üç kız kardeş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
üç kız kardeş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2022 Pazartesi

ÜÇ KIZ KARDEŞ

 


          Üç Yıl ile başladığım Çehov serisinden 
Üç Kız Kardeş bugünkü blog paylaşımım...Kitap bir tiyatro oyunu ve 4 perdeden oluşuyo ve 127 sayfa. Yazarın okuduğum altı kitabı içerisinde dört tanesi tiyatro oyunuydu. Bu kitap; babaları üst düzey asker olan üç kız kardeş, abilerini ve onu eşini temelde anlatıyor. 
Babaları vefat ettikten sonra ailenin hayata uyum sağlamaya çalışmaları... Kızların abileri bir bilim adamı olarak yetişmiş kariyeri bu yönde ama huzursuz. Ayrıcalıklı sınıfa ait olan bir ailenin Rusya'nın değişen koşullarına uyum sağlama çalışırken kaybedilen değerlerle çelişkili hayatlar. Olga, Maşa, Irina ve abileri Andrey, geçmişe, Moskova'ya özlem duymaktadır. Okurken bir şekilde sesli okumak istiyorsunuz, satırları. Hep bir hüzün, arayış  ve mutluluğun izi olmayan hayatların özlemi var. Karakterler eksik , bir yerlerde eksik var derken sınıfsal iğnelemeyi de anlıyorsunuz. Kitaptan;

"Ah, ben gençken, neşeli ve akıllıyken, incelikle hayal edip düşündüğümde, bugünüm ve geleceğim umutla aydınlandığında geçmişim nereye gitti? Nerede o? Neden güç bela yaşıyoruz? Neden sıkıcı, silik, ilgisiz, tembel, kayıtsız, işe yaramaz, mutsuz oluyoruz? Şehrimiz iki yüzyıldan beri var ve kendisinden iki yüz bin kişiyi barındırıyor. Bu şehirde diğerlerine benzemeyen kimse yok, ne geçmişte ne de günümüzde tek bir münzevi yok, tek bir bilim adamı yok, tek bir sanatçı yok, onu taklit edecek kıskançlık ya da tutkulu bir istek uyandıracak  en azından fark edilir bir kişi yok..." 

"Sadece iki ya da üç yüz yıl sonra değil,  bir milyon yıl da geçse hayat şimdi nasılsa aynen öyle kalacak. Hayat değişmez, umursamadığımı ya da en azından asla bilemeyeceğiniz kendi yasaları dahilinde sabit kalır..."

Yazar dönemi yansıtırken eserlerinde evliliğin bir alışkanlık,  büyük bir mutsuzluğu vurguluyor. Beklentilerin hüsranla sonuçlanmasını. Yazarların yazdıklarını hayatlarıyla ilişkilendirmeyi sevmem ama bu kadar mutsuz evliliklere yer vermesi acaba hayatında hiç mutlu bir evlilik görmedin mi arkadaşım dedirtiyor. Felsefe hayranlığı, uzun tartışmalar ve o kadar gereksiz kaygılar var ki, bilemedim. Bunca mutsuzluğa daima bir mutsuz son üzdü beni. Tahmin ettim ama son sayfaya kadar kızlardan birinin en azından mutlu olmasını dilerdim.

Şimdilik yorumlarım bu kadar, beklerim yorumlarınızı...