19 Ağustos 2019 Pazartesi

ADANA YEMEKLERİ


Yaz yerini sonbahar yolculuğuna 
bırakmak üzere... Aslında sıcaklar belki aynı ama tahammül azalıyor. Belki de yaşlanıyorumdur kimbilir... Bahar aylarına özlem duymayı alışkanlık haline getirmeden ben yazıma döneyim. Adana yemekleri... Aslında çok geniş bir mutfağımız; sarımsaklı köfteler, içli köfteler,acılı dolmalar ve biraz farklı olmak üzere sokak lezzetleri tadında Şırdan... 
Bilmem hiç duydunuz mu? Biraz farklı 
bir lezzet. Benimde daima yiyebileceğim değil ama hadi bir değişiklik olsun gidelim yiyelim gibi cümlelerle yılda bir iki kez ancak yediğim bir Şırdan fotosu çekince sizlerle paylaşmak istediğim notlarım arasında yer alsın istedim.







Koyun ya ada inek gibi geviş getiren 
hayvanların midelerindeki dört gözden sonuncusu Şırdan(şirden) ile yapılır. Bağırsaklara en yakın olan kısımdır. İçerisinde baharatlı pirinç vardır. 
Bir çeşit dolma içi gibi de diyebiliriz. Ağzı dikilmiş ve salçalı suda pişirilmiştir. Kimyon ile servis edilir. 



Bu lezzet ise mumbar dolmasıdır. 
Hayvanın kalın bağırsağı temizlenerek içi doldurulur. Yanında turşu ile servis edilir. 
Onun da içinde baharatlı pirinç vardır. 
Benim için ağır yemekler... Özenle temizlenmesi gerektiğinden temizliğine güvendiğiniz yerlerde yemenizi tavsiye ederim. 


(BİCİBİCİ)
Nişastanın pişirilerek gül suyu ile 
tatlandırıldığı bici bici; buzun rendelenmesi ve pudra şekeri ile servis edilen bir tatlı. Adana için oldukça eski olan bu tatlı aslında su an biraz daha sade ki normalde muz ve vişne ile de servis ediliyor. Meyve kısmını çeşitlendirebiliriz. 
Bu sıcaklarda soğuk tatlılar, içecekler kurtarıcı oluyor. Malum Adana... Kar, buz tatlılarda ve içeceklerde kullanılmasa da olmaz :)

Adana'nın mutfağı baharat ve acıyı dengeli kullanırken salata ürünlerinden de vazgeçilmediğinden sofra hem göze hem de mideye hitap ediyor. (Uygun fiyatlarla)Özellikle 
kebabın yanında verilen salatalarla bile doyabilirsiniz. Şu sıra yayla- Adana arası mekik dokuduğumdan farklı yemekler yazısı için 
sanırım sonbahar mevsimine nasip.
Güzel bir  hafta olsun... Beklerim yorumlarınızı... 

15 Ağustos 2019 Perşembe

HAYAT GÜZELDİR


Bayram bitti... Büyüdükçe bayram harçlığı konusunda sıkıntı yaşasak da 😄 (malum işsizlik) geldi ve geçip gitti bayram. Zamanın kumları avuçlarda saklanmayacak kadar değerli ve kararlı çünkü ... Sizlerin nasıl geçti bayram? Bu ara renklerin enerjisine verdiği pozitifliğe inanıyorum 😊 Yaz mevsiminin kendine has turuncu ve sarı rengi mutlu ediyor çünkü...
Yaylada olunca internet sıkıntısı çektiğimden bloguma sıklıkla giremesem de yazı paylaşmak istedim.
 Fotoğraf orman yürüyüşünden ... Doğayı bıkmadan kirletirken onun yalnızca bizlere cömert yüzünü göstermesinin ağırlığında üzücü bir yürüyüş oldu. Bayram dolayısıyla çöp toplanma olmasa da bu kadar kirletmek tamamen düşüncesizlik. En azından herkes kendi evini temizlese böyle olmaz sanırım . Ya da çöp kutusuna kadar muhafaza edip gidip atmak bu kadar zor mu ? Bilmiyorum benim küçücük yeğenim yediği şekerin kağıdını avuçlarında tutup çöp kutusu gördüğünde atarken kocaman insanların özen göstermemesi üzücü ...Umarım daha bilinçli olacağımız günler gelir ...


8 Ağustos 2019 Perşembe

SATRANÇ/STEFAN ZWEIG


Okuma listemde yer alan Zweig kitapları oldukça etkileyici ve anlamlı. Satranç kitabı; 

Tanıtım yazısından...

Satranç; hastalığa varan bir tutkunun kitabı....
"Gestapo tarafından bir odaya kapatılan ve burada uzunca bir süre kalan Dr.B'nin hayatı bir gün, rastlantıyla eline geçirdiği bir satranç kitabıyla değişir. Kitap sayesinde satranca dair bütün incelikleri öğrenen Dr.B 'nin bu uğraşı büyük bir tutkuya dönüşür. Satranç oyuna olan tutkusu yüzünden zamanla beyim hummasına yakalanan Dr.B'nin hem hikayesini hem de vedasını konu edinir. "

Zweig kitapları hakkında notlarım; akılda kalıcılıkta kendisine önemli bir yer edinmekte. Yazım dilinden belki ya da altını çizdiğim çok fazla paragrafların olması ile yazarın hayatını düşünmeden edemiyorum okurken... Kitap hakkındaki notlarım; bir solukta okunacak ve boşlukları sizin doldurmak isteyeceğiniz bir kitap... Zorunlulukta oluşan bir tutkunun hastalığa dönüşmesine tanık olurken bir gemi yolculuğunda aslında her şeyi bulacaksınız. Hırs, yenildikçe yeni yeniden başarmak isteği, bir hayatı gözlemleme ve yabancının aslında kocaman bir hikayesi... Çok daha uzun olmasını dilerdim. 

Alıntılar;
"İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür... Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız... Yalnız..."

"Her hamlesini çoktan ezberlediğim oyunları tekrar tekrar oynamanın ne anlamı vardı ki?"

Dizleri titremeye başladı: Bir Kitap!Dört aydır elime kitap almamıştım ve içinde insanın ard arda
sıralanmış sözcükler, satırlar, sayfalar ve yapraklar görebileceği, başka, yeni şaşırtıcı düşünceleri okuyabileceği, beynini alabileceği bir kitabın hayali bile insanı coşturuyor hem de uyuşturuyordu...

Beklerim yorumlarınızı...