10 Ekim 2020 Cumartesi

ROBOT KİTİ AÇILIMI

Yüz yüze alışveriş yapmayı özledim... Uzun zamandır pazara dahi giderken oldukça dikkatli davranmaya çalışıyorum, kalabalık ortamlardan uzak duruyorum, koronavirüs yüzünden. Çoğu insan hala çok dikkatsiz bunu belirtmek isterim ki maske takmamayı geçtim herhangi bir meyve tezgahında hop itekleme, yer kapma yarışına giriyorlar kendi kendilerine. Online alışverişleri artık böyle olunca mecburen yapmak zorunda kalıyor insan. 
Geçen Mart ayında bir öğrencimin teknolojiye olan ilgisini görüp o zamandan sipariş ettiğim Solar kit Nisan ayında gelince dolabımda saklamışım; olur ya herhangi bir okul dönüş zamanı Haziran ayı gelmeden olursa öğrencime veririm düşüncesiyle. Ne yazık ki dönüş olmayınca tüm yaz acaba ben mi yapsam derken geçenlerde yapmaya karar verdim. 

Kutu deforme oluş bir şekilde teslim edilse de ürün parçaları eksiksizdi. Kutunun üzerinde oluşturabileceğiniz 6 çeşit tasarım resmi bulunmakta.



Küçük bir güneş enerjisi paneli ve bağlantı için birkaç tel bulunmakta. Ayrıca robotun motor parçalarını siz birleştiriyorsunuz.


Ne yazık ki Türkçe dil desteği olmadığı için resimlere bakarak anlamaya çalışıyorsunuz. Aslında ilk kez benim deneme yapmam güzel oldu. Öğrencilerimin tek başına zorlanacağını düşündüğüm bir set olduğunu gördüm. Teknoloji çağından daha da öteye doğru yol alıyoruz. Telefonlar, laptoplar, akıllı saatler, tabletler hayatımızın bir parçası değil de adeta hayatımızın tamamındalar. Kodlamaya, makinelerin kullanım yöntemlerinin yöneticisi olmaya ilgi duyan özellikle 11-14 yaş aralığında çok fazla öğrenci var. Branşım Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği olsa da derslerimiz 5 ve 6.sınıflarda zorunlu ve saatimiz çok az; ataması ise neredeyse yok. Dünya bu kadar teknolojik anlamda ilerlemişken her kademeye zorunlu olsa dersimiz güzel olacak da işte... 
Bu yaz robotik kodlama, aurdino sertifikası da aldım ki en önemli etken özel okulda çalışan arkadaşlarımın robotik kodlama tasarımlarının gerekli envanter desteğinin sağlandığı dersleri gördüğüm için. Çocuklarında ilgisini gördüğümden kendimi geliştirip devlet okullarında en az maliyetle de olsa uygulamalar yaparak yalnızca teknoloji dünyasında kullanan değil de tasarlayan olmalarını sağlamak istedim. 
Bu sette parçalar birbirine tam olarak oturmadığı ve güneş enerji paneli çalışmadığı için istediğim sonuç ortaya çıkmasa da benim için de bir adım olduğunu düşünüyorum. Umarım tasarım konusunda daha da ilerler sizlerle de paylaşabilirim. 
Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı....

5 Ekim 2020 Pazartesi

ENOLA HOLMES

ENOLA HOLMES


         Uzun zamandır film izleyemiyordum.
 Belki düşüncelerimin yoğunluğundan dikkatimi veremediğimden belki de izlemek istediğim tarzdaki filmleri bir türlü yakalayamadığımdan... Ama bu düşüncemi değiştiren bir Netflix filmi diyorum; Enola Holmes... 

Sherlock Holmes hayranı olarak şunu da belirtmeliyim ki Benedict Cumberbatch evet hayranları çok olsa da benim için Sherlock Robert Downey Jr.'dur. Evet kendisini aşırı karizmatik ve özgüvenli bulsam da Sherlock ruh hali denilen o ruh halini yansıttığını düşünüyorum. O ruh halinin temelden gelen etkileri peki? Peki ya kahramanlar ve olaylar belirgin olsa da onların aileleri... 

Sherlock; zekasını, parçadan bütüne doğru bulmacaları teker teker yerine yerleştirmesi, detayları zihninde tutması ve aslında soğukkanlılığıyla parlaması aile fertlerinden hangisine has bir özellik olmalı? Annesi, babası, bu arada Sherlock'un kendisinden 7 yaş büyük olan abisi Mycroft, belki de kardeşi...Yine bir kitaptan uyarlama olan Enola Holmes'u çok sevdim.
       Milli Boby Brown'u ilk kez izliyorum. 
Stranger Things dizisini duysam da izlemedim ne yazık ki. Ancak henüz 16 yaşında olmasına rağmen verdiği enerji harika.
 Enola karakterinin gerçekliğini izlerken sorgulatmıyor. Tamamen bağımsız bir karakter olan Sherlock'un ailesi olması, küçük kız kardeşinin zekasının onunkiyle boy ölçüşmesi oldukça başarılı. 

 Nancy Springer kitap serisinden uyarlanan Enola Holmes (Millie Boby Brown) filmin odak noktası. Annesi ile izole olmuş bir şekilde yaşarken 16. doğum gününde annesinin ortadan kaybolmasıyla Enola; kendisini büyük bir gizemin ortasında buluyor. 
Evden çoktan ayrılmış olan abileri Mycroft(Sam Claflin) ve diğer abisi Sherlock'un annelerinin kaybolmasını haber aldıktan sonra eve döndüklerinde Enola konusunda oldukça şaşırırlar. 
Anneleri(Helena Bonham Carter) Enola'yı kendisi eğitmiş, zamanın çok ilerisinde ona dövüş sanatları konusunda eğitim verdiği gibi akademik yönden de onu mükemmel hale getirmiştir. 
Mycroft bu durumdan hoşlanmaz ve onu dönemin kadın erkek eşitsizliğinde gerçek bir hanımefendi!!!! gibi yetişmesini sağlamak için okula göndermek ister. Sherlock ise tam bir umursamaz tavır takınır bu konuda ancak filmin sonunda birkaç cümlesi bu konuda beni mutlu ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. 
Böyle bir okula gitmek istemeyen Enola annesini de bulmak için Londra sokaklarında biraz tehlikeli biraz da hayat dolu bir maceraya atılır.
                    
 Enola annesi tarafından insanlar ne derse desin hatta ne dayatılırsa dayatılsın kendisi ve ne olmak istediği konusunda eğitilmiştir. Kendi kararlarını alırken annesinin de öğretilerini sorgulayarak vicdan ve zeka aslında kalp üçgeninde harmanlanmış bir karakter.

 Sherlock'tan önce gizemin ipuçlarına ulaşması da aslında onun ne kadar zeki ve iyi bir dedektif olduğunu gösteriyor. Dönemin o bildiğimiz kadınların yalnızca mükemmel bir eş konusunda eğitilmesi gerektiği inancını taşıyan öğretilere karşı dimdik duran tercihlerini zekasıyla harmanlamayı bilecek kadar iyi bir karakter. Güçlü, aldığı kararların arkasında duran bir erkek tarafından kurtarılmayı beklemeden kendisini kurtaran bu filmin ana kahramanın hikayesi bence devam etmeli. All the bright places(tık tık) filminden sonra beğendiğim bu filmi izlemenizi tavsiye ederim. 

Beklerim yorumlarınızı...

28 Eylül 2020 Pazartesi

LOREAL HYALURON UZMANI NEMLENDİRİCİ


Alışkanlıklarınıza bağlı mısınız? Değişiklik hayatınızda nasıl bir yere sahip? Bilmiyorum nedense bu iki soru zihnimde şu sıra fazlasıyla yer edinmekte. Alışkanlıktan daha çok anılarımdaki bana o yılı ve zamanı hatırlatan eşyalarımı gözümün önünde tutmayı seviyorum. O eşyalar bana umut veriyor fakat son zamanlarda o eşyaların yanına beni pozitif anlamda motive edecek başka unsurlar koymak istiyorum. Bakalım...
Yaz döneminde günlük kremler için arayışta iken Trendyol indiriminde ikili set halinde satılan Loreal Hyaluron uzmanı nemlendirici kremi gördüm. Oldukça uygun gelinde hemen sipariş verdim. Setin yanında hediye olarak verilen küçük pembe çantaya bayıldığımı söylemek isterim.



YENİ HYALURON UZMANI CİLT DOLGUNLAŞTIRAN NEMLENDİRİCİ KREM
2 çeşit hyaluronik asidin yüksek konsantrasyonuyla güçlendirilen formülü sayesinde daha parlak, pürüzsüz ve genç görünen bir cilt. Üstelik gündüz, gece, göz kremi ve maskesiyle tamamlanmış bir cilt bakım rutini sağlıyor.
1.Yüksek moleküller
Yüksek moleküler hyaluronik asit cildi pürüzsüzleştirir ve kırışıklık görünümünü azaltır.
2.Mikro moleküler hyaluronik asit epidermis tabakasına etki ederek cildi nemlendirerek dolgunlaştırır.



       Gündüz ve gece şeklinde aynı markanın bakım kremlerini kullanmamıştım. Kırışıklık problemleri henüz yaşamasam da hyaluronik asidin önemini son zamanlarda oldukça duyduğumdan özellikle de etkilerini ilerleyen zamanlara önlem olarak kullanmak istedim. Kırışıklık etkisini azaltıcı yorumunu bu yüzden yapamayacağım ama cildimdeki o gerginlik hissi, hafif dokusu ve güzel kokusu ile bir sonraki alışverişimde aynı markanın maske ve göz bakım kremini de satın almalısın dedirtti. İndirim zamanı bakmanızı tavsiye ederim.


Bu çanta içerisinde geldi kremlerim. Küçük diyorum ama iki krem de sığmıştı. Sevimli bir çanta... Şimdilik yorumlarım bu kadar beklerim yorumlarınızı...