27 Kasım 2018 Salı

SORU MU CEVAP MI?

 
Başını kaldır, yukarı bak! Ayrıntılar zihninde bambaşka bir hayale açılsın...Bu fotoğrafı çekerken bu cümle yankılanmıştı zihnimde. Her fotoğrafın kendine has hikayesi ve o hikayenin her bir insanda farklı bir yansıması var.
Sevgili düş tasarımcısı beni bir mime davet edince hemen yapmalıyım dedim.  Keyifli bir mim yapmış okumak isterseniz diye linkini bırakıyorum.
 
 
 
1.Sihirli değnek elinizde...İlk olarak ne yapmak isterdin?
 
Beş yıl sonraki halimi görmeyi çok isterim. Sihirli değneği zamanı ilerletmek için kullanmak olur yapacağım ilk iş.
 
2.Hangi çizgi film karakteri olmak istersin?
 
Ay Savaşçısı çizgi filminde Mars Savaşçısı. Sanırım biraz da o karaktere benziyorum. Benzerlik mi ilgimi çekti bilmiyorum ama sırf onun için izlerdim. Okul dönüşlerinde TRT-1 de hatırladığım kadarıyla öğleden sonra 3- 3.30  gibi yayınlanırdı. Bittiğinde o kadar çok üzülmüştüm ki...
 
3.Geçmişi değiştirme imkanın olsaydı neyi değiştirmek isterdin?
 
Sanırım üniversite için Sayısal, EA, Sözel sınıfları belirlendiğinde sözel sınıfında olmak için cesur konuşmalar yapıp ailemi ikna edebilmeyi isterdim. On beş yaşında gelecek için çok önemli bir karar olduğunu farkında olamayabiliyor insan. Bu yüzden seçimlerde yüzde doksan ailenin etkisi oluyor. Büyük bir pişmanlık oldu benim yaşamımda bu konu...
 
4.Tarihte hangi zamanda hangi olayın içinde olmak istersin?
 
Tarihin en önemli olaylarında gözlemci olarak bulunmak isterim. Tarihi, dönemin hikayelerini dinlemeyi çok sevsem de 60'larda yaşamayı çok isterdim. Olay kısmı bir yana 60'lar moda açısından çok ilginç ve zarif bir dönemi yansıtıyor. Alışkanlıklar yeni yeni duyulan müzik türleri ile bambaşka bir dünya sanki.

5.Görünmez olmak mı yoksa insanların düşüncelerini okumak mı?
 
İnsanların düşüncelerini okumak gereğinden fazla bir yük gibi geliyor. Daha çok kırgınlık veya hüzün gibi... O yüzden görünmez olmayı dilerdim. Belki Harry Potter kuşağından olmanın da verdiği bu durumdan da kaynaklı olabilir kendisine miras kalan görünmezlik pelerine çok imrenmiştim. Görünmez olmak daha eğlenceli sanki.
 
                          6.Bir ünlü ile tanışacaksın, kim olmasını istersin?
 
       Hugh Grant... Notthing Hill hayranı olarak aslında oradaki karaktere hayran olan birisi olarak onunla tanışmayı çok isterdim.
 
                              7.Eğer insan olmasaydın ne olmak isterdin?

         Rüzgar olmak isterdim. Sıcak bir şehirde yaşıyorsanız, rüzgar çok değerli oluyor. Onun yolculuğu benim için biraz fazla...Bir kitapta okuduğumu düşündüğüm bir paragraf aklımda kalan; "Rüzgar; gecenin sırrını saklayan vefakar dost. Karanlık yerini güne bırakırken kim bilir sen hangi diyara yolcusun..."
 
Bu mimi okuyan herkes yapmalı bence ;) Yorumlarınızı beklerim...

23 Kasım 2018 Cuma

SOFT GENTLE ROLLON

 
Yağmurlu bir sonbahar-kış vaktinden selam olsun... "Yaz vakti insan serinlemenin yolunu bulur ya peki kış öyle midir? Soğuğu hiç sevmem..." Bu cümle zihnimde yer edinmiş. Kasım ayı son haftasına da yağmurlu girecek gibi. Yağmurun usul usul kendi halinde yağması bir yana üşümeyi sevmiyorum sanırım. Her mevsim kendine has özellikleri barındırsa da Aralık bakalım nasıl geçecek? Bu merak yaşatıyor insanı...
Hafta sonu umarım hepimiz için bol kahkahalı ve hayat dolu geçer dileğini bir köşeye koyarak yazıma başlayayım. Bu ara bitenler kozmetik bölümünden çok tekli bir şekilde sevdiğim, bir daha alacağım ya da kesinlikle almam, olsa da olur olmasa da ürünlerini paylaşmak istiyorum.
Soft and Gentle care roll-on Gratis'te bir indirim vakti gidip aradığımı bulamadığım sırada sıfır alüminyum içerir yazısını görünce denemek istediğim bir üründü. Küçük bir indirimi de vardı. Ancak ne yazık ki beklentimin altında kalması bir yana etkisi alüminyum miktarı gibi sıfır olan bir ürün oldu. Kokusu hafif aşırı hijyen kokularını sevmeyen birisi olarak dikkat ederek almıştım. Yalnız kalıcılık sıfır olması bir süre sonra rahatsız edici bir hal alması, vücudun normal koku dengesini bozduğunu düşünüyorum. Normalde roll-on, deo, parfüm üçlüsü şeklinde fazlasıyla koku hassasiyeti olan birisi olarak özellikle bu üçünün de koku uyumuna dikkat ederim. Sanırım benim bu dikkatim sayesinde dışarı pek fazla yansıtım olmadıysa da kullanım sonrası sizin hissettiğiniz etki kesinlikle bu ürünü almam bir daha dedirtti. Kış zamanı insanın terlemesi daha az olduğu bir dönem olmasına rağmen kaldıkça kokusunun daha bir değişik hal alması ile anlam veremediğim bir ürün oldu. Daha doğal katkı maddesi az ürünler kullanmaya çalıştığımız şu zaman diliminde hayal kırıklığına uğratan bir ürün oldu. Alternatif başka ürünlere bakmanızı tavsiye ediyorum. Hatta alternatif başka ürün tavsiyeleriniz varsa yorumlarınızı beklerim...
 

20 Kasım 2018 Salı

ESKİ BİR SOKAK SESİ


ESKİ BİR SOKAK SESİ
 
            Eski bir sokak sesinin özlemini 
duyacak kadar yaş aldım mı sahiden? Otuzlu yaşlarıma daha var ama zaman ne çabuk değişiyor. Sokakta oynadığımız zamanlar; okuldan dönüşte Ay Savaşçısı izlediğimiz günler çabuk geçmiş. Bu ara kafamı toplamak için kitap okuyorum. Kitaplar hüzünlü zamanların en güzel kaçış yolu benim için. Bir süreliğine dahi olsa başka bir dünyaya girmek, düşüncelerimi toparlamak için bana gerekli enerjiyi veriyor. Hele ki kış ben geliyorum yağmurlu havaları da benimle beraber getiriyorum derken...
      Sevinç Çokum çok sevdiğim bir yazar. Paragraf aralarında düşüncelerimin sesini duyar gibi olduğum bizden yansımalar taşıyan hikayeleri olan bir yazar. Ağustos Başağını satır satır ezberlerken farklı kitaplarının da yeri ayrı tabi.          
      "Eski Bir Sokak Sesi' nde Sevinç Çokum' un 1972-74 yılları arasında yayımlanan ve çok sevilen ilk öykü kitapları Eğik Ağaçlar ve Bölüşmek bir araya geliyor. Yazarın yaşanmışlıklardan seçtiği çizgiler ve gözleme dayalı renklilik ve bu öykü dünyasının özellikleri... Kitapta şehir dokusu ve insani değerleri bakımından farklılaşmaya başlayan İstanbul dekoru içinde dayanışmalar ve kırılışlar incelikli bir üslupla sergileniyor."(Tanıtım yazısından)
            Bu kitap içerisinde birçok hikaye barındırmakta. Yazarın samimi ve sıcak üslubu hikayelerin gerçek bir yaşamdan sanki çocukluktan kalma bir alışkanlık gibi anneannenizin evinin bulunduğu apartmansız limon bahçelerinin kokusuna karışan bir reyhan gibi, okumanızı tavsiye ederim. Her bir hikaye etkileyici bir özet ile başlar gibi birkaç cümle ile giriş yapılmış hemen sağ üst köşeye. Sonrasında başlayan kelimeler ile baharı da, düşünceleri de canlı bir şekilde hissediyorsunuz. Özlemler ayı aradan geçen zaman da hissedilen duygular ölmez. Duygular yaşar; düşünceler ise kalpteki o sıcaklığı arar sözünü akıllara getirmekte. Not aldığım alıntılardan birkaçını paylaşmak istedim.
 

"Eskidik…Bizimle birlikte; hayaller de eskidi. Eskimeyen sevgiydi."

"Hep böyle derin uçurumlar mı olacak insanlarla aramda? Ben neredeyim? Hangi yolun başındayım ya sonunda? Belki bir ağaç devrilmiştir yolun üstüne; geriye dönemem, ötelere gidemem."

"Başlangıçlara karanlık çöküyor.
Sonlar neden aydınlık?"