11 Haziran 2018 Pazartesi

AY SONU ALIŞVERİŞLERİM


Kalabalık... İndirim zamanı alışveriş merkezlerinin inanılmaz kalabalığı sizleri de yoruyor mu? O kalabalıkta ne aradığımı dahi unutabiliyorum. Bu yüzden sabah saatleri veya akşam saatleri gitmeyi istiyorum. Sakin zamanlarda insan daha kolay alışveriş yapıyor. Böyle diyorum da işte bir anda gidelim ve bir bakınalım kararları olmuyor değil; hani.  İşte bu ani bakınalım kararıyla hafta sonu dışarı çıkmıştım. İndirim ve o kırmızı etiket yazıları insanı görür görmez yöneltse de aslında şu an için bence indirim zamanına biraz daha zaman var. Ancak yine de bir şeyler almadan sonlanmadı alışveriş. Özellikle HM indirimlerine bir bakmanızı tavsiye ediyorum.


Yüksek bel etek veya pantolan etekle kombinlemek için rahat uzun kollu yazlık t-shirtler arıyordum. Bulduğuma  da çok sevindim. Günlük kullanımlık yormayan fazla detaya gerek kalmadan rahat kıyafetler tercihim oluyor bu ara. Ön tarafta büzgülü gibi ufak detayı var. Güzel bir hava katıyor. Normalde enine çizgili kıyafetleri tercih etmezdim ama bu ara zayıfladım madem neden olmaz dedim. (Fiyatı 20 TL )


                 Üniforma tarzı ceketvari gömleklerinde yeri bende ayri. Üstüme oturmayan rahat bir tarzı var bu renge bayılıyorum 😊 fiyatı 40 TL olduğunu görünce hemen denedim ve aldım. Yan çapraz ip detayları da fena değil ... Ayakkabı ya gelince kışlık. Kışa hazırlık çok uygun bir ayakkabı 30 TL ye aldım onu da. Ön tarafındaki detay çok fazla yerden olmaması tabanın aslında biliyor musun uzun yürüyüşler için kesinlikle ideal degil ama bazen ayaktaki görünüşü güzel diye o acıya katlanıyoruz 😃  Güzel bir hafta geçirmeniz , uygun fiyatlı güzel detayları olan kıyafetler bulmak dileğiyle 😊😊😊 beklerim yorumlarınızı... Bayram alışverişleriniz uygun fiyatlarla istediğiniz şekilde güzel geçsin insAllah...

8 Haziran 2018 Cuma

KİRALIK KONAK




Benim için dönem yazarları arasında Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yeri çok ayrıdır. Yaban romanını defalarca okumama rağmen Ahmet Celal karakterinin alıntılarını her okumamda farklı bir bakış açısı bulurum. Canım sıkıldığında Ahmet Celal sendromu oldum şu an demişim farkında olmadan. Ahmet Celal karakter derinliği denilen o derinlik benim için anlatılmaz. Gelelim Kiralık Konak kitabına. Bir dönem moda gibi romanlar dizi haline getiriliyordu.

 Yaprak dökümü dizisi yayınlanırken acaba Kiralık Konak dizi haline getirilse nasıl olur diyordum. En az üç sezondan oluşan bir dizi olurdu sanırım.Osmanlı devleti son zamanları... Yanlış Batılaşma ve karakterlerin bu yanlış Batılaşma karşısında bir anlamda yok olmaları. Yaşam stillerinin sorgulanması bir aşk üçgeni. Seniha- Faik- Hakkı Celis.  Seniha'nın yaşadığı ruh buhranları, bulunduğu yozlaşmış ortamlar üzerinde duran yazar betimlemeleri yaparken adete gözümüzde Seniha'yı canlandırır. Pek sevdiğim bir karakter olmadı kendileri :)

Hakkı Celis ise umuttur. O yozlaşmış ortamı kendince kınarken aslında kendisine bir çıkış yolu aramaktadır. Düzgün bir kişiliği vardır. Onunda bir hatası var ya neyse.
Naim Efendi ise konağın sahibi Seniha'nın dedesidir. İyi yetişmiş sevecen aslında fazla yumuşak kalplidir. Daha dirayetli olsaydı ne olurdu sanki dedirtti.

"Bu ev, bazı günler, ona bir mezar gibi görünüyordu. Nefesi darlaşıyor ve sokağa fırlamak, koşmak, haykırmak istiyordu. Ta on dört yaşından beri kalbinde bilmediği yerlerin, görmediği şeylerin, tanımadığı kimselerin hasreti vardır. Fransızca, "Nereye kaçmalı?" sözü dilinde daimi nakarattı."
Yanlış Batılaşma o dönemin romanları üzerinde etkin bir konu. Seniha karakteri Avrupa görmüş Tanzimat dönemi karakterleri gibi. Gelenekselliği hatta gelenekleri kökten ret etmekle daha mutlu olunacağını düşünse de içindeki huzursuzluğu kaçış ve arayışta bulmuş.


Kitap dönem olarak I.Dünya Savaşı'nın yansımalarını anlatırken yer yer Seniha'nın hareketleri karşısında acımayla karışık bir öfke duyarken Hakkı Celis için üzüleceksiniz. Cepheye giden Hakkı Celis kurtuluş yolu olarak gittiği bu yolda en azından inandığı geriden dahi gelse o duygu için şehit olur. Vatan sevgisi. Yazarın bu karakter üzerinde daha çok durmasını beklesem de anlatılmak istenenler Seniha üzerinden anlatıldığı için anlıyorsunuz yer yer o kopukluğa rağmen. Naim Efendi belki de en çok yardım etmek istediğim bir karakter oldu. Konağını kiraya vermek istediğinde kimsenin konağa talip olmaması yazarın vurgulamak istediği bir diğer nokta aslında.


Tüm o lüks çılgınlığı, batılılaşmayı; kılık kıyafet evlerin apartmanlara dönüşmesi, eskiye dair güzel olan her şeyi köhne geri kalmış olarak addeden sığ karakterler ve dönemin buhranını İstanbul üzerinde görmek. Her türlü zorluktan kurtulmayı Avrupa'ya kaçmakta bulan ve zor durumları anlamak yerine görmezlikten gelip aşağılayarak batılılaşmayı yanlış anlama üzerine yaşananları trajik, gözlemsel ve okuyucuya yorumlama özgürlüğün vererek anlatan Yakup Kadri'nin değerli kitaplarından olan Kiralık Konak okumanız gereken kitaplardan...

6 Haziran 2018 Çarşamba

ÖRNEK


Kavruluyoruz... Evet bugün ve yarın için hava durumuna baktığımda 37 dereceyi görünce oy oyy demekten kendimi alamadım. Özellikle sıcağın yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmamaya dikkat etsem de illaki bir dışarı çıkmak için sebep oluyor. Aklıma yıllar önce İspanya'ya giden bir arkadaşımın dedikleri geliyor. Bu sıcakta ancak ya deliler ya da turistler dışarı çıkar demiş rehberleri. İnsanların öğle sonrası uykuya daldıkları saatte biz gezmeye çalışıyorduk işte demişti. :) Haklı haklı olmasına da elden ne gelir. Adana için yaz vakti demek en az beş ay sıcağı yaşamak demek.
Gün notu: ağaç gölgelerini iyi gözlemle :D

Ortaokul zamanında tel takıyordum. Bu tel tedavi süresi tellerin çıkarılması ile bitmiyor ne yazık ki. Tellerin çıkarılması iki buçuk yıl sürse de şeffaf damaklık süresi, yıllık kontroller, yirmilik diş çıkımı kontrolü derken o süreç alışılmazsa oldukça yorucu olabiliyor. Diş doktorumun güler yüzü; motive edici konuşmaları olmasa daha bir meşakkatli geçerdi. (Allah razı olsun diyorum.) 
 En son doktorum diş fırçamı değiştirdi. Diş fırçası ile birlikte küçük macunlardan da verdi. (Zaman zaman diş eti kanamaları yaşasam da bir dönem stres kaynaklı uyurken dişlerimi sıkıyordum. Sabah uyandığımda çenem inanılmaz ağrıyordu. Stres ah bu stres...)



Küçük boyuna bakmayın benim gibi sürekli diş fırçalayan birisine bile bayağı dayandı. Ferah bir nefes ve fırçalama sonrası mide bulandırıcı bir etki yapmıyor, sevdim bu özelliğini. Anında ve uzun süreli koruma için çözüm diş macunu olarak nitelendirmiş kendisi bu macun. 3 etki beyazlatıcı, onarım ve önleme.  Günlük kullanım için ideal bir macun. Çok fazla sorunu olmayan dişler için daha uygun olduğunu düşünüyorum.


Bu ince, küçük Colgate sensitive pro-relief... Bir önceki Colgate macuna kıyasla; hassas dişler için olduğu özellikle belirtilmiş. Bu macun diğerine göre daha az nane ferahlığı mı desem o etki  az. Bu diş macununu diş eti kanaması ve sıcak-soğuk hassasiyeti üzerine kullanmıştım.  Sıcak-soğuk hassasiyetine karşı gösterdiği etki benden on üzerinden on aldı. İyi bir diş fırçası ile özellikle yumuşak kılları olan diş fırçasıyla kullanıldığında dişlerim daha bir rahatladı sanki.
Bu örneklerden ikişer tane vermişti doktorum. Biter bitmez büyükleri var mı diye araştıracağım. Diş sağlığı cidden çok fazla önem arz ediyor. Bazen aman geçer; dönemliktir denilip geçiştirilebiliyor ki bence asıl yanlış burada; ilerleyen yaşlarımız için diş kaybından tutun kemiklerin erimesi gibi bir sürü problem meydana gelebiliyor. 
Stressiz bir hayat olmaz ama dişlerimiz için dahi düzenli bir uyku, iyi beslenme ve mutlaka kontroller gerekli. Diş ağrısı ya da başka türlü şikayetler olmasa dahi düzenli diş kontrolleri ile önlemler alınabilir.
Şimdilik yorumlarım bu kadar. Güzel bir gün olsun hepimiz için... :)