16 Şubat 2018 Cuma

NUTELLALI KURABİYE



Devamı gelecek şekilde bırakmıştım yazımı. Çok geciktirmeden gelsin tarif... Paylaşacağım fotoğraftan sadece lezzetini anlatabilir miyim bilemem lakin deneyeceğim 😊 oldukça hamarat olan bu arkadaşımın elinden herşey gelir. MasAllah diyeyim nazar değmesin,kıza. Kurabiyeleri özellikle şimdi çok popüler olan özel gün kurabiyeleri olsun bu tarz ev kurabiyeleri olsun elinin lezzetinden kaynaklı olsa gerek özeldir. Sunumlarının düzeni hatta laf aramızda takıntısı mesleğinin de iç mimar olması sebebiyle eşsiz olabiliyor. Geçenlerde kendisinin bizzat hazırladığı baby shower masasını da paylaşmak isterim bir ara. Neyse tarifi kaptım bakalım öyleyse paylaşayım.


(Nutellalı ve marmelatlı kurabiyeler)


250 gr margarin
1 yumurta
1paket kabartmaz tozu
1paket vanilya
3 yemek kaşığı nişasta
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı pudra şekeri
Alabildiğine un
Hepsini karıştırıp hamuru yuvarlak parçalar haline getirip ortasına bastırıyoruz.Piştikten sonra pudra şekeri serpip marmelat veya nutella sürüyoruz 🤣🤣(çilek marmelatlı idi ancak nutellalı olana bir yıldız da benden )
Yorumlarınızı bekliyorum... Umarım güzel bir gün geçirmişsinizdir.

KIRK YIL HATIR


Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler...Bence çok daha fazlası... Kahvenin o güzel kokusu bana güzel anılarımı hatırlatır güzel anları ve güzel sohbetleri. Kırk yılla sınırlı olmayan zamanın bir boşluğu gibi. Durdurulmak yerine yavaş akan o sevimli yuz. Evet zamanın da binbir yüzü ve binbir ruhu var o da bizim gibi üzerine yüklenen sorumluluk sebebiyle yorgun değil mi? 
Ah şu değişen havalar... Bu ara iyileşmeye çalışsam da sıcak bir şeyler elimde evdeydim sürekli. Evde olmaktan gerçekten sıkıldığım anda gelen bir telefon ile çıkmak ile çıkmamak arası kararsızlık yerine evet çık kararına bıraktı. İyi ki de çıkmışım böyle güzel bir kahve sunumunu kaçıracaktım yoksa 😊 Şaka bir yana insan hayatın içinde o akışa kapılmak istiyor ki  en iyisi. Basit bir grip dahi olunsa bir süre sonra zamanın akışında dik durmayı gerektiriyor. 
Kelimeler aslında belirli durumlarda çok sınırlı kalmakta. Telefon eden arkadaşım ile neredeyse bir çocukluk devirdik. On beş yıl 😊 insan büyüyünce anlarmış beraber büyüdüğünüz insanlar gerçek dostlarınız. Ortaokul çocukluk halleri lise genç olma telaşı üniversite uzak şehirlerden gelip tatil günlerinin o kısa zaman diliminde dahi olunsa mutlaka görüşmeye çalışılması. Akla takılan en alakasız konu hakkında saatlerce konuşmak öyle ki sizin de başınıza geldi mı bilmem telefon bir saati geçince kendiliğinden kapatılmakta 😊 
Bir fincan kahvenin çok fazla hatırı var bu arada arkadaşım oldukça hamarattir sizler için çok güzel bir kurabiye tarifi aldım artık bir dahaki yazıya ...Yorumlarınızı beklerim😊😊😊

15 Şubat 2018 Perşembe

EYLÜL/MEHMET RAUF


Eylül... Eylül ayını sevenlerden misiniz? Sonbahar başlangıcı; yaz sonrası kafası karışık bir mevsimdir. İlk on beş günü yaz mevsimidir. Son on beş gün  ise bahar esintileri gösterir. Akşam serinliği başlar. Kitaplığımın bazı özel kitapları vardır.  Not aldığım satırları olan defalarca okusam dahi özel anlamlar çıkardığım kitaplar... Eylül(Mehmet Rauf) bu özel kitaplardan. Karakterlerin ustaca işlenmesi bir film olmalı diyorum bu kitap. Çağının çok sonrasına kalabilen klasikleşmiş karakterleriyle mutlaka empati kurabileceğiniz bir kitap.
"Evet, her şey çürüyor, her şey... İnsanlar da çürümeyecekler mi?"
"İnsan gariptir..."
"Ondan başka her şey boş, her şey hiç, her şey beyhude idi. O olmasa hiç, hiçbir şey olmazdı. Ve yine ondan başka her şey yoktu."
Altını çizip not aldığım alıntılardan birkaçı... Yasak bir aşk hikayesi temelli olan bu kitap hüzün veriyor. Daha doğrusu düşünmekten yorgun düşürüyor. Süreyya karısı Suat ve Necip bu üç önemli karakterin psikolojik tahlillerini istemsizce yaparken buluyorsunuz kendinizi. Toplumdaki yozlaşmaları inceden inceye ele alan evlilik temelini sarsan olaylara karşı yazarın psikolojik çözümlemelerinin içinde kayboluyorsunuz. Yazarın dili kullanma şeklini ben sevmiştim. 
Suat; kocası ile evliliğini sürdürürken Necip Bey'e aşık olur. Necip akrabası olan Süreyya ile Suat'ın yanına gidip gelir Suat'a aşık olur. Süreyya;  Suat’ın kocasıdır. Onun için yelkenle gezmek ve balık tutmak vazgeçilmez bir zevktir.    
Sonu hüsranla biten bu kitap edebiyatımızın değerli kitaplarından. Karakterler arasında olaylara müdahale etme isteği uyandırıyor. Suat'ın kocasına kızarken Necip'e git buralardan dediğinizde dahi üzülüyorsunuz...
Okumanızı tavsiye ederim. Yazdan geriye kalan bir günde şehrin kalabalığını geride bırakırken rüzgarın sayfalarınızı çevirmenizi önlediği farklı bir zaman diliminde hayal edin kendinizi. Bu kitap öyle bir güne anlam katacaktır...
Yorumlarınızı bekliyorum.