21 Şubat 2022 Pazartesi

PROSPHAIRSHOP

 

A new look in New year's, a new you...I know the new year's already passed, but when I thought about it recently, I remembered that I wanted to change my hair. But before I go to change, why don't I give it a try... How about we try the real human hair wigs! Today I am here with here this new sharing called Prosphairshop.This site called Prosphair has many types of wigs.  And I'm going to present you with the real human hair wigs I picked out on this site. I hope you will like it.








Body Wave Lace Front Human Hair Wig Natural Look Style

This wig's hair ; Natural virgin hair color and texture is body wave hair, isn't nice? I love the color of this wig, cause it looks like my hair color. 

*From site; Hair Style: The wig is freestyle ventilated, which means you can comb your hair in any direction.



Virgin Human Hair Lace Front Light Ginger Color Straight Wig 

This wig's hair ; Light ginger color and texture is straight, isn't pretty? I love the color of this wig.  The ginger color straight wig has a modern and icon style. Ginger color gives you a stylish and remarkable feature. From site; 
*Hair Style: The wig is freestyle ventilated, which means you can comb your hair in any direction.

The Prosphair site sells 100%human hair with cuticle align lace front wigs, full lace wigs, hair extensions, closures etc at the most reasonable prices.Affordable, satisfaction guaranteed and quality wigs available on this site and free worldwide Shipping on all lace wigs and lace front wigs.

Browsing the site you will find many other different types and model of wigs
for all tastes and style...I think you will find suitable wigs on this site.
 Don't miss my next post.






15 Şubat 2022 Salı

ALTINCI KOĞUŞ ANTON ÇEHOV


Çehov kitapları serisine devam... Okuduğum üçüncü kitap; Altıncı Koğuş. Koğuş kelimesi bana Peyami Safa kitaplarındaki hastane sayfalarını hatırlatıyor. Koğuş,  eskiden hastanenin büyük bir odasında yatan hastaların bulunduğu alana denirmiş. Altıncı koğuş, akıl hastalarının bulunduğu yere verilen ad. Bu kitap 96 sayfadan oluşan kısa bir kitap. Kısa ama oldukça etkili...
              
Kitap tanıtım rehberinden;

"Hastanenin tek doktoru Andrey Yefimiç ile soylu bir aileden gelen Ivan Dmitriç Gromov arasında geçen diyaloglar, yazarın derin felsefi çözümlemeleri ve olağanüstü ve duyarsızlığı hakkında okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eder. "
     
 Bazı kitaplar tek bir kez dahi okusanız zihninizde derin izler bırakır. İkinci kez elinize almak için biraz zaman geçmesi gerekir. Altıncı koğuş, böyle bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim. Okurken sıkılmadım ancak paragraf aralarında okuyucuyu yakalayan öyle cümleler var ki insanlığın yozlaşmışlığı ve toplumsal duyarsızlığı korku veriyor. Dönem Rusya'sının yaşadığı ekonomik sorunları ve yozlaşmış olan kurumların bir taşra hastane penceresinden aktarılması, bizlere acımasızlıkla ilgili de bir çerçeve çiziyor. Hastane personeli Nikita'ya çok kızdığımı belirtmeliyim. Ruhsuz bir duygusuzluk acımasızlıkla birleştiğinde insanlık nerede kalır? Baş kahramanımız olan doktor; Rusya'nın bir taşra kasabasında toplumun vurdumduymazlığından ve sıradanlığından yakınmaktadır. Düşüncelerini Altıncı koğuştaki İvan Dmitriç ile paylaştığında ;"Gidin bu öğretileri sıcacık, turunç kokan Yunanistan’da yayın. Söyledikleriniz bu iklime göre değil. Diyojen’ in sıcak bir odaya ihtiyacı yoktu. Bütün bunlar olmadan da orada hava sıcak zaten. Eğer Rusya’da yaşamak zorunda kalsaydı bırakın aralık ayını, mayısta bile bir oda isterdi kendine. Muhtemelen soğuktan iki büklüm kalırdı." Demiştir. 
       Bu sohbetler bir süre sonra ise doktoru başka sorgulamalara sürükler. Sonunda ise onu çevreleyen insanlar fazla düşünmek zarardır dercesine Altıncı koğuşta kapıları onun yüzüne  kaparlar. 

           

9 Şubat 2022 Çarşamba

HAFTANIZ NASIL?

   

 Bazı kelimeler yazıp yazıp silinir. Bazı cümleler vardır insanın zihninde demir atar, gitmez oradan. Zaman ise en büyük seyircidir pek birşeye karıştığını düşünmüyorum. Neden karışsın ki kaç hayatın yükünü neden taşımak istesin. Son zamanlarda ertelenen, unutulan hayalleri düşünüyorum. Özlemek değil de beklentim bu yönde değildi dediğim çok fazla satır sonu var sanki. Güzel bir tebessüme hasret olan bir yaşam ilerlemek için küçük, umudu daim...

Sizlerle ilasik ameliyatı olduğumu paylaşmıştım. Bu süreçte varis için skleroterapi tedavisi de görüyorum. 8 seans ve iki hafta aralıklarla. İlk seans sonunda umulmadık bir durum yaşadım ne yazık ki ... İlaç damar dışına deriye geldi ve bacağımın uygulama yapılan yer yanık gibi su topladı. İz için sürekli kantar sürsem de hala var ama 2.seans neyse korktuğum gibi olmadı hatta morarma bile olmadı neredeyse. Uygulama sonunda sıkıca bacak sarılıyor. 24 saatin sonunda açılıp krem sürülüyor. 8 seans tüm bacak için yetmiyor tabi ama daha sonra yeniden başlamak 2 ay sonrasını arıyor. Ameliyatsız bir çözüm  olduğu için en azından denemek istedim. Varisi olanlar beni anlayacaktır, uzun yürüme uzun oturma mahvediyor ne yazık ki ... Neyse 1 aydır devlet hastanesinde doktorum, gidip geliyorum. Gözüm için kontrole çağırılmayınca şu seanslari atlatayım giderim diyordum kendi kendime. Ama biliyorum gözümde kuruluk rahatsız edici şekilde var ve küçük beyaz iplikler dışına çıkıyor. Buna ek olarak ışık çakması gece olmaya başlayınca hemen aradım. 3 aylık ücretsiz kontrol sürecinin geçmesine 5 gün var ve aslında 6 ay ücretsiz kontrol garantisi verilmişti. Göz doktorum ortaokuldan itibaren başka bir doktora girmeden devam ettiğim bir özel merkezde görev alıyor. Randevu almak için aradığımda ücretsiz kontrol tarihinin son bitiş tarihine kadar randevu olmadı söyleniyor ama ne hikmetse bitiş tarihi ertesi günü randevu istersem alabileceğim söyleniyor. Konuşmalar sonunda sabahın çok erken saatinde bana bir görüşme ayarlandı ki kirpik dibi iltihabı ve belirgin kuruma gözlerimde çıktı. Hani büyük telaşla geldin sonuç gibi tavır derken, ışık çakması oldugunu tekrar belirttigimde o zaman gözün arkasına bakacağız ki sen niye geciktin gözünde ışık çakması olan hemen gelir şeklinde tepki gösteriliyor. Sanırım benden iki gün önce lazer ameliyatı olan bir hasta iki gün ışık çakması yaşayıp geldiğinde gözün arkasında yırtık olduğu anlaşılıp hemen ameliyata alınmış. Bunu duyduğumda zaten korkarken elim ayağım titremeye başladı. Ama hasta psikolojisini dikkate almak yerine imzalar, kağıtlar göz damarları geçici bir süre felç edilerek goz bebeği büyütülerek gözün arkasına bakılmaksızın isteniliyor. Bu lazer ameliyatı öncesinde de yapıldığı için beklemeye başladım. Çok şükür sorun çıkmadı ama eğer böyle problem yaşar tekrar gelme durumu olursa bu gözün arkasına bakılması 2 bin TL imiş bu özellikle belirtiliyor. Bu arada gözümün önünde siyah iplikler uçuyor bunu da söylüyorum. Doktor bey kendisinde de olduğunu çaresini bulursam bana da söyle diyor. O gün çok çok fazla üzüldüm. Zaten işsiz bir öğretmenim. Ailemin maddi desteği olmasa zaten göz lazer ameliyatı yaptıramam, pahalı bir süreç çünkü. Herhangi bir beklentim elbette yok ama bunca senelik bir hastası olarak korkularımın rahatlatılmasını ve sürekli ek maliyetler bahsedilmesini istemezdim. Bu süreçte gözümün önüne siyah bir perde geçip göremediğimi zannettiğim bir günde oldu çünkü. Aslında lazer de bu yüzden yaptırmak istemiştim. Yabancı Dil sınavında bir anda gözümün önünde siyah bir perde sayfayı yakınlaştırıp uzaklaştırmama rağmen sınavdan çıkamadığım için panik halinde görmeden sınavda kaldım.  Göz numaram artmıştır ya da kansızlık derken o zaman gözlüklerimden kurtulayım demiştim. Sorunun gözde olmadığı söylendi elbette ki başka doktorlara da gideceğim şu pandemi de hastaneye gitmekten korksam da hak etmediğim tavırla karşılaşınca çok üzücü ve benim için yıkıcı oldu. Göz damarların yırtılması ihtimali olduğunda ameliyat sorumluluğu demek ki alınmayacak o zaman neden lazer ameliyatı olmadan hersey sanki ballandırılarak anlatılıyor. Şu süreçte anladım ki çok tecrübeli bir doktorun bu ameliyatı yapması gerek. Ablamı gözlerini aynı merkezde yaşça büyük ve tecrübeli hatta anneannemin doktoru olan bir doktor yapmıştı.  15 senedir benim şikayetlerimin hiçbiri onda yoktu . 
Bu yazı biraz uzun olsa da paylaşmak istedim. Aklımda benim tezimin önerisini üniversiteye resmi olarak vermeyen tez danışmanımın sözü geldi nedense; stresi yönetmeliğin. Stres yönetilir mi bu kadar empati yeteneği olmayan insan arasında,  bilemem...İyi insanlarla karşılaşmak dileğiyle...