22 Mart 2020 Pazar

ALL THE BRIGHT PLACES



"Günleri değil anları hatırlarız"
 filmden küçük bir alıntı ile başlamak istedim. Son zamanlarda günler en küçük parçalarında nefes almaya çalışırken dünyanın belirsizliğinin yorucu yükünü umuda bırakmak istiyorum.  ALL THE BRIGHT PLACES filmini de izler izlemez yorumlamak istedim. Benim için mükemmel olmasa da en azından izlediğim 108 dakikaya değdiğini hissettim. İzlemek istediğim filmler listesine tesadüfen giren bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.

Film; bir kitaptan uyarlama. 
Son zamanlarda kitaptan uyarlamalar gerçekten arttı. Bilmiyorum benim gibi düşünenlerden misiniz ama kitaptan uyarlamalar ne kadar harika olsa da kitabın hissini vermiyor. En önemli sebebin hayal gücümüz olduğuna inanıyorum. Yazar son kelimesine kadar kitaba yön veren olsa da o son noktadan sonrası bizlere yani okuyuculara kalıyor; bizim hayal gücümüzün oluşturduğu dünyaya. Kitapları değerli kılan da bence bu durum; 
tek bir kitapta anlatılan dünya okuyucuların dünyasına dağılırken bin parçaya bölünmüyor aksine anlam kazanıyor. Filmleri ise yönetmenin gözünden izliyoruz biraz da oyuncuların inandırıcılığına kalıyor. 

   Filmi izledikten sonra kitabı okumalıyım dedim kendime. Jennifer Niven'ın çok satan romanından uyarlanan All The Bright Places; Violet Markey ve Theodore Finch'in hikayesine dayanıyor. Aynı lisedeki
 iki farklı karakterin umulmadık bir şekilde karşılaşmaları ve birbirlerinin hayatlarına dokunmaları ile zamanı unutuyorsunuz. Violet ve Finch ikisi de geçmişlerindeki acıları, duygusal ve fiziksel yaralarıyla mücadele eden karakterler... Violet sessizce toplumdan uzak durmayı tercih ederken Finch yaşamda kalabilmek için sebeplerini bulmaya çalışır ve bunları küçük post-itlere yazar. Öncesinde karşılaşmış olsalar da en küçük yerlerin
 ve anların dahi bir anlam ifade edebileceğini keşfettikleri okul projesinde bir araya gelirler.

 Aşkı bulurken dram, zihinsel kaygıları ve kederi göreceksiniz.Violet Markey bir trafik kazası sonrası ailesinden önemli bir insanı kaybetmiştir. Elle Fanning bu rol için uyumlu olmuş. Finch zihinsel kaygılarla ve kederle mücadele ederken cesur davranmayı ve bulunduğu sınırların dışındaki hayatı anlamaya alışan bir 
karakter olarak Justice Smith tek kelimeyle harika olduğunu düşündüm. Filmin sanat yönetmenine ise hayran kaldım. Karakterler dışında doğanın güzelliği; farklı yerlerin ve özellikle sonbahar mevsimin ruhunun hissettirilmesi; hani arabayla gidersiniz ve yanı başınızda kimse olmasa dahi pencerenizden usulca gelen o rüzgarın size fısıldadıkları sonrası varacağınız noktadan çok yolda olmayı seversiniz ya bu film de öyle işte. 

Ama mental problemlerin daha fazla
 hissettirilebileceğini düşündüm Finch karakteri için. Mükemmel giden bir durum sonrası bir anda tepetaklak olan o ruh halini hissemedim. Filmin ilk yarım saati Finch en fazla çabalayan iken Violet'e okların çevrilmesi kısmının daha ince işlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
 Filmin hikayesi bu iki karakter; anlamlı en parlak yerler ve o yerlerin iki karakterin de üzerindeki duygu değişimleri, yolda ilerlemekten artık korkmayan ve ruhunun ağırlığı altında ezilen bir diğer karakter.

Benim puanım bu filme 5 üzerinden 4.5 ; şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...  

18 Mart 2020 Çarşamba

DENEBUNU KUTUSU/SUPRADYN

                           
          Evde günleriniz nasıl geçiyor? Ben biraz sıkılsam da acil bir durum olmadıkça dışarı çıkmamaya çalışıyorum. Şu iki gündür sıcaklık; Mart kapıdan baktırır; kazma kürek yaktırır havasında. Sıcaklıklar bir anda düşüp bir anda artıyor; dün 11 dereceydi; şiddetli rüzgar ve yağmur uyarısı yapıldı belediye tarafından. Televizyonda ise hiç izlemediğim kadar haber izliyorum. Ama günümü en azından izlemek istediğim filmler ve okumak istediğim kitaplar listesini tamamlayarak geçirmek istiyorum ki bu yazımdan sonrası bir film incelemesi olacak :)
Geçen aylarda denebunu kutusu biraz zorlu bir şekilde de olsa çünkü kargo evde olduğum halde evde yok yazısını bırakıp gitmiş. Kargo şubesi de taşındığı için(yeni şubesi evimize oldukça uzaktı); okul sonrası koştur koştur gidip almıştım kutumu. Aslında o kutumu bu kadar istememin sebebi de Supradyn Koenzim Q10 içeren multivitamin, mineral takviye edici tabletti. Çünkü Solgar B kompleks vitamini kullanıyordum ve bitmişti. Ne yazık ki Solgar biraz pahalı bu yüzden alternatif vitaminler ararken Supradyn denemek istediğim bir tabletti. İçerisinde çeşitli vitaminler bulunmakta olan bu ürünü sabah çok erken kahvaltı yapma imkanım olmasa da birşeyler yemeden çıkmıyorum açlık durumum fena oluyor çünkü; kendimce yedikten sonra tok karnına günde 1 kez kullandım. 15 gündür de kullanıyorum. 

SUPRADYN KOENZİM Q10

-İçeriğinde bir çok vitamin ve mineral barındıran tablet, Koenzim Q10 ile formüle edilmiş gıda takviyesidir. 
-Koenzim Q10 doğal olarak vücutta bulunan bir enzimdir ve yaşın ilerlemesiyle azalır. Bu nedenle vücudun ihtiyacı olan bu enzim gıdalarla ya da beslenme yoluyla alınamıyorsa takviye gıdalarıyla vücuda alınmalıdır. Son zamanlarda en popüler besin takviyesi haline gelen Koenzim Q10 güçlü bir antioksidan olduğunu notlarıma eklemiştim 
-Koenzim Q10 içeriği sayesinde Supradyn All Day Multivitamin 30 Tablet, vücuda enerji vermeye destek olarak yorgunluk, halsizlik gibi durumların azaltılmasında oldukça etkilidir. İçeriğinde bulunan diğer vitamin ve mineraller ise cildin korunmasına, bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna, normal enerji oluşum metabolizmasına ve kemiklerin korunmasına katkı sağlar.
-Koenzim Q10 Multivitamin Tabletin diğer takviye edici gıdalar gibi beslenmenin yerine geçmeyeceği unutulmamalıdır.
"Sağlığımız açısından oldukça önemli olan multivitaminleri ve besin takviyelerini kullanırken bilinçli olmanız gerekir. Vücudun neye ihtiyacı varsa sadece o besin takviyesi, belirlenen dozlarda alınmalıdır."
Okul haftasında kullandım özellikle ki hem enerji verici hem de bağışıklık için etkilerini görebilmek için. Bitene kadar da bu ürünü kullanacağım; bağışıklık sistemini güçlü tutabilmek için. Beslenmek, düzenli uyku bu konu oldukça önemli bence eğer yeteri kadar uykunuzu almazsanız vücut size alarm veriyor; dikkatli olmalısın uyarısı ile. Solgar B kompleks kullanımından memnun kalmıştım. Supradyn Koenzim Q10 kullanımından da memnun kaldım. Piyasa fiyatına da baktığımda uygun bir ürün olduğunu gördüm sanırım bittiğinde farklı çeşitlerini satın alacağım. Ama aklımda Curcimun var; onu araştırıyorum doktorum boyun düzleşmesi çıktığında bir markayı önermişti. Bu markanın da Aralık ayındaki fiyatı 220 TL civarıydı. Henüz Maaşımı alamasam da; aldığım ilk an o markaya yeniden bakacağım. 
Şimdilik yorumlarım bu kadar; umut ve dua ile...

13 Mart 2020 Cuma

MR.HIRAGI'S HOMEROOM DRAMA

         2020 şimdiden yormadı mı? İnternette bir yorum görmüştüm; yerin altından ateş püsküren yılanlar çıksa şaşırmam... Önce güldüm ama sonra düşününce hak vermeden de geçemedim. Bugün okulda herkese EBA şifresi vermekten derslerimi işleyemesem de içim biraz burkuldu. Birçok öğrencinin evinde bilgisayar yok umarım okulun olmadığı bu iki haftalık süreçte derslerden kopmadan; şu panik hali geçmiş bir şekilde atlatırız. Bugün toplu taşıma araçlarında çok fazla kalabalık olmasın diye dualar ettim, her dersten sonra ise öğretmenler odasında ellerim kolonyaya gitti. Eve gelirken ise antiseptik jellere bakayım dedim ama kalmamıştı. Yarın yine bakacağım. İnşAllah bu süreci de atlatacağımıza inanıyorum. Nisan ayı daima güzel bir ay olmuştur;Adana için yaz mevsiminin o yakıcı sıcağı gelmeden portakal çiçekleri kokusu ile dört bir yana savrulan o harika kokusu ve doğanın renklerinin yaşam fışkıran ayıdır benim için. Umutla ve kalpten gelen en güzel dualarla...
Perşembe günü boş günüm olduğu için uzun zamandır da dizi izlemediğim için Japon dramalarına göz gezdiriyordum. O sırada ülkemizde de şu sıra popüler olan Öğretmen dizisinin Mr.Hiragi's Homeroom (Japon drama) dizisinden uyarlama olduğunu gördüm. İzlemeye karar verdim ki Türkiye uyarlamasını izlemedim. 
10 bölümden oluşan bu diziyi 1 günde bitirdim ki final bölümünde fazlasıyla ağladım. İlk bölümden son bölüme kadar benim için durağan olmayan, sıkmayan detaylarında kalmak isteseniz de olaydan kopmadan devam diyerek izleyebileceğiniz bir dizi. Temelinde siber zorbalığın insan psikolojisinde oluşturduğu o zararın tahmin bile edilemeyecek etkilerini anlatan dizi;  mezuniyete 10 gün kala öğretmenlerinin öğrencilerine vermek istediği en önemli ders ile öğrencilerin bu dersi aldıktan sonra değişen bakış açıları... Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, hemen karar verip kesin yorumlar yapmak yerine destekleyici ve yardımcı olmak gerektiği aslında yetişkinler dünyasına adım atarken görmezlikten gelme; dışlanmamak için acı veren o zorbalığa katılma gibi sorunların sorun olarak bile görülmediği bir zaman diliminde fark ettirebilme... Mr.Hiragi rehberlik öğretmenine kimi bölümde kızarken kimi yerde zekasını alkışlarken bulacaksınız kendinizi. Dizideki Sakura karakterini(Mei Nagano) izlediğim bir filmden hatırladım hemen. Doğal sempatik ve gerçekten tam bir lise öğrencisi; gerçekliğine inanıyorsunuz başarılı bir oyuncu. 
Siber zorbalık denildiğinde aklıma Sulli, Go Hara geldi ve çok üzüldüm. Onların IG postlarındaki bazı yorumları hatırlıyorum da sadece acımasızlık değil yapılanlar, vicdansızlık demek istediğim birçok kelime. İnsanlar verdikleri hasarın sorumluluğunu almamak için ben ne yaptım ki; sadece fikrimi söyledim dedikten sonra üstündeki o vicdan yükünü atıp kötülük yapmadım ki düşüncesinde olmaya çalışsalar da kötülük; kötülüktür.
 Oysa boşuna büyüklerimiz söylememişler; Kırk kere düşün bir kez konuş... Bir kalbe verilecek zararları bilemeyiz,dikkatli ve hassas davranmalıyız. 
 Siber zorbalık, okullardaki problemler ve önyargılar, kıskançlıklar ve intikam duygusunun işlendiği 2019 yapımı olan bu dizi kesinlikle izlenmeli ve tavsiye ederim... 
Bu verilen ara da izlediğim dizi ve film yorumlamalarım devam edecek. Beklerim yorumlarınızı. Sağlık ve umut ile...