kitap listesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap listesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Temmuz 2021 Salı

MADAM BOVARY


Dolu dolu bir yaz tatili geçirme imkanım olmayınca başladım bende kitap listemdeki kitaplarımı okumaya... Madam Bovary... Okurken 19.yy  romanlarındaki o hakim olan duygular ve psikolojik betimlemeler sanki Tanzimat dönemi yazarlarının eserlerini okuyorum. Yasak aşk konusunu ustalıkla Aşk-ı Memnu(19.yy sonu) veyahut İbrahim Şinasi tarafından yazılan Şair Evlenmesi, İntibah birçok eseri sıralayabilirim, Madam Bovary de o yüzyılın duygusal havasının ve belki de sıkıntılı değişimin insan ilişkilerindeki o sorgulayıcı yapısına sahip. 

Okurken kızdığım, anlamaya çalıştığım Madam Bovary ve anlam veremediğim hezeyan dünyasında haksızlık yaptığı kocası ki şunu söylemeliyim yazar da Charles Bovary'e kızmakta...Yazarın duygularını da satırlardan okuyorsunuz adeta.
İyi kalpli ve karısını seven Charles eşinin de kendisini sevdiğini düşünürken hala gelişen olayları anlayamaması aslında ne kadar anlatsam da anlamaz ki cümlesinin ağırlığını bilmeden yüklenmesi ile başka bir hikayeye sahip. 

Lüks yaşam ve heyecan arayışında olan Madam Bovary ise yasak aşklara tatminsizlik ve yaşadığı hayattan duyduğu memnuniyetsizlik ile son verir hayatına. Roman realizm anlayışı ile karakterlerin iç dünyalarını bizlere sunsa da yazarın kitabın sonunu bir duyum şeklinde bitirmesini sevmedim. 
Charles'ın dünyasını anlamak için biraz okuyucuya fırsat verilmeli ve belki de kızıyla mutlu bir hayat sürdürmesini dilerdim. Diğer karakterlerin ise yaşamlarındaki sıkıntılar,  iş ahlakının zayıflığı içten içe üzdü.  Bir klasik günümüze uzanan eleştirdiğim birçok nokta olsa da okuma listenize almalısınız.  Paragraflar arasındaki ince yorumlar etkileyici. Kitaptan alıntılar;

"Bütün lüks içgüdülerini, ruhunun bütün yoksulluklarını, yaralı kırlangıçlar gibi çamura düşen düşlerini, bütün arzuladıklarını, bütün teptiklerini,bütün elde edebileceklerini hatırladı. Niçin? Niçin olmamıştı?"

"Umut olmayınca insan artık bu tekdüze yaşamdan utanç duyardı."

"Akşam rüzgar pencereye vurur,lamba yanarken ateşin başına oturup bir kitap açmaktan daha tatlı ne var ki?"

Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...

22 Temmuz 2020 Çarşamba

TEMMUZ NOTLARI

                                             
"Ah insan istediği an değişiverse, bir kelebek oluverse, bir karınca...ne iyi olurdu."(Sevinç Çokum/Ağustos Başağı)
                                    
   Hayatımdaki en özel yeri olan kitaptan bir alıntı ile başlamak istedim yazıma ki bu kitabı gerçekten çok seviyorum. Ağustos'un bir hikayesini anlat deseler bu kitabı anlatırdım sanırım. Bir önceki yazımda sınavlardan bahsetmişim ama sonucunu söylememiştim. Çok şükür ikinci üniversite bitti. Yüksek lisans tez dönemini saymazsak aslında mutlu olduğum dersleri almak bir kenara işim olmasını dilemiştim. Mezuniyet sonrası iş bulma süreci uzadıkça işin özü atanamadıkça farklı alternatifler aradım istemsizce. Düzenli bir gelir ve belirli bir güvence olmadıktan sonra hayallerde sandıklara doğru yol alıyor. Eskimiş hayaller hayat sandığında mutluluğu bekliyor. Kimi zaman unutulduğunu düşünüyor oysa ki o sandığı açmanın cesareti gelsin diye zamana dualar ediliyordur. 
   Temmuz ayı; yaz mevsimin ruhu olan bir ay. Hayat canlılığında; gecesi düşsel gündüzü ise yorgun bir ay. Göz açıp kapayana çok hızlı geçti sanki Temmuz ayının günleri. İlk iki hafta da sınav ve açıklanması sonraki ay ise ağustos ayındaki DGS için çalışmaya başlamak derken geçti gerçekten de. Bazen bazı aylar bir ömür gibi gelse de bazı aylar da bir anımsama gibi hızlı geçmekte. Bu ayın sonunda doğan birisi olarak  doğum günüm gelmeden yeni yaşıma neler ekledim neler öğrendim düşünceleri küçük bir not defterini çoktan doldurmuş meğer... Öyleyse yazmaya başlayayım :)
                    
      *Mart ayında uğraşarak ektiğim, saksı bulmakta çok zorlansam da bir bebek gibi adeta baktığım domateslerim kahvaltıda bu ay yerini aldı...

          *Hayatımda gerçekten çok ama çok istediğim polaraid makine artık benim oldu. Rengine baktıkça ayrı bir mutlu oluyorum.
  
        *Yüksek lisans sonrası olan o büyük hüsranı atlatabilmeyi başarsam da garip bir sirkülasyonda olduğumu düşünmeye başlamıştım. Başladığım her şey bitmeyecek sürünceme de kalacak diye düşünüyordum. Adalet bölümünü bitirmek motivasyon açısından beni yükseltti bu açıdan. 
                 
*Zamanı ertelememeyi öğrendim sonunda. Ertesi güne bırakma huyum olmadı ama yaz gelsinler, sonbaharda gelirimler aslında mesafelerin anlamsızlığında kaybolup gidermiş.
                
 *Kitap listemdeki okumak istediğim tüm kitapları bitirdim. Okumaya Kemalettin Tuğcu romanlarıyla başlamadım ama sırasıyla sayabildiğim romanları olan bir yazardan uzun bir yolculuğa çıktı zihnim. Bu yolculuktaki her bir durakta çok özel yazarların hikayeleri ve romanları kütüphanemde yer edindi. Aile kütüphanesinden ayrı benim de bir kütüphanem var artık.

*Yemek ve pasta konusunda kendimi hiç düşünemeyeceğim kadar ilerlettim :)
Liste uzun ancak şimdilik yazımı burada sonlandırırken sizlerden hayatınızda yer edinmiş belki bir değil on kez yine okumalıyım dediğini kitapları yorumlarınızla bekliyorum ... Güzel bir ay hepimizle olsun :)