20 Şubat 2018 Salı

A WALK TO REMEMBER

       Hüzün ve pişmanlık... Oldukça önemli iki kelime. Hatta kırgınlık! Kırgınlığın çözümü var mı bilmem. Kırgınlık ne kadar sürer deseniz bir noktaya kadar ondan sonrası anılarda kalıyor. Kurallar, eskimeyen dertler ve tüm bunların arasında rutine sıkışmışlık hissi. Bilmiyorum yerini başka düşünceler alır mı? Kitap okumaktan sıkıldığım bir anda aklıma Dream High Suzy son bölümde Only Hope şarkısını söylemişti. Bilmiyorum izlediniz mi? Suzy ilk kez o dizide görüp sesini çok sevmiştim. Only Hope ne kadar dinledim kim bilir... Nedense Only Hope film kesitindeki o kısmı da izlememe rağmen filmin tamamını izlememiştim şimdiye kadar. Sonra... Sonralarım meşhurdur. Sonrasında daha güzel olacağını mı düşünürüm sonrasında o filmi daha çok seveceğimi mi çok sevdiğim kitapların sonunu okumayanlardan değilim. Çok sevdiğim kitabın sonunu okuyup aradaki mesafeyi kendim ayarlamayı sevenlerdenim. Bırakmadım yarıda kitap. Ancak yarıda bıraktığım yarına bıraktığım yığınla film var. Bir cesaret dedikten sonra ki aradaki zaman dilimi oldukça fazla idi. Dün izledim.


(Müzikal sahnesi filmin en güzel sahnelerindendi)

A Walk To Remember... Yani Uzaktaki Anılar filmini. İyi ki de bu filmi sonraya bırakmışım. 2018 için bana anlam veren filmlerden yerini aldı. Eski bir film. Mandy Moore nedense bu kadın benim aklımda bal köpüğü saç renginin en güzel yakıştığı ünlülerden olarak kalmış. Başrol oyuncularımızdan kendisi. Jamie rolünde. Kibar, akıllı, klasik Amerika lise popüler öğrenci tiplemelerinin yanında oldukça zeki ve ne istediğini bilen bir kız. Yanına yaklaşıldıkça parlayan bir güzellik; masumane. Shane West ise okulun popüler çocuğu; ailesi ile hatta daha çok babası ile problemleri olan yakışıklı Landon Carter... Bu ikilinin uyumu hala bir efsane. Bu filmi şu zamanda çekseler bende derdim ki bu klasik ikilemsellik bitmedi mi zıt kutuplar birbirini çekerken aslında ruhlarının aynı olduklarını anlar. Ancak zamanına göre gerçekten hakkını veriyor. Konunun işleniş tarzı aslında naifliği Only Hope şarkısının yer yer melodiler şeklinde film aralarına serpiştirilmiş olması oldukça başarılı. Zaten IMDB puanı : 7,4 bence hiç fena değil. 1 saat 42 dakika olan bu filmde sıkılmaya vaktiniz olmuyor. Konu hızlı sayılmasa da sürükleyici bir biçimde akıyor. Çok fazla detay vermek istemiyorum. Belki başlarken basit içerikli gelebilir ancak şu bir gerçek ki Jamie'nin iradesine hayran oluyorsunuz. Sonuçları kabullenmiş ve nedenleriyle bir çeşit mutlu olmay gerçeği oluştururken Landon karakterinin kendisini keşfetmesiyle yaptığı nazik hareketler (teleskop yapması, aynı anda iki yerde olmak isteyen kızımızın isteğini akıllıca gerçekleştirmesi ) çok tatlısın sen ya dedirtiyor izlerken. Sonu hüzünlü diye düşünürken başka bir pencere açılıyor bazen nedenler hayatın kendisi oluyor. Bence izlemelisiniz...
       Aşk hakkında milyonlarca söz söylenmiş binlerce kez film çekilmiş olsa da Aşk, Aşk işte. Nasıl ki her insan bir dünya ve milyonlarca duygu var ise Aşkın da dili her insan da farklı ki bu filmde bunu da anlıyorsunuz.
Yorumlarınızı bekliyorum..

18 Şubat 2018 Pazar

KUTLAMALAR

Zaman çok hızlı akıyor. Belki şu an hissetmiyoruz ya da hiç akmıyor bu zaman diyerek mızmızlanıyoruz. Ardımıza bakmak aklımıza gelmiyor, kimbilir yaşlanmaktan korkuyoruz. Her ne sebeple olursa olsun büyüyoruz yavaş yavaş saçlarımıza aklar düşüyor. Bir dönem gerçekten büyüdüm mü ben şimdi cümlelerini kurardım. Oysa hala çok küçük gibi sınavlara çalışma kısmı değişmese de ertesi gün yazılı var heyecanı gibi sürüsüyle anı aklıma gelmez kalbimde olurdu . Zaman çok hızlı akıyor.
 Lise arkadaşlarım birer birer evleniyor birer birer anne oluyorlar. Ben de zamanın geçtiğini bu kutlamalarda anlıyorum. Sürpriz kutlamalar...
Bebek öncesi anne adayına yapılan sürpriz... Bu tür küçük etkinlikler aslında güzel heyecanlar . Masayı hazırlayan bir önceki yazımda ki kurabiye tarifi veren arkadaşım . Samimi bir organizasyon aslında herşey demek. Ben de ilk kez bir bu tarz bir kutlamaya katıldım . Çok eğlenceli idi . İkramlar anne adayının annesi ve masayı hazırlayan arkadaşımın elinden ve bu kızın elinin lezzeti mükemmel 😊😊😊 bol fotoğraf bir yana güzel oyunlar oynandı. Oyunlardan bir tanesi annenin karın ölçüsünü tahmin etmekti. Bunun için misafirlere kurdele dağıtıldı göz kararı ölçü ile kurdele kesildi. Kazanan ödülü aldı. İkinci oyun belirlenen harfler ve yanlarına bebek eşyaları yazmak o harfler ile süre 1 dakika 😊 tecrübeli anneler kazandılar son oyun ki bu benim kazandığım oyun . Anne adayı hakkında üç bilgi ayak numarası en sevdiği renk ve kilosu😉 iyi tahmin ödülüm çok güzel bir havlu idi. Ayrıca masa da duran hediye mumları unutmayalım. 😊 Güzel bir gün anlamlı hediyeler (doğacak bebek için aldığımız hediyeler ile) önemli bir kısım atlatıldı . Bebeğin doğmasına biraz daha vakit olmasına karşın bu tür sürprizlerin yüzlerde ki tebessümüne paha biçilemez bu haftadaki mottom bu idi sanırım ; anlamlı tebessümleri unutma... Yarın pazartesi umarım güzel bir gün olur yorumlarınızı bekliyorum 😊 

16 Şubat 2018 Cuma

NUTELLALI KURABİYE



Devamı gelecek şekilde bırakmıştım yazımı. Çok geciktirmeden gelsin tarif... Paylaşacağım fotoğraftan sadece lezzetini anlatabilir miyim bilemem lakin deneyeceğim 😊 oldukça hamarat olan bu arkadaşımın elinden herşey gelir. MasAllah diyeyim nazar değmesin,kıza. Kurabiyeleri özellikle şimdi çok popüler olan özel gün kurabiyeleri olsun bu tarz ev kurabiyeleri olsun elinin lezzetinden kaynaklı olsa gerek özeldir. Sunumlarının düzeni hatta laf aramızda takıntısı mesleğinin de iç mimar olması sebebiyle eşsiz olabiliyor. Geçenlerde kendisinin bizzat hazırladığı baby shower masasını da paylaşmak isterim bir ara. Neyse tarifi kaptım bakalım öyleyse paylaşayım.


(Nutellalı ve marmelatlı kurabiyeler)


250 gr margarin
1 yumurta
1paket kabartmaz tozu
1paket vanilya
3 yemek kaşığı nişasta
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı pudra şekeri
Alabildiğine un
Hepsini karıştırıp hamuru yuvarlak parçalar haline getirip ortasına bastırıyoruz.Piştikten sonra pudra şekeri serpip marmelat veya nutella sürüyoruz 🤣🤣(çilek marmelatlı idi ancak nutellalı olana bir yıldız da benden )
Yorumlarınızı bekliyorum... Umarım güzel bir gün geçirmişsinizdir.

KIRK YIL HATIR


Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler...Bence çok daha fazlası... Kahvenin o güzel kokusu bana güzel anılarımı hatırlatır güzel anları ve güzel sohbetleri. Kırk yılla sınırlı olmayan zamanın bir boşluğu gibi. Durdurulmak yerine yavaş akan o sevimli yuz. Evet zamanın da binbir yüzü ve binbir ruhu var o da bizim gibi üzerine yüklenen sorumluluk sebebiyle yorgun değil mi? 
Ah şu değişen havalar... Bu ara iyileşmeye çalışsam da sıcak bir şeyler elimde evdeydim sürekli. Evde olmaktan gerçekten sıkıldığım anda gelen bir telefon ile çıkmak ile çıkmamak arası kararsızlık yerine evet çık kararına bıraktı. İyi ki de çıkmışım böyle güzel bir kahve sunumunu kaçıracaktım yoksa 😊 Şaka bir yana insan hayatın içinde o akışa kapılmak istiyor ki  en iyisi. Basit bir grip dahi olunsa bir süre sonra zamanın akışında dik durmayı gerektiriyor. 
Kelimeler aslında belirli durumlarda çok sınırlı kalmakta. Telefon eden arkadaşım ile neredeyse bir çocukluk devirdik. On beş yıl 😊 insan büyüyünce anlarmış beraber büyüdüğünüz insanlar gerçek dostlarınız. Ortaokul çocukluk halleri lise genç olma telaşı üniversite uzak şehirlerden gelip tatil günlerinin o kısa zaman diliminde dahi olunsa mutlaka görüşmeye çalışılması. Akla takılan en alakasız konu hakkında saatlerce konuşmak öyle ki sizin de başınıza geldi mı bilmem telefon bir saati geçince kendiliğinden kapatılmakta 😊 
Bir fincan kahvenin çok fazla hatırı var bu arada arkadaşım oldukça hamarattir sizler için çok güzel bir kurabiye tarifi aldım artık bir dahaki yazıya ...Yorumlarınızı beklerim😊😊😊

15 Şubat 2018 Perşembe

EYLÜL/MEHMET RAUF


Eylül... Eylül ayını sevenlerden misiniz? Sonbahar başlangıcı; yaz sonrası kafası karışık bir mevsimdir. İlk on beş günü yaz mevsimidir. Son on beş gün  ise bahar esintileri gösterir. Akşam serinliği başlar. Kitaplığımın bazı özel kitapları vardır.  Not aldığım satırları olan defalarca okusam dahi özel anlamlar çıkardığım kitaplar... Eylül(Mehmet Rauf) bu özel kitaplardan. Karakterlerin ustaca işlenmesi bir film olmalı diyorum bu kitap. Çağının çok sonrasına kalabilen klasikleşmiş karakterleriyle mutlaka empati kurabileceğiniz bir kitap.
"Evet, her şey çürüyor, her şey... İnsanlar da çürümeyecekler mi?"
"İnsan gariptir..."
"Ondan başka her şey boş, her şey hiç, her şey beyhude idi. O olmasa hiç, hiçbir şey olmazdı. Ve yine ondan başka her şey yoktu."
Altını çizip not aldığım alıntılardan birkaçı... Yasak bir aşk hikayesi temelli olan bu kitap hüzün veriyor. Daha doğrusu düşünmekten yorgun düşürüyor. Süreyya karısı Suat ve Necip bu üç önemli karakterin psikolojik tahlillerini istemsizce yaparken buluyorsunuz kendinizi. Toplumdaki yozlaşmaları inceden inceye ele alan evlilik temelini sarsan olaylara karşı yazarın psikolojik çözümlemelerinin içinde kayboluyorsunuz. Yazarın dili kullanma şeklini ben sevmiştim. 
Suat; kocası ile evliliğini sürdürürken Necip Bey'e aşık olur. Necip akrabası olan Süreyya ile Suat'ın yanına gidip gelir Suat'a aşık olur. Süreyya;  Suat’ın kocasıdır. Onun için yelkenle gezmek ve balık tutmak vazgeçilmez bir zevktir.    
Sonu hüsranla biten bu kitap edebiyatımızın değerli kitaplarından. Karakterler arasında olaylara müdahale etme isteği uyandırıyor. Suat'ın kocasına kızarken Necip'e git buralardan dediğinizde dahi üzülüyorsunuz...
Okumanızı tavsiye ederim. Yazdan geriye kalan bir günde şehrin kalabalığını geride bırakırken rüzgarın sayfalarınızı çevirmenizi önlediği farklı bir zaman diliminde hayal edin kendinizi. Bu kitap öyle bir güne anlam katacaktır...
Yorumlarınızı bekliyorum. 

13 Şubat 2018 Salı

14 ŞUBAT İNDİRİMİ


Son üç gündür yaz mevsimini yaşarken bir anda yaz bir rüyaydı dercesine hafif yağmur ve soğuk etkisini gösterdi. Sonuç; grip oldum ... Bıraksalar tüm gün uyumak istesem de yapmam gereken yığınla şey bulunmakta olduğundan yine bilgisayar başındayım. Yüksek lisans yapmak isteyenler yada sıfırdan bir çalışma yapmak isteyenler için kısa bir yazı yayınlayacağım ilerleyen günlerde umarım açıklayıcı ve bilgilendirici bir yazı olur sizler için . Bir türlü bitmeyen bir tezim var. Neyse hazır yazma fırsatım varken yazmalıyım dedim. Hafta sonu ufak bir işim olduğu için alışveriş merkezinde idim. Yves Rocher sağolsun indirim zamanı sıklıkla kendisini hatırlatır😊 Bakınmak için uğradığım yerden ellerimde paylaştığım ürünlerle buldum. Güneş kremini çok uzun zamandır kullanıyorum. Oldukça memnun olduğum paylaşmaktan sıkılmadığım bir ürün. Yüzde otuz indirim yazılarını siz de görmüşsünüzdür. İndirim de aldığım için sürekli Yves Rocher kozmetik güneş kreminin normal fiyatını inanın bilmiyorum. En son 58 TL ye almıştım. Şimdi ise indirimli 67 TL gibi bir fiyatının olması gerekiyor.



 
Yüksek koruma faktörü(50 faktör) olan bu kremi yüz lazeri yaptırdığım için hiç bir ürün kullanmasam dahi güneşten en az zarar görecek şekilde ürün ararken keşfetmiştim. BB ve CC kremlerin de yüksek koruma faktörleri bulunduğu için aslında seviyordum. İlk kez kullandığım da sanırım işi biraz da benim abartım ile fazla kullandığım için sivilce çıkmıştı cildimde. Bayağı korkmuştum. Yağlı bir dokusu olduğu için az miktarda ellerimizle ısıtarak kullandığımızda sivilce yapmıyor. Ben karma bir cilt tipine sahibim. Bence kuru ciltler için iyi bir nemlendirici özelliği görebilir. Sadakat kart ile belirli aylarda güzel sürprizler yapabiliyor Yves Rocher. Mağaza içi 70 TL'lik bir alışverişimin 49 TL'ye geleceği belirtildi. Ek olarak hediye 55 TL'lik bir rujdan bahsedildi. Başka bir ürün almak istemediğim için aradaki fark oldukça az da olduğu için görevli ile bir süre konuşsam da fayda etmedi sanırım. 70 TL'lik bir alışveriş ellerimde güneş kremi ve ruj ile mağazadan çıktım. Hediye olarak rujların verildiği aslında mesajla da belirtilmişti. Sadakat kart ile 49 TL ye düşme kısmı sanırım havada kaldı. O kısmı gerçekten bende anlamadım.

Ürünleri paraben içermemesi dolayısıyla denemeye çalıştığım bu markanın güneş kremi ve göz makyaj temizleyicisi dışında aman aman beğendiğim bir ürünlerine rastlayamadım. Keza bu ruj da oldukça kalıcılığı az dokusu havada kaybolurcasına ince bir yapıda. Doğal bir renk olduğu için tercih etmiştim seçenekler arasında. Filtre uygulamadım ki rengi tam olarak görülsün. Golden Rose matte rujları uygun fiyatına göre kalıcılık ve doğal duruşu ile bendeki yerini sabitledi.
Umarım güzel bir gün geçirmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum...
 

12 Şubat 2018 Pazartesi

AE DIL MUSHKIL

 
AE DIL MUSHKIL...
İtiraf etmeliyim ki filmi izlemeden şarkılarına hayran oldum. Öyle ki günde birkaç kez mutlaka film müziklerini açıp dinliyordum. Bollywood filmleri müzik temasını filme çok güzel entegre etmiş bir sektör. Ancak bu film aldığı tüm müzik ödüllerini sonuna kadar hak ediyor. Fırsatınız olursa açıp dinleyin. Bulleya, Channa Mereya, Breakup song...
Breakup song şarkısını söyleyen bayan öncesi bir cover da dinlemiştim inanılmaz tatlı bir sesi var. Neyse filmimize geri dönelim. Filmin başrolünde Anuska Sharma, Ranbir Kapoor bulunmakta diğer oyuncular da efsane Aiswarya hatta konuk oyuncu diyebileceğimiz Sharukhan da var.
 
 
 
Ayan(Ranbir Kapoor)

Alizeh(Anushka Sharma)

                                                             Saba(Aiswarya)

Filmin konusu aşk ancak klasik aşk hikayesine farklı bir tat getirmiş. Ayan (Ranbir Kapoor) ve Alizeh(Anushka Sharma) barda tanıştıktan sonraki süreçte arkadaşlıkları ve aslında karşılıksız bir aşk ki filmin kimi yerlerinde Alizeh'ye oldukça kızıyorsunuz. Bu kadar da olmaz ki canım dedirten aşk hakkında ilginç yorumlamaları olan bir film. Ayan karakteri bir hayal ürünüdür yazısı eklense hiç fena olmaz. Aşık olduğu Alizeh ile  arkadaşlıkları bozulmasın diye aslında onu kırmamak adına söyleyemez. Başroldeki kızımızın derinlerde ailesi ile sorunlarından kaynaklı sevgi ihtiyacından doğan saplantılı olduğu ilk aşkı (bu benim yorumum aşık olduğu gerçeğine bir türlü inanamadım) tam her şey düzelebilir durumunda iken karşısına çıkar ve kırılan aslında başrol kahramanımız olur. O da Saba (Aiswarya) ile bir ilişkiye başlar. Karakterimiz edebi yönü kuvvetli hem çekici hem de güzel bir kadındır. Sözlerini not almak isteyebilirsiniz.
Hüsrana uğrayan Alizeh arkadaş olarak dahi onun yanında kalmak isteyen Ayan... 2 saat 38 dakika 2016 yapımı bu film IMDB :5.8 Puanı olan bu film  izlenmesi gereken filmlerden.
 
 
Anushka Sharma ;oyunculuğunu seviyorum. Rol yapıyor gibi değil gerçekten o karakter gibi geliyor. Güzel gülümsüyor aslında bağdaştırmamak gerek gerçek yaşamla ilgili ama samimi bir insanmış hissi veriyor ona baktığımda. Ranbir Kapoor; daha iyi hatta duyguları yansıtan çok sevdiğim Bollywood aktörleri var desem de bu filmde rolünün hakkını vermiş. O ne zarafet Aiswarya! Yaş olgunluğu dedikleri bu olsa gerek. Çok güzelsin...
 
    Samimiyet, iyilik daima kazanır!! Belki o an değil ama sonrasında kazanmayacağımızı kim bilebilir... Filmden bir alıntı ile bitireyim yazımı..
"Çünkü Aşk biliyordu ki, Arkadaşlık son nefesini almak üzereydi..."
 
 
Yorumlarınızı bekliyorum...