27 Mart 2021 Cumartesi

SARIMSAKLI EKMEK TARİFİ



Son zamanlarda mutfakta zaman geçirmeyi daha çok sevmeye başladım. Özellikle zihnimi boşaltmak istediğim zamanlarda, tarifler ve o bekleyiş farklı bir şekilde motivasyon ediyor. Bir kısır döngü insanı hapseder gibi gelir ya öyle zamanlarda meşguliyetler zorunluluktan çıktığı hissi farklı tarifler denememi teşvik ediyor. 

Başarılı olduğum evde herkes tarafından beğenilen hatta az bulunan sarımsaklı ekmek tarifini sizlerle de paylaşmak istedim. Yapımı oldukça pratik ve kolay olan bu lezzetli tarifi denemenizi tavsiye ederim.


Sarımsaklı Ekmek tarifi 
*200 gr un
*1 çay kaşığı (dolu dolu değil kesinlikle)tuz 
*160 gr oda sıcaklığında su 
*7gr maya 
*4-5 adet sarımsak 
*140 gr tereyağı 
*maydanoz
Yapılışı 
 Geniş bir kase içerisine sert olmayan, yumuşak tereyağı alalım,  içerisine rendelenmiş veya çok küçük doğranmış sarımsak ve ince kıyılmış maydanoz artırabilir veya azaltabilirsiniz size bağlı, ekledikten sonra karıştıralım.  Ekmeğimizi hazırlayıncaya kadar bir köşede dursun . Unu ekleyeceğimiz kabı tereyağlayalım; un, tuz ve mayayı ekleyelim ve son olarak da yavaş yavaş suyumuzu ekleyelim. Biraz yumuşak bir hamur ancak karıştırma kabından alarak unladığımız alanda yaklaşık 5 dakika hamuru yoğurma işlemi gerçekleştireceğiz, bu kısımda ben biraz daha un ekliyorum . Hamurumuzu bir beze haline getirip yarım saat üzerine bir bez kapatıp bekleyelim. Bu beze iki eş parçaya bölünecek ve iki adet ekmek tariften çıkıyor.  Kelepçeli kek kalıbınızın alt tabanı veya pizza tepsiniz varsa tabanı yağlıyoruz. İki bezeden birisini alıp yine unladığımız alanda çok ince olmamak(yarım cm) üzere hamuru açıyoruz.  Yağlanmış tabana açtığımız hamuru koyduktan sonra hazırladığımız, tereyağı-maydanoz-sarımsak karışımını sürüyoruz. Önceden ısıtılmış 220 derecede 10-12 dakika pişirdikten sonra alıyoruz. 
Bu tarife ben biraz kaşar da ekledim ancak normal tarifte de yumuşak çok lezzetli bir ekmek. Tereyağını eğer tuzlu kullanacaksanız mutlaka tuz oranlarında dengeleme yapmalısınız.

Şimdiden afiyet olsun.  Beklerim yorumlarınızı....

20 Mart 2021 Cumartesi

MART GÜNLÜĞÜ

 

                  Zaman karmaşık bir olgu... Kimi zaman kum saatindeki kum taneleri gibi tek tek zamanın aktığını hissederken kimi zaman da ters yüz olmuşluk içerisinde avuçlarını yere doğru uzatıp yığınlara bakmak gibi... Bu karmaşaya sebep olan unsurlar peki nedir? Soruları ararken cevapları fark edememek yoksa cevaplanması gereken soruları kaybetmek mi... Her bir olgu insana özgü aslında,  insanların olaylara verdikleri tepkilerle ilgili. Zamana suç bulmuyorum hatta son zamanlarda en yakın arkadaşım bence "zaman". Bana beş senede hatta tüm çocukluğum boyunca öğrendiğim arkadaşlığa belki insana dair olan almam gereken dersleri bir buçuk senede verdi. 

Kemalettin Tuğcu romanlarından kalan notlarım; "hayat kafana vura vura öğretti..." evet zaman almam gereken dersleri bir bir  değil topluca önüme koymakta şu sıra . Bir telefon uzağındaki insanların kalplerinin nasıl donmuş ve bencil olduklarını kafama vura vura öğretti hayat. Neden sorusunu düşününce şu alıntı hatrıma düşüyor;

"Anlatamadın; belki o insanın yüzüne bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gördün." (Oğuz Atay) Tutunamayanlar romanını bu yüzden seviyorum, yakın olduklarını düşündüğümüz kimselerin ruhlarını aslında topluma gösterdikleri kişiliklerini değil de asıl benliklerini düşünmemi sağlamıştı. Gördükçe aslında anladıkça diyorum ki meğer;

"Hala, ne çocukça sevinçlerim, ne hoş hayallerim, gönlümün ne safça akışları var. (Yaban)"

Mart ayı, soğuk nefesini yalnızca havaya değil hayatlara da sirayet ettiriyor  sanki, fotoğraf çok yakın bir zaman diliminde hüzünlü bir günden hatıra... Umarım daha güzel havalarda mutluluğun renklerini barındıran bir fotoğraf da çekebilirim.  Diliyorum ki nisan en güzel ve en özel aylardan biri ve hepimize güzellikleri beraberinde getirsin.,.

13 Mart 2021 Cumartesi

YEŞİLİN KIZI ANNE


Kitap tanıtım rehberinden;
"Bana Anne diyecekseniz,  lütfen sonunda E harfiyle söyleyin."

Anne, hayallerinin verdiği güçle yaşamı iyilikle ve mutlulukla kucaklayan kimsesiz bir çocuktur. Kendilerine çiftlikte yardım etmesi için bir erkek çocuk evlat edinmeyi planlayan Marilla ve Matthew kardeşler beklenmedik bir şekilde karşılarında Anne'i bulurlar. Ancak çok geçmeden bütün yaramazlıkları, safça hataları ve dünya başına yıkan üzüntüleriyle tuhaf ama sevimli olan bu kız çocuğunun gerçek dünyanın kuralları olduğu gibi kabul etmeyi reddeden yüreğine hayran olurlar."

Bu ara kitapların dünyasındayım.  Bol bol kitap notlarım ve yorumlamalarım olacak, belki bahar yorgunluğunu üzerimden böyle atarım. Son zamanlarda pandemi dolayısıyla ertelediğimiz sağlık problemlerinizi çözümü için uğraşıyoruz.  Annemin boyun fıtığı,  düzleşme sıkıntıları artınca 15 gündür fizik tedavi surecine girdik. Onu, hastaneye getirme eve dönüş derken aksam o kadar hızlı oluyor ki ancak normalleşme kapsamına geçtiğimiz şu günlerde inanılmaz bir kalabalık her yerde. Trafik, kafeler ve koridorlar... En kısa zamanda aşının ikinci dozunu almalarını umuyorum ailemin.

Yeşilin Kızı Anne, küçüklük anısı olarak televizyonda Green Gables ayrıntısı ile yayınlandığını hatırlıyorum. Bu çizgi filmi izlemeyi çok severdim. Anne'nin o cok fazla detay barındıran hayal dünyası, abartılı reaksiyonları ve Marilla neden bilmiyorum.  Bu çizgi filme çocuklar bir yana Marilla'nın sevgisini tam olarak ifade edemeyişi ama o derinden gelen sevgisi ilgimi çekerdi. Aradan çok uzun zaman geçti.  Netflix'de yayınlanan  Anne with an E serisi izlemem çok tavsiye edilse de bir türlü izleyemedim öyleyse kitap serisini okumalıyım dedim. 

Yazarın dili oldukça koştur koştur bir dil... Öyle ki okurken yorulduğumu hissettim. Bu açıdan pek hoşuma gitmedi.  Anne'nin o uçuk hayal dünyası, arkadas edinmekteki başarısı ve Matthew ile olan kalpten gelen sevgisi bağını  bir okuyucu olarak hissetmek güzeldi. Marilla ve Matthew iki kardeş çiftlikteki kendilerine has dünyalarına bir erkek çocuk evlat edinmek isterken Anne'nin gelmesi ve o dünyanın renklenmesi, Anne'nin kendini herkese sevdirmesi, başarmak için olan hırsı ile bu hikayenin sonucunu merak ettiren bir kitap. Çizgi filmde Marilla'ya kitaptan ise Matthew kalpten bir yakınlık duydum. Anne ise hayat yolunda büyüklerin dünyasına adım atmaya başladıkça ne kadar olgunlaştığını onun söylemlerinden anlıyoruz.  Anne evet oldukça ilgi çekici bir karakter ama hikayesi oldukça sabit sıralamaları barındırmaktadır ve ben dürüstçe söylemeliyim ki Gilbert ' ın bakış açısından da  bu hikayeyi görmek isterdim. Kitaptan bir alıntı;

 "Seni bir düzine erkek çocuğuna bile değişmem.  Yani canım Avery Bursunu alan bir oğlan değildi, değil mi? O bir kızdı, benim kızım, benim gurur duyduğum kızım. "

Şimdilik yorumlarım bu kadar... Beklerim yorumlarınızı...