20 Eylül 2021 Pazartesi

JULES VERNE DOKTOR OX'UN DENEYİ

            
            Jules Verne kitaplarını seviyorum. Bilimkurgu dünyayı gerçek dünyadan da esintileri ile harmanlayan yazar, diğer kitaplarından oldukça farklı bir tarzda, Doktor Ox'un Deneyi'nde... Doktor Ox'un Deneyi kısa bir kitap. Belki bir solukta okunacak kitap değil ama, ilginç bir kitap. Konusu ise; 
      
"Haritada yerini dahi bulamayacağınız sessiz, insanlarının tek bir kötü olayı olmayan bir kent olan Quiquendone sakinliği yaşam alışkanlığı haline getirmiştir. Öyle ki polis departmanın kapatılması dahi düşünülmektedir. 

Doktor Ox tarafından özel olarak seçilen bu kentte bir deney yapılmak istenmektedir. Bu deney masrafları Doktir Ox tarafından karşılanacağı için belediye başkanı tarafından kabul edilmiştir. Deney, tüm şehrin Okshidrik gaz ile bedava aydınlatılması olsa da amaç çok farklıdır. Doktor Ox, yapacağı bu deney ile sakin kentin insanlarının asabiyetlerini artırabileceğini düşünmektedir. Hakikaten de bu deney uygulanmaya başladıktan sonra hayvanların, insanların, bitkilerin davranışları değişmiştir.

Neredeyse 100 sayfa bile olmayan bu klasik kitabın ilk sayfalarında sıkıldığımı söyleyebilirim ancak sonlara doğru kitap, okuyucuyu olayın bir izleyicisi olarak bir anda içine alıverdi. O heyecanı yakalamışken bir anda ise kitap bitti. Gerçekten bitti mi yahu? Sorusunu sormadan edemedim. Yazar konuyu detaylandırabilirdi bir anda bitirmek yerine. İlk sayfalarında sıkılmamın sebebinin de bir anda ortasından başlanması olduğunu düşünüyorum. Ancak kitaptan birkaç alıntı; 

"Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy..."

"Buraya, dedi Niklausse, insani zaafların kirletemediği bu tertemiz havayı solumaya geldik. "

"Bütün yaşamı boyunca hiçbir şeye karar vermeden ölen bir adam, diye ciddi bir tonda ekledi Van Tricasse, bu dünyada mükemmeliyete yaklaşmış demektir." ( bu cümle ardında düşünülmesi gereken mükemmeliyetin bu kadar yüzeysel bir düşünceye sığdırılması ilginç geldi)

Şimdilik yorumlarım bu kadar. Beklerim yorumlarınızı...




13 Eylül 2021 Pazartesi

PANTENE VITAGLOW ŞAMPUAN

PANTENE VITAGLOW ŞAMPUAN
        
 PANTENE PRO-V VITAGLOW İPEKSİ YUMUŞAKLIK 

Kabarık, Elektriklenen Saçlar İçin 
%0 silikon, mineral, yağlar,renklendirici Şampuan 
* %0 silikon 
* %0 mineral yağlar 
* %0 renklendirici 
 
Bir Migros alışverişinde indirimde gördüğüm içeriği %0 silikon, mineral yağlar ve renklendirici olduğunu görünce satın almıştım. Oldukça küçük gibi gelse de bereketli olduğunu söylemeliyim...Pantene saç bakım yağlarını kullandığım için yeri marka olarak ayrıdır. Ancak bu şampuan kullanımında yaptığı saç dökülmesi ki oldukça fazlaydı hoşuma gitmedi. Özellikle saç derisinde kaşıntı yapması beni şaşırttı.  Evet, saçı sakinleştirip kabarma ve elektriklenmeyi önlüyor ama koku kalıcılığı hem zayıf hem de saç derisini rahatsız ettiğini hissettim sanki. 
Benim için bir daha satın almayacağım kozmetik şampuanlar arasına girdi ne yazık ki...


 

7 Eylül 2021 Salı

ANTHONY BURGESS OTOMATİK PORTAKAL


Otomatik Portakal... Listemdeki klasikleri yaz süresince okuyup bitirmeye karar vermiştim. Bu kitap benim için sürpriz bir kitap oldu. Tahmin edemeyeceğim kadar argo sözcüklerle dolu konusu ise biraz yorucu geldi bana. Şiddete meyilli Alex ve çetesi kitabın kahramanları. Bu şiddet ürkütücüydü henüz 15 yaşında olan Alex bir kitap kahramanı olarak bunca kötülük yapması ve kötülüğün yansıtılması açık bir şekilde gerekli miydi dedirtti. Alex, çetesi tarafından ihanete uğrayıp tam 14 sene hapis cezasına çarptırıldı da acaba değişebilir mi sorusunu soruyorsunuz. Ancak Alex yine şaşırtıyor. Hapishanedeki iki yılın sonunda bakanlık bir proje ile geliyor. Ludovico yöntemiyle kişiye seçme hakkı tanımadan, kötü bir kişiyi topluma uyumlu kötülüğü düşünmeyen bir birey haline getirilmesi için bir denek seçilmesi gerektiğinde bu kişi Alex oluyor. Sonuç ise aslında bir bilinmezlik...
Yazar topluma, iktidara kızgınlığını etkileyici bir şekilde filtresiz aktarırken, suçlu, toplum için büyük sorun olarak nitelendirilen mahkum Alex'in bu deney sonunda bur kahraman gibi gösterilmesini iki yüzlülüğünü sert bir şekilde masaya koyuyor. İnsan özünü değiştirir mi, bu özü oluşturan nedenler bir deney konusu olabilir mi yoksa gerçekler ve aslında yaşamın avantajsız tarafında yer alan insanlar için sorum tam olarak din ile dengelenebilir mi sorularının cevaplarını veriyor. 
Benim için okumasam da olurmuş dediğim bir kitaptı. Yazar kendisine konulan yanlış bir teşhis sonrası öfkesini yazarak atmaya çalışırken okuyucuya da bu öfkeyi hissettiriyor. Kitaptan alıntılar, 

"Kolunun altındaki kitapları gördük kardeşim. Bugünlerde kitapları taşıyan birini görmek gerçekten göz yaşartıcı..."( bu zamana uzanan bir cümle aslında)

"Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum."(alıntısını aktardığım kitaptaki bir yazar. Aktarılan bunca kötülük arasında en çok ona üzüldüm.)

"İyiliğin sebebini aradıkları yok, öyleyse niye tersini merak ediyorlar ki?"

Şimdilik yorumlarım bu kadar. Beklerim yorumlarınızı...