portakal çiçeği festivali etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
portakal çiçeği festivali etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Nisan 2025 Perşembe

FESTİVALLER ŞEHRİ ADANA

 


Festivaller şehri Adana... Nisan'da Adana... Portakal çiçeklerinin zamanı çoktan geldi ve hatta geçiyor bile. Adana portakal çiçeği festivali her sene yapılsa da bu sene oldukça farklı ve güzel etkinlikler vardı. Bende sizlerle paylaşmak istedim. Hala Adana'ya gelmediyseniz gelecek sene seyahat listenize eklemenizi tavsiye ederim. Bir Adanalı olarak sizlerle yeme-içme yerleri ve festivalde yemenizi tavsiye edebileceğim bir sürü yeri paylaşacağım bir yazı yazmak istemedim. 
Festival olduğu için fiyatları biraz yüksek tutuyorlar ve ekonomik olarak bütçe dostu tavsiyelerimi sizlerle her zaman paylaşıyorum ancak; 300 lira Adana kebap; 130 lira şırdan gibi fiyatlar yerine Adana'nın birçok şehir içerisinde uygun ve memnun kalabileceğiniz mekan bulabilirsiniz. Özellikle 300 lira kebap; yanında eşlikçileriyle de gelmediği için gözünüzün de doymasını isterim. Görüyorum günübirlik Adana gezimizde neler yedik videoları yapılıyor ve hep aynı yerlere nedense gidiliyor. Saatlerce sırada beklenen o popüler yerlerdense gördüğünüz herhangi bir büfede muzlu süt, taze sıkılmIş meyve suları ki özellikle atom meyve suyunu tavsiye ederim bulabilirsiniz. Bu yazımda ise festival süresince Adana Müzesinin ücretsiz olması ve birçok ek müze kompleksinin de açılması ile çok farklı bir müze deneyimi yaşayabileceğinizden bahsetmek istedim.


Adana Müzesi içerisinde; Ferdi Tayfur köşesi, Milli Mensucat, birçok dijital müze bulunmaktadır. Adana tarım şehri olmasının yanı sıra bir sanayi şehridir ayrıca. Şimdi önemli fabrikaların birçoğu kapanmış olsa da muhteşem bir geçmiş sizleri bekliyor. Pablo Picasso; Yaratılış Herşeydir Sergisi muhteşemdi. Gerçek ile ilizyon arasında sıkışmışlığı hissediyordunuz. 


Birkaç fotoğrafı sizlerle paylaşmak istedim.


Buğdayın bereketi; Adana'da bir söz vardır: Bu topraklarda taşı eksen o bile başak verir. Öylesine bereketli ve verimlidir. Anadolu geleneklerini ruhunda barından bu şehirde yeni evlenen çift üzerine buğday serpilirdi. Bereket onlarla olsun daima mutlu olsun diye.


Ve Pamuk... Filmlerde gördüğünüz o pamuk sahnelerini belki hatırlarsınız. Şimdilerde tarlalarda bire bir şekilde pamuk ekimi görmek zor olsa da bu kar beyazı; yünden ipliğe ve özel kumaşlara kadar olan yolculuğunu görebilirsiniz bu müzede. Pamuk toplamak çok zordur ama pamuk sevilir, değer verilir. Anneannelerimizin zamanında her evde iplik eğirmeler bulunurmuş, Şimdilerde yüzde yüz pamuk, keten, yün kumaşlar bulmak zor olsa da, nefes alan cilt dostu kumaşlar için pamuğa umarım daha fazla değer verebiliriz.
Şimdilik yorumlarım bu kadar; sizlerin de yorumlarınızı beklerim.
(Fotoğraf çekimleri bana aittir; lütfen izinsiz almayın)

15 Ekim 2018 Pazartesi

ESKİCİ VE OĞULLARI

 
Özlemişim okuduğum kitaplar hakkında yorum yapmayı... Geçen hafta bir iş görüşmesi daha olumsuz olunca moral depolamak için yazmalıyım diyorum. Yazdıkça dağılıyor hüzün bulutları. Hafta sonu Adana'da lezzet festivali vardı. Oradan sizlere fotoğraf ekleyip anlatmak isterdim ama gitme fırsatım olmadı ne yazık ki... Ama bence Nisan ayında portakal çiçeği festivalini kaçırmayın. Nisan ayı Adana'nın en güzel ayı... Portakal çiçeklerinin kokusunun hakim olduğu sokaklar yaza bir merhaba dedikten sonra birkaç hafta da baharda kalındığı için hava da hem çok sıcak olmuyor. Adana'dan konu açıldı madem; Çukurova'yı anlatan yazarları unutmak olur mu... 
Orhan Kemal; Eskici ve Oğulları...
Orhan Kemal Çukurova'yı kelimeleri ile betimlerken kendisinde oluşan etkileri de kahramanlara yer vererek harika bir anlatım sunmakta. Elbette ki sanatsal anlamda kusurları vardır ama durum ve o durumun karakterler üzerindeki etkisini güzel işlediği için okumayı sevdiğim kitapları vardır. Hanımın Çiftliği; yaşanmış bir hikayenin aslında esintisidir. Bir ara ondan da bahsetmek isterim. Çukurova filmlerde de görüldüğü gibi tarım özelliği fazlasıyla ön planda olan bir yer. Tarım işçileri, toprak sahipleri, hasatlar romanlarda işlenirken aslında sarı sıcak yazların gölgesinde insanların hikayesi anlatılıyor.
Eskici ve oğulları harp sonrası Topal Eskici ile iki oğlunun ayakta kalabilmek için verdikleri mücadeleyi anlatmakta. Hayat zordur, 1960'lı yıllarda tarımda sanayileşme başlarken ırgatlığın zorluğuna sıklıkla yer verilir. Eskici ile oğullarının özlemleri, hayalleri vardır. Ancak en aşağıdan hayata başlarken yukarı çıkabilmek ve en önemlisi aileyi bir arada tutabilmek zordur. Savaş gazisi Topal Eskici köyden Adana'ya göçmüş bir eskici dükkanı açıp orada oğullarıyla çalışmaya başlamıştır. Geçim zordur ve eldeki para üç aileye yetmemektedir. En büyük oğul işsiz kalıp baba yanına gelince daha da zor günler gelmiştir. Eskici çocuklarına söz hakkı tanımaz, gelir yetmedikçe saldırgan ve sinirli davranır. Oğulları ise bu baskıdan kurtulmak için pamuk toplama işine başlar. Ancak işler yine ters gider dönüş Eskicinin dükkanı olur.
Kahramanlar; eskici, karısı ve onların oğulları(büyük oğul Mehmet, küçük oğul Ali), Mehmet'in karısı, Zeliha(evin küçük kızı), sonradan Zeliha'nın eşi olacak Ünal, Zeynep, Ayşe ve Cavit...
 
Altını çizdiğim notlarım,
 
"Büyüklük taslamak kendini bilmeyene yakışır."
 
  "Az sonra doğacak güneş hayattı, odunsuz kömürsüzlerin sahibiydi."
 
            "Ekmekten, sudan aziz olan uyku, sabah uykusu..."
 
Beklerim yorumlarını... Mutlu haftalar!!!

9 Nisan 2017 Pazar

Haftasonu Notları


Mutluluk kelime anlamına sığmayacak kadar narin ve özel bir duygu... Portakal çiçeği festivaline gidemedim diye üzülürken saksıdaki çilekleri görünce çok mutlu oldum. Gerçekten emek vermek ve emek verdiğinde ortaya çıkan manzara insanları etkiliyor. Günümüzde her şeyin tadı değişti sanki. Çocukken yediğim domatesler bugün tadına bile bakmak istemediğim bir tat oldu yada meyveler... Yaylayı biraz da bu yüzden seviyorum. Ağaçlarımızdan kopardığımız kirazların, vişnelerin, eriklerin ve elmaların yerini şehirdeki meyveler alamıyor. Yayladaki her bir ağacımıza çocukken senin ağacın benim ağacım diye özen gösterir yarışırdık anlamsızca. Güzel zamanlardı. Gerçek bir duygunun hatta boşluğun bile güzel olduğu zamanlardı. Dünden kalma bir rüzgar var dışarıda güneşe rağmen. Zaman kumlarını savururken tüm üşümelere inat mevsimler kendini hatırlatıyor. Yapacaklarım birer birer birikirken Adana'ya şöyle bir bakıyorum. Bu şehri çok seviyorum. Birkaç ay sonra başlayacak olan güneşin yakıcılığına inat iyi ki bahar diyorum. Bahar özel bir mevsim, daima özlem duyulan daima sevilen...