16 Mart 2018 Cuma

MİM(BLOG TANIMA)


Mimleri çok seviyorum.


1)Nerelisiniz?
Adanalıyım. Üniversite için şehir dışına gitsem de Adana'dan üniversite dışında ayrılmadım.
2)Burcunuz?
Aslan burcuyum. Aslan burcunun hemen hemen tüm özelliklerini taşıyorum.
3)Bloglarda en çok ilginizi çeken şeyler?
Okumadığım veyahut ertelediğim kitaplar olduğunda o kitaplar hakkındaki yazıları daha bir dikkatli okuyorum sanırım. Sonunu söyleyince okuma isteği kaçanlardan değilim tam tersine okumalıyım bakalım ben nasıl bulacağım bu kitabı derim :)
4)En sevdiğiniz mevsim?
Yaz çocuğu olarak daima YAZ mevsimi en sevdiğim mevsim...
5)Yabancı diliniz?
Bir ara sürekli İngilizce yabancı dizi izlemekten hatta notlar almaktan İngilizcem bayağı gelişmişti. Öğretmenlerimin dediği gibi İngilizce nankör bir dil pratik yapmaz ve onu bir köşeye bırakırsan o da seni bırakır bu dönem o bırakma aşamasındayım. İngilizce notlarımla dolu kitaplarım bana öylece bakıyorlar :)
6)Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Film izlemek... Her boş vaktimde izlemek istediğim film listemdeki filmleri izlemek için elimden geleni yaparım. Ancak kimi zaman bu boş vakitler anne için hazırlanan keklerle doluyor :)
7)En son okuduğunuz kitap?
Okuduğum bir kitabı yeniden okudum. Rozalya Ana/ Sevin Çokum bu yazarın her bir kitabı benim için çok değerli...
8)Hayatınızda pişman olduğunuz bir şey?
Üniversite tercih döneminde kendi isteklerimi baz almalıydım. En büyük pişmanlığım bu. Bazen sevdiğim insanların mutluluğunu benim mutluluğumdan önde tutuyorum :(
9)Tuttuğunuz takım?
Galatasaray... Küçüklükten kalan bir alışkanlık gibi. İlkokul döneminde Galatasaray maçları, futbolcuları takip ederdim. Şimdi Muslera dışında hiçbir oyuncusunu tanımasam da çocukken Hagi çok severdim :)
10)Çantanızdan eksik etmediğiniz şeylerden bazıları?
Islak mendil... Kesinlikle eksik etmem. Ayrıca güneş gözlüğü. Adana'da güneş oldukça iddialı olduğundan unutmak demek o gün gözler kısık bir şekilde çevreye bakmayı zorunlu kılmak demek.
11) En sevdiğiniz içecek?
Bir Adanalı olarak tabi ki şalgam. Ancak hazır şalgamlar gibi düşünmeyin. Burada şalgam simit inanılmaz bir ikilidir. Şalgamlar taneli olur istediğiniz düzeyde acı koydurabilirsiniz.
12) Ve son olarak bloğunuzdan hiç para kazandınız mı?
Ne yazık ki kazanmadım. Eğer kazanmaya başlarsam ayrı bir mutluluk olur herhalde.

Benim mim şimdilik bu kadar. Bu mim gören herkes yapabilir ancak bu mime bende bir kaç arkadaşı davet etmek istiyorum ... Hep tebessüm etmeniz dileğiyle bitirirken yazımı yorumlarınızı beklerim 😊 

https://sevimli-kitaplar.blogspot.com.tr 
http://sezerozsen.blogspot.com

15 Mart 2018 Perşembe

U-PRINCE/HANDSOME COWBOY

  
Princess Hours Thai 
versiyonundan sonra U-Prince
 Serisini bir ilgi sonrası fark etmiş ve izlemiştim. Aslında olur ya 
beğendiğiniz bir dizi sonrası karakterleri sosyal medyada da görmek; başka çalışmaları da var mı diye merak etmek...

 Yaz döneminde cidden bir ara sarmıştı 
bu diziler beni. Ugly Duckling Serisi sonrası U-Prince Serisi derken az ve öz izleyeceksin düşüncesini kabul ettim. 
Fark ettiğim bir şeyi paylaşmadan geçemeyeceğim bu ikili pek bir meşhur. Ester Supreeleela başrol oyuncusu bu serinin ilk dizisi olan U-Prince Handsome Cowboy.(Prikkang dizideki adı) 
Push Puttichai Kasetsin ise yakışıklı kovboyumuz Sibtis rolünde.
 Bu serinin ilk üç dizisini izledim beşe kadar olan kısmı ise ara ara videolarına baktım. Kesinlikle ilk filmde farklı bir kalite var. Serinin diğer dizileri biraz sıkıcı idi. Bu arada Ugly Duckling serisinde de bu kızımız bulunmakta.
 
 
 
Notlarım, dizimizin konusuna gelecek olursak üniversitenin her bölümündeki yakışıklılarını temele alan bu dizi
 onların yaşamları hakkında aslında
 aşkları hakkında bu seri.  Prikkang ile 
aynı üniversitede olan Sibtis; ikilinin karşılaşmaları aslında çok öncesine dayanmakta. Ancak yakışıklı playboy 
Sibtis ilk karşılaşmalarında Prikkang'ı tanımaz. Küçükken yolları ayrılan çiftimiz yıllar sonra üniversite karşılaştıklarında 
hoş bir karşılaşma olmaz. Prikkang bu duruma hem üzülür hem de çok sinirlenir. Sibtis ise kızımızla uğraşmaya devam eder. 

Yakışıklı kovboy sonrasında tanısa da aralarındaki bu didişme sürer. Prikkang'ın babası ise Prikkang'a sinirlenip onu yaz dönemi için yakın arkadaşının çiftliğine göndermeye karar verir. Ancak bu çiftlik kimin dersiniz?  Sibtis' in babasının...


Çiftlik; doğa sahneleri oldukça başarılı 
idi. Üzüm bağı ve oradaki didişmeler tatlı olsa da Sibtis'e ısınamadım. İçinde ne 
kadar iyilik olsa çocukluk arkadaşı kısmını bu kadar geç hatırlaması ve tam bir
 playboy olması bazı bölümlerde oldukça sinirlendirdi. Prikkang ağladığı kısımlarda çok üzüldüm. 
Bu didişmelerin ve sonucunu inatçılık
 mı aşk mı belirleyecek sorusunun cevabı merak ettirse de ikisinin arasındaki aştan çok diziyi izlettiren bence kızımızın oyunculuğu. Hele ki diğer serilerdeki 
kadın oyuncuların belki yaşları küçük olduğu için belki de yol almaları gereken daha çok yolları olduğu için ilk serinin sıyrılmasında Prikkang karakteri oldukça etkili. Çok da güzel ayrıca :) 
Dizinin bölümlerinin kısa olması 
(8 bölüm) hızlı ilerlemesi yormayan dizilerden olması izleyebilirsiniz. Bu arada seri devam ederken serinin kimi kısımlarında diğer serilerde yer alacak oyuncuları da konuk oyuncu olarak görüyorsunuz. 
Bu diziden sonra Ester  hangi dizide yer almış merakı ile yeni dizilerini de izleyebilirsiniz. Bence kendisini daha 
da geliştirecek.
Yorumlarınızı bekliyorum.....

13 Mart 2018 Salı

ZEHRA/NABIZADE NAZIM

 
Klasik kitaplar günümüze değin uzanmış kitaplardır değil mi? KPSS için Türkçe sorusu çözerken klasik kitaplar hakkında bir paragraf ve okurken nedensizce aklıma bu kitap geldi. Zehra... Lisede iken okumuştum. Ancak yazın ellerim yine bu kitaba gittiğinde lisedeki benden farklı olarak notlar almışım. O zamanlar hafızama mı güvendiğimden yoksa daha sonra okurum yine dercesine mi notlar pek almazdım. Büyümenin güzel tarafını şimdi anlıyorum. Notlar almak o kitabın yaprakları arasında unutulmuş bir başka kağıtlar bulmak insanı garip bir hüzün sevincine yöneltiyor. Hüznün içindeki hafif bir tebessüm!!! Kimi durumlar durağan değildir. Üzülürken dahi içinde umut olur. 
 
Kıskançlık... Hangi kelime ile tarif edilirse edilsin derinde büyük bir hüznü barındıran bir duygudur aslında. Belki de bir acının. Nabizade Nazım; Zehra kitabını okurken böyle bir not almışım. Zehra'yı anlamaya çalışmışım. Fazlası ile ... Tüm huysuzluk ve kıskançlığından kaynaklı ihtiraslarıyla başka bir insanın hayatını mahvetmesine kızmış ancak nasıl bir çocukluk geçirdi acaba sorusunu sormadan da edememişim. İlk psikolojik roman denemesidir; Zehra... O yüzden karakterleri tanıyıp anlarken aklınızda değil kalbinizde oluşuyor sanki yorumlarınız. Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi ana karakter Zehra çevresinde temellendirilen bir kitap. Zehra'nın ticaretle uğraşan babasının yanında katip olarak çalışan Suphi de kitabın erkek karakteri. Sadakatsizliği ile sinir bozsa da kötü durumlar kaderine düşmüş sanki. Suphi'nin güzel kadınlara gönlünü kaptırması başına olmadık işler getirir. Kocasını gözünden dahi kıskanırken onun evdeki güzel cariye SırrıCemal'i sevdiğini öğrenmesi mahveder Zehra'yı. Önce SırrıCemal'i evden kovar. Suphi ise daha sonra SırrıCemal ile evlenir; Zehra'yı yüzüstü bırakır. Zehra ise intikam almak için bir başka kadın aracılığı Suphi'nin güzel kadınlara olan ilgisini kullanarak  Sırrıcemal'e aslında Suphi'ye oyun oynar. Bu oyun sonucunda SırrıCemal intihar eder. Çok kötü olaylar meydana gelir. Bu olaylar sonucunda Zehra'da büyük bir vicdan azabıyla bu dünyadan göç eder.  
     Çok fazla soru soracağınız, kızacağınız hatta üzüleceğiniz yerler bulunmakta bu romanda. Bence çağına göre klasik olabilmeyi hakkıyla başarmış bir kitap. Belki elinizin sıklıkla gideceği bir kitap olmayabilir ancak ders çıkarılabilen ve sorgulanabilen durumların olduğu bu kitabı bir kez dahi okumak gerektiğini düşünüyorum.
Yorumlarınızı bekliyorum....