu yaşamaya başlar.  

Mudeok ve Jang Uk ise kaderlerini yeniden beraber şekillendirirken olaylar gelişir. Naksu farklı bir oyuncu ve ilk kez kendisini gördüm. Oldukça havalı ve güzel bir kadın oyuncuymuş, Mudeok ise bambaşka bir hikayesi olduğunu ilerleyen bölümlerde hissettirdi. Bu dizi üç aşık var onu da belirteyim. Hani bir taraf olmak için büyümüş olsam da veliaht Prens karakterine bayıldım :) 

Bu diziyi izlemeniz listenize almanızı tavsiye ederim. Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...


6 Haziran 2022 Pazartesi

SHOOTING STAR DRAMA

                            SHOOTING STAR DRAMA

Kaliteli kore dramalarını özlüyorum. Çok fazla drama ve yeni oyuncular var ancak aralarından en sevdiklerimi sizlerle paylaşmayı seviyorum. Güncel dizileri takip etmek biraz zor bu yüzden Kore dramalarının bölümleri tamamlandığında izlemek daha iyi. Ama bu dramanın kısa videosunu instagramda görünce izlemelisin dedim. Başrol oyuncularından Lee Sung-Kyung ilk kez  Cheese in Trap dramasında izlemiş Allah'ım ne kadar güzel bir kadın demekten kendimi alamamıştım. Daha sonra Doctors dizisi ve Weightlifting Fairy Kim Bok-jo dizisinde izledim. İyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorum ve güzelliği ile ekrana yakışıyor. Kim Young-Dae ise Extraordinary you dizisinde izlemiştim. Havalı rollerin insanı dedirtiyor. Bu iki oyuncunun  uyumunu sevdim. Shooting star dizisini izlemenizi tavsiye ederim...

Oh Han Byul (Lee Sung Kyung) StarForce şirketinin Halkla İlişkiler departmanın takım lideri, Gong Tae-Sun(Kim Young-Dae) ise bir star... İkilinin tanışması üniversite yıllarına dayanıyor. İkili arasında biraz komik ve kavga hissi olsa da birbirlerini iyi tanıyorlar. Bir yanlış anlama şeklinde Gong Tae-Sung'umuz bir yıllığına gönüllü olarak Afrika'ya gider ve geri geldiğinde diziye başlar. Halkla İlişkiler departmanın takım lideri Oh Han byul ile ilişkilerinin farklı bir boyuta taşınması ve bazı önemli gerçekler ile süreç geçirilir. 

Korelilerdeki fan kültürü hala anlamlandıramıyorum. Ünlü birine hayran olmak elbette olağan ama onun ilişkisi hakkında söz sahibi olmak,  düşerken sevginin nefrete dönüşmesi hatta kötülük yapmak... Yahu sizin hiç mi hayatınız yok ne istiyorsunuz ünlü olduysa ben seni ünlü yaptım senin sahibin benim anlayışı berbattan da öte... Drama kaliteli bir yapım ve on bölüm gerçekten merakla izlerken on bir ve on iki klasik Kore drama durgunluk, acı olmasa da hani diyorsunuz. Drama içerisinde Gong Tae-Sun karakterinin yer aldığı dramada bir çiftimiz var. Bence onlara daha çok yer verilmeliydi. Ne diyelim...

Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...


19 Ocak 2022 Çarşamba

THE SPRING DAY OF MY LIFE


          Uzun zamandır Kore dizisi izlemiyorum. Sanki Kore dizileri de eski tadı vermiyor. En son Mr.Queen dizisini izlemiştim. O zamandan bu zamana oldukça vakit var. Geçenlerde Yoona'nın performansını görünce aklıma Love Rain ve The Spring Day of My Life dizisi geldi. Öyleyse dizisi tavsiye yazımı yazayım dedim. Girls Generation grubu çok yetenekli bir Kore kız grubu ve üyelerini oldukça beğeniyorum ancak oyunculuk açısından Sooyoung gerçekten çok başarılı.  İlerleyen yazılarımda İzlemediyseniz onun farklı dizileri hakkında da yazacağım. The Spring Day Of My Life , 2014 yapım.16 bölüm ve gerçekten bizim dizi uyarlaması yapılsa 3 sezon çıkar:) 
Sooyoung ve Jong-Hyuk bildiğim bir oyuncu ama Kam Woo-sun'un izlediğim ilk dizisiydi. Sesi karakteristik ve güzel gerçekten.
 Dizi konusu ise ; Lee Bom Yi ( Sooyoung) geçirdiği kalp nakliyle hayata yeniden dönmüştür. Kalbini ona bağışlayan kişiye duyduğu minnet ve sevgi ile hayatını dolu dolu ve olumlu düşüncelere tutunarak yaşayamaya başlar. Bir gün kalbini aldığı kadının eşi Ceo Kang Dong Ha(Kam woo-sun) ile tanışır. 
Ceo karısını kazada kaybetmiştir ve iki çocuğunu tek başına büyümüştür. Dizide hücresel hafızadan bahsedilmektedir ama doğruluğunu hala düşünürüm. Hücresel hafıza ( alıcıların bağıçlıların alışkanlık ve kişiliklerini hatırladığı sempton olsn vücut hücrelerin hafızayı beyinden bağımsız olarak depolaması) 
Dizinin bir diğer karakteri abisinin eşi ilk aşkı olan kalp cerrahi Kang Dong Wook(Lee joon-hyuk)'tur.  Bom Yi abisine Ceo'ya aşık olduğunda olaylar gelişir.Bu dizi bir farkındalık oluşturan oldukça anlamlı bir dizi.
 O zaman Sooyoung'un özellikle bu diziyi kabul ettigini okumuştum ki bence iyi de yapmış. Bom Yi karakteri onun gibi neşeli ve hücresel hafıza geçişlerini, sorgulamaları, gerçekten aşık olan olan miyim yoksa kalp mi sorularını iyi yansıtmış. 
Kam woo-sun yayınlanan günlük dizisi ile orta yaş üzeri kadınların çok beğendiği bir oyuncuymuş. Aradaki yaş farkı inanın hiç rahatsızlık vermedi çünkü Ceo'muzun bir yardımcısı var onunla komik anları izlemeye değer. Gelelim doktor kardeşe biraz sinsilik var yani söylemeden geçemeyeceğim.
 Abisi ile görüşmek istememe Bom yi
 ondan uzak tutmaya çalışma ki o aslında çok önemli birşeyi biliyor. Çocuklar da çok tatlı ve bu dizide ağlamaktan kötü olduğum cok yer var. Kitaplardan bahseden dizileri ayrı bir seviyorum. Alphonse Daudet, Değirmenimden Mektuplar kitabından bahsedilince dizi sonrası bu kitabı okumuştum. Kitapta yer alan öyküler içerisinde Yıldızlar öyküsünü belki bakmak isterseniz. 

Bu diziyi kesinlikle tavsiye ederim. Eğer izlediyseniz de yorumlara beklerim. Şimdilik yorumlarım bu kadar.... Güzel bir gün hepimizle olsun :) 

22 Ocak 2020 Çarşamba

2020 İLK MİM



 Adana'da inanılmaz soğuk bir hava var. Kar soğuğu denilen. Hani kar yağsa havanın o keskin soğuğu biraz daha yumuşayacak denilen türden. Güneş bir figür gibi; neyse hafta ortası olan Çarşamba gününe ayrı bir sempatim vardır. Hafta içi ciddiyetini biraz alıp götüren bir gün sanki.  2020 yılı ilk mimine sevgili Deep davet etmişti ancak şimdi yazmaya fırsat bulabildim. Onun bloğunun linki;
                       
-Blog yazmaya nasıl başladınız?-
Aslında Facebook'ta arkadaşımla beraber okuduğumuz kitaplardan alıntılar yaptığımız ya da sevdiğimiz müzikleri paylaştığımız bir sayfamız vardı. Arkadaşım blog açmalısın derdi ben de bir türlü cesaret edemezdim. Bilmiyorum; sürekli notlar alan ve defter kalemle yaşayan bir insanım. Belki de notlarımı paylaşmak için biraz daha zaman vardır diye düşünüyordum. Şimdi düşünüyorum da üniversitede takip ettiğim Kore yazıları yazan bir blogger vardı. Onun yazılarını okumayı çok severdim. Kendisi evlendikten sonra orada yaşamaya başlamış. Düzenli yazılarını okumak güzeldi. Ayrıca Sergül Kato'nun da blog yazılarını okurdum. Pucca'yı ise blog yazılarından değil de Twitter gönderilerinden tanıdığımı söyleyebilirim; yazılarını okumadım. 
Ancak her zaman kendi kararını verir. Tıpkı yazmaya karar verdiğinizde kalemin karar vermesi gibi... Her varlığın bir iradesi vardır. Ne kadar plan yapsanız da ne kadar cesaretlendirseniz de kendinizi zamanı gelmemişse olmuyor. Ben de kaplıcaya gittiğimizde elimde bilgisayarım da olmadan telefonum bloğumu açıp ilk yazımı yayınlamıştım. O tatilden aklımda kalan yazımı küçük ekrandan düzenlemeye çalışmam ve puslu gri havanın yağmuru getireceğinden emin pencereden dışarıyı izlediğim andı... İyi ki blog yazıları yayınlamaya karar vermişim diyorum. Çok güzel insanlar tanıdım mesafe uzak olsa da yazılarımı okuyup yorum yaptığında çok sevindiğim ve yazılarını da okumaktan keyif aldığım blogger arkadaşlar... Daha nice yazılarımız olsun :)

Beklerim yorumlarınızı ve yapmayan herkesi bu mime davet ediyorum... 


19 Ekim 2018 Cuma

AGE OF YOUTH

 
 Hafta sonuna ne ara geldik böyle? Çok hızlı geçti bu hafta. Sizler için de öyle oldu bilmem ama sanırım kış günleri geliyor, Gündüzler hızlı geçerken bir anda karanlık oldu diyeceğimiz günler... Bu ara dizi, film çok fazla izleyemiyorum. Beklediğim güzel filmler var ama inşallah arkadaşlarımı ikna edebilirsem gitmeyi istediğim.
Yaz zamanlarında taslak halinde bıraktığım yazılarımı tamamlayarak hafta sonuna giriş yapayım o zaman. Age of Youth dizisi ilk sezonu ve ikinci sezonu olmak üzere izlediğim "Vay be sonunda Kore dizilerinde de farklı konular işleniyormuş" dediğim ve notlarıma aldığım  bir dizi oldu. Beş karakterin birbirinden farklı ve sıra dışı dünyaları ile oldukça kısa süren bir diziydi.
12 bölümcük… İkinci sezonu olduğunda çok sevinmiş ancak beklediğim gibi gelmemişti. O yüzden ilk sezon ile kısa bir anlatımda bulunmak istedim.
 
 
AGE OF YOUTH


             Dizimizin konusu; dört üniversite öğrencisi ve bir üniversite öğrencisi olmayan beş kişi aynı evi paylaşmaktadır. Evin sahibi oldukça farklı bir karakter, daha fazla yer verilebilirdi sanki ; Yoon Jin-Myung(Han Ye-Ri) maddi açıdan üniversiteye ara vermek zorunda kaldığından diğerlerinden yaşı büyüktür ve okumak çalışmak dışında bir şeylerle ilgisi yoktur. Hayatı sürekli part-time işlerle geçmekte mecburen, Jung Ye-Eun( Han Seung-Yeon) sevgilisine sadık ancak onun da sıkıntıları var , Song Ji-Won(Park Eun-Bin) aşırı sosyal karakterimiz, çok canlı ve atılgan(ikinci sezonda çok sık yer verildi bu karaktere), Joo Eun-Jae(Park Hye-Soo) ürkek, sakin ve bence komiklikte diğerlerinden geri kalmayan psikoloji öğrencimiz evin en küçüğü ve Kang Yi-Na(Hwa Young) harika görünümü ile erkekler arasında popüler, sevgilileri sayesinde rahat bir yaşamı var gibi gözükmekte.



AGE OF YOUTH

         Jung Ye-Eun( Han Seung-Yeon) karakterin pembe takıntısı ve kıyafet tarzı dizinin sevimlilerinden

AGE OF YOUTH

Joo Eun-Jae(Park Hye-Soo) Psikoloji birinci sınıf öğrencisi. Sessizliği yüzünden bazı yanlış anlaşılmalarla karşılaşsa da sanırım ben karakterden çok Park Hye Soo'yu sevdim. Şarkı yarışması programından bir yer ile başlamış ki bence sesi çok güzel. Minyon tipli, aşırıya kaçmadan hal ve hareketleri ile ilk dizisi olduğunu aklıma bile getirmedim.
 
Beş karakterin birbirinden farklı yaşamları olsa da bir şekilde birbirlerine bağlanıp güzel bir arkadaşlık kurdular. Hatta birbirlerinden çok şey öğrendiklerini düşünüyorum. Eun-Jae ve Ye-Eun yeri biraz benim için farklı olduğu için onların resimlerini koymak istedim. KARA grubu benim ilk kez K-pop ile tanıştıran gruplardandı. Han Seun-Yeon yaşını hiç göstermemesi ve küçük sevimli yüzüyle sempatik bulduğum bir oyuncu ki bence artık oyunculuk yolunda güzel ilerledi. Park Hye Soo ikinci sezonda keşke yer alsaydı desem de onun farklı bir dizisi oldu. Güzel diziydi.
Dizinin güzel tarafları; bazen ayrı dünyalar önyargılar ile dolsa da insaniyet baki olan inancını yer yer vurgulaması ve dizi başlamadan önce yer verilen paragrafsal konuşmalar ve alıntıların not alınması gerekmesiydi. Farklı sözler ile başlarken değişik bir açılış ile başlıyor dizi. Psikolojik unsurlar çok güzel temellendirilmiş. Beş karakterin de hayatlarında pişmanlık olması o pişmanlıklarını sır perdesinde saklamaya çalışırken hikayeye bambaşka yön vermesi değerli kılıyor. Kang Yi-Na önyargı duyulan bir karakter olsa da arkadaşlarını sahiplendiğini yer yer gösterdi. Empatiye gelince; şu sıra unuttuğumuz bu duyguyu her bir karakterin yaşamları anlatıldıkça daha çok empati kurma ihtiyacı hissedeceksiniz. Herkes yaşadıkları yüzünden doğru ve yanlışı ararken yine yaşadıkları yüzünden doğru ve yanlışların alt üst olma durumu üzerine olan bu dizi bence izlenmeli
Yorumlarınızı bekliyorum. mutlu hafta sonları olsun...