ales etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ales etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Kasım 2019 Pazartesi

DOĞANIN ENERJİSİ

                                        
Doğa inatla kış gelmesin mücadelesinde sanırım... Geldiğinde ise bahar esintili! Mevsimlerden şikayet edilir; yaz mevsiminde sıcaktan, kış mevsiminde soğuktan... Bende böyleyim :) Ancak küresel ısınma etkileri kendini fazlasıyla belli ediyor. Dün ALES sonrası ( Neredeyse Adana dışı idi sınav giriş yeri..) sabahın soğuğu çıkışta inanılmaz bir öğle sıcağına bırakmıştı. Gece ise tam tersi bir soğuk; çöl iklimi gibi diyorlar. Lakin bu güzel çiçekler; bahçe duvarından hayat fışkırırcasına buradayım derken; bir hayal gibi görünen Toroslar ise kara hasret beklemekte.  
Sınav hakkında notlarım ise sınavı yetiştiremedim. Koskoca 150 dakika nasıl bu kadar çabuk geçti anlamadım. Hızlı çözmem gerekiyor; biliyorum ama sözel soruları gerçekten de beş şık da sonuç olarak işaretlenebilecek nitelikte gibiydi zamanı fark edemedim dahi. Sayısala geçtiğimde 45 dakika kalmıştı. Bir 15 dakika da olsaydı keşke dedim sonrasında ise kendime kızdım. Artık çözebileceğim soruları dahi yetiştiremiyorsam ya çok yavaşladım ya da bunca sınav sonrası hala heyecanlanıyorum. Aslında yaşlanıyorum gibi hissediyorum. Yabancı dil sınavı umarım daha iyi geçer. Aralık ayını sınavla açmak da ne diyeyim umarım sonuçlar güzel olur. On günlük meydan okuma sonrası yazmayı özlemişim ama. Daha sık yazmayı dileyerek şuraya müzik listemi yazayım hemen... 
*Indila-Parle a la tete(şarkıdan da öte klibe bayıldım; bavul hikayesi hala devam ediyor.)
*Nancy Ajram -Kharab Byoot
*Lovely-Billi Ellish& Khalid violin cover
*Kalank-First Class(Arijit Singh)
*Tayeon(Here I Am)
"İnsan bir dağı aşabilecek bir yolcu olarak görmek kendisini. Eğer dağ orada olmasa, yol çok daha kısa olabilirdi ama orada ve yolcu da dağı açmalı...(Genç Werter'in Acıları/Goethe)"
En çok kendime bu not... Tüm yoğunluk,yorgunlukların arasında sizi mutlu eden güzel bir hafta olsun...

16 Eylül 2019 Pazartesi

KENDİME NOT

                                       
                                       
                               
          Kendime not... Ne kadar üzülürsen üzül; ne kadar yorulmuş ol en baştan başlamak zorunda kalsan da kalp kırgınlıkların arttığında küçük mutlulukları birleştir ki kocaman olsunlar. Bazen bir mutluluk başka bir mutluluğun parçası olabilir. 
     Hayat yapbozunda kolaylıkla insanların emeklerinin heba olduğunu bir başka parça için yine çalışmak gerektiğini biliyorum. Hazır taslak yazılarım dışında sanırım uzun zaman oldu yazmayalı... Üzgün ve moralsizdim çünkü. Yüksek lisans kaydım silindi. Verdiğim emekler çöp oldu. ALES puanı ve üniversite dil puanı ile kazanarak girdiğim bölüm ve yaptığım proje ufka doğru uzaklaştı. İlköğretim bölümüne isteyerek girmemiştim, ücretsiz olarak okumak ve yaşadığım şehirde okumak istemiştim. Ancak kazandıktan sonra elimden geldiğince çabaladım. Yüksek lisans da danışmanınızın uzmanlığı hangi alanda ise mecburen o alanda yapmak zorunda kalıyorsunuz bu ilköğretim bölümü için geçerli olan. Ben ilköğretim çatısı altında da olsam da bilişim öğretmeni olarak kendi alanımda yapacağımı düşünmüştüm ancak danışmanımın branşı Sosyal Bilgiler öğretmenliği olduğu için bu alanda yapmak zorunda kalacağımı düşünmemiştim. İlk yıl danışmanım bölüm başkanı idi kendisi dönem sonunda başka bir üniversiteye geçince başka bir danışman verildi. Kendisinin deyimiyle başına kalmıştık sadece 2 öğrenci olarak. Diğer öğrenci atanmış bir öğretmen olduğu için pek ilgilenmedi aslında okulun mezunu olduğu için daha rahattı sanırım. Bana gelince nelerle uğraşmadım ki; normalde 7 ders alınıp tez dönemine geçilmesi gerekirken ben danışmanın yaptığı hata yüzünden 8 ders aldım hem de aldığım dersi bir kez daha alarak bu arada geçtiğim ders anlamışsınızdır.(Bu durumda bile beni suçlamaktan vazgeçmedi; ben dikkat etmeli vaktinde uyarmalıymışım onu) Yarım dönemim uzadı(uzayınca harç parası ortaya çıkıyor). Boşu boşuna... Uygulama için kendi kendime sıfır yardım ile eğitim cd si hazırladım. Türkçe kaynak sıkıntısı yaşayarak yabancı kaynaklardan kod ezberleyerek. Sonuçta mali destek dahi almadan kendi gücümle oluşturduğum projeyi 6.sınıf öğrencilerine uyguladığımda çok mutlu olmuştum. Bilgisayarı eğitimde kullanmak güzel gelmişti. Gelelim 2018 yılına... Eylül ayında uygulamayı da yaptım artık bana dönüt verip bitirmeliyim dediğim de bu dönem bitmez ben şehir dışına gidip geliyorum dediğinde anlamalıydım tezimi bitirmemi sağlamayacağını... Bana dönemde sadece bir kez dönüt verdi.Yolladığım bölüme baktınız mı diye sorduğumda daima bakmadığını yoğun olduğunu söylerdi. 2019 yılına geldiğimde ise kulak zarım patladı; oldukça berbat günler geçirdim sağlık açısından. Nefes alamama problemleri cabası ile küçük bir ameliyat geçirdim. Şubat-Nisan ayı boyunca bilgisayarımı elime bile alamadım. Mayıs ayında ise çok zorlandığımı söylesem de ücretli öğretmenlik bana nefes aldırdı aslında. Çünkü öğretmen olduğumu ara ara unutuyorum. Garip geliyor sanırım insan zamanla işsiz olmaya da alışıyor. Bu dönemde halimi hatrımı sormayı bırakın bir kez bile bana neden bölüm göndermiyorsun diye ulaşmadığı hatta mesajlarıma cevap bile verilmediği için yazın kendi başıma hallederim dedim. Sonuç olarak ise eylül ayında kaydın siliniyor mesajı arkadaşımdan geldiğinde neye uğradığımı şaşırdım. Hep daha iyi olsun diye uğraştığım, tek başıma zamanın nasıl geçtiği anlamadığım bir durumda tüm sorumluluklar üzerime yıkıldığında anladım; boş olduğunu verdiğim emeklerin. Enstitüde haberim yoktu en azından ek süre verin dediğimde bana söylenen; senin hatan takip etmeliydin, Temmuz ayında sunsaydın tezini o zaman ek süre alırdın o da 15 gün. Durumumu belirttiğim de ki özellikle danışmanımın adını duyduğunda enstitü sekreterinin sen daha buraya çok sık gelir gidersin iğneleyici sözünü hatırlatmak istedim ama terbiyem izin vermedi. Çünkü biliyorum ki insanlar zor durumda oldukça kolay yalan söyleyebiliyorlar. Yükümlülükten kurtulmak için; vicdan ağır bir sorumluluktur, anlayabilene. 

      Tane tane durumu izah etmeye çalışmak veya bağırmadan konuşmak demek ki alışılagelmemiş bir durum. En çok yüksek sesle kim konuşursa o mu haklı olunur ki buna hiçbir zaman inanmadım. Kelimelerin gücüne inanıyorum. Sakince dertlerin dile getirildiğinde daha çok anlaşılacağını düşünüyordum. Ama yapılan muamale oldukça pes ettirmeye çalışmalı manipülasyonlarla dolu idi. Bana bir kez bile dönmeyen danışmanımın da o gün verdiği cevap hala aklımda; evet kaydın siliniyor belki af çıkar oda belki... O zaman bir ihtimal dönersin. Sonrasında ise ders içeriğimi almak için bölüme geldiğimde ise durumumu anlatsam da yine bir çare olmadı. Ancak öğreniyorum ki; uygulama için izin belgesi enstitüye gönderilmiş ancak cevap gelmemiş, ben hayali uygulama yapmışım ki yada kendi kendime sistemsiz yapmışım gibi olmuş. Hiçbir şeyle ilgilenmemiş bile. Danışman neden vardır; resmi yazışmaları benim adıma izinleri enstitüye ulaştırmak ve yazışmaları yapmak dışında tezin oluşum aşamasında yardımcı olması için. Ben bu süreçte neler yaşamadım ki tez adımı bile kendisi belirleyip neden aldın ki denilmedi mi farklı farklı hakaretler mi; işsizim denildiğinde yan odadan bir arkadaşını çağırıp hala doktora yaptığı halde kadrosu yok sen nesin ki muamelesi mi anlatamadığım yığınla şey; unutmak istediği anılar böyle olunca daha çok hatırlanıyormuş, anladım. 

     Bu arada Temmuz ayında teslim gerçekleşse bile kabul olunmayacakmış tezim onu da anladım. Kendisine ulaştığımda bakın ben göndereyim size yine de dediğimde mevzuat böyle kestirip atılmasına karşın bende bu hafta ders kaydı için para yatırmanız gerektir yazısı cuma perşembe gününe durdu. Ben bu süreçte enstitüye bu nedir demek için ararkan bile ancak salı günü ulaşabildim çünkü sürekli meşguldu... Ulaştığımda bana denilen sizin kaydınız silinecek listesinde daha silmedik o zaman neden hala para yatırımı yazısı var. "Onu siz kaale almayın." Bu nedir peki... Üç dönem boyunca ben harç yatırdım boşu boşuna eğer bu dönem de o yazıyı dikkate alıp korku ve umutla yatırsaydım sonrasında kaydınız silinmiştir yazısı çıktığında ben ne yapacaktım. Para kolay kazanılmıyor, belirli bir yaştan sonra sınavlar için, kurslar için ve harçlar için para istemek kolay mı!!! Sıfırdan bir proje oluştururken üniversiteden yardım fonundan yardım almak istediğimde (kamera kullanımı gerektiği için)bana senin adına alınmış geri verilmiş vaktini de zaten kaçırmışız denildiğinde dahi umudum bitecek ve sonunda ortaya bir eser çıkacak şeklindeydi. Defalarca kapısında gelip gelmeyeceğini bilmediğim halde beklemedim mi bir hocanın durumuma acıması ile sandalye vermesi ile oturabilmiştim. Telefonla uzun uzun aradığımda asla cevap vermediğinde diğer hocanın ona ulaşıp başka bir yerde olduğunu ona söylemesi ile iki vasıta ile toplam da 1 buçuk saatlik yolu boşu boşuna geri dönmedim mi... Emeğime, çektiklerime mi üzülsem bilemedim. Anlattığım anlatmadıklarımın yalnızca bir parçası iken bu durumu aileme nasıl açıklarım dediğimde verilen cevap: üzgünüm ama böyle durum. Hayatımız boyunca hangi sıfatları edinirsek edinelim vicdanımızı kaybedersek en azından yaptıklarımızın sorumluluklarını almayıp gayet rahat bir şekilde hayatımıza devam edersek insan olmanın doğasına aykırı olduğuna inanacağım sanırım. İnsan hassas ve empati yeteneğine sahip olan canlıdır. Bir anda kötü olunabilir iyi bir insan olmak ise zordur ancak kalp ferahlığı bir ömre bedeldir. Kalplerinde ufacık bir rahatsızlık duyacaklarını bile zannetmiyorum. Alışmışlar çünkü kalplerinin taş olmasına, kendilerinden başka kimseyi önemsememeye... Benim elimde ne kaldı; haberim olmadan aslında yerine getirilmeyen ama kasti ama önemsememekten kaynaklı durumların getirdiği hiçlik... Emeklerim zayi oldu. Şu anda ise başlangıçlara dönmenin zorluğunu aşmış biraz kırgın biraz üzgünüm ancak vazgeçmeyeceğim bir mücadelede yeniden yüksek lisans yapmak için uğraşacağım. Yüksek lisans yapmak isteyenler için şunu belirteyim ben yabancı dil üniversitenin sınavında 50 üstü ales 78 ve ortalama 3.41 ile kabul edilmiştim. Seçeceğiniz bölüme lütfen dikkat edin. Yüksek lisans ders ortalamam da 3 bu arada. Bölüm derslerinizi geçseniz de danışmanınızla bu tez döneminin geçmeyeceğini hissederseniz; danışman değişikliği ya da bölüm değişikliği için başka alanlara başvuru yapın. Hani bir umut bir umut diye devam etmek gereksiz bir çaba imiş sonradan anlıyor insan. Gerekli sinyaller en başından hissedilse de başladım, mutlaka bitirmeliyim olmuyormuş. 
Yaşam tecrübelerle dolu olacak. Her bir anı farklı bir başlangıcın ilk cümlesi olacak. Fotoğraf geçmiş doğum günü hediyem. Bir müzik kutusu; bu ara sıklıkla elimde. Japon animelerindeki müzikler gibi... Huzur verici. Şimdi ne mi olacak ben de bilmiyorum. Yazmak belki de daha çok yazmak isteyeceğim. İyi dileklerinizi isteyeceğim; zorda kalmış, herhangi bir üzüntüyle uğraşan herkesin Allah yardımcısı olsun. Tanımadığım, tanıyacağım her insanın az da olsa merhametli ve vicdanlı olması dileğiyle... 

7 Kasım 2017 Salı

SENDROMSUZ HAFTA

 
 
  Zaman kavramını bizler sınırlandırıyoruz. Önce saatlerle başlayıp dakikalarla devam edip saniyelere kızıyoruz. Bu haftadan çok büyük beklentilerim yoktu. Sendromsuz bir hafta diyerek belki de kendimi kandırıyorum. Zamanı kısıtlamadan herhangi bir güne yetişmek derdim olmasın... Ay sonuna doğru ALES, AÖF sınavları birde yetiştirmem gereken yüksek lisans için program... Sendromsuz bir hafta mı?? Umut etmek istiyorum sanırım. Bu ara bana en iyi gelen kafamı boşaltmamı sağlayan en önemli unsurlardan birini gerçekleştirerek; yazmak istedim. Alakalı alakasız ancak yaşama dair. :) Dünya bir şekilde gece ve gündüz ardalanmasında görevini yerine getirmekte zamanı kısıtlamadan bu hıza yetişmek gerekmekte!!! Herkes bir koşuşturma içinde; dilerim ki tüm koşuşturmalarımız hayatımızdaki güzel anılara çıkar...
 
 
 
Bir önceki yazımda indirimler ve aldıklarım üzerine yazı paylaşmıştım. Bir kısmını unutmuşum sanırım. Benim için de güzel bir yazı başlangıcı oldu. CECİLE parfüm ve deodorant lise zamanları kullanmayı çok sevdiğim ikili idi. Özellikle de bu mor rengi! Ara ara alıyorum vazgeçemediğim ürünler arasında. İndirimde görünce dayanamayıp aldım ki çok memnunum. Kimileri baskın baharatlı hatta keskin bir kokusu olduğunu söylese de ben kış mevsimi için seviyorum. Tıpkı frambuazlı pasta gibi. Ara sıra kendinize ödül vermek istediğinizde önünüzde olması gereken mutluluk oyunu bir çeşit, sanki. Şekerli kokusunu seviyorum.

 
Saç yağı konusunda hala araştırdığımı söylemeliyim.  Ancak Pantene Argan Yağlı ELIXIR yağ terapisi (hafif yağlı formülüyle besleyerek saça çok yönlü bir bakım sağlar(vaad ettiği)) kokusuyla çok güzel bir etki bırakan bir ürün. İndirimde iken yedeklemek istedim. Saçlarınızın elektriklenme problemi varsa etkili bir ürün. Saçları sakinleştiriyor. Benim için saça canlılık verme özelliği de önemli bir ayrıntı. Bu ara mevsimsel olarak sanırım saç dökülmesi yaşıyorum. Annemin tavsiyelerine kulak vermesem olmaz :) parabensiz şampuanlar kullanıyorum B vitamini eksikliğim için yeme içme düzenime dikkat ediyorum ayrıca halis zeytinyağı kullanıyorum. Saç diplerimden uç kısımlarına kadar uygulayarak yarım saat beklettikten sonra yıkıyorum. En doğal en basit aslında en canlı yöntemlerden birisi.
Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle yorumlarınız bekliyorum....