5 Nisan 2018 Perşembe

HATIRLANMAK GÜZEL ŞEY


Nisan ayı güzel geldi umarım da böyle devam eder. Küçük bir kız çocuğu gibi hissediyorum bazen. Birisi hediye ile eve geldiğinde bana mı bana mı sorusu ile vazgeçemediğim bir sevinç dünyasına yol alıyorum😊 Özellikle morale ihtiyacım olduğu zamanlarda yapılan küçük hatırlamalar o kadar mutlu ediyor ki iyi ki varlar diyorum . Sevdiğim insanlar iyi ki varlar... Dün de öyle güzel hatırlamalarla dolu güzel bir gündü . Dünün bugüne notu olsun.




Parfüm sevgim özellikle kokulara karşı hassasiyetim çevrem bilir. Şekerli hafif baharatlı kokuları günlük kullanım için severim.  Yasemin ise daha bir özel gün kokusu gelir bana. Bu parfüm sexy shoe bahsettiğim gibi şekerli etkili bir koku. Tasarımının güzelliği, renk tasarımı ile ilginç ama çok şık bir görüntüye sahip. Siyah renkli olan da ablama geldi 😊 siyah renkli ferah bir koku ona göre tam.  


 Bu dipliner henüz kullanmadım ancak müthiş derece de siyah bir renk. Elime öylesine rengine bakmak için kullandığımda elimden çıkarmak istedim ancak makyaj temizleme mendili o kadar zorlandı ki anlatamam. Fazla kalıcı oldu.

Studio London kozmetik markasının içerisinde de ikili fırça bulunmakta. Kaş tarama fırçası sert, far fırçası ise iki tane parçası bulunmakta, oldukça yumuşak. Hediyeler Londra'dan getiren ise çok sevdiğimiz bir aile dostumuzdur. Mutlu etti düşünmesi 😊 (not: dipliner özellikle Hindistanlıların kullandığı bir ürün olduğunu etkili olduğunu söylediğinde denemek için can attım ama henüz firsatım olmadı )
Bir önceki yazım rutinlik üzerine idi. Kendimize ait bir on dakikanın ne kadar kıymetli olduğunu vurgulamak istemiştim şimdi de diyorum ki rutinliği güzelleştiren insanlar iyi ki varlar. Kan bağından da öte gönül bağı olan insanlar hep yanımızda olsunlar insAllah ...
Yorumlarınızı bekliyorum. Herkes için güzel bir ay olsun.

3 Nisan 2018 Salı

RUTİN



Kimi zaman insan rutinden korkar... Rutinleşmiş duygulardan, zamanlardan, saatlerden ve en çok da alışkanlıklardan. Ben mi? Ben rutinlikteki güzel olan tarafı görmekle ilgileniyorum sanırım. Küçücük bir zaman dilimi dahi olsa farklı açılardan görmeyi deniyorum. Bazı alışkanlıkları seviyorum ama. Özellikle cilt temizliği konusunda kullanmayı sevdiğim iki ürünü paylaşacağım. Himalaya ürünleri Gratis indirim zamanı aldığım hatta stokladığım  sevdiğim ürünler. 



Himalaya neem özlü arındırıcı yüz temizleme köpüğü normal ve yağlı ciltler için; Nivea yüz temizleme köpüğüne kıyasla oldukça iyi. Kokusunu sevdim.  İçerğinde paraben olmaması satın almamdaki önemli sebeplerdendi. Benim cildim karmadan yağlıya dönük bir cilt. Bu köpüğü makyaj sonrası temizledikten sonra en son adım olarak kullanıyorum. Gerginleştiriyor cildi ferahlık veriyor. Ancak kullanım sonrası cildinizin biraz kuruduğunu hissedebilirsiniz. Kalıcı olmasa kullanım sonra kurutma hissi vermesi dışında bence güzel bir ürün.


    Aleo vera maskeler  yeşil çaylı maskeleri de unutmayayım tabi; kullanıyorum ve seviyorum. İlk bahsettiğim ürünü makyaj sonrası en son adım olarak kullansam da Aleo vera özlü nemlendirici yüz temizleyicini günlük temizlik için kullanıyorum. İçerisinde paraben yok cilde yumuşak bir etkisi var. Ferahlık hissi oldukça güzel. Diğer ürün gibi kurutmuyor ya da gerginleştirmiyor. Yalnız fazla akışkan kapak aşağı da tutmanızı tavsiye etmem. Kapı açtığınızda öyle fazla geliyor ki bu yüzden yan yatırıyorum kullanım sonrası.
        İşimiz gücümüz alışkanlıklarımız hatta zorunluluklarımız bir yana gün içerisinde 10 dakika bile olsa kendinize zaman ayırmayı ihmal etmeyin... Yorumlarınızı bekliyorum :)

1 Nisan 2018 Pazar

HANDAN/HALİDE EDİP

 
 
Sonunda Nisan geldi. Bilmiyorum neden Mart ayı bu kadar uzun sürmüş gibi geldi! Mart benim açımdan çok da harika geçmedi. Belki ondandır. İnsan mutlu olduğu anlarda zaman hızlı geçer derler. Bugün öyle oldu. Nisan ayı güzel başladı yan, :) Umuyorum ki böyle devam eder.
Bu ara Halide Edip kitapları aklımda. Sinekli bakkal, Ateşten gömlek ve Handan...Handan gerçekten canımın sıkıldığı bir zaman okuduğum kitaplardandı. Bu kitapla birlikte dikkatimi toplamak zorunda olduğumu hissetmişti. Halide Edip ilginç konuları kitaplarında işleyen ve gerçekten hitabet sanatına etkin bir yazar. Ancak cümleleri dağınık yazarlardan. Anlattıkları belirli çizgide devam etmiyor. 
Dikkatinizi kaçırdığınız an çok şey kaçırmış olabilirsiniz. Konuyu anlamak için çaba harcamak gerekiyor. Sinekli Bakkal çok küçükken okumuştum hala da saklarım. Halide Edip kitapları arasında ayrı bir yere sahiptir benim için. 
Handan ise günümüze uzanabilen ve sürüsüyle notlar aldığım bir kitap. Şu alıntıyla başlamalıyım yorumlamalarıma;
"...Handan her şey olabilir. akıllı bir kızdır, fakat güzel değildir."
"Evvela soğuk görünüyor ama siyah gözlerinde o kadar hayat var ki."
          Kitabın ana kahramanlarından olan Refik Cemal Handan'ın kuzeni Neriman ile evlidir. Handan Neriman'dan büyüktür. Olay örgüsü düzenli olmasa da kimi kısımlarda Handan'ın Nazım adlı biri ile evlenmek yerine Hüsnü paşa ile evlenmesine çevresindeki herkesin şaşırdığını anlayacaksınız. Nazım I.Abdülhamit dönemi ihtilalci 
gençlerdendir. Tutuklandıktan sonra arkasında mektuplarla intihar etmiştir. Handan kocasıyla birlikte Londra'da yaşasa da adeta anlatıcılarla her yerdedir. Tüm sohbetlerde özellikle Neriman'ın tüm çocuksu davranışlarıyla Handan'ı hayatlarına varlığı olmadan yerleştirmesi bence sinir bozucuydu. Refik Cemal ile Handan karşılaştığında ise Handan'a aşık olur. Handan aşkı modası gibi o da aşık olmuştur. Yer yer ne Handan yahu dedikten sonra kızarken bulabilirsiniz kendinizi. Handan bu arada rahatsızdır. 
Refik Cemal ise onun yanından ayrılmaz hastalığı süresince. Handan iyileştikten sonra ise Refik Cemal'e olan aşkını dışa vurur fakat o kadar gel gitleri olan bir kadındır ki yaşadığı vicdan azabının da etkisiyle ölür. Mektuplaşmalarda yazışmalar olay örgüsü hakkında bilgi vermektedir. Neriman'ın saf tarafı özellikle bazı şeyleri anladığı halde sessizliğe bürünmesi Handan'ın yaşadığı nöbetleri dahi karısına anlatmaktan çekinmeyen Refik Cemal ise ayrı bir konu. Handan'ın kocası mı bence hiç girmeyelim o konuya. 
Aslında temeldeki yanlış batılılaşma konusu bir yana yasak aşkın anlatımı bir kadının gözünden objektif olması ile okunması gereken kitaplardan. Halide Edip karakter çözümlemelerinde duyguların özellikle ruhun üzerinde yoğunlaşmış.
"    Çehresinde müthiş bir elemden ziyade ebedi bir yorgunluk, yaşamaktan bir bıkkınlık vardı."
 Handan'ın güzel bir kadın olmadığı ancak kimse de olmayan anlamlara sahip bir siması üzerine olan cümleler oldukça fazla.

       "Din artık, ey rüzgar. Estiğin yer boş bir yıkıntı."
Romantizme dayalı cümleler ile düşünüyorsunuz. Romanın geçtiği yerler insanların o yerlere katkısı kısacası her şeyi :) Şimdilik bu kadar yorumlarım...
Nisan hepimiz için mutlulukla geçsin... Yorumlarınızı beklerim.

29 Mart 2018 Perşembe

MUTLULUK ANLAR TOPLAMI


Mutluluk bir zaman dilimi... Küçük anların oluşturduğu değerli notlar dünyası... Zaten mutluluk için de büyük şeylere gerek yok. İnsan yaşadığı her gün bunu anlıyor. Mutluluk sevdiğin sevdiğin insanların kahkahalarına karışmışsa  o anlar fotoğraflanmalı değil mi? Bu arada lokmalık kurabiye tarifini de şuraya yazayım bence güzeldi deneyenler olursa beklerim yorumlarınızı 😊
Ben bu tarifi Instagram'da masmavimutfakta sayfasından almıştım. İlk yaptığımda misafir gelecekti ve yoğun bir arayış içindeyken tesadüf eseri rastladım. Ölçü olarak tarifi veren sayfa bir çay bardağı kullanmış. 
1 yumurta 
125 gram tereyağı (yumuşak)
1 çay bardağı sıvıyag
1 paket vanilya 
1  çay kaşığı kabartma tozu 
4.5/5 çay bardağı un (dikkatli ekleyin uyarısı var)

Üzerine serpmek için tarçın ve pudra şekeri ancak fırından çıkınca sıcak sıcak eklenecek. Önce şeker eklenmemi sonradan eklenmesi kafamı karıştırsa da gerçekten sıcak sıcak olunca içine pudra şekeri çekmişti güzel oldu bir tarçın bir pudra şekeri şeklinde sonuç masadakiler 😊😊😊
Tarif hakkında notlarım; kavanoz da olduğu sürece bayatlamadan iki haftaya kadar kaldığı söylenmişti. Haklıymış bir hafta boyunca çıkarıp kahvenin yanında çok güzel oldu. Az ürünle bu lezzeti takdir etmemek elde değil. 40 yıllık hatırı vardır derler ya haklılar. Son zamanlarda Türk kahvesi beraber içtiğim insanlar hayatımdaki en çok değer verdiğim insanlar... Beraber mutlu olduğum hüzünlerini paylaştığım. 
Mutluluk anlar toplamıdır sahiden de😊

28 Mart 2018 Çarşamba

HALF GIRLFRIEND FİLM YORUMLARIM

 

      İyi oyunculuk, harika müzikler      ancak vasat bir film...Nadir bu şekilde düşündüğüm film olur. Genellikle vasat filmlerde her şey ortalama altı kalır. Ama beni şaşırtan bu kadar iyi oyuncular varken ortaya harika bir filmin çıkmaması... 135 dakika boyunca etkileyici sahneler bekledim durdum desem yeridir. Hangi filmden mi bahsediyorum!!!HALFGIRLFRIEND... 

Shadra Kapoor filmlerini izlemesem dahi sempatim olan Bollywood oyuncularından. Gözlerinin renginin çok farklı olması ilgi çekici geliyor sanırım. Arjun Kapoor ise ilk kez bu filmde gördüm kendisini. Bollywood oyuncuları arasında bence sıyrılacaktır. Gelelim filmimize....

Hayatın tekrarı gibi filmlerde aslında bir klasikten çıkmaya çalışırken bir anlam vermeye çalışıyorlar. Ama bu anlamı çıkarmak için bazı filmler özellikle göz önüne koyarken bazıları ise tamamen yorumu seyirciye bırakmakta. Evet bunu da anlarım lakin bu film de öyle bir kargaşa vardı ki... Anlam güzel; etkisiz eleman olarak gördüm ben. Arjun Kapoor (Madhav filmdeki ismi) kendi memleketinden çıkıp üniversiteye kabul süreciyle başlıyor. 

İngilizcesi oldukça zayıf ama üniversite jürisini etkileme sahnesi bence çok anlamlıydı. Sosyolog olmayı istemekte; köyünün neden fakir kaldığını ve aslında geçmişte en iyi üniversitelerin oralarda olduğunu ve bunu araştırmak istediğini gerçekten güzel cümlelerle anlatmakta. Harika basketbol oynadığını es geçmemeyim. Üniversiteye kabul edildikten sonra okulun oldukça popüler kızı Riya'ya aşık olur.(Shadra Kapoor) Kızımız da basketbol oynamaktadır.

Sadece yanında dururken bile mutlu olur Madhav. Bir şekilde arkadaş olmayı başarsa da Madhav duyguları için çektiklerini görünce pes etmemesine mi yanayım, kızın gerçekten ailesel kaynaklı sıkıntılarının olması etkisiyle gelgitlerinin çok fazla olmasına rağmen ben bıktım bu çocuk hala neden bıkmadı gibi cümlelerle baş başa kaldım. Öyle ki kız arkadaşın olurum ancak yarım demesi de kızı anlamamı sağlamadı aksine neden? sorusu ile kalakaldım. 

Madhav'ın hayalinin gerçekleştirilmesi için İngilizce konusunda yardımcı olması güzeldi ancak çekip gitmesi Madhav'ı derin bir yara ile bıraktı. Pes etti mi hayır... Sorun da bence bu çabalar kızın sıkıntıları bana içten, dokunaklı gelmedi. Hep bir şey eksik dedim. Anlamak için anlaşılmak için...Ne diyelim muhteşem müzik ve oyunculara duyduğum sempati ile 10 üzerinden 4.5 hadi diyelim 5'lik bir filmdi.

 

26 Mart 2018 Pazartesi

GÜN OLUR ASRA BEDEL


         Beyaz Gemi; okudunuz mu? Leyla ile Mecnun dizisinde İsmail Abi'nin o gemiyi beklemesinden çok önce bu kitap okuyanlar olarak o gemiyi bekliyorduk. Hüzünlü, acıklı bir hikaye ile ben merkezi çevresindeki soruları sorgulamaya hazır mısınız? Ben Cengiz Aytmatov'u Beyaz Gemi ile tanıdım. Bir yazarı bir eseri ile tanıyabilir misiniz? Belki... Ya da asla... Ama benim nacizane yorumum o kitaptaki karakterlerden birinde mutlaka hissettikleri vardı. Bir ara Beyaz Gemi hakkında yazmalıyım. Benim için özel kitaplardan biridir. Buram buram pişmanlığı hissedeceğiniz. Neyse...
       Geçenlerde kütüphanemizi düzenlerken  Cengiz Aytmatov Gün Olur Asra Bedel Olur kitabını görünce kendime kızdım. Nasıl görmezsin ve okumazsın! Beyaz Gemi'ye bu kadar bağlanmışken yazarın diğer kitaplarının neden farkına varmadın? Hep dediğim gibi kitapların zamanı var. Sanki onlar sizi seçiyor siz onları seçtiğinizi zannetseniz de... Kitap hakkında notlarım;

"Üstesinden gelemediği çelişkilerle baş başa kalan insan, moral bakımından derinden derine sarsılır ama bunu kimseye söyleyemez, çünkü ona kimse yardım edemez. Bu korkunç bir yer kayması gibidir, tehlikeyi görürsünüz ama bir şey yapamazsınız."

"Nereye gidersen git, üzüntülerin de seninle beraber gelecektir"

"Dünyada en büyük sevinç, aşık olanın sevinci, sevmek sevilmek sevinci değil midir?"

 Not aldığım alıntılar.... Geçmişin, bugünün ve yarının sorgulamalarının yapıldığı gerçeğin efsanenin bir arada gözler önüne serildiği etkileyici kitaplardan, bu kitap. Kabul etmeliyim ki bir Beyaz Gemi samimiyeti alamadım.  Ya da o duygular  geçmedi. Beyaz Gemi'nin kahramanlarında kendimi bulduğumdandır belki de. Kıyas yapmamalıyım biliyorum ama insan...
       Gün Olur Asra Bedel Olur kitabının ana kahramanı Yedigey'in  can dostu olan Kazgangap'ın cenaze törenine giderken Yedigey'in soruları ve hüznüne ortak olacaksınız. Meşhur Mankurt efsanesinin hikayesinin bir dinleyicisi olacaksınız  Kitapta gerçekle efsane iç içe girmişken üzüleceksiniz. Noktalanan kısımlarda bile bir hikayenin devam ettiğini hep bileceksiniz içten içe.  
       Kırgız edebiyatının güçlü isimlerinden Cengiz Aytmatov'un içsel sorgulamaları başarılı bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. Sevi Boylum Al Yazmalım kitabını okuma fırsatım bir türlü olmasa da yazar günümüz yazarlarından aslında. 2008 yılında vefat etmiş olan yazar; mutlaka okumanız gereken yazarlar listesinde olmalı. Gün olur Asra Bedel olur aslında tek bir gün üzerinde içsel sorgulamalar, olaylar ama yazarın belki de koyabileceği en güzel başlıkla özetleniyor tüm hikaye. Gün olur Asra Bedel olur... Bozkırı hiç görmeden tanıtıyor yazar. Hatta bununla da kalmıyor anlatmıyor yaşatıyor. Kitap başlangıçta sıkıcı gelebilir hatta yer yer bırakmak da isteyebilirsiniz. Ancak okudukça bizden uzakta olan bu insanların aslında bizimle nasıl bir duygu bağlarının olduğunu da fark edeceksiniz. Tüm o hüznün altındaki umudu hissedeceksiniz. Umut görünmese de dokunulmasa da ruhlarımıza öylesine işlenmiş ki yazar da kelimesi kelimesine anlatmasa da umudu bir rüzgar gibi  hissettirmiş.
....
Yorumlarınızı bekliyorum... 

24 Mart 2018 Cumartesi

SIVENO ROLLON


         Hafta sonunuz nasıl geçmekte 😊 benim yarınla beraber yoğun gün geçecek akşamlar ancak benim... Adana'da cuma gününün 34 derecesi bugün kendini inanılmaz bir rüzgara bıraktı. Bir ara rüzgara cidden kapilmaktan korktum. Mevsimler de değişti Adana' da bahar bir anda yerini yaza bırakacak diye korkuyorum... Sanki iki mevsim yaşanacak gibi yaz ve kış . Zaman çok şeyi götürüyor değiştiriyor. 
      Uzun zamandır bende doğal ürünler kullanmaya paraben, alkol içermeyen ürünler seçmeye çalışmaktayım . Cilde en az zararı veren ürünleri secmek bazen fiyat açısından zarar verse de sağlık çok önemli.
Siveno doğal roll on da her zamanki ben işte bir başka ürün için girmişken Watsons a tedasufen dikkatimi çekti. İçeriği hakkinda da yorumları görevli bayan yardımcı olunca denemekten bir zarar görmem dedikten sonra aldım. 21 TL gibi bir fiyatı vardı. İçeriğinde alkol bulunmamakla beraber kokusu etkin değil. Terleme karsiti evet yüzde yüz diyemem. Ama kış ayları için yaz dönemine göre biraz daha az terleme olduğu için kış aylarında denemelisiniz. Beklentileri çok yüksek tutmadan doğal kaynaklardan üretildigi cümlesi özellikle baz alınırsa denemeniz gereken ürünler listesine ekleyebilirsiniz.
       Notlar olarak şunları ekleyeyim; çevre dostu ürünlerimiz hayvanlar üzerinde test edilemez, yer altı sularını ve doğayı kirletmez. Ürünümüzde hayvansal içerik bulunmaz. Vegandir. Kapak açıldıktan sonra kullanım ömrü 6 aydır. Raf ömrü 24 aydır. 
Kutusundan o uzunca yazıdan ozetlemeye çalıştım 😊😊 mutlu hafta sonları olsun ... Yorumlarınızı beklerim...