29 Temmuz 2016 Cuma

NOTE CONCEALER


      İnternetin sınırlı olmasına az bir zaman kala yanı yaylaya gitmeden önce bol bol paylaşım yapmak istiyorum. Yaz ayları hızla ilerlerken özellikle de Temmuz gibi bir sıcak aydan diğer aya geçiş yaparken cildimiz havanın tüm durumlarını yansıtıyor sanki. Güneş kremleri BB ve CC Creamler derken hızlı kilo alıp verme sorunu yaşayan birisi olarak göz altım Ramazan'dan sonra özellikle yorgun gözükmeye başladı. Üstüne üstlük siyah halkalar da kendini belli etmeye başladı. Bu aralıkta doğal duracak bir ürün ararken karşıma bu ürün çıktı.
      Alışveriş merkezinde yüzde elli indirim gördüğümüzde gerçekten alma isteği ile dolu olanlardan misiniz bilmem ama ben Note yüzde elli indiriminden oldukça yararlandım ki dudak kalemi yorumunu ilerleyen zamanlarda aktaracağım.  Hemen hemen bir aydır kesintisiz kullandığım bu üründen oldukça memnun kaldım. Doğal durması bir yana özenli kullanıldığında çizgilere dolmaması ve yorgunlukları alan temiz bir görüntü vermesi ile tavsiye ediyorum. Öyle ki yazısı bile silinmeye başlamış.  Elim makyaj çantamda yanımdan ayrılmayan bu ürün bittiğinde indirimsiz dahi olsa bir daha alacağım. Arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla yüzde kırk indirim Note da devam etmekteymiş. Ben de sanırım 19 lira gibi oldukça uygun bir fiyata almıştım. Cildimiz gerçekten günümüzde hava şartları, beslenme alışkanlıklarımızdan oldukça etkileniyor. Karma ciltli birisi olarak bir urun pahalı diyerek en iyisi olduğunu düşünmekten Se denemeyi, araştırmayı seviyorum. Mineralli yapılı ve çevremdeki insanların da yorumladığı ürünleri takip ediyorum. Her bir markada iyi bildiğim ve kullandığım ürünleri paylaşmak sizlerin de görüşlerinizi almak isterim. Yorumlarınızı bekliyorum😊

27 Temmuz 2016 Çarşamba

YVESROCHER GÜNEŞ KREMİ



      Güneş kremleri ve ben... Şehre yayladan sonra adım atar atmaz elimden düşürmediğim beklentilerimin kendimce yüksek olduğu kremler... Karma bir cilt olduğum için arayışım belki de hep devam edecek lakin şimdi elimdekileri yorumlamalıyım. Öncesinde pure beauty güneş kremini yorumlamıştım. 30 faktörlük biraz kozmetik olan bu kremden sonra Yves Rocher güneş kreminden memnuniyetim sürekli değişti. Pes etmeden kullandığım ilk günlerde sivilce yaptı.  Aynada gördüğüm an çok üzülmüştüm. Sonrasında ise bırakmadım kullanmayı. Yaşadığım şehir güneşin memleketi desem bilmem abartmış olur muyum. Yaz aylarında cildimize herhangi bir urun kullanmadan çıkmak isteyenler için güneş kremleri çok güzel.(benim gibi tembel olanlar için bile 😊) neyse konumuzdan dağılmayalım değil mi ! Bir ayın sonunda pes etmeden kullandığım da sivilce çok nadir olarak çıkmaya başlasa da ne yazık ki çıktı. Çıkmaması için cildimi derinlemesine eve geldiğimde temizlemem gerekti. 50 faktör olması müthiş olsa da karma ciltler için tavsiye etmiyorum. Fakat kuru ve normal ciltli arkadaşlarımdan bazıları (kullanan arkadaşlarım oldukça memnunlar ve tavsiye ediyorlar) makyaj yapmadan önce baz gibi de kullanıyorlar. Şimdilik yazımı burada sonlandırsam da eczanelerde arayışım sürecek. 😊

22 Temmuz 2016 Cuma

ZAMAN VE BEN

Yürümek iyi gelmiyor kimi zaman...Geçmiyor kararsızlıklar. Ortasından başladım kelimelerime. Uzun zaman olmuş yazmayalı ve ben yazmayalı ne kadar çok şey oldu. Şimdi de bir kararsızlık aşamasındayım. 25 yaşıma girmeme az bir kala ilk defa kendim için cesur olmanın kararsızlığında. Üniversite sınavına girdiğimde beklentim aslında beklentisizlikti fakat içimdeki o sese hayır diyemedim. Klasik kelimeler vardır istediğin mesleği yapmazsan hayatın ızdırap olur. Sanırım kolay alışıyorum ben. Atanmamış bir öğretmen olarak mesleğimi sevdim fakat bana yakışan benim içinde iyi hissetmediğim fakat dolabımda birinci sırada duran elbise gibi olan bu meslekte yeterince mutlu olabilecek miyim sorusunu ben geç fark ettim. Şimdi ise gerçekten olmak istediğim yapmak istediğim meslek için elimde bir fırsat var lakin 18 yaşında değilim. Zaman birçok anıyı önüme seriyor cesaretimle dalga geçercesine. Keşkelerimin daha fazla olmaması için ilk adımı atmalıyım biliyorum fakat büyümek yaşlanmak mi olacak o zaman bilmiyorum. Ömür denilen kum saati hızla akarken her hayal her adım önemliyken neden tereddütteyim kendime kızıyorum. Yürümek bana bu sefer iyi gelmedi. Toroslar sadece iç sesimi dinlediler suskunluğun bilgeliğiyle...

9 Temmuz 2016 Cumartesi

SİYAH VE BEYAZ


Dönüş yolunda... Bayramın üçüncü günü çıktığımız yaylalardan geçerli bir sebeple indik. Nişan töreni... Tam tamına 10 yıllık arkadaşim nisanlaniyordu. Yaşlanmanin yan etkileri bu olmalı hatirladiginiz onca anı bu yolda gözünüzün önünde yeniden canlanıyor ve siz sadece alıştığınız bir iç sesi uslubu ile Allah mutlu mesut etsin insAllah diyorsunuz. Kalpten bir inanç olmalı hakkediyor çünkü. Sanki mutluluk kazanılmış bir görev yada hak edilmesi gerekilen bir davranış gibi. Oysa mutluluk içten gelmez mi bayramda küçücük bir çocuğun tebessumunu gormek nefes aldığın için şükretmek ve gerceklesmese bile hayallerin yeniden hayal kurmak değil mi
? Yollar uzun,Toroslar sicakti. İzlerken öğreniyor insan avuç içlerinde atan mutluluğu. Beklediğim umut ettigim yasima girmeme az kaldı. Büyümeyi yas almakla bir tutanlardan değilim fakat gülen yüzlerin etrafındaki kırışıklıkları seviyorum. Kalplerinde hayatın yorumlarını taşıyan fakat hep umut dolu insanlari tanıdım ben kimi zaman kitaplarda kimi zaman da gülmeyi bilmeyen suratlarda. Siz siz olun gülmekten kahkaha atmaktan çekinmeyin. Mutlulukları nazar değer korkusuyla söylemekten kaçınmayin. Hayat dolu ve bosuyla kısaca herşeyiyle yaşamaya değer... Nisan ayrıntıları diğer yazıda yorumlarınızı beklerim...😃

2 Temmuz 2016 Cumartesi

Zaman Değişmez İnsanlar Değişir


Nazan Bekiroğlu... Nar Ağacı...Okumuş muydunuz? Yada yolunuz  bu kitaba rastlamış mıydı? Benim ikinci kez yolum bu kitaba düştü. Bu kez farklıydı ama. Bu kez her bir satırdaki yansımalarımı arayacaktım biliyordum. Neden mi? Sanırım büyüyordum. Çocukluğumdan beri kitaplarım kıymetlilerimdi. Altlarını çizmek notlar almak bana göre değildi. Tuhaftır ki saygısızlık gibi geliyordu. Kitaba ve onun her bir zerresine saygısızlık. Yırtmamalı ve korumalıydım lakin zihnimde. Hesaba katmadığım şey yaş aldıkça kelimeler eskimese bile benim zihnimin yorulduğuydu. Bir cümlenin diğer bir cümledeki karşılığını unutmaktı.  

      Yansımalarımın parçalarını bulamamaktı. Düşlerimin kılavuzunu kaybetmekti. Şimdi sırf belki de bu yüzden elime aldığım ve gerçekten bende iz bırakan kitaplara notlar alıyorum. Bir sonraki zamanda duygularımı anımsamak için. Zamanın değişmemezliğinde değiştiğimi görmek için notlarım var artık
 Nar ağacı benim için özel bir kitap her bir satirini zihnimde oluşturduğum resimdeki o parçaya eklediğim ve anladığım bir yaşamsallık sanki. Okunmalı en azından kütüphanenizde bulunmalı. Çünkü zihninize kazınan bir cümle bazen bir sayfalar dolusu hayatı özetler. "Ve ki gidenler gidince geride kalanların paylaşacak bir şeyi kalmamış olmalı ki yazışmanın devamı gelmemişti" anlamı derin yorumu ruhumuzdaki yansımada yer alan bu cümle yüzümde hüzünlü bir tebessüm bırakırken Nazan Bekiroğlu'na olan hayranlığım artıyor....

1 Temmuz 2016 Cuma

TOROSLARI İZLEMEK


Toroslara uzanmak... Çukurova'da yaşayanlar için bir çocukluk alışkanlığı, anısı bir yaz mutluluğu...  Çukurova'nın herkesin bildiği yüzünün aksine  rüzgarı anımsamak için ellerini uzatmak...Sıcak bir şehirde yaşıyorum oldukça sıcak. Kelimelerin sanki ağızdan çıkmadan buharlaştığı desem abartmış olur muyum!!!! Ama seviyorum bu sıcağın tonlarını görmeyi özelliklede yazı seviyorum. Şikayet ediyorum kimi zaman bende insanım. Fakat düşününce yaz mutluluklarına değer bu sıcaklar. Yolculuklarımız da zaten bu yüzden değil mi, yaşadığımız acılara rağmen değecek mutlulukları arama rüyamızın peşinden gitmek... Tamamlanmamış cümlelerimiz için bir durak aramak, sonrasına devam edebilmek için. Kısa bir yolculuk benimkisi güzel bir kafa tatili olacağına inanıyorum. Bayramı yaylada geçirmek sonrası gel gitlerle sürecek yolculuklara hazırlanma sureci derken biliyorum, temmuzda bitecek. Daha yeni gelmiş bir ay için bitmesine üzülmek bana özel sanırım. Haksız sayılmam. Temmuz benim için 12 ay içerisinde en özel aylardan ne getireceğini bilmiyorum. Merak etmeyecek kadar yorgun büyüklerden oldum sanırım. Büyümenin de en sıkıcı yanı bu. Merak duygusunun körelmesi. Bu yüzden yeni yerler hayatımda bir sonraki perde olacaksa eğer o bir sonraki perdeye geçene kadar çocukluk kahkahalarımın, mutluluklarımın ve alışkanlıklarımın kısacası yazlarımın geçtiği yerlerde vakit geçirmeliyim hissi kalbimde bir yerlerde...   Bu fotoğrafı çekerken fark ettim bu güzel yalnız Torosların hikayesini anlatmalıyım ya fotoğraflarla yada kelimelerle.