16 Şubat 2018 Cuma

KIRK YIL HATIR


Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler...Bence çok daha fazlası... Kahvenin o güzel kokusu bana güzel anılarımı hatırlatır güzel anları ve güzel sohbetleri. Kırk yılla sınırlı olmayan zamanın bir boşluğu gibi. Durdurulmak yerine yavaş akan o sevimli yuz. Evet zamanın da binbir yüzü ve binbir ruhu var o da bizim gibi üzerine yüklenen sorumluluk sebebiyle yorgun değil mi? 
Ah şu değişen havalar... Bu ara iyileşmeye çalışsam da sıcak bir şeyler elimde evdeydim sürekli. Evde olmaktan gerçekten sıkıldığım anda gelen bir telefon ile çıkmak ile çıkmamak arası kararsızlık yerine evet çık kararına bıraktı. İyi ki de çıkmışım böyle güzel bir kahve sunumunu kaçıracaktım yoksa 😊 Şaka bir yana insan hayatın içinde o akışa kapılmak istiyor ki  en iyisi. Basit bir grip dahi olunsa bir süre sonra zamanın akışında dik durmayı gerektiriyor. 
Kelimeler aslında belirli durumlarda çok sınırlı kalmakta. Telefon eden arkadaşım ile neredeyse bir çocukluk devirdik. On beş yıl 😊 insan büyüyünce anlarmış beraber büyüdüğünüz insanlar gerçek dostlarınız. Ortaokul çocukluk halleri lise genç olma telaşı üniversite uzak şehirlerden gelip tatil günlerinin o kısa zaman diliminde dahi olunsa mutlaka görüşmeye çalışılması. Akla takılan en alakasız konu hakkında saatlerce konuşmak öyle ki sizin de başınıza geldi mı bilmem telefon bir saati geçince kendiliğinden kapatılmakta 😊 
Bir fincan kahvenin çok fazla hatırı var bu arada arkadaşım oldukça hamarattir sizler için çok güzel bir kurabiye tarifi aldım artık bir dahaki yazıya ...Yorumlarınızı beklerim😊😊😊

15 Şubat 2018 Perşembe

EYLÜL/MEHMET RAUF


Eylül... Eylül ayını sevenlerden misiniz? Sonbahar başlangıcı; yaz sonrası kafası karışık bir mevsimdir. İlk on beş günü yaz mevsimidir. Son on beş gün  ise bahar esintileri gösterir. Akşam serinliği başlar. Kitaplığımın bazı özel kitapları vardır.  Not aldığım satırları olan defalarca okusam dahi özel anlamlar çıkardığım kitaplar... Eylül(Mehmet Rauf) bu özel kitaplardan. Karakterlerin ustaca işlenmesi bir film olmalı diyorum bu kitap. Çağının çok sonrasına kalabilen klasikleşmiş karakterleriyle mutlaka empati kurabileceğiniz bir kitap.
"Evet, her şey çürüyor, her şey... İnsanlar da çürümeyecekler mi?"
"İnsan gariptir..."
"Ondan başka her şey boş, her şey hiç, her şey beyhude idi. O olmasa hiç, hiçbir şey olmazdı. Ve yine ondan başka her şey yoktu."
Altını çizip not aldığım alıntılardan birkaçı... Yasak bir aşk hikayesi temelli olan bu kitap hüzün veriyor. Daha doğrusu düşünmekten yorgun düşürüyor. Süreyya karısı Suat ve Necip bu üç önemli karakterin psikolojik tahlillerini istemsizce yaparken buluyorsunuz kendinizi. Toplumdaki yozlaşmaları inceden inceye ele alan evlilik temelini sarsan olaylara karşı yazarın psikolojik çözümlemelerinin içinde kayboluyorsunuz. Yazarın dili kullanma şeklini ben sevmiştim. 
Suat; kocası ile evliliğini sürdürürken Necip Bey'e aşık olur. Necip akrabası olan Süreyya ile Suat'ın yanına gidip gelir Suat'a aşık olur. Süreyya;  Suat’ın kocasıdır. Onun için yelkenle gezmek ve balık tutmak vazgeçilmez bir zevktir.    
Sonu hüsranla biten bu kitap edebiyatımızın değerli kitaplarından. Karakterler arasında olaylara müdahale etme isteği uyandırıyor. Suat'ın kocasına kızarken Necip'e git buralardan dediğinizde dahi üzülüyorsunuz...
Okumanızı tavsiye ederim. Yazdan geriye kalan bir günde şehrin kalabalığını geride bırakırken rüzgarın sayfalarınızı çevirmenizi önlediği farklı bir zaman diliminde hayal edin kendinizi. Bu kitap öyle bir güne anlam katacaktır...
Yorumlarınızı bekliyorum. 

13 Şubat 2018 Salı

14 ŞUBAT İNDİRİMİ


Son üç gündür yaz mevsimini yaşarken bir anda yaz bir rüyaydı dercesine hafif yağmur ve soğuk etkisini gösterdi. Sonuç; grip oldum ... Bıraksalar tüm gün uyumak istesem de yapmam gereken yığınla şey bulunmakta olduğundan yine bilgisayar başındayım. Yüksek lisans yapmak isteyenler yada sıfırdan bir çalışma yapmak isteyenler için kısa bir yazı yayınlayacağım ilerleyen günlerde umarım açıklayıcı ve bilgilendirici bir yazı olur sizler için . Bir türlü bitmeyen bir tezim var. Neyse hazır yazma fırsatım varken yazmalıyım dedim. Hafta sonu ufak bir işim olduğu için alışveriş merkezinde idim. Yves Rocher sağolsun indirim zamanı sıklıkla kendisini hatırlatır😊 Bakınmak için uğradığım yerden ellerimde paylaştığım ürünlerle buldum. Güneş kremini çok uzun zamandır kullanıyorum. Oldukça memnun olduğum paylaşmaktan sıkılmadığım bir ürün. Yüzde otuz indirim yazılarını siz de görmüşsünüzdür. İndirim de aldığım için sürekli Yves Rocher kozmetik güneş kreminin normal fiyatını inanın bilmiyorum. En son 58 TL ye almıştım. Şimdi ise indirimli 67 TL gibi bir fiyatının olması gerekiyor.



 
Yüksek koruma faktörü(50 faktör) olan bu kremi yüz lazeri yaptırdığım için hiç bir ürün kullanmasam dahi güneşten en az zarar görecek şekilde ürün ararken keşfetmiştim. BB ve CC kremlerin de yüksek koruma faktörleri bulunduğu için aslında seviyordum. İlk kez kullandığım da sanırım işi biraz da benim abartım ile fazla kullandığım için sivilce çıkmıştı cildimde. Bayağı korkmuştum. Yağlı bir dokusu olduğu için az miktarda ellerimizle ısıtarak kullandığımızda sivilce yapmıyor. Ben karma bir cilt tipine sahibim. Bence kuru ciltler için iyi bir nemlendirici özelliği görebilir. Sadakat kart ile belirli aylarda güzel sürprizler yapabiliyor Yves Rocher. Mağaza içi 70 TL'lik bir alışverişimin 49 TL'ye geleceği belirtildi. Ek olarak hediye 55 TL'lik bir rujdan bahsedildi. Başka bir ürün almak istemediğim için aradaki fark oldukça az da olduğu için görevli ile bir süre konuşsam da fayda etmedi sanırım. 70 TL'lik bir alışveriş ellerimde güneş kremi ve ruj ile mağazadan çıktım. Hediye olarak rujların verildiği aslında mesajla da belirtilmişti. Sadakat kart ile 49 TL ye düşme kısmı sanırım havada kaldı. O kısmı gerçekten bende anlamadım.

Ürünleri paraben içermemesi dolayısıyla denemeye çalıştığım bu markanın güneş kremi ve göz makyaj temizleyicisi dışında aman aman beğendiğim bir ürünlerine rastlayamadım. Keza bu ruj da oldukça kalıcılığı az dokusu havada kaybolurcasına ince bir yapıda. Doğal bir renk olduğu için tercih etmiştim seçenekler arasında. Filtre uygulamadım ki rengi tam olarak görülsün. Golden Rose matte rujları uygun fiyatına göre kalıcılık ve doğal duruşu ile bendeki yerini sabitledi.
Umarım güzel bir gün geçirmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum...