21 Ekim 2017 Cumartesi

SAHİLDEKİ KAFKA

 
        Sessizlik kulaklarla duyulabilen bir şey... Kitaptan alıntı ile başlamak istedim.  Sessizlik kalabalığında boğuluyoruz çoğu zaman. En sevdiklerimizin sessizliği cam gibi kesse de düşlerimizi çabalıyoruz. Yine de çabalıyoruz; mutluluğun bin bir yolundan sadece bir tanesi için dahi denemekten, düşmekten vazgeçmiyoruz.... Yazarın cümlesi ile başka bir kitabın karakterinin sözleri aklımda fazlasıyla yankılanmakta. Kitap okumayı seviyorum. Eğer ki dünyayı keşfetmek istiyorsan bu keşif yolculuğuna kitaplarla başlanmalı, inanıyorum ki o zaman daha farklı bir benliğe sahip daha fazla empatinin insanları oluruz.

    Haruki Murakami uzun zamandır duyduğum ancak bir türlü kitaplarına elim gitmediği bir yazardı. Alıntıları ile sürekli karşılaşsam da okumak geçen haftaya nasipmiş. Öncelikle çok farklı bir yazar olduğunu belirtmeliyim. Yazarın bu kitabını okuduğumda yazarın hayatını düşünmeden edemedim. Biliyorum hayatı ile bağdaştırmam uygun değil ancak düşünmeden edemedim. Japonya'nın en popüler yazarlarından biri olarak kabul edilen bu yazarın en büyük özelliği gerçekten de düşüncelerle konuşmayı sevmesi bence. Yazarın okuduğum ilk kitabı Sahildeki Kafka olmasının sebebi bu yaz okuduğum kitaplardan birisi olan Milena'ya Mektuplar'dı. Bir anlamda yazarın Kafka sempatisi benim Kafka sempatimle de birleşmesi sanki. Kafka, hayatın belirli bir döneminde okunması gereken yazarlardan. Özellikle de gerçekten büyüdüğünüzü düşündüğünüz bir anda yazar hepimize;  aslında yürümen gerektiğini, yüklemleri eksik cümleleri tamamlaman gerektiğini ve fazlasıyla anlaman gereken duyguların varlığını hatırlatırken haklı olduğunu anlıyorsunuz. Ne kadar yaşlılığa giden yolda olduğunuzu düşünseniz de öğrenmeniz gereken mutlaka bir şeyler olacaktır.

 Sahildeki Kafka hakkındaki notlarım; arka kapağında yer alan kısa bir özetle öncelikle başlayayım.
"Kafka Tamura on beş yaşına girdiği gün evden kaçar. Uzun zamandır planladığı bu kaçışın nedeni babasının yıllar önce dile getirdiği uğursuz kehanettir. Ama babasının bir düzenek gibi içine yerleştirdiği kehanet gölge gibi peşindedir.... Kafka ilk kez aşkı ve tutkuyu taşarken gizemli bir cinayetle kehanetin ve kaderinin düğümleri çözülmeye başlar."
Bu yazıdan da anlaşılacağı gibi kitabın ana karakterinin yolculuğunda sorgulanacak hatta kaçılacak o kadar çok durum var ki demekten kendinizi alamıyorsunuz. İnsanlık hakkında; insan dünyası aslında duygu dünyası hakkında. Kimi cümlelerin altını çizmesem dahi not almışım; "Farklı insanları severim. Şu alemde, yüzlerindeki sıradanlığı bozmamaya çalışarak, düzenli bir hayat yaşıyor gibi görünenler daha güvenilmez olur çünkü." Büyük bir rutin düzeninde herkes aynı olmaya çalışırsa evren fazlasıyla sıkıcı olmaz mıydı? Tüm çiçeklerin tek bir çiçeğe bürünmesi ile tüm renkler kaybolmaz mıydı?
    "Yanlışı kendiliğinden kabul edebilme cesaretin varsa, geri dönebilirsin. Fakat hayal gücünden yoksun, sığ ve hoşgörüsüz bir yaşam, parazitlerinkinden farksızdır. " Farklı bir kitap ve yazarın diğer kitaplarını okur muyum emin değilim ancak düşünmeye sevk ettirdiği gerçek. Ancak yine de ruhsuz bir kitap dünyasında duyguların gerçekliğini üstünkörü sorgulatsa da kitabı bitirdikten sonra istemsizce Matmazel Noralya'nın koltuğunu bir daha okumalıyım dedim. Farklı yazarlar hatta dünya klasiklerini okumayı çok severim. Ancak soru işaretleri ve cevaplar konusunda yazarlarımızın kitaplarını daha çok sevdiğimi fark ettim.

Yorumlarınızı beklerim....

8 Ekim 2017 Pazar

MAC STUDIO FONDÖTEN


Soğuk kapıda mı bilmem Adana şu sıra gece serinliginde gündüz ise bunaltıcı sıcaklar yerini normal sıcaklara bıraktı. Kış gelsin isterken bir yandanda hep mi yazda kalsaydik demeden kendimi alamıyorum. Ancak biliyorum ki en azından bir iki hafta sonra soğuklar gelecek. Gelmeden bahar döneminden itibaren bir kısmı yazda olmak üzere aldığım sürekli kullandığım ürünleri paylaşmak istedim. Özellikle parfüm konusunda hala arıyorum ancak sağ tarafta yer alan jeanne arthes Kıbrıs'tan mezun olup da dönerken aldığım bir üründü. Watsons da marka olarak gördüğüm de çok şaşırmış çok da mutlu olmuştum. Kokusundan emin olmadan direkt aldım. Testeri yoktu çünkü . Ama yanılmamışım koku aynı idi. Baskın olmayan sevimli bir şekerli koku 😊 Dış kısmını ilginç buldum kapağını kapatan yılan figürü enteresan bir düşünce olmuş. Bir süre kullanmak için bekledim su sıralar elimin altında olması beni mutlu ediyor. 

Golden rose makyaj bazı ise bitmiş yenilenmiştim. Şu sıra bitebilir gibi geliyor oldukça az kaldı çünkü. İlk aldığımda 19 TL ye almıştım ancak şu sıra 37 veya 38 olması lazım. Sanırım kozmetik alışveriş yapmalıyım.  Hiç düşmüyor ne yazık ki fiyatı. Ama seviyorum. Makyaj yapmadığım da yanaklarıma çok az kullandığım da bile verdiği doğal bir parlaklık yapısı var. Bittikten sonra yine alacağım. Gelelim Mac fondöten; ne bereketli imiş dedirten yaz boyunca kullandığım su bazlı kapaticiligi az ama cilde doğal bir hava veren fiyatının hakkını veren bir ürün ki en son baktığımda 159 du. Makyaj yaptı yerine makyajlı makyajsızlik durumunu daha çok seviyorum. Kesinlikle bittiğinde yenilenecek olan ürünlerim arasında yerini aldı.

Karma bir cilt yapısına sahip çabuk yağlanan bir cildiniz varsa kapatıcilarla problemimiz var demek sanırım. Bu ürünü hiç pozitif negatif açıdan okumamistim. Arkadaşlarımı beklerken Gratis bir bakayım derken kendimi elimde Sleek kapaticisi ile buldum. Acele ile alışveriş siz siz olun kesinlikle yapmayın. Testeri olmayan bir ürünü almayın. Sleek iki numara kapaticisi yüzde kırk indirimden birazdan satış görevlisi ısrarları sonucu alsam da memnun kalmadim. Aslında böyle bir durumla da ilk karşılaşıyorum. Aydınlatıcı özelliği de var çok iyi bir ürün sözlerinin aldaticiliginda iki numara koyu bulsam da çok garip durmadi. Benim problemim daha farkli; uygulaması zor bir ürün

Dış kısmı biraz fazla kullanılmış görünse de hem kullanmadan hemde kullandıktan sonra temizlesem de elimin izi kalmış gibi bir lekeler görüntü oldu. Gitmiyor o lekeli görüntü.

Fırça aplikatoru çevirdikten sonra üst kısmını uçlu kalem gibi kapatıcı çıkıyor . Ciltteki görünüm ise daha yaymaya başlamadan kuruyor . Dağıtmak için sünger kullandigimda çok dikkatli bir şekilde dağıtmaya çalışsam da kremsi yapısı kendisini olduğu yerde sabitliyor sanki. Bilmiyorum bir türlü sevemedim. Kullanan arkadaşlar varsa elbette ki yorumlarınızı bekleriz. 
İyi Pazarlar!!!!

5 Ekim 2017 Perşembe

DENEBUNU EKİM KUTUSU


 
Sonunda gelen Eylül ayı Denebunu Kutum...
Bu şimdiye kadar çıkan ikinci Denebunu kutum. Gelmesi uzun sürse de gelmesi ile beni çok mutlu etti. Aslında kutuda yer alan ürünler bana değil fazlasıyla anneme yarayacak😊 kutuyu duymayan kaldı mı bilmiyorum ama ufak bir özet geçeyim. Denebunu kutusu kargo dahil olmak üzere ücretsiz olarak teslim edilen bir kutu. Her ay düzenli olarak içeriğinin değiştiğini söyleyebilirim. Profilinizin(ilgi alanları, yaş, hobiler gibi) yüzde yüz bir doluluk göstermesi gerekiyor. Kutulardan size uygun olanları profil durumunuza göre gönderiliyor çünkü. Geçen yıl Aralık ayında ben üye olmuştum. O zaman bu yana ikinci kutum. İlk kutumdan bu yana gördüğüm kadarıyla da kutu durumu size uygun olsa dahi hızlı davranmak zorundasınız. Kalmayabiliyor. Kutum eylül ayının kutusu olsa benim elime ekim ayında ulaştı. Kısaca içeriğini anlatmak istiyorum. Bol indirim kuponlu bir kutu idi. Kutu içerisinde;
-Bir adet Vernel yumuşatıcı
-İçerisinde iki adet renk koruyucu mendil olan Colour Catcher( tavsiye edilecekler listemin başındadır)
- İki adet sütlü, iki adet sade Tchibo kahve
-Dört adet Loreal Elseve şampuan testerı ile birlikte
-Bir adet Hellman's mayonez
Henüz hiçbirini denem fırsatım olmadı. Bu hafta sonu indirim kuponlarından biri olan Gratis' te geçerli yüzde kırk Elseve indirimini kullanmayı düşünüyorum. Şampuan olarak çok farklı markalar kullansam da saç kremi ve saç maskesi ihtiyacım olarak bu markayı düşünebilirim. (Özellikle saç maskesi)
Yorumlarınızı bekliyorum. Sonbahardan kış aylarına doğru yol almaktayız. Soğuğu sevmeyen bir yaz çocuğu olarak üşümek de güzel :)