9 Haziran 2019 Pazar

NEUTROGENA SKIN DETOX



        Bayram tatili bitti... Aslında dokuz gün içerisinde fark edilmese de bugün düşündüğümde anlıyorum ki tatil oldukça çabuk geçmiş. Yayla, Adana arası her türlü hava değişimine inat pazartesi sendromuna kapılmak... Bu hafta son hafta; Cuma karne günü... Sonrası sanırım yine sınavlar... İnsan alıştığını sandığı her zaman diliminde anlıyor ki alışmak da bir çeşit zorunluluk... Bu yaz; görmek istediğim o kadar çok yer ve doğum günüme kadar yapmak istediğim listeler var ki kısacası gerçek anlamda tatil yapmak istiyorum. İnşAllah diyelim artık...  Sizlerin nasıl geçti bayram tatil? Beklerim yorumlarınızı...

    Gelelim Neutrogena Skin Detox ürününe... Şu sıra her şey bana o kadar pahalı geliyor ki elimden geldiğince beğendiğim özelliklere sahip biraz pahalı ürünlerin muadillerine bakıyorum. Neutrogena Skin Detox yüzde elli indirimde Migros 'tan almıştım. Rengi çok hoşuma gitmişti. Yaz döneminde temiz bir cilt ve güneş kremleri dışında bir beklentim olmadığı için malum Adana şu sıra 38 dereceleri çoktan görüp geçtiği için herhangi makyaj ürünü ciltte durmuyor zaten bunaldığınız için bir şey kullanmakta istemiyorsunuz. 

    Neutrogena Skin Detox/ Arındırıcı Kil Maskesi(Toksinleri ve günlük kiri %100 hedefler/Tüm cilt tipleri için uygundur.)

*Glikolik Asit ile zenginleştirilmiş arındırıcı kil maskesi, cildin nem dengesini korurken kir, yağ, makyaj kalıntılarını nazikçe temizler. Bu 2'si 1 arada formül, detox maskesi, günlük temizleyici olarak kullanılabilir. Yumuşacık ve ışıltılı bir cilt için gözenekleri derinlemesine temizler. 

*Gözenekleri tıkamaz.

Günlük temizleyici: Islak yüze uygulayın, göz çevresine temasından kaçının. İyice durulayın.
Maske: Göz bölgesinden kaçınarak cilt üzerinde eşit bir tabaka halinde uygulayın. 1 dakika kurumasını bekleyin, iyice durulayın. 

    Bu yaz kullanmaya devam edeceğim ürünler arasına giren bu ürünü indirimde ise özellikle bakmanızı tavsiye ediyorum. Ferahlık hissi hemen kaybolmadı öyle ki ben geçmeyecek sandım. Cildin nefes aldığını hissediyorsunuz. Karmadan yağlığa dönük bir cildim var özellikle t bölgesindeki parlamalar konusunda başarılı buldum. Kullanım sonrası yapış yapış veya tamamen kurumuş bir his olmadı. Cildimi temizlerken nemini de alıp götüren bir ürün değil. Beklentileri karşılayan bir ürün oldu benim için... Güzel bir pazartesi harika bir yaz olsun herkes için :) 

2 Haziran 2019 Pazar

BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK/ HARPER LEE


Geçmeyen Mayıs ayına inat; Haziran ayı hızlı mı başladı? Şimdiden Haziran ayının üçüncü gününe doğru ilerlemekte olan bu akşamda yazma fırsatı bulduğuma seviniyorum. Kitap yorumlamaları yapmayı uzun zaman oldu sanırım. Okumayı da özledim. Aslında insan bir yoğunluk yaşarken anlıyor; özlediklerinin kıymetini... Rutinlik derken biraz vakit var derken erteliyoruz. Sevgiyi erteliyoruz; okumayı erteliyoruz belki de izlemeyi... 

Gökyüzüne bakmayı; hayatın sıkıcı detaylarında kaybolurken unutuyoruz. Unutmak alışkanlık haline gelirken samimiyetler de kendini belli ediyor. Zaman geçiyor; zaman hayatın adımlarını hızlandırıyor. Harper Lee/Bülbülü Öldürmek kitabını okumak için Haziran, Temmuz aylarını düşünsem de öncesinde okumaktan mutlu olduğum bir kitap oldu. 

        Tanıtım yazısından;
1960 yılında yayımlandığından bu yana bütün edebiyatseverlerin gönlünde özel bir yer edinen; Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek, Amerika'nın güneyinde yaşanan ırkçılığı ve eşitsizliği bir çocuk kahramanın Scout Finch'in gözünden anlatıyor.

     Harper Lee, kullandığı yalın ama çarpıcı dil aracılığıyla adalet, özgürlük, eşitlik ve ayrımcılık gibi hala güncel temaları, Scout'ın büyüyüş öyküsüyle birlikte dokuyarak, iyilik ve kötülüğü hem bireysel hem de toplumsal düzeyde mercek altına alıyor.

"İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır."
"Galiba ben büyüyünce soytarı olacağım" dedi Dill...(Eğlenceli bir dilek :)...)
                          
   Çocukların gözünden anlatım ve büyüklerin etkileri... Roman büyüklerin dünyasının acımasızlığında çocukların büyümeden önceki saf düşüncelerinin hayatı yaşanır kılması gerçeği... Büyüdükçe duygu kaybederken; en çok merhametimizi ve adalet duygumuzu mı kaybediyoruz yoksa kendimize mi uyduruyoruz. Kötülüğe bir kılıf ve bir kılıf eklerken vicdanımızı eklediğimiz kılıflarla susturuyoruz... Scout ne güzel söylemiş kitapta;

"İnsanların tuhaf olduklarına karar verdim. Zorunlu olmadıkça onlar konusunda kafa patlatmayacaktım." 

Kitap; Scout, ve ailesi çevresinde gelişen konuşmalar; komşuluk ilişkileri ırkçılığın çizdiği o kalın duvarlar arasındaki insanlar üzerine olan bir hikaye odaklı... Yer yer Scout'un sorgulamaları bu arada bu karaktere bayılacaksınız; kalıplara neden uyması gerektiğini uzun uzun sorgularken gülümsetiyor. Bir diğer önemli kahraman ise Scout'un babası... Diğerlerine uymadan aslında el ne der kaygısına bürünmeden; kitapları ile mutlu bir adam. 

Vicdani erdemleri olan ancak sonucun değiştirmeyeceğini bile bile de mücadele etmekten vazgeçmeyen bir adam. Abi ile Scout'un diyaloglarından bir alıntı;

"Kaplumbağalarda duygu yoktur, aptal."

"Sen hiç kaplumbağa oldun mu, hı..."

 ve altını çizdiğim diğer alıntılar;

"Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır."
"Bir insanı anlayabilmek için; o insanın baktığı açıdan bakmayı becerebilmelisin..."

Vicdan; günümüzdeki problemlerden uzak olmayan problemler, çeşitli toplumsal baskılar ve küçük bir çocuğun haklı sorgulamaları... Yaz okuma listenize almanızı tavsiye edebileceğim kitaplardan... Bayram çok ama çok güzel geçsin; mutlulukla bol kahkaha ile... Beklerim yorumlarınızı...

26 Mayıs 2019 Pazar

GEÇMİŞ HAFTA HAKKINDA


        Uyumayı özledim... Öyle ki kesik kesik uyumaktan kaç saat uyuduğumdan emin olamıyorum. Sanırım yaz mevsiminin başlaması  benim için bayram sonrası olacağı için haziran ayının bir an evvel gelmesini istiyorum.




       Fotoğraf yol notlarından... Sabahları 6'da uyanmak ve eve ulaşmak 2 saatimi aldığı için düşünmek bir çeşit alışkanlık oldu . Gelecek kaygısı , sınavlar bitmeyen cümleler, alışkanlıklar ve insan ilişkileri ... Düşünmek kolay olmayan bir alışkanlık...Şu aralar benim için daima önemli olan vefa duygusunun içinin boşaldığını düşündüğüm için anlamaya çalışmıyorum . Anlamak da kişiye yüklenen bir sorumluluk çünkü . Bu sorumluluğu bireysel olarak almaya çalışmak anlamsız geliyor. Aklımda bir söz "Ne kadar anlatırsan anlat kendini karşıdakinin anladığı kadarsın..."

    Bu cümledeki haklılık bir yana zamanın perdesini kaldırdıkça karakterin oturması ile musahamanın da sınırının olduğunu anlamak... Hayatınızda sizi yoran insanlardan uzak durun; yorduğunun farkında olmadığını yapmacık unsurlarla birleştirip kendi sebeplerindeki bencilliklerinde aklayarak size yük bırakmak isteyenlere gösterdiğiniz hoşgörü zamanla arsızlık olarak karşınıza çıkıyor çünkü ne diyelim ... Kendilerini gördükleri  dev aynasından vicdanlarının sesini unutmak da bir özellik ... 
      
      Saygıyı sözlük anlamında bırakmadan hayatın alanında uygulayarak yüksek ses ile konuşmanın haklılık olduğuna kendimizi inandırmadan, tebessüm eksik etmeden samimi, kalplerinin güzelliği ile söylemleri doğru şekilde eşleşen insanlarla tanışmak dileğiyle... Pazartesi sendromu başlamadan ben yazılı okumaya devam 😊 Sizin şu sıra hayat temponuz nasıl? Beklerim yorumlamalarınızı...