29 Ocak 2019 Salı

ONLARDAN KALAN

      
     Onlardan kalan... 165 sayfa bir çırpıda okunan senin benim hatta çocukluğumuzun bir adım gerisinin hikaleyeleri.  Zamanda kaybolan mahallelerin yerine çok katlı apartmanların geldiği, insan ilişkilerin sanimiyeti unuttuğu ve kahramanların üzerindeki etkileri... 
       Kış mevsiminin etkileri bana çok iyi gelmedi. Kulak herşey demekmiş bunu bayağıdır biliyordum ancak o kendisini hatırlatıyor. Kulak denge demek yürürken iyi ayağın üzerinde düşeceğim korkusu olmadan yürümek demek. Cuma günü kontrol var bakalım nefes problemleri, doktor ameliyat tavsiyesini tekrarlasa da hayırlısı olsun hakkımda .  Büyüdükçe  KBB problemlerinin çocuklukta kalmadığını anlıyor insan... Böyle zamanlarda kitap okumak en iyisi derim daima 😊 okudukça insan unutuyor ve aslında bulunduğu odaya bir başka pencere açıyor . Sevinç Çokum çok sevdiğim bir yazar. Onun hikayelerinde çok katlı apartmanlar geride samimiyet, komşuluk ilişkileri bir kapı açıldığında Nasılsın sorusu var. 
O da özlüyor belki de. Hayatın bu kadar hızlı değişimi arasında insan ilişkilerinin masumiyetini ... Onlardan kalan aslında bizden geriye kalan hikayeler. Durakta otobüs beklerken yanımızda hüzünlü duran genç bir kız belki de yaşlı bir amca. Anneannemizin tek katlı evinin is kokulu sokağının odun sobaların yerini  portakal çiçeği kokan yaza bırakması. Okumanızı tavsiye ederim 😊  Kitaptan bazı notlar;

"Horozların ötüşleri, kırmızı kurdaleli kızlar, bez bebekler, renkli kalemlerle duvarlara çizilmiş resimler, soba üstünde kaynayan çorba tenceresi, dikiş diken yorgun ama içi rahat bir anne, misketler, cam kırıkları... Herşey unutuldu değil mi?"

"Artık korkunç dalgalar, kuru, çıplak ağaçlar mevsimidir..."


25 Ocak 2019 Cuma

HİNDİSTAN EŞKIYALARI

HİNDİSTAN EŞKIYALARI

         Bu ara bir türlü hastalıklar yakamı bırakmıyor. Orta kulak iltihabı yeniden nüksetti; öksürükler kesilmiyor. Kış mevsimi hiç iyi gelmedi bana. 2019 ilk ayından oysa çok fazla umudum vardı. Şimdi mecburen yapacaklarımı ertelemiş evdeyim... Yazmak iyi geliyor ama... 

     2018'de bol bol film izlemişim fark ettiğim kadarıyla. Yorumlama fırsatımın yarım kaldığı filmleri bitireyim dedim. Aamir Khan filmleri hayranı olarak Kasım 2018 de Türkiye' de vizyona giren Hindistan EŞKIYALARI 😊 Bu film hakkında notlarım,  eğlenceli, biraz Hollywood tarzı olsun diye uğraşılan biraz da anlamlı... Sanırım bu filmin özeti olan kelimeler. Aamir Khan varsa o film izlenir sözünü artık hepimiz biliyoruz 😄 

Oyuncular: Amitabh Bachchan, Aamir Khan, Katrina Kaif, Fatima Sana Shaikh

       Hindistan Eşkıyaları 1795 yılından kurgusal bir tarih masalı ile  başlamakta... 1795 yılında, Hint yarımadasının hala Hindistan ya da Hindostan olarak bilindiği yıllarda İngiliz Doğu Hindistan ortaklığı devrededir. Gittikçe genişleyen ve Hindistan'ın büyük bölümüne egemen olan İngiliz Doğu Hindistan ortaklığı inanılmaz bir güce ulaşmıştır . Ancak bu durumdan rahatsız olanlar vardır .  Krallığı elinden alınmış annesi, babası hatta abisi öldürülmüş Zafira(Fatıma Sana), onun koruyucusu hatta kızı gibi yetiştirmiş savaşçı Khudabaskh Azaad mücadeleye hazırdır . Tabi etrafında ona inananlarla birlikte... Hindistan'ı İngilizlerden kurtarmak ve özgürlüğünü garantilemek adına zorlu bir mücadeleye atılırlar . Britanyalı bir komutan olan John Clive ise bu haberi aldığında harekete geçmeye karar verir ve planını devreye sokar . Bu plan kapsamında komutan Awadh'ın küçük çaplı bir haydutu olan Firangi Mallah'ı(Aamir Khan) kullanmaya karar verir. Komutan Clive, Mallah'ı grubun içine sızması ve tehdidi engellemesi için onların peşine yollar.  Firangi gider gitmesine de bu yolculukta kendini ve özgürlüğü fark eder. Tarafını seçmek zorunda kalacaktır ...

      Notlarım baktığımda düşük puan verilmesinin bence kalite kaynaklı olduğuna inanmıyorum. Görsel açıdan mükemmel efektler vardi. Azad karakterinin ses tonuna bayıldım ki Zafira için bir ninni söylerken duygulanmamak elde değildi. Zafira kalbini kapatmak zorunda kalmış acılı bir çocukluk geçirmiş bir savaşçı . Firangi Mallah'ı ise komik, düzenbaz evet Karayip korsanları Jack Sparrow tarzı olduğu düşünülse de film boyunca Aamir Khan bu rolün altından başarıyla kalkmış dedim. Katrina meşhur Süreyya dansı ile herkesi büyüleyen yardımcı karakter gibiydi. Bu kadın başarılı filmlerde kendisine yer buluyor. Mimik konusunda hala sıkıntıları olduğunu düşünsem de iyi dans ediyor .  Hollywoodvari aksiyonun kesilmediği filmde elbette ki boşluklar var. 
      Ama Hint filmlerinde senaryodaki boşluklara alıştım sanırım 😊 Filmin şarkılarını dinlemenizi tavsiye ederim . Özellikle de Azad , cümlesi ile başlayan Manzoor-e Khuda inanılmaz. İşgale gelen bir şirkete karşı mücadeleyi bırakmayan bir hikaye .

Beklerim yorumlarınızı...

21 Ocak 2019 Pazartesi

NEUTROGENA HYDRO BOOST SPREY





      "Çünkü insanın bazen ne düşündüğü ne de bir şey hissettiği anlar vardı..." (Virginia Woolf) altıntısı ile yazımıza başlayalım bakalım. Sabah saatleri kimi zaman aynen ben de bu cümledeki gibi oluyorum. Bu ara bitenler yazısı yapmayı çok istiyordum. Zamanın kumları dört bir yana savrulurken bahar mevsimine güzel bir hazırlık olsun. Biliyorum, Ocak ayı bitmek üzere de olsa bir Şubat var. Mart ise kıştan kalma soğuk yüzünü gösterirken güneşi umarım saklamaz. 

        Kış ayları kuruyan eller, nemini kaybetmiş bir cilt :( Bu yüzden elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. Neutrogena Hydro Boost serisinin farklı ürünlerini kullansam da henüz biten ürünü ekspress nemlendirici spreyi.

       NEUTROGENA HYDRO BOOST  SERİSİ
       (Normal/Kuru ciltler için)
Yeni Neutrogena Hydro Boost Ekspress Nemlendirici

Sprey gün boyu sıkı ve canlı bir cilt için anında nemlendirir. Bu ferahlatıcı,ultra hafif ve serinletici formül kendi ağırlığının 1000 katı kadar su tutabilen Hiyalüronik Asit içeriği sayesinde cildinizde yoğun bir nemlendirme sağlar. Cildin nem ihtiyacını iki adımda karşılar;

*Cilde nemi hapseder
*Cildiniz ihtiyaç duydukça ona geri vererek nem dengesini sağlar.

Kullanımı: Duş veya banyo sonrası doğrudan ıslak cildinize uygulayarak suyu cildinize hapsedin. Yağsız ve yapışkan olmayan formülü anında cilde nüfuz ederek kolayca emilir.(Yüzünüz hariç)

       Gün boyu canlı bir cilt için anında ferahlık, kolay emilim vaadinin bir kısmını yerine getirebilen bir ürün. Kokusunu sevdiğim ürünleri bir başka kullanıyorum o ayrı ancak kolay emilimi özellikle artı puan. Bazı bakım ürünlerinde kullandıkça görüyorsunuz o yapışkan his bir süre sizi bırakmıyor. 
      Bu ürünü orta şekerli görüyorum. Kolay emilim, kolay kullanım ve sevdiğim bir kokusu olsa da kışın sert etkileri için biraz zayıf kaldı. Kullanım sonrası yeniden kullanmak istiyorsunuz. Kusursuz nemi hapsetmiş bir cilt ürünü kullandım hissi olmuyor ne yazık ki.  Her ürünün vakti olduğuna inananlardanım ve bence bir bahar ürünü. Benim çok sık kullanımıma göre oldukça iyi dayandı. Ancak aynı zamanlarda ablam da Neutrogena hydro boost vücut losyonu (400ml) almıştı. Gözlemlediğim kadarıyla ki hala bitmedi daha etkili. Aralarındaki fiyat farkı oldukça da az. Sanırım bir sonraki alışverişimde alacağım kendisini :)
  Güzel bir pazartesi; güzel bir hafta olsun... Yorumlarınızı beklerim...


16 Ocak 2019 Çarşamba

ANI YAKALAMAK

Anı yakalamak mı; yoksa o anı hatırlamak mı? Fotoğraf çekerken bazen bu soruyu soruyorum kendime... Çok fazla farklı yerler görmeyi istesem de bulunduğum andaki farklılıkları aslında dikkat edilmeden kaçırdıklarımızı hatırlamayı seviyorum. Yani ikisi de... 
Araba ile geçerken yolu izlemeyi sevenlerden misiniz, bilmem ancak ben sessizce kelimelerimi o anın ötesine erteleyerek izlemeyi severim. Yol arkadaşlığım camın buğusundaki şekiller çizmekle geçer. Çocukluğumdan kalan bir alışkanlık. 
Fotoğraf bu aydan değil belki ama bugün paylaşmak istedim. Anı yakalarken görülmeyen detayları ile... O andaki düşünce yağmurunun virgülsüz noktalanması ile... 
Bugün biraz zamanı geçirmek biraz da gülmek için yedi numara dizisinin eski bölümlerini izlerken; not almışım. Bu diziden o kadar çok notlarım var ki, defterimde... Üniversite zamanı da eski bölümlerini açar vizelerden, finallerden önce izlerdim. Belki umut belki de özlemek duygusu ile alakalı bir hisle. Bu dizi eski bölümleri ile dahi zamanda eskimeyen dizilerden benim için. Armağan ve Haydar karakteri Ağva'ya gitmişlerdir. Haydar; Armağan'a bir hikaye anlatır;

(Armağan) "Ne güzel. Bazen senin yanında kendimi işe yaramaz hissediyorum. Biz dersleri zar zor yetiştiriyoruz bir de sana bak.
(Haydar) "Sana bir hikaye anlatayım mı?"
(Armağan) anlatmasını ister...
(Haydar) "Bir sucu boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronunun evine giden uzun yolu dolu olarak tamamlarken çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. "
(Armağan) "Ben çatlak bir kovayım. Sevdim. Devam et..."

(Haydar) " Bu durum iki yıl boyunca böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronun evine sadece bir buçuk kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken zavallı çatlak kova, görevinin sadece yarısını yeri getiriyor olmaktan utanç duyuyormuş. Bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş. "Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum."Nede?" diye sormuş sucu. Kova cevap vermiş..."
(Armağan)  "Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum ve benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun... Ben çatlak bir kovayım! Ben çatlak bir kovayıımmm!"
(Haydar) "Devamını dinleyecek misin? Sucu demiş ki; Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum. Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu, diğer kovanın tarafında hiç çiçekler olmadığını fark ettin mi? Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün ırmaktan dönerken sen onları suladın. Ben de bu güzel çiçekleri toplayıp patronumun evini süsleyebildim. Geçtiğin her yerde çiçek açtırıyorsun, hiçbir şey yapmasan da olur."
    Gülümseyerek izledim belki de her seferinde bu sahneyi... Zaman geçtikçe not alma alışkanlığım da arttı. Beklerim yorumlarınızı... 

14 Ocak 2019 Pazartesi

KIŞ YÜRÜYÜŞÜ


Kış yürüyüşlerini sever misiniz? Üşengeçliğim tutsa da yürüyüş yaparken düşünmeyi seviyorum galiba. Düşüncelerin birer paragraf olmasını adeta bir kitabın farklı bölümünü anlatırcasına ilerlemek güzel hissettiriyor. Çevrenin değişimine bizzat şahit olurken gözden kaçırdığınız detaylara dikkat etme fırsatı buluyorsunuz. Fotoğrafı öncesinde Instagram sayfama koysam da yazısı bugüne kısmetmiş. 

Çekerken düşüncem; mevsimlerin de ruhu olduğu idi. Adeta öncesinden sonrasına bir hikaye anlattıklarını fark etmiş; hayatın hikayesine bir noktalı virgül eklemiştim... 
 Kimi zaman kış mevsimi benim için soğuk biraz da yorucu bir mevsim gibi olsa da son zamanlarda olgun ve biraz da cesur bir mevsim olduğunu düşünmeye başladım. Sonbaharın hüznünü barındırmanın ötesinde; sonrasına umut diliyor. İlkbaharın renkli dünyasına daha bir farklı hazırlıyor. 
Bu kış hakkında notlarım; biraz daha soğuk sanki... Öyle ki kar yağışını çok nadir gördüğümüz Adana'da karı da merkezde; havada dahi olsa gördük. Böyle havalarda yürümek; izlemek bir farklı. Kış notlarım, sakin ve yorgun...

Tüm o insan kalabalığında doğanın daha baskın olması ile bir başka dünyanın kapısı açılıyor sanki. Uğultular yerini sakinliğe ve kalbin ritmik atışlarını hissetmeye bırakıyor. Alışkanlıklar, zorunluluklar bir süreliğine geride kalıyor. Zaman da oluşturulan yalancı aslında hayal edilen bir aralık; dile geliyor. Keskin bir rüzgar yürümelisin derken ağaçların dökülen yaprakları bir tablonun içerisine adım attırıyor. Bu yolu seviyorum. Evime yakın bir park. Oldukça da kalabalık oluyor hafta sonları. Ancak hafta içinde parkın yanından geçerken dahi parkın içerisine girip bu yoldan yürümek istiyorum. Bu yol tüm mevsimleri ruhunda barındırıyor çünkü. Yaz güneşinin yakıcılığını örterken baharın en güzel rengi yeşili canlılığı ile gösteriyor. Kış mevsiminin ise yağmurdan sonraki o huzurlu dinginliğini... 
Hayat detaylardaki güzelliklerle bir başka güzel. Bu yıl umarım daha fazla yürürüm. Çok fazla spor yapabilen birisi değilim. Sakin bir benlik dinlemesine iyi geldiğini bildiğim için daha sık yürümek istesem de çoğu zaman üşeniyorum. Güzel bir hafta olsun. Bu arada dinlemek isterseniz Glee dizisi/ I will survive cover bir bakın. Güçlü sesler barındıran bir dizi idi... Beklerim yorumlarınızı...

8 Ocak 2019 Salı

KURABİYE SEVER MİSİNİZ?

 Bir tarif yaparken doyanlardan mısınız? Sanırım ben heyecanla o tarifi yaptıktan sonra bir tane yiyebilenlerdenim. Dün o kadar yoğun bir şekilde mutfaktaydım ki... Ama ortaya çıkan sonuç hiç de fena olmayınca hemen paylaşmak istedim. Havalar o kadar bulutlu ve gri ki güneş artık çok uzaklardan el sallıyor adeta. Kış; Adana için bile oldukça soğuk geçiyor. Üşümeyi sevmiyorum...
Tarifi son zamanlarda yemekcom instagram adresini takip etmeye başlamıştım. Harika tarifleri var size de tavsiye ederim. Dünün menüsünden fırında soslu karnabahar yemeğinin tarifi de oradan.  Elmas Kurabiye için; notlarım umarım sizlerde beğenirsiniz ve eğer bu tarifi yaparsanız yorumlarınızı belirtebilirsiniz.


Malzemeler;
250 gram oda sıcaklığında tereyağ
1 adet yumurta
1 çay bardağı pudra şekeri
1 paket vanilin
1 paket kabartma tozu
3.5-4 su bardağı un
2.5 yemek kaşığı kakao

Bulamak için; 1 su bardağı toz şeker

Üzeri için;1,5 çay bardağı çikolata kreması

Yapılışı; Geniş bir kaseye oda ısısında beklemiş tereyağı, yumurta, pudra şekeri, vanilin ve kabartma tozunu ilave ettikten sonra azar azar unu da ilave ederek ele yapışmayacak bir kıvama  gelene kadar güzelce yoğurun.
Kıvam alan hamurun üzerine son olarak kakaoyu da ilave edip, tekrar yoğurun. Hazırladığınız hamuru 25 dakika buzdolabında dinlendirin. 
Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizde yuvarlayın tam ortasından parmağınızı bastırın. Kurabiye hamurlarını toz şekere bulayın ve pişirme kağıdı serili pişirme tepsisine aralıklı olacak şekilde dizin. 
       Fırından çıkardıktan sonra ilk sıcaklığı gitmiş olan kurabiyelerin çukur alan kısmına sıkma poşetindeki sürülebilir çikolata kremasından sıkın... 
Evdeki imkanlar dahilinde tarifi biraz kendime göre de uygulamak zorunda kaldım ama bence iyi oldu. Köyden el yapımı tereyağ ve zeytinyağı geldiği için evdeki tereyağından net 250 gram kullanmak bana biraz fazla gelince bir çay bardağının yarısından biraz daha az sıvıyağ ile beraber kullandım tereyağını. Dolapta bekletmek kısmında da bence tarife tamamen uyulsa hiç fena olmaz benim vaktim biraz kısıtlı olunca dolapta az beklettim. 
Bu yüzden şekil fazlasıyla düzgün olmadı. Daha geniş bir zaman diliminde mükemmel şekilde çıkabilir; kurabiyeler. Çikolata kısmında da ben bir kase içerisinde aldım ve yumuşaklığını sıcak su kaynatmıştım onun buharı ile sağladım. 
Lezzetli ve güzel bir kurabiye oldu. Yorgunluğun acısı bugün çıktı ama sanırım zamanla insanın tarif defterindeki tarifler de artıyor.  Güzel bir gün olsun... Kahveniz sevdiklerinizle bol köpüklü çayınız tam demlenmiş yanındaki küçük tatlılarla edilen sohbetler daim olsun :) Beklerim yorumlarınızı...

5 Ocak 2019 Cumartesi

YVES ROCHER PEELİNG YORUMLARI


Yeşil... En sevdiğim renk mi? Hayır... Ama en sevdiğim renkler sıralamasında ilk üçe kesinlikle girer. Rahatlatıcı, nefes aldıran bir renk adeta. Renklerin bir karakteri ve ruh halleri konusunda uzun uzun yazacak olsam da yeşil için uyumlu diyebilirim. Adeta tebessümü eksik olmayan bir renk.
Yves Rocher  da bu açıdan benim için önemli bir marka. Yeşil torbası ve en az zararlı ürün üretimi ile aralık ayında çok sık uğramıştım. Arkadaşımın yıl başı hediyesini almak için öncesinde de bu peeling ile bir başka ürün almak için. Bu peelingi Aralık ayından bu yana dört haftadır kullanıyorum. Haftada bir kez uygulama ile!
Yves Rocher Sebo Vegetal (Gözenekleri Sebum fazlasından derinlemesine ayıran Peeling)
*Kaside Kökünden elde edilen Baikal Tozu ile cildi sebum fazlasından arındırır ve matlık sağlar.
*Dış etkenlerle oluşan ciltteki kirlenmeyi ve ölü hücreleri yok eder. Tıkanık gözenekleri nazikçe kirden arındırır, cildi derinlemesine temizler.
*Ciltteki kusurların giderilmesine yardımcı olur. Cildin yeniden nefes almasını sağlar, cilde netlik ve tazelik kazandırır. İnce peeling tanecikli ve eriyen kremsi dokusu keyifli bir kullanım sunar.
*Paraben, mineral yağ (petrol) ve renklendirici içermez.

Uygulama; Haftada 2 kez göz çevresi hariç tüm yüzünüze dairesel hareketlerle uygulayın. Sonrasında bol su ile yıkayın.

         İlk kez aldığım ürünleri daha az ve düzenli kullanırım ki etkisini daha iyi görebilmek için. Karmadan yağlıya dönük bir cildim var. T bölgesi için oldukça başarılı buldum. T bölgesindeki yağlanmadan şikayetçi olanlar bakabilirler. Kullanım sonrası kuruluk olsa da 10-15 dakika içerisinde cilt kendisini daha rahat buluyor sanki. Bittikten sonra yaz dönemi için de alıp tam anlamıyla iki mevsim arası kıyaslama yapmak istiyorum. Benim için vaat ettiklerini yerine getiren etkileri belirgin bir üründü. Yüzde otuz indirim ile almıştım. 33 küsür gibi bir fiyatı vardı sanırım. Şu sıra yüzde elli indirimde bakılabilecek ürünler arasında ekleyebilirsiniz.
        Bu arada Instagram sayfam da küçük bir kitap çekilişi yaptım. Bir hafta sürecek olan Ocak güzelliği olsun. Katılmak isteyenleri Instagram sayfama beklerim. Sağlıkla bir ay olsun. Yorumlarınızı beklerim :)

1 Ocak 2019 Salı

TEK SAYILARIN UĞURUNA İNANIR MISINIZ?

Tek sayıların uğuruna inanır mısınız? Son zamanlarda inanmaya başladım sanırım ben... 2018 çok iyi geçmedi hatta son haftası dahi kıpkırmızı bir burun, elde peçete, okaliptüs özellikli herşey, üşüme ki ciddi manada üşüyordum. Uzun zamandır böylesine ciddi bir soğuk algınlığı yaşamamıştım. 
       Yeni bir yıl, yeni bir umut derken geldi 2019 notlarım... Bu yıldan beklentilerim elbette ki var ancak sağlık olmazsa diğer umutlar için uğraşacak güç de olmuyor . Herkes bu kış aylarında soğuk algınlığına dikkat etsin . Basit bir soğuk algınlığı derken ilaç içmeden geçmeyen bir hastalık oluyor. Eskiden  iki gün dinlenme ile ayağa kalkabiliyorken şimdi iyileşme süresi de uzuyor . Kulak burun boğaz üçü etkileşime geçiyor sonuç olarak kış sevmiyorum cümlesi dökülüyor ağızdan .

      Bitki çayları en yakın arkadaş olurken fotoğraftaki çay orman meyveli bir çay çok zor çıktığım bir gün de zencefil limon ikilisinden bıkınca değişik bir çay denemelisin Aslı derken aslında alışkanlıklar da sabit de kalınmalı imiş onu anladım . Ekşi hatta baskın elma tadı olan bir çay yerine daha hafif bir çay  içmeyi tercih ederdim.
      Bu arada karakedi dergisinde hikayem yayınlandı eğer okumak isterseniz derginin Ocak sayısında Turunç efsanesini bir de benden dinleyin. Beklerim yorumlarınızı; dergi düzenli olarak her ay bir şehir teması ile yayınlanmakta bu ay da Hatay'dan selamlamakta.
    2019 ilk yazım umuyorum ki daha çok yazılar yazabilir daha çok hikayelerim yayınlanma imkanı bulurum . Tek sayıların uğuru yansırken hayallerimize güzel dolu dolu bir sene olsun...