5 Mart 2018 Pazartesi

BAŞLANGIÇ DÖNEMEÇLERİ


(ADANA GÖL KENARI)
          
              BAŞLANGIÇ DÖNEMEÇLERİ
 Pazartesi… Adı çıkmış bu günün. Herkesin karar vermek için, cesaret bulmak için beklediği gün. Diyetlere başlamak için… Yeni bir iş günü stresi yaşamak için. Ya da yeni bir stres yaşamak için seçilen gün. Pazartesinin bir suçunun olmadığını öğrenmemiz gerek aslında. O da haftanın yedi güne ayrılmış parçasından biri sadece. İşin aslı başlangıçlarda değil mi? Pazartesi yedi günün ilki ve haftayı başlatan gün. Bu sorumluluğu üzerine almayı ister miydi bilmiyorum. Fakat razı olmaktan başka kaderi yok gibi…

               İnsanlar içinde geçerli değil mi? Hayatımızın yapboz parçaları gibi. Ömrümüzü, parçalarımızı bulmaya adıyoruz. Ne yaparsak yapalım hep bir eksik parçası kalsa da. Gerçek kaderimiz; aramak. Mutluluğu, huzuru, aşkı, dostluğu. Kimilerimiz bu arayışlara giden kısa yolun elle dokunulabilir olduğunu düşünüyor...Arayışımız zorlu çok zorlu yollardan geçtiğinde en başa dönüp yeniden var olmayı öğrenmek, yorucu. Defalarca kaybettikten sonra yeniden başlamayı öğrenmek cesaretten çok daha fazlası. Umutla ilgili olmalı, inanmakla olmalı.

            Acıdan sonrası alışmakla ilgili olmalı. İnsan çok güçlü bir varlık. Öylesine güçlü ki her zorluktan kan gözyaşlarıyla çıktığı halde yenilenmiş olarak çıkan! İzlemeli hayatı. Hayatın bir adım gerisine dahi düşüldüğünde sonsuza dek böyle olmayacağını bilmeli. İnanmalı. Herkes bu güçle doğar. İnanç duygusu.

          Yapboz parçalarını birleştirmek bizim elimizde. Hayatımıza inanmak yol dönemeçlerinde karar vermek bizim elimizde. Eğer gerçekten çabaladıktan sonra olmadığına inanmak yerine kucaklayabiliriz. Evet bunu yapabiliriz. Olasılıkları düşünmeden korkmadan pişmanlıklarımızı doyasıya yaşadıktan sonra mücadelemizi ederek başlayabiliriz. Döneceğimiz noktada yalnız olmadığımızı bilerek. Kimse olmasa dahi benliğimiz bizimle beraber olacaktır. Asla bizi terk etmeyen destekçimiz. Olacak olanların en fazlasını düşünmemize bile gerek olmadan yanımızda olan benliğimiz. Onu kaybetmediğimiz sürece yaşadığımız her güçlükten sağ salim çıkabiliriz. Ve uyandığımız her güne bu cümleyi tekrarlayarak başladığımızda düşünebiliriz. Görmeyi dileyerek… Baharın geldiğini yeniden canlanmanın canlı tanığı olduğumuz her anın daha da güzele gideceğine inanarak. Hiçbir yol hiçbir hayal; yolunda gitmez. Bazen bizde bunu hatırlayıp yolumuz belirli düz dahi olsa farklı kavşaklara gelip karar vermekten korkmamalıyız. Yenilik güzeldir. Sonucunun güzel olacağına inanarak. Başlangıçlara olan korkumuzu pazartesiyi severek başlayabiliriz. Sevilmeye en değer gün çünkü. O başlamasaydı hafta bitebilir miydi?
Pazartesi not benden gelsin... Yorumlarınızı beklerim

PITCH PERFECT SERİSİ


     Hayata mola.
 Tüm koşuşturmalar, zorunluklar hatta kalabalıkların bile bir ara durgunlaştığı zamandır gece yarısı sonrası. Böyle vakitlerde yorucu olmayan mutlu eden filmler izlemeyi severim. Hep sevdim. Seri filmlerine nedense biraz soğuk baksam da güzel bir seri olan Pitch Perfect filmlerinden bahsetmek istiyorum. Youtube sağolsun bazen bir şarkıyı ararken insan bambaşka şarkılar dinlerken buluyor kendini. Bende böyle bir zamanda keşfettim. Filmin başrol oyuncularından Anna Kendrick görür görmez aklıma cups şarkısı değil Alacakaranlık rolü aklıma geldi. O zamanlar ilgi çekici bulmasam da kendine has bir çekiciliğini olduğunu belirtmeliyim. Sesi oldukça iyi. Pitch Perfect üç seriden oluşuyor. Serinin üçüncü filmi sanırım Aralık ayında vizyondaydı. Ben biraz başlangıç yapmak adına ilk filminden bahsedeceğim. 
Film hakkında notlarım; Pitch Perfect 7.2/10 IMDB puana sahip. 1 saat 52 dakika süren bu filmde aslında kısa sürdü hissini alacağınızdan eminim. 2012 yapımı olan Amerika yapımı müzikal komedi filmi olan bu filmde müzikleri oldukça seveceksiniz. İnsan en iyi enstrümandır sözünü haklılarmış onayını bu filmde vereceksiniz. Başrol kahramanlarımızdan Beca (Anna Kendrick) kendisini okulun acapella grubunun içinde güzel şarkı söylemek dışında ortak noktaları bulunmayan biraz tuhaf olsalar da oldukça eğlenceli kızların arasında bulur. Beca bu grubun sıradan düzenlemelerinin dışında çıkarınca acapella dünyasının en iyi olmak için bir mücadele içerisinde bulur kendisini. Beca'yı cesaretlendiren arkadaşları ve yetenekli oldukları alanda bıkmadan mücadele tutkuları grupta yer alan kişilerin karakter özellikleri ile birleşince güzel bir film olmuş. Bence bu film karakterlerin tanıma filmi ikinci filmde büyüdükçe orta yolu tutturamasalar da bir grup olmayı gerçekten anlamaya başlıyorlar. Üçüncü filmi izleme fırsatım olmadı ancak müzikleri özellikle Cheap Thrill coverı mükemmel.



         Riff Off sahnesinden. Belirlenen kelimeler veya cümlelerin yer aldığı değişik şarkılar söylenerek grupların atıştığı güzel bir yarışma. Örneğin aşk ile ilgili akla gelen şarkı ta ki bir diğerinin aklına gelmeyinceye kadar. Bu şekilde kazanan belli oluyor.

Beca sayesinde ortak bir ritm yakalıyorlar. 


Jesse(Skylar Astin) başrol kızımızın kendisini anlaması için verdiği çaba takdir edilesi. Aynı zamanda da karakteri çok hoş. Diğer başrol erkek karakterler gibi bencil değil.

Final sahnesinden. Jessie J (price tag), Pitbull(Give me everything) bu şarkıları birde bu acabella grubumuzdan dinleyin.
Çok fazla anlam aranmadan, yorucu olmayan zamanı eğlenceli değerlendirme isterseniz bu filmi izleme listesine alabilirsiniz.
Yorumlarınızı Bekliyorum...

3 Mart 2018 Cumartesi

PURE BEAUTY CC

 

8 Mart indirimleri başladı. Gratis, Watsons, Yves Rocher atlamayayım bugün Migros indirimi için bakınmıştım ki gerçekten maskeler çok iyiydi. Eğer maske stoklamak isterseniz bir bakın derim. Ama bugünkü yazım birkaç hafta önce aldığım öncesinde oldukça memnun kaldığım Pure Beauty CC Compact Krem hakkında olacak. Aslında indirimi beklemeliydim görünce dayanamadım. Kullanıp oldukça memnun kalmıştım. BB kremlere göre daha hafif, aydınlık bir görünüm veren cilde daha kolay uyum sağlayan bu kremleri seviyorum. 

Özellikle kozmetik üründe Kore yazısını gördüğümde hiç düşünmeden alıyorum. :) Bu kremler yaz dönemi için oldukça ideal. Karışık bir aparat düzeni olduğunu ikinci kez alınca anladım çünkü yedek ürününü aldım.
 
PURE BEAUTY CC
 
Normalde bu şekilde satılıyor. İki katmanlı gibi. Yedek ise farklı bir ambalaj kutu olmadan satılıyor. Bende kullanım sonrası ürünü atmamıştım. Orjinali 79 TL olan bu ürünün yedeği 59 TL bu arada. Neden yedeğini alıp kutunun iç tabakasını atıp yedeğini yerleştirip kullanmayayım ki dedim. Anlayacağınız kutuya 20 TL fark istiyorlar. 59 TL ye aldım ve yerleştirdim oldu.
 
PURE BEAUTY CC

Bir kez kutulu alıp sonrası için bu şekilde alabilirsiniz aslında. Yerleştirdikten sonra aparat jelatini attığım için çekme fırsatım olmadı. Ama son durum bu şekilde. Yazımı sonlandırmadan bu ürünü özelliklerini yazıp öyle sonlandırayım .
Oldukça iyi bir güneş koruma faktörü olan bu ürün cilt görünümünü düzeltmeye, cilt bakımını sağlamaya cildi güneşin zararlı etkilerinden korumaya yardımcı olmakta. Ayrıca cilt tonunu düzeltmeye cildi nemlendirmeye yardımcı olan bu ürün nem vererek ve cildin daha doğal ve parlak görünmesine yardımcı bir kozmetik ürünü...
En sevdiğim kısmı; alkol, paraben içermemesi. İçerisinde fondöten süngeri çıkmakta. Ivory, natural gibi çeşitleri var. Natural bana koyu gelmekte o yüzden Ivory kullanıyorum.
Güzel hafta sonları diliyorum... Yorumlarınızı beklerim.